Randevumuz var: Róisín Murphy

Nedir? Konser . Róisín Murphy, yeni albümünü yayımlamadan önce direksiyonu İstanbul'a kırıyor. Nerede? Zorlu PSM Turkcell Sahnesi Ne zaman? 7 Haziran Çarşamba 21.30 Neden gitmeli? Dans pistinin tozunu attıran disko divasıyla randevumuz var. Not almalı: Róisín Murphy'nin yeni albümü Hit Parade 8 Eylül'de Ninja Tune etiketiyle yayımlanacak. Duende’nin müzik editörü Koray Soylu ile albüme biraz daha yakından bakalım : 1993 yılında Mark Byrdon prodüktörlüğünde kurduğu Moloko grubuyla 90'ların ikinci yarısında ve erken 2000'lerde art pop 'tan trip hop 'a, acid jazz 'dan dance-pop 'a dance genişleyen bir jans spektrumunda toplam 4 albüm yayımlayan Róisín Murphy, 20 yıldır sürdüğüdü solo kariyerinin son uzunçaları Hit Parade 'i The Universe teklisiyle duyurdu. 2023'ün başında bir DJ Koze düeti olan Can't Replicate ve CooCool şarkılarını paylaşan müzisyen, 6. stüdyo albümü olacak Hit Parade 'in müjdesini vermemişti. En son 2020 yılında Róisín Machine adlı albümünü yayınlayan Róisín, görselliği ve ses manzaralarıyla bir disko nostaljisinin yenilikçi bir sunumunu yapmıştı. Róisín, Hit Parade 'te güçlerini birleştirdiği ve albümün yapımcılığını emanet ettiği ünlü Alman house DJ'i ve yapımcısı Stefan Kozella'yla (DJ Koze) yaratıcı ortaklığına dair " Başka ülkelerde, birbirimize sürekli şarkılar ve fikirler ileterek uzaktan çalıştık. Yeni bir işbirliğine her zaman açık fikirlilik ve şevkle yaklaşmak zorundayım. Hit Parade'le bu yaklaşımımı önceki işbirliklerimden çok daha iyi bir şekilde gerçekleştirdim " dedi.

Aposto İstanbul

İki Tiyatro'nun ilk oyunu: Canavar

Nedir? Oyun . Beyazperde ve dijital platformlarda yer alan İnsanlar İkiye Ayrılır , 7 Yüz , Karışık Kaset gibi işleriyle tanıdığımız Tunç Şahin ’in tiyatro için kaleme aldığı ve rejisini üstlendiği Canavar; izleyici karşısında. Yıllardır karşılaşmamış üç kuzenin yüzleşme gecesine şahit olacağımız oyunun kadrosunda Tülin Özen, Gülçin Kültür Şahin ve Hakan Emre Ünal yer alıyor. Nerede? Zorlu PSM %100 Studio ve Fişekhane Ne zaman? 7 Haziran Çarşamba ve 9 Haziran Cuma, 20.30 Neden gitmeli? Ortak bir travmaya farklı tepkiler vermiş üç kuzenden Kemal’i Hakan Emre Ünal, Aslı’yı Tülin Özen, Derya’yı ise Gülçin Kültür Şahin canlandırıyor. Aslı ve Derya, küçük bir Anadolu şehrine imza günü için gelmiş bir roman yazarı olan kuzenleri Kemal Sönmez’in habersiz ziyaretine hazırlıksız yakalanıyor. Bunun üzerine iki kız kardeş Kemal’in önerisiyle tarifini unuttukları ve yıllardır yemedikleri bir aile yemeği yapmayı kafaya koyuyorlar. Onlar yapması hatırladıklarından kolay, yemesi tahmin ettiklerinden zor olan “kapama”yı hazırlarken kuzenleri Kemal’in ziyaretinin altındaki gerçek sebep ortaya çıkıveriyor. Sonrasını sen de bizim kadar merak ediyorsan tek perde ve 80 dakikalık Canavar ’da görüşmek üzere. Not almalı: 7 Haziran Zorlu PSM %100 Studio ve 9 Haziran Fişekhane gösterimleri arasında bir seçim yaptıysan biletler için elini çabuk tut deriz.

Aposto İstanbul

Adalar'da Caz başlıyor

Nedir? Festival . Prens Adaları’nda caz kokulu bir konser serisi ve söyleşilere, bir de atölyeye davetlisin. Nerede? Büyükada, Heybeliada, Burgazada ve Kınalıada Ne zaman? 8 - 11 Haziran Neden gitmeli? Yaza cazla merhaba demek için. Not almalı: 8 Haziran Perşembe günü saat 18.25’te Kabataş İskelesi’nden hareket edecek ada vapuruna atlıyor, festivali Sarp Maden Quartet’le açıyoruz. Vapur Büyükada’ya yanaşırken 19.30’da Büyükada Atatürk Meydanı’nda başlayacak Önder Focan Aubergine (Patlıcan) Project konseri bizi karşılıyor. 20.30’da Mercan Dede İstanbul Quartet’i dinliyoruz. Ertesi gün yine 18.25’te hareket edecek Kabataş-Adalar Vapur İskelesi Paşabahçe Vapuru’nda Ezgi Aktan’ı dinliyor, Büyükada’ya çoktan geçmişsek Çelik Gülersoy Kültür Merkezi’nde 17.00’de gerçekleşecek Asena Akan ile ‘Kendini Akord Et’ Gençlerle Müzik atölyesine ve 18.00’de Celal Kadri Kınoğlu Quartet konserine katılıyoruz. Günü Büyükada Atatürk Meydanı’nda 19.30’da Gürol Ağırbaş UrbanBeatz Project ve 20.30’da Kerem Görsev Trio Feat Elif Çağlar’la kapatıyoruz. Cumartesi Büyükada’ya erken gitmişsek Çelik Gülersoy Kültür Merkezi’nde 17.00’de Selen Gülün ile Caz Müziğinde İz Bırakan Kadınlar söyleşisine katılıyor, 18.00’de Telvin’i dinliyoruz. 18.25’te Kabataş-Adalar vapurunu yakaladıysak Karambola ile müzikli bir yolculuğun ardından Büyükada Atatürk Meydanı’nda 19.30’da Uninvited Cazz Band’i, 20.30’da Kolektif İstanbul’u dinliyoruz. Vapurdan Heybeliada’da inenleri ise Heybeliada Pazar Yeri’nde saatler 19.30’u gösterirken Birsen Tezer karşılıyor. Kınalıada’da olanlar 18.30’da Ozan Musluoğlu Quartet Feat Erdem Özkan, 19.30’da Melis Sökmen ile İskele Meydanı’nı cazın büyüsüyle dolduruyor. Festivalin son günü 11 Haziran’da Büyükada’da olanlar Çelik Gülersoy Kültür Merkezi’nde Sibel Köse, Baki Duyarlar ve Cem Aksel ile Farklı Enstrümanlarda Caz Müziğine Yaklaşım söyleşisine davetli. 17.00’de başlayacak söyleşiden 1 saat sonra Sibel Köse Quartet sahne alıyor. O sırada Kabataş’ta vapur bekleyen müzikseverleri vapurda Burcu Karadağ “Ney In Ethno Jazz” karşılıyor. Büyükada Atatürk Meydanı’nda akşam 19.30’da Anıl Şallıel 166 Days, 20.30’da Evren Can Gündüz ve Uzaylılar konserleri bizi bekliyor. Saatler 18.30’u gösterirken Heybeliada Pazar Yeri’nde Olcay Saral “Momentum”, Burgazada Eski İskele Meydanı’nda Ari Barokas, Kınalıada İskele Meydanı’nda Çiğdem Erken & Deniz Çakır & Tuğrul Tülek sahne alıyor. 19.30’da ise Heybeliada Pazar Yeri’nde Jehan Barbur, Burgazada Eski İskele Meydanı’nda Bülent Ortaçgil, Kınalıada İskele Meydanı’nda Sattas cazseverleri selamlıyor.

