Siyasette genç temsili

Milletvekili seçilme yaşı 2017’de yapılan anayasa değişikliğiyle 25’ten 18’e düşürülse de gençlerin siyasetteki temsilinin arttığını söylemek zor. Bunun sebebi, sorunların seçilme yaşının çok ötesinde olması.
Ekonomik bağımsızlığı olmayan gençlerin kendi siyasi mücadelelerini finanse edememesinden tutun fişlenme ve gelecekte kariyer inşa edememe endişesine ya da kurumsal siyasi partilerin gençlerin fikirlerindense bayrak asılacak günlerde “kas güçlerini” kullanma eğiliminde olmasına kadar gençlerin siyasete katılımını engelleyen pek çok faktör var.
Gençlerin siyasete yeterince katılamaması da beraberinde gençlerin sorunlarının gündemde yer bulamaması, ülke aidiyetlerinin azalması, siyasetin geleceğin problemleri öngörülerek yapılmaması gibi pek çok sorunu getiriyor.
Bu konuyu, genç milletvekili aday adayları İYİ Partili Alp Emeç ile DEVA Partili Tunahan Elmas’la ve Genç Türkler hareketini önümüzdeki yıllarda partileştirmeyi planlayan Avukat Ali Gül ile konuştum.
“Akranlarımın yaşadığı hak ihlâllerine ilişkin çalışacağım”
2002 doğumlu Alp Emeç, siyasete 2020’de İYİ Parti’nin Uluslararası İlişkiler kurulunda görev alarak başlamış. Siyasete girme sebebini “Sadece örgütlü siyasetin bir şeyler değiştireceğini inanması, sivil toplum kuruluşlarının değişimi sağlamakta yetersiz kalması” olarak açıkladı.
Milletvekili seçilirse genel siyasetin içinde kaybolmaktansa “barınma sorunu, ifade özgürlüğü, akademideki sıkıntılar” gibi akranlarının yaşadığı hak ihlâllerine ilişkin” çalışmayı planladığını anlattı.
Geçtiğimiz yıl Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla tutuklanan Emeç, “Genç bir siyasetçi olarak hayatta başına neler geliyor, nasıl yorumlar alıyorsun?” soruma, “Genelde olumlu yorumlar alıyorum çünkü gençlerin siyasette olmasını önemseyen çok büyük bir kitle var, partimizin teşkilatı da bana çok destek oluyor. Kişisel eleştiriden ziyade, gençlerin tecrübesiz veya liyakatsiz olabileceğine dair yorumlar yapılabiliyor, “Küçük değil misin bu işler için?” diye soranlar oluyor.” sözleriyle cevap verdi. Siyasi parti üyesi olduğu için tutuklandığını düşündüğünü ancak siyasetin içinde yer almadığı halde çok daha büyük hak ihlâllerine maruz kalan vatandaşlar olduğunu, onların seslerini duyurmakta çok daha fazla zorlandığını ifade etti.
İYİ Parti’nin gençleri nasıl temsil ettiğini, partinin gençlik politikalarının nasıl geliştirilebileceğini sorduğumdaysa Emeç, bu konuda partinin özeleştiri verdiğini, 2018’deki vekil dağılımında partinin yaş ortalamasının yüksek olduğunu söyledi. Genel Başkan Meral Akşener’in İYİ Parti’yi bir “start-up projesi” gibi gördüğünü, gençlik politikalarının ve gençlerin özgül ağırlığının giderek arttığını, lidere çok kolay ulaşabildiklerini, Divan Kurulu’na sık sık görüş bildirdiklerini, genç adayların teşkilatlardan büyük destek aldığını, Gençlik Beyannemesini çoktan hazırladıklarını ifade etti. “Genç gibi siyaset yapmak istiyoruz. Yıllar geçtikçe bu konuda geliştik ama daha da iyi olmalıyız. Bu konudaki çabamız kesin.” dedi.
Emeç, gençlerin siyasete katılımının önündeki engelleri sorduğumda ilk sırada maddiyat problemini saydı. Çoğu partide genç aday adaylarından onların bütçesini aşan hibeler istendiğini, parası olanların da fişlenme korkusu yaşadığını, her şeye rağmen siyasette tutunmaya çalışan gençlerin de iyi yerlere gelememesinin diğer gençlerin motivasyonunu kırdığını, gençlerin katılım oranının düştüğünü söyledi.