Aposto İstanbul

İki Tiyatro'nun ilk oyunu: Canavar

Nedir? Oyun . Beyazperde ve dijital platformlarda yer alan İnsanlar İkiye Ayrılır , 7 Yüz , Karışık Kaset gibi işleriyle tanıdığımız Tunç Şahin ’in tiyatro için kaleme aldığı ve rejisini üstlendiği Canavar; izleyici karşısında. Yıllardır karşılaşmamış üç kuzenin yüzleşme gecesine şahit olacağımız oyunun kadrosunda Tülin Özen, Gülçin Kültür Şahin ve Hakan Emre Ünal yer alıyor. Nerede? Zorlu PSM %100 Studio ve Fişekhane Ne zaman? 7 Haziran Çarşamba ve 9 Haziran Cuma, 20.30 Neden gitmeli? Ortak bir travmaya farklı tepkiler vermiş üç kuzenden Kemal’i Hakan Emre Ünal, Aslı’yı Tülin Özen, Derya’yı ise Gülçin Kültür Şahin canlandırıyor. Aslı ve Derya, küçük bir Anadolu şehrine imza günü için gelmiş bir roman yazarı olan kuzenleri Kemal Sönmez’in habersiz ziyaretine hazırlıksız yakalanıyor. Bunun üzerine iki kız kardeş Kemal’in önerisiyle tarifini unuttukları ve yıllardır yemedikleri bir aile yemeği yapmayı kafaya koyuyorlar. Onlar yapması hatırladıklarından kolay, yemesi tahmin ettiklerinden zor olan “kapama”yı hazırlarken kuzenleri Kemal’in ziyaretinin altındaki gerçek sebep ortaya çıkıveriyor. Sonrasını sen de bizim kadar merak ediyorsan tek perde ve 80 dakikalık Canavar ’da görüşmek üzere. Not almalı: 7 Haziran Zorlu PSM %100 Studio ve 9 Haziran Fişekhane gösterimleri arasında bir seçim yaptıysan biletler için elini çabuk tut deriz.

İstanbul Tiyatro Rehberi

Sidikli Kasabası Müzikali

Nedir? Müzikal . Dünyanın kuraklıkla boğuştuğu ve ev tuvaletlerinin yasaklandığı bir dönemde, tuvalete girmek için parası olmayanlar Sidikli Kasabası’na doğru yol alıyor ve bir daha dönemiyor. Bu tuhaf “sistem” ise bir aşkın kıvılcımıyla alt üst olacak gibi duruyor. Devamı için seninle müzikalde buluşalım. Nerede? Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi Ne zaman? 6 Haziran Salı ve 10 Haziran Cumartesi 20.30 Neden gitmeli? Tony Ödüllü bir müzikale davetlisin. Not almalı: Sidikli Kasabası'na giden yol buradan geçiyor. Hatırlarsan 2023'ü karşılamaya pek yakın olduğumuz günlerde müzikalin Türkiye’deki son uyarlamasının yönetmeni Kayhan Berkin’le ilhamlar, müzikalin atmosferi, uyarlama farklılıkları ve oyundaki yenilikler üzerine konuşmuştuk: Urinetown fikri Greg Kotis’in aklına yıllar önce yaptığı ve dar bütçesiyle paralı tuvaletlere bir nevi mahkûm kaldığı bir Paris seyahatinde gelmiş. Sizin için de sahne dışında böyle “ilham verici” durumlar/olaylar söz konusu oldu mu? Yazdığım ve bir türlü çekemediğim filmler var. Belki tembellikten belki de tiyatro ile aşırı meşgul olduğumdan. Orada bir sürü örnek var bu soruya ilişkin ama fikirlerin hiçbiri de henüz çekilemediğinden burada anlatmak yersiz olur. Çalıştığım oyunlarla ilgili ilham meselesi bende ters işliyor galiba. Prova odasında o kadar çok vakit geçiriyorum ki prova alanındaki bir konuşma, yazarın bir sözü ya da oyuncunun bir sözü ifade etme tarzı sahne dışındaki özel hayatıma ilham olup hayatı daha farklı algılamamı, yaşamamı sağlıyor. Oyunun İstanbul Devlet Tiyatrosu sahnelemesiyle MON uyarlaması arasında ne gibi temel farklılıklar var? Tamamıyla farklı diyebilirim. İstanbul Devlet Tiyatrosu versiyonunu hem o yıllarda tiyatroda hem de sonrasında kayıttan izledim. Farkları iyi niyetli bir çabayla tek tek saysam bile somut gerçeklerle kişisel görüşlerimi birbirine karıştırıp hiç istemediğim hâlde iki oyunu kıyaslamış olma ihtimalim var. Soutra Gilmour, Urinetown’ın sahne dekorunda steampunk estetiğinden, grafik roman ve çizgi romanlardan faydalanmış. Siz sahne dekorunun metnin mesajı ve yarattığı atmosferle uyumunu sağlamak için bu uyarlamada nasıl detaylara yer verdiniz? Oyun metni benim için hayati bir öneme sahip. Metni iyice anlayıp, derinlerine inip seyirci ile buluştururken aradan çekilmeye çalıştık hem yönetmen hem de tasarım ekibi olarak. Dekorda içeriği en aza indirgeyen sade ve soyut bir anlatımı ön planda tutan, minimalizm etkileri barındıran bir tasarım yaptık diyebiliriz. Oyun metninin izin verdiği ölçüde görünenin ötesinde bir gerçeklik ifade etmeyi amaçladık. Seyirciden nasıl geri dönüşler aldınız? Seyirci reaksiyonuyla oyun üstünde değişiklikler, güncellemeler yaptınız mı? Seyirciyi dinlerim, anlamaya çalışırım ama seyircinin tepkilerine göre oyunu değiştirmek gibi bir durum söz konusu olamaz. Oyun sahnelenmeye başladıktan sonra güvendiğim birkaç kişiyi oyuna çağırıp yorumlarını dinlerim. Bu yorumlar aklıma yatıyorsa ve düzeltilebilecek gibi şeylerse prova yapıp düzeltirim, düzeltilemeyecek gibi şeylerse de dersimi alıp sonraki oyunlarda bu tuzaklara düşmemeye çalışırım. Oyun başladıktan sonra müdahale ettiğimiz şeyler oldu ama rejiyle ya da oyunculukla değil, daha çok teknikle ilgili şeylerdi.

İstanbul Tiyatro Rehberi

Dünya prömiyeri: Binboğalar Efsanesi

Nedir? Müzikal . 2016’da İstanbul Müzik Festivali’nin siparişi üzerine Yaşar Kemal’in bir diğer romanı Deniz Küstü ’yü operaya uyarlayan Michael Ellison, yine festivalin siparişi üzerine büyük yazarın destansı romanını müzikle buluşturuyor. Nerede? Süreyya Operası Ne zaman? 17 Haziran Cumartesi 14.00 ve 20.00 Neden gitmeli? Michael Ellison’ın, Yaşar Kemal’in aynı adlı romanından uyarladığı müzikal tiyatro; 51. İstanbul Müzik Festivali’nde dünya prömiyerini yapıyor. Not almalı: Michael Ellison, “Benim için dünya bin çiçekli bir kültür bahçesidir, bir çiçeğin bile yok olmasını dünya için büyük kayıp sayarım” diyen usta yazar Yaşar Kemal’e hayranlığıyla biliniyor. American Record Guide, Ellison’ın müziğini “ustalıkla işlenmiş, güçlü ve sürükleyici” sözleriyle betimlerken müzisyenin ritmik dil, çağrışımlar ve geniş bir duygusal yelpazeyle süslediği müziği romanla etkileşime geçerek katmanlı bir anlatı vadediyor. 1940’larda Çukurova’nın tükenen bir Yörük obasının yaşadıklarından yola çıkan ve kadim bir kültürün yok oluşu ile insanın çaresizliğinin boyutlarını anlatan romanın uyarlaması, ilhamını Anadolu'nun güneyindeki Bozlak ve Alevi geleneksel müziğinden alıyor. Michael Ellison’ın müziğini, metin ve rejide Simon Jones, koreografide Evrim Akyay, videoda NohLab ve Can Okan’ın şefliğindeki Hezarfen Ensemble tamamlıyor. Dünyada Her Şey Var , Dilekler , Kışlama Alanı Arayışında , Aşkın Çekimi , Adana Yolunda Ölmek , Ceren'in Kurbanı , Son Umut ve Ceren'in Kararı başlıklı sekiz bölümden oluşan eserde Yörük aşiretlerinin, bin yıllık kırsal yaşamlarının modernleşme, yerleşik düzen ve açgözlülük tarafından parçalanmasını izlerken insanlığın bugün içinde bulduğu durumlarla çarpıcı paralelliklere de şahit oluyoruz. Müzikal için yerini ayırttıysan iki gösterim arasında Asuman Kafaoğlu-Büke moderatörlüğünde Michael Ellison ve Evrim Akyay ile Binboğalar Efsanesi: Romandan Sahneye söyleşisi için ajandanda 18.30 - 19.30 saatleri arasında yer aç deriz.

İstanbul Tiyatro Rehberi

CI Bloom, ikinci edisyonuyla Rumeli Salonu'nda

Nedir? Sanat fuarı . CI Bloom , İstanbul’daki sanat profesyonellerinden oluşan seçici kurulun belirlediği çağdaş sanat galerilerini, sanatçıları ve sanatseverleri bir araya getiriyor. Kurulda Adnan Yerebakan (Sanatorium), Bahar Kızgut (Martch Art Project), Tankut Aykut (Öktem Aykut), Moiz Zilberman (Zilberman Gallery), Oktay Duran (Art On Istanbul), Hazer Özil (Dirimart), Ulaş Parkan, (Ambidexter) ve Yeşim Turanlı (Pi Artworks) yer alıyor. Nerede? Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı Rumeli Salonu Ne zaman? 1 - 4 Haziran Neden gitmeli? Bölgenin yeni nesil sanatçıları ile sanat profesyonelleri bir araya gelirken sanatseverler de bu sürecin eşlikçileri oluyor. Not almalı: CI Bloom’un katılımcı çağdaş sanat galerileri Ambidexter , İstanbul; Anna Laudel , İstanbul, Düsseldorf; Art On İstanbul , İstanbul; Bozlu Art Project , İstanbul; C.A.M. Gallery , İstanbul; den art , Antalya; Dirimart , İstanbul; Galeri 77 , İstanbul; Galeri Bosfor , İstanbul; Galeri/Miz , İstanbul; KAIROS , İstanbul; Krank Art Gallery , İstanbul; Martch Art Project , İstanbul; One Arc Gallery , İstanbul; Öktem Aykut , İstanbul; Pg Art Gallery , İstanbul; Pi Artworks , İstanbul, Londra; Piramid Sanat , İstanbul; Sanatorium , İstanbul; Sevil Dolmacı Art Gallery , İstanbul; Simbart Projects , İstanbul; SODA , İstanbul; Taksim Sanat , İstanbul, x-ist , İstanbul ve Zilberman , İstanbul, Berlin oldu. Bu yıl ilk kez CI Bloom ’a katılacak yeni galeriler den art , Antalya; Galeri Bosfor , İstanbul; KAIROS , İstanbul ve Simbart Projects , İstanbul olurken fuara katılan sanat inisiyatiflerine Darağaç Kolektif , İzmir; Ka , Ankara; KOLİ Art Space , İstanbul ve sub , Çanakkale eklendi. Fuar programında Contemporary Istanbul 'un 18. edisyonunda yer alacak yeni fotoğraf Bölümü CI Photo ’nun tanıtımı yapılıyor. Frank Thiel'in Viedma #01 eseri izleyiciyle buluşurken Rafael Yossef Herman’ın Felix Taeda II adlı eseri de CI Photo kapsamında sergileniyor. 1, 2 ve 3 Haziran’da 11.00 - 20.00, 4 Haziran’da 11.00 - 19.00 saatleri arasında ziyaret edebileceğin CI Bloom ’un biletlerine buradan ulaşabilirsin.

Aposto İstanbul

Nutcrusher İstanbul'da

Nedir? Performans . Kadın olma deneyimi, fiziksel sınırlar, cinsellik ve nesneleştirme üzerine sanatsal yaratıcılıktan hareketle farklı deneyimleri paylaşmayı ve kollektif bir güçlenme alanı açmayı hedefleyen enerjik ve çarpıcı bir performans bizi bekliyor. Nerede? Alan Kadıköy Ne zaman? 5 Haziran Pazartesi ve 6 Haziran Salı 20.30 Neden gitmeli? Nutcrusher ’ın tanıtım videosunu izlemek heyecanımızın tavan yapmasına yetti desek yeridir. Not almalı: Cinsel nesneleştirilme ve güç dinamiklerini inceleyen Nutcrusher , özellikle Kore’deki #meetoo ve #timesup hareketlerinden yola çıkarken farklı kültürel arka planlardan gelen üç kadın sanatçının deneyimlerini dansla buluşturuyor. Koreograf Sung Im-Her ; bir kadın, performansçı ve göçmen olarak bu üç kimliğin birbiriyle nasıl kesiştiğiyle ilgileniyor. Bedenlerimizle kurduğumuz ilişkiyi, bedenlerimizin nasıl sergilenip temsil edildiğini ve kültürel bağlamın buna etkilerini sorgulayan performansta dansçılar cinsiyetsiz bir evrene doğru ilerlerken tekno ve repetitif jestlerle yapımın dengesi ve enerjik doğası izleyiciye geçiyor. Nutcrusher ’ın koreografi ve konsept boyutlarına attığı imzanın yanı sıra dansçılardan biri olan Sung-Im Her ’e Hye Jin Lee ve Martha Pasapokoulou eşlik ediyor. Yaratım ekibinde Yen ching Lee ve Martha Pasapokoulou ’yu görüyor, ışık tasarımında Petricia Rolan Polo ve ışık uygulamasında Julien Bernard ’ın maharetlerini izliyoruz. Dramaturjiden Philip Stanier , müziklerden de Jamie Hamilton sorumlu. Performansın biletleri için seni şöyle alırken bir de hatırlatma yapalım: Istanbul Fringe Festival - British Council işbirliğiyle izleyeceğimiz bu performansın yanı sıra fiziksel bir atölye ve online bir buluşma için de beklemedeyiz.

Aposto İstanbul

Başka Kayda Rastlanmadı: Reşad Ekrem Koçu ve İstanbul Ansiklopedisi Arşivi

Nedir? Sergi . Başka Kayda Rastlanmadı , Reşad Ekrem Koçu’nun ömrünün büyük kısmını adadığı İstanbul Ansiklopedisi’nin yayımlanmamış bölümlerine ışık tutuyor. Nerede? Salt Galata Ne zaman? 29 Ekim’e kadar Neden gitmeli? 19. ve 20. yüzyıl İstanbul’una farklı bir bakış açısı kazanacağımız bir arşiv çalışması sanatseverlerle buluşuyor. Not almalı: Salt’ın İstanbul Ansiklopedisi üzerine Kadir Has Üniversitesi ile birlikte yürüttüğü arşiv ve araştırma projesi, 2018 yılında Salt Araştırma ve Programlar Eski Direktörü Meriç Öner ile mimar-akademisyen Arzu Erdem tarafından başlatılmıştı. Projenin meyvelerinden biri olan sergi; mimarlık tarihçisi Bülent Tanju, araştırmacı Cansu Yapıcı, Salt’ın programlar sorumlusu Gülce Özkara ve arşiv uzmanı Masum Yıldız tarafından, Emirhan Altuner’in tasarım ve prodüksiyondaki emekleri ve Kadir Has Üniversitesi işbirliğiyle hazırlandı. Ayrıca sanatçı Cem Dinlenmiş, İstanbul Ansiklopedisi’nden yola çıkarak yaptığı illüstrasyonları ile projeye katkıda bulundu. Tarihçi ve romancı Reşad Ekrem Koçu (1905-1975) hayattayken ancak G harfine basılabilmiş İstanbul Ansiklopedisi’nin Z harfine kadarki ciltlerinin tasarım aşamasında kalan maddelerini arşiv malzemeleri üzerinden takip eden sergi, adını ansiklopedideki kimi maddelerin sonunda yer alan “hakkında başka kayda rastlanmadı” ibaresinden alıyor. İstanbul’un “muazzam kütüğünü” çıkarma amacıyla yola çıkmış yazarın peşinden giden Başka Kayda Rastlanmadı , mekân ve muhteva uyumunu Salt Galata’nın katlarına yayılırken malzeme seçkisini Galata semti etrafında kurgulanan çerçevesiyle sağlıyor. Kadir Has Üniversitesi’nin yaklaşık 40 bin ögelik bir belge grubu hâlinde devraldığı arşivin dijital ortama aktarılarak çevrimiçi erişime açılacağını ve çeşitli disiplinlerden araştırmacıların katkılarıyla hazırlanan bir e-yayın ile sergi kapsamında gerçekleşecek çeşitli etkinliklerin bizi beklediğini de ekleyelim.

Aposto İstanbul

51. İstanbul Müzik Festivali başlıyor

Nedir? Müzik festivali . Yarım asrı deviren İstanbul Müzik Festivali, 18 farklı mekânda ve 25 konserde 60’ın üzerinde ismi ağırlayacak. Nerede? Çeşitli mekânlarda Ne zaman? 1 - 17 Haziran Neden gitmeli? Festival, 2 haftalık dopdolu bir programa sahip. Not almalı: Yerel ve yabancı orkestraların, yıldız adaylarının, saygın müzisyenlerin ve disiplinlerarası işbirliklerinin sahne alacağı festival, Cumhuriyet'in 100. yılına özel projelerin öne çıkacağı bir akışa sahip olacak. Açılış, Tekfen Filarmoni Orkestrası ile Jan Lisiecki ’nin buluşacağı bir konserle yapılacak. Türkiye topraklarının engin medeniyetler tarihinin simge kadın isimleri Şahmeran , Kassia ve Suat Derviş 'e adanan eserler; Yaşar Kemal'in Binboğalar Efsanesi kitabından uyarlanan müzikal tiyatro; Fazıl Say'ın Türk şairlerinin yapıtlarından esinlenerek bestelediği parçalar; Cumhuriyet tangoları ve dahası İstanbul Müzik Festivali'nin ikinci 50 yılına görkemli bir giriş vadediyor. Festivali iple çektirenler arasında Tekfen Filarmoni Orkestrası & Jan Lisiecki , Anne-Sophie Mutter & Mutter's Virtuosi , Brooklyn Rides & Avi Avital işbirlikleriyle disiplinlerarası Disko Klasik gecesi de var. Müzik Rotası, Hafta Sonu Klasikleri ve Müzikli Bir Hafta Sonu ise festivalin ilk hafta sonunda kulaklarımızı şenlendirecek. Program ve biletler için seni şöyle alalım.

Aposto İstanbul

SSM’de Türk Resmi Konuşmaları

Nedir? Konferans serisi . Sakıp Sabancı Müzesi Resim Koleksiyonu’nda yer alan eserleri Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne uzanan modernleşme sürecinin izlenebileceği bir düzende sunan Modernizmin İzinde Türk Resmi sergisi kapsamında gerçekleşecek konferans serisi, Türkiye sanat tarihinin farklı dönemlerinde kuşaklar arası etkileşimlere ve değişim anlarına odaklanıyor. Nerede? Sakıp Sabancı Müzesi Ne zaman? 25 Mayıs - 13 Haziran Neden gitmeli? Türk resminde bir yolculuğa davetliyiz. Not almalı: Konferans serisi 25 Mayıs Perşembe günü Prof. Dr. Zeynep İnankur’un Çok Yönlü Bir Kimlik: Müzeci, Arkeolog, Eğitimci ve Ressam Osman Hamdi Bey başlıklı konuşmasıyla başladı. Açılış konuşmasında Osman Hamdi Bey’in yaşam öyküsü; Batı sanat piyasası için ürettiği resimler, konuları ve teknikleri hakkında fikir sahibi olduk. Dr. Özlem İnay Erten’in Hüseyin Zekâî Paşa’nın Resimleri, Koleksiyonculuğu, Fotoğrafları ve Sanat Yazarlığı Üzerine başlıklı konuşması ise 30 Mayıs Salı günü düzenlenecek. Türkiye’de Batılı anlamda tuval resminin gelişiminde önemli bir yeri olan Asker Ressamlar kuşağının güçlü temsilcilerinden olan, özellikle natürmort ve peyzaj türündeki çalışmalarıyla tanınan Hüseyin Zekâî Paşa’nın resimlerinin yanı sıra; arşiv, belgeleme, fotoğrafçılık, müzecilik, koleksiyonculuk, resim öğretmenliği ve sanat yazarlığı gibi farklı alanlardaki çalışmaları konuşacağız. Önemli ölçüde militarizmin gerektirdiği koşullarda gelişen Osmanlı modernleşmesi, pratik nedenlerle askeri okullarda verilmeye başlanan tasvir dersleri ve bir süre sonra resme sanatsal bir form olarak ilgi duymaya başlayan bir ressamlar neslinin ortaya çıkması, 19. yüzyılın Osmanlı asker ressamlarının, kendilerinden sonraki sanatçı kuşağının özellikle de Çallı Kuşağı ressamlarının yolunu nasıl açtığı gibi konulara eğileceğimiz Osmanlı Ressamlığının Şafağı: Asker Ressamlar başlıklı konuşmayı 1 Haziran Perşembe günü Dr. Öğretim Üyesi Ali Kayaalp’ten dinleyeceğiz. Serinin bir de çevrimiçi konuşması var. Dr. Ayşenur İlkan, Bohem Ressam, Efsane Hoca, Sıra Dışı Kişilik: Çallı İbrahim başlıklı konuşmasında yaşadığı dönemde ülkenin en tanınan ressamlarından olan, Güzel Sanatlar Akademisi tarihine ressam ve eğitmen olarak damgasını vurmuş, bohem kişiliğiyle kendi kuşağı içinde ön plana çıkmış İbrahim Çallı’nın hayatı, yetişme koşulları, yapıtları, hocalığı ve mensup olduğu kuşak içindeki yerini ayrıntılarıyla ele alacak. Konferans serisi Süleyman Seyyid ve Fenn-i Menâzır başlıklı konuşmasıyla 13 Haziran Salı günü sona erecek. Kapanış konuşmasında Dr. Bahadır Sürelli, kırk yıldan fazla bir zaman çoğu Harp Okulu’nda olmak üzere öğrencilere dersler veren ve çoğunlukla natürmort eserleriyle tanınan Osmanlı ressamı Süleyman Seyyid’in perspektif üzerine kaleme aldığı çalışması Fenn-i Menâzir’i anlatacak. Katılımın ücretsiz olduğu ve kayıt gerektirmeyen bu konferanslar 16.00’da -aksi belirtilmediği sürece- müze konferans salonunda gerçekleşecek.

İstanbul Sergi Rehberi

İstanbul Modern'in Renzo Piano imzalı yeni binası ve beş yeni sergisi

1998 yılında Pritzker Ödülü’ne layık görülen Renzo Piano’nun kurduğu ve kültür-sanat yapılarıyla tanınan Renzo Piano Building Workshop (RPBW) tarafından tasarlanan İstanbul Modern binası, Boğaziçi ve Haliç’in buluşma noktasında konumlanıyor. Binanın beş katında ve 10.500 metrekarelik kullanım alanında sergi salonlarının yanı sıra çok amaçlı mekânlar ve faaliyet alanları bulunuyor. Renzo Piano’nun Türkiye’deki ilk projesi olan ve şehre nitelikli mekân kazandırma amacıyla tasarlanan binanın yapımına 2016’da başlandı. İstanbul Modern | Fotoğraf: Deniz Sabuncu Binaya dair Üç boyutlu biçimlendirilmiş alüminyum panellerle kaplı cephesiyle güneş ışığı ve Boğaziçi’nin pırıldayan sularından gelen yansımalarla ışık ve gölge oyunları yaratan binanın zemin katı ücretsiz olarak kurgulandı. Ziyaretçilerin Tophane Parkı ve kıyı şeridi arasında güçlü bir bağ kurmasını hedefleyen zemin katı şeffaf bir tasarıma sahip. Bu katta kütüphane, bilgilendirme noktaları, eğitim atölyeleri, kafe ve restoran yer alıyor. Birinci katta fotoğraf galerisi, kısa süreli sergi salonu, eğitim ve etkinlik odaları; ikinci katta ise koleksiyon ve süreli sergi salonları bulunuyor. Müzenin çatısında bir yansıtma havuzu ve üzerine yerleştirilen platform yer alıyor. Böylelikle suyun üstündeki kent yansımaları yapının seyir terasında bütünleşiyor. İstanbul Modern Seyir Terası | Fotoğraf: Cemal Emden Özel yapıtlar Müzede İstanbul Modern’in yeni bina için özel olarak davet ettiği Olafur Eliasson’un mekâna özgü bir yerleştirmesi yer alıyor. İzleyiciye dinamik bir müze deneyimi sunan Senin beklenmedik seyahatin adlı bu yapıt, üç parçadan oluşuyor ve binanın merkezindeki merdiven boşluğunda farklı katlara yayılıyor. Bir diğer mekâna özgü yerleştirme ise Refik Anadol imzası taşıyor. Refik Anadol’un Sonsuzluk Odası: İstanbul Boğazı adlı mekâna özgü yerleştirmesi İstanbul Boğazı’ndaki anlık meteorolojik dönüşümle ilgili veri ve temalara odaklanıyor. Yapıt, 360° aynalı bir odada anlık verileri dijital teknolojiler kullanarak işliyor ve hareketli görseller yaratıyor. İstanbul Modern'in girişinde Tony Cragg imzalı Runner yer alıyor. | Fotoğraf: Deniz Sabuncu Heykel sanatından örnekler Yeni müze binasının girişinde Tony Cragg’in İstanbul Modern’e uzun süreli ödünç verdiği heykeli Runner bulunuyor. Müzenin Beyoğlu’ndaki geçici mekânında ağırladığı ve 2018’de İnsan Doğası sergisinde yapıtlarından bir seçkiyi izleyiciyle buluşturduğu Cragg, 6 metrelik bu yapıtıyla “katı bir yüzeyin altında içsel bir yaşam olduğunu göstermek, bu enerji ve hareketi algılanabilir kılmak” niyetini taşıyor. Adrián Villar Rojas’ın 14. İstanbul Bienali kapsamında Büyükada’da sergilendikten sonra İstanbul Modern’in koleksiyonuna dâhil edilen Tüm Annelerin En Güzeli (I) adlı yapıtı ile Richard Deacon’un Ev Modeli , Anselm Reyle’nin Yeraltı Dünyasının Üstünde ve Toz Çökerken , Yılmaz Zenger’in Bence Ayça ve Selma Gürbüz’ün Avrupalılar başlıklı çalışmaları da müzenin ev sahipliği yaptığı heykeller arasında. Zemin kattaki lobide ziyaretçileri Richard Wentworth’ün Sahte Tavan adlı yerleştirmesi karşılıyor. Yeni sergiler İstanbul Modern’in yeni müze binası; Yüzen Adalar , Nuri Bilge Ceylan: Başka Bir Yerde , Hep Buradayız , Renzo Piano: Yerin Ruhu ve Mimarinin İnşası sergileriyle açıldı. Han Kahvesi (1973), Bedri Rahmi Eyüboğlu & Toprak Adam (1974), Neşet Günal | Fotoğraf: Deniz Sabuncu İstanbul Modern’in dokuzuncu koleksiyon sergisi Yüzen Adalar , 110 sanatçı ve 2 sanatçı ikilisine ait 280’den fazla yapıtı koleksiyon ve süreli sergi salonları ile yeni binanın farklı mekânlarında bir araya getiriyor. Koleksiyon sergi salonunda 1945’ten bugüne Türkiye sanat ortamının gelişim ve dönüşümüne odaklanan müze koleksiyonundan kronolojik bir kesit bulunurken süreli sergi salonunda ağırlıklı olarak 2000 sonrası sanat çalışmaları tematik bir yönelimle ele alınıyor. Nuri Bilge Ceylan: Başka Bir Yerde | Fotoğraf: Deniz Sabuncu Nuri Bilge Ceylan’ın daha önce gösterilmemiş fotoğraflarına ev sahipliği yapan Nuri Bilge Ceylan: Başka Bir Yerde sergisinde yönetmenin seyahat ettiği ülkelerin, yani “başka yer”lerin yanı sıra filmlerinde sıkça karşımıza çıkan “başka bir yerde” olma arzusuna gönderme yapan 22 portre yer alıyor. Ceylan’ın Türkiye, Hindistan, Gürcistan, Çin, Fas ve Rusya’da çektiği fotoğraflarda sanatçının biçimsel diline ve farklı coğrafyaların insanlarının ortak duygularına bakıyoruz. Akıntıya Karşı (2013), Güneş Terkol | Fotoğraf: Deniz Sabuncu Feminist sanat tarihçisi Linda Nochlin ’in 1971 yılında Artnews dergisinde yayınlanan “Neden Hiç Büyük Kadın Sanatçı Yok?” makalesine atıfta bulunan Hep Buradayız ’da İstanbul Modern Kadın Sanatçılar Fonu’yla müze koleksiyonuna eklenen yapıtlar bir araya geliyor. Hep Buradayız ; farklı kuşaklardan Türkiye sanat tarihinde önemli yere sahip kadın sanatçıların araştırdığı beden politikaları, bellek ve tarih yazımı gibi temalar çerçevesinde bir kurgu sunuyor. Müzenin ücretsiz erişime açık olan zemin katında bulunan kütüphanenin girişinde ziyaretçileri Renzo Piano: Yerin Ruhu sergisi karşılıyor. Sergide Pritzker Ödüllü mimar Renzo Piano’nun kurucusu olduğu Renzo Piano Building Workshop (RPBW) tarafından tasarlanan İstanbul Modern’in yeni müze binasının hikâyesi ve Renzo Piano Building Workshop’ın öne çıkan diğer kültür-sanat yapılarının mimarisini görme şansı yakalıyoruz. Mimarinin İnşası | Fotoğraf: Deniz Sabuncu İstanbul Modern’in yeni müze binasının yapım sürecine odaklanan bir diğer sergi de Cemal Emden ’in fotoğraflarından oluşan Mimarinin İnşası sergisi. Emden’in seçkisinde Renzo Piano imzalı yeni müze binasının inşa sürecinden fotoğraflar yer alıyor. Ziyaret The New York Times editörlerinin hazırladığı “2023’te görülmesi gereken 52 yer” haberinde Feshane, Yedikule Gazhanesi, Botter Apartmanı ve Haliç Tersanesi’nin yanı sıra İstanbul Modern’in yeni müze binasına da yer verilmiş; Fahrelnissa Zeid ve Erol Akyavaş’ın eserlerinin bulunduğu müze koleksiyonundan bahsedilmişti. Ziyaret etmek isteyenler için birkaç pratik bilgi verelim: Salıdan pazara ziyaret edebileceğin müzenin 120 TL olan giriş ücreti öğrenci, öğretmen, emekli ve 65 yaş üstü vatandaşlar için 80 TL olacak. Salı günleri 14.00 - 18.00 saatleri arasında 18 - 25 yaşında ve Türkiye’de ikamet eden gençlere, perşembe günleri ise Türkiye’de ikamet eden tüm ziyaretçilere giriş ücretsiz.

İstanbul Sergi Rehberi

Başka Kayda Rastlanmadı: Reşad Ekrem Koçu ve İstanbul Ansiklopedisi Arşivi

Nedir? Sergi . Başka Kayda Rastlanmadı , Reşad Ekrem Koçu’nun ömrünün büyük kısmını adadığı İstanbul Ansiklopedisi’nin yayımlanmamış bölümlerine ışık tutuyor. Nerede? Salt Galata Ne zaman? 29 Ekim’e kadar Neden gitmeli? 19. ve 20. yüzyıl İstanbul’una farklı bir bakış açısı kazanacağımız bir arşiv çalışması sanatseverlerle buluşuyor. Not almalı: Salt’ın İstanbul Ansiklopedisi üzerine Kadir Has Üniversitesi ile birlikte yürüttüğü arşiv ve araştırma projesi, 2018 yılında Salt Araştırma ve Programlar Eski Direktörü Meriç Öner ile mimar-akademisyen Arzu Erdem tarafından başlatılmıştı. Projenin meyvelerinden biri olan sergi; mimarlık tarihçisi Bülent Tanju, araştırmacı Cansu Yapıcı, Salt’ın programlar sorumlusu Gülce Özkara ve arşiv uzmanı Masum Yıldız tarafından, Emirhan Altuner’in tasarım ve prodüksiyondaki emekleri ve Kadir Has Üniversitesi işbirliğiyle hazırlandı. Ayrıca sanatçı Cem Dinlenmiş, İstanbul Ansiklopedisi’nden yola çıkarak yaptığı illüstrasyonları ile projeye katkıda bulundu. Tarihçi ve romancı Reşad Ekrem Koçu (1905-1975) hayattayken ancak G harfine basılabilmiş İstanbul Ansiklopedisi’nin Z harfine kadarki ciltlerinin tasarım aşamasında kalan maddelerini arşiv malzemeleri üzerinden takip eden sergi, adını ansiklopedideki kimi maddelerin sonunda yer alan “hakkında başka kayda rastlanmadı” ibaresinden alıyor. İstanbul’un “muazzam kütüğünü” çıkarma amacıyla yola çıkmış yazarın peşinden giden Başka Kayda Rastlanmadı , mekân ve muhteva uyumunu Salt Galata’nın katlarına yayılırken malzeme seçkisini Galata semti etrafında kurgulanan çerçevesiyle sağlıyor. Kadir Has Üniversitesi’nin yaklaşık 40 bin ögelik bir belge grubu hâlinde devraldığı arşivin dijital ortama aktarılarak çevrimiçi erişime açılacağını ve çeşitli disiplinlerden araştırmacıların katkılarıyla hazırlanan bir e-yayın ile sergi kapsamında gerçekleşecek çeşitli etkinliklerin bizi beklediğini de ekleyelim.

İstanbul Sergi Rehberi

SSM’de Türk Resmi Konuşmaları

Nedir? Konferans serisi . Sakıp Sabancı Müzesi Resim Koleksiyonu’nda yer alan eserleri Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne uzanan modernleşme sürecinin izlenebileceği bir düzende sunan Modernizmin İzinde Türk Resmi sergisi kapsamında gerçekleşecek konferans serisi, Türkiye sanat tarihinin farklı dönemlerinde kuşaklar arası etkileşimlere ve değişim anlarına odaklanıyor. Nerede? Sakıp Sabancı Müzesi Ne zaman? 25 Mayıs - 13 Haziran Neden gitmeli? Türk resminde bir yolculuğa davetliyiz. Not almalı: Konferans serisi 25 Mayıs Perşembe günü Prof. Dr. Zeynep İnankur’un Çok Yönlü Bir Kimlik: Müzeci, Arkeolog, Eğitimci ve Ressam Osman Hamdi Bey başlıklı konuşmasıyla başlayacak. Açılış konuşmasında Osman Hamdi Bey’in yaşam öyküsü; Batı sanat piyasası için ürettiği resimler, konuları ve teknikleri hakkında fikir sahibi olacağız. Dr. Özlem İnay Erten’in Hüseyin Zekâî Paşa’nın Resimleri, Koleksiyonculuğu, Fotoğrafları ve Sanat Yazarlığı Üzerine başlıklı konuşması ise 30 Mayıs Salı günü düzenlenecek. Türkiye’de Batılı anlamda tuval resminin gelişiminde önemli bir yeri olan Asker Ressamlar kuşağının güçlü temsilcilerinden olan, özellikle natürmort ve peyzaj türündeki çalışmalarıyla tanınan Hüseyin Zekâî Paşa’nın resimlerinin yanı sıra; arşiv, belgeleme, fotoğrafçılık, müzecilik, koleksiyonculuk, resim öğretmenliği ve sanat yazarlığı gibi farklı alanlardaki çalışmaları konuşacağız. Önemli ölçüde militarizmin gerektirdiği koşullarda gelişen Osmanlı modernleşmesi, pratik nedenlerle askeri okullarda verilmeye başlanan tasvir dersleri ve bir süre sonra resme sanatsal bir form olarak ilgi duymaya başlayan bir ressamlar neslinin ortaya çıkması, 19. yüzyılın Osmanlı asker ressamlarının, kendilerinden sonraki sanatçı kuşağının özellikle de Çallı Kuşağı ressamlarının yolunu nasıl açtığı gibi konulara eğileceğimiz Osmanlı Ressamlığının Şafağı: Asker Ressamlar başlıklı konuşmayı 1 Haziran Perşembe günü Dr. Öğretim Üyesi Ali Kayaalp’ten dinleyeceğiz. Serinin bir de çevrimiçi konuşması var. Dr. Ayşenur İlkan, Bohem Ressam, Efsane Hoca, Sıra Dışı Kişilik: Çallı İbrahim başlıklı konuşmasında yaşadığı dönemde ülkenin en tanınan ressamlarından olan, Güzel Sanatlar Akademisi tarihine ressam ve eğitmen olarak damgasını vurmuş, bohem kişiliğiyle kendi kuşağı içinde ön plana çıkmış İbrahim Çallı’nın hayatı, yetişme koşulları, yapıtları, hocalığı ve mensup olduğu kuşak içindeki yerini ayrıntılarıyla ele alacak. Konferans serisi Süleyman Seyyid ve Fenn-i Menâzır başlıklı konuşmasıyla 13 Haziran Salı günü sona erecek. Kapanış konuşmasında Dr. Bahadır Sürelli, kırk yıldan fazla bir zaman çoğu Harp Okulu’nda olmak üzere öğrencilere dersler veren ve çoğunlukla natürmort eserleriyle tanınan Osmanlı ressamı Süleyman Seyyid’in perspektif üzerine kaleme aldığı çalışması Fenn-i Menâzir’i anlatacak. Katılımın ücretsiz olduğu ve kayıt gerektirmeyen bu konferanslar 16.00’da -aksi belirtilmediği sürece- müze konferans salonunda gerçekleşecek.

Aposto İstanbul

Eko-feminist bir söyleşi: Gerçeklik Engel Olmadığında

Nedir? Söyleşi . Bir Balıkmışım Bacakları Olan sergisinin küratörü Eda Berkmen ve Övül Ö. Durmuşoğlu ile Eva Koťátková’nın sanat pratiğini konuşacağız. Nerede? Arter - Galeri 0 Ne zaman? 25 Mayıs Perşembe 19.00 Neden gitmeli? Serginin rüya, gündüz düşü ve mutasyon kavramları etrafında yarattığı farklı oyun sahalarını, güvenli alanları ve birlikte yaşama önerilerini inceleyerek Koťátková’nın eserlerini eko-feminist bir bakış açısından ele alacak bir konuşma bizi bekliyor. Not almalı: Eva Koťátková, 27 Ağustos 2023'e kadar Arter’in giriş kat galerisinde görebileceğin Bir Balıkmışım Bacakları Olan başlıklı kişisel sergisinde bireylerin toplumsal yapılar içerisinde büründükleri rollerin ve bunların sisteme bağlı gerekçelerinin yanı sıra sanat eserlerinin sunumunu mümkün kılan kurumsal çerçeveleri irdeliyor. Sanatçının ziyaretçileri işbirlikçiler olarak konumlandırdığı ve yapıtlarında normatif kurumların bireylerin bedenlerini, zihinlerini, hareketlerini ve kimliklerini şekillendirme biçimlerine odaklandığı bu sergiyi dokunarak, hareket ve hayal ederek keşfetmekte yarar var. Sanatçının çizim, kolaj, fotoğraf, video, performans ve heykel gibi çeşitli mecralar kullanarak ürettiği yapıtlarında okullara, hapishanelere ve psikiyatri kurumlarına ait imgelerin yanı sıra yerleşik tahakküm sistemlerini tersyüz ederek yaratıcı ifadeye, empatiye ve hayal gücüne yer açan güvenli alanlar yaratışına şahit oluyoruz. Normatif tanımlamaların ve kimliklerin ötesinde birbirimizle ilişki ve bağ kurmanın, yalıtılmış adalar yerine ağlar ve kolektif organizmalar inşa etmenin ve sesi yeterince duyulmayanların hikâyelerini dinlemenin önemini vurguyan sergi kapsamında gerçekleşecek Gerçeklik Engel Olmadığında başlıklı söyleşiye katılımın ücretsiz olduğunu ve kayıt gerektirmediğini de hatırlatalım.

Aposto İstanbul

Akbank Sanat Dans Atölyesi'nde iki yeni performans

Nedir? Dans gösterileri. Türkiye’den ve yurt dışından farklı dans sanatçılarına, koreograflara ve eğitmenlere sahne imkânı sunan Akbank Sanat Dans Atölyesi’nde bu ay iki çağdaş dans gösterisi bizi bekliyor. Nerede? Akbank Sanat Ne zaman? 25 Mayıs Perşembe ve 26 Mayıs Cuma 20.30 Neden gitmeli? Baharı dansla karşılamak için. Not almalı: Akbank Sanat Dans Atölyesi Buluşma ve An ile baharı selamlıyor. 25 Mayıs Perşembe akşamı genç dansçılar ve Akbank Sanat Dans Atölyesi öğrencilerini izleyeceğimiz Buluşma, beş farklı performanstan oluşuyor: Gün , Way No Way , Ben Bana , Arayış ve Avuçların İçinde . Elif Aktaş, Gizem Yalman, Nazlı Deniz Mercan, Ceren Sezgi Copur’u izleyeceğimiz Gün ’ün koreografisi Evrim Akyay’dan, müzikleri Mert Öztekin’den. Batuhan Taştan’ı izleyeceğimiz Way No Way ’in koreografisinde Elif Fırat’ın imzası, kulaklarımızda Vivaldi olacak. Ben Bana ’da Eylül Doğan’ın koreografisini de üstlendiği performansını izleyeceğiz. Avuçların İçinde ’de ise Elif Aktaş, Gizem Yalman, Nazlı Deniz Mercan ve Ceren Sezgi Çopur’un performansları Serhat Kural koreografisiyle karşımızda olacak. Buluşma ’nın biletlerine buradan ulaşabilirsin. 26 Mayıs Cuma akşamı Akbank Sanat’a konuk olacak An ’da Serhat Kural, İsmet Köroğlu, Mert Öztekin ve Ebru Cansız’ın koreografisini gerçekleştirdiği 5 farklı performans sahnelenecek: Arayış , Unutma Merkezi , Primis , Doğ ve Kar . Berkay Kuşkonmaz’ın performansını izleyeceğimiz Arayış’ın koreografisini Serhat Kural üstlenecek. Unutma Merkezi ’nde Ozan Akgün, Huri Murphy, Gülçin Gökçebağoğlu, Ahmet Şahin, Mert Aksu ve Miray Bacı’yı İsmet Köroğlu’nun koreografisi ve İpek İpekçioğlu’nun müzikleriyle izleyeceğiz. Serhat Kural ve Destan Taşdan’ı izleyeceğimiz Primis ’te Kural aynı zamanda koreografiye de imzasını atacak. Emre Olcay ve Mert Öztekin’in hareket tasarımını sahneye taşıyan Doğ ’un koreografisinde ise yine Öztekin’in imzası olacak. Bir Bedenden İçeri adlı dans gösterisi için tasarlanan ve Ebru Cansız koreografisiyle sahnelenen Kar ’da Serhat Kural & İsmet Köroğlu ikilisini seyre dalacağız. An ’ın biletlerine şuradan ulaşman mümkün.

Aposto İstanbul

Şehirden Notre Dame de Paris geçti

Nedir? Müzikal . 1998 yılından bu yana 20 ülkede 4500'den fazla sahnede seyircisini büyüleyen ve Victor Hugo ’nun imzasını taşıyan ölümsüz aşk hikâyesi, Riccardo Cocciante tarafından bestelenen ve sözleri Luc Plamondon tarafından yazılan müzikleriyle şehre Paris havası getirdi. Nerede? Zorlu PSM Turkcell Sahnesi Ne zaman? 21 Mayıs Pazar 20.00 Neden gitmeli? Daha önce hem İngilizce hem orijinal dili olan Fransızca versiyonuyla İstanbullularla buluşan müzikal, bir kez daha orijinal diliyle şehirde. Not almalı: İlk defa 1998 yılında Paris Kongre Sarayı’nda sahnelenen Notre Dame de Paris , Victor Hugo’nun klasik aşk hikâyesi Notre Dame’ın Kamburu ’nun en güçlü uyarlaması. Müziklerini Riccardo Cocciante ’nin bestelediği, sözlerini ise Luc Plamondon ’un yazdığı bu müzikal; eşsiz anlatısı ve müzikleriyle Esmeralda, Quasimodo, Gringoire, Frollo, Fleur de Lys, Phoebus ve Clopin’in hikâyesini milyonların zihnine kazıdı. Başlarda Fransa’nın yanı sıra Belçika, İsviçre ve Kanada gibi Fransızca konuşulan ülkelerin önemli sahnelerinde izleyiciyle buluşan müzikal; sahnelendiği ilk yıl “prömiyer senesindeki gösterimlerinde en çok izleyiciye ulaşma” başarısına uzanarak Guinness Rekorlar Kitabı’nda yerini almıştı. Zamanla 20 ülkede yedi farklı dil ile 4500’den fazla temsile ulaşan Notre Dame de Paris ; dünyanın dört bir yanında sahnelendi. Müzikali izledikten sonra büyüsünden çıkmanın epey zaman alacağını söylemek pek de abartılı olmayacak. Şehirde çanları 21 defa çalan yapımı sahnede yakalayanlar şanslı hissetmekte haklı. Orijinal dili Fransızcanın gücünden sonuna kadar faydalanan Notre Dame de Paris ’nin altyazılarını takip etmek her koltuktan pek kolay olmasa da dansın ve müziğin evrensel diline bir kez kapılınca hikâyeye kapılıveriyorsunuz. Elhaida Dani , Angelo Del Vecchio , Gian Marco Schiaretti ve Robert Marien muazzam bir iş çıkarıyor. Güçlü oyuncu kadrosunun performanslarını arşa taşıyan dansçılar için de ne desek az. “Keşke onlarca gözüm olsa da her dansçıyı teker teker izleyebilsem” dedirten bir ahenkten bahsediyoruz. Benzerini ışıklandırma ve dekor için de söylemek mümkün. Neticede büyüsünden çıkmanın epey zaman alacağı bu müzikalin etkisinden çıkmayı zaten istemez vaziyette buluyorsunuz kendinizi. Sanırım ben de bu yüzden birkaç gündür büyünün etkisinden çıkmaya direniyor, Notre Dame de Paris ’nin müziklerini dinler ve Victor Hugo ’nun ölümsüz eseri Notre Dame’ın Kamburu ’nu okurken neredeyse iki asırdır milyonların paylaştığı o rüyaya ortak oluyorum. 21. performansıyla İstanbul'a veda eden müzikali, izleyicilerin büyük ilgi gösterdiği turnenin son temsilinde yakalamak istersen biletler burada .

İstanbul Tiyatro Rehberi

Prömiyerin ardından: 1923 müzikali

Nedir? Müzikal . Hazırlıkları bir buçuk yıl süren, sahne üstünde ve arkasında 200 kişilik ekip çalışmasıyla hayata geçirilen 1923 müzikalinin başrollerinde Kerem Alışık , Özge Özder ve Ece Dizdar ’ın yanı sıra yeni neslin genç yeteneklerinden Elif Gülalp , Ülkü Hilal Çiftçi , Metin Boray Dikenelli , Ozan Persentili var. Mert Dilek , Yekta Kopan ve Mehmet Ergen ’in kaleme aldığı, yine Mehmet Ergen ve Lerzan Pamir ’in yönettiği müzikalde müzik, dans, sahne tasarımı ve multimedyanın ışıltılı işbirliğini izliyoruz. Nerede? Zorlu PSM Ne zaman? 23 Mayıs Salı ve 24 Mayıs Çarşamba 20.30 Neden gitmeli? Müzikalin özel olarak bestelenen müzikleri Tuluğ Tırpan ’ın, koreografisi ise Beyhan Murphy ’nin imzasını taşıyor. Kurtuluş Savaşı Müzesi’ne yapılan okul gezisi sırasında ortadan kaybolan dört arkadaşın, kendilerini bir anda Mustafa Kemal Atatürk’ün Millî Mücadele’yi başlattığı Bandırma Vapuru’nda bulduğu oyunun tarih danışmanlığını Prof. Dr. Mehmet Ö. Alkan ’ın yaptığını ekleyelim. Not almalı: Bandırma’yı sarsan dalgalardan Meclis’in açılışına, Büyük Taarruz’dan Cumhuriyet’in kuruluşuna uzanan ve yer yer fantastik öğeler içeren ve izleyicilere büyük sürprizler vadeden müzikalin biletleri seni burada bekliyor.

İstanbul Tiyatro Rehberi

Nutcrusher İstanbul'da

Nedir? Performans . Kadın olma deneyimi, fiziksel sınırlar, cinsellik ve nesneleştirme üzerine sanatsal yaratıcılıktan hareketle farklı deneyimleri paylaşmayı ve kollektif bir güçlenme alanı açmayı hedefleyen enerjik ve çarpıcı bir performans bizi bekliyor. Nerede? Alan Kadıköy Ne zaman? 5 Haziran Pazartesi ve 6 Haziran Salı 20.30 Neden gitmeli? Nutcrusher ’ın tanıtım videosunu izlemek heyecanımızın tavan yapmasına yetti desek yeridir. Not almalı: Cinsel nesneleştirilme ve güç dinamiklerini inceleyen Nutcrusher , özellikle Kore’deki #meetoo ve #timesup hareketlerinden yola çıkarken farklı kültürel arka planlardan gelen üç kadın sanatçının deneyimlerini dansla buluşturuyor. Koreograf Sung Im-Her ; bir kadın, performansçı ve göçmen olarak bu üç kimliğin birbiriyle nasıl kesiştiğiyle ilgileniyor. Bedenlerimizle kurduğumuz ilişkiyi, bedenlerimizin nasıl sergilenip temsil edildiğini ve kültürel bağlamın buna etkilerini sorgulayan performansta dansçılar cinsiyetsiz bir evrene doğru ilerlerken tekno ve repetitif jestlerle yapımın dengesi ve enerjik doğası izleyiciye geçiyor. Nutcrusher ’ın koreografi ve konsept boyutlarına attığı imzanın yanı sıra dansçılardan biri olan Sung-Im Her ’e Hye Jin Lee ve Martha Pasapokoulou eşlik ediyor. Yaratım ekibinde Yen ching Lee ve Martha Pasapokoulou ’yu görüyor, ışık tasarımında Petricia Rolan Polo ve ışık uygulamasında Julien Bernard ’ın maharetlerini izliyoruz. Dramaturjiden Philip Stanier , müziklerden de Jamie Hamilton sorumlu. Performansın biletleri için seni şöyle alırken bir de hatırlatma yapalım: Istanbul Fringe Festival - British Council işbirliğiyle izleyeceğimiz bu performansın yanı sıra fiziksel bir atölye ve online bir buluşma için de beklemedeyiz.

İstanbul Tiyatro Rehberi

E-POSTA BÜLTENLERI

Sahnelerden taşan ve şehrin dört bir yanına yayılan oyunlar, performanslar, tiyatroda öne çıkan gelişmeler, nitelikli incelemeler ve söyleşilerden oluşan bir seçki.

Şehri saran yepyeni sergiler, kimi eserleri görmek için son şanslar, performanslar, kültür-sanat projeleri, atölyeler, sanat dünyasından gelişmeler, nitelikli incelemeler ve söyleşilerden oluşan bir seçki.

İstanbul'dan seçilmiş etkinlikler, kültür sanat ajandası, şehir gündemi, tematik rehberler ve şehrin sınırlarından taşmaya değecek davetler her hafta e-posta kutunda.