“Esas mesele zihniyet problemi”
1995 doğumlu Tunahan Elmas, 2012’de henüz lise yıllarındayken AK Parti teşkilatlarında görev almaya başlamış, “Pelikan sürecinin” ardından 2018’de partiden istifa etmiş. Mart 2020’de kurulan DEVA Partisi’nin kurucularından olmuş.
Elmas, genç bir siyasetçi olmanın avantajını ufak tefek hataların daha kolay tolere edilmesi, dezavantajını ise yorumların “Senin daha yaşın kaç ki?” şeklinde bastırılması olarak tarif etti. Buna katılmadığını belirtirken de 11 yıldır aktif siyasetin içinde olan biri olarak siyasete sonradan girmiş yaşı ileri bir insana göre siyasi tecrübesinin çok daha fazla olduğunun altını çizdi. Bu durumu, çok genç yaşta Fenerbahçe’de futbol oynamaya başlayan golcü Semih Şentürk'ün her daim “Genç Semih” diye anılmasına benzetti…
Siyasetin içinde olduğu için bol bol küfür ve hakaret işittiğini, ancak pek çok övgü de aldığını, siyasette herkesi memnun etme şansı olmadığını bildiğini, Türkiye’nin her yerinde ideallerini paylaştığı insanlarla bir arada olmanın ona iyi hissettirdiğini anlattı.
DEVA Partisi’nin gençlik politikalarını sorduğumdaysa partinin gençlik kolları kurmayarak gençleri doğrudan ana kademede görevlendirdiğini, gençlik kollarının pek çok partide “kas gücü” olarak kullanıldığını ifade etti. Genel Başkan Ali Babacan’ın da diğer liderlere göre genç olduğunun altını çizen Elmas, 30’lu yaşlarında siyasete giren Babacan’ın kariyerinin de gençlere fırsat verildiğinde siyasette başarılı olabileceklerinin delili olarak gördüğünü söyledi.
Yine de hiçbir partinin gençlik politikaları ve temsili alanında yeterli olmadığını aktaran Elmas, bunun sebebinin de ülkeye hâkim olan, gençlerin sorumluluk alamayacağına dair bir zihniyet problemi olduğunu, halbuki Meclis’teki pek çok vekilin gençlerden çok daha “ergen” davrandığını ifade etti. Sadece siyasette değil, “futboldan akademiye pek çok alanda gençlere sorumluluk verilmesi ve bu zihniyetin değişmesin gerektiğini” söyledi. “Gençler gezsin tozsun ama haddini de bilsin” yaklaşımının “12 Eylül rejiminin Türkiye’ye attığı bir kazık olduğunu” da ekledi.
“Gençlerin ekonomik bağımsızlığı olmadan siyasette var olabilmesinin yolu nedir?” diye sorduğumdaysa kendisinin bu sorunu avukatlık gibi bağımsız bir meslek yaparak aştığını, ancak siyaset yapmak için de sanıldığı kadar çok para harcamak gerekmediğini, siyasette sadece zengin insanlara değil, pek çok farklı nitelikte insana ihtiyaç olduğunu söyledi. Siyasetin finansmanın şeffaflaşmasının bu soruna çözüm olabileceğini savundu.
Seçilirse de sadece gençlerin sorunlarına değil, Türkiye’nin genel meselelerine odaklanan ve çözüm üreten, “el kaldırıp el indiren” değil, sosyal sorunlara odaklanan aktif bir milletvekili olmak istediğini aktardı.
“Aslolan gençlik, parti kuruyoruz”
27 yaşındaki Ali Gül, 15 yaşından beri siyasetle ilgilendiğini söyledi. “2010’da Fethullahçılar soruları çaldığı için ilk kez eyleme katıldım, lisede Halkevleri ve TKP gibi sol örgütlerle içli dışlıydım. Üniversitede daha liberal kuruluşlara doğru kaydım. 21 yaşındayken CHP’ye gittim ve kurumsal siyasetle bir yere varılmayacağını anladım. Sıfırdan parti kurmanın daha az maliyetli ve daha kolay olduğunu anladım. Partide idealist bir ortam yoktu, sorgulama yoktu. ‘Hırsızlığın olmadığı bir siyaset mümkün,’ dediğimde bana CHP’liler bile ‘Naifsin, insanları nasıl çalıştıracaksın?’ dedi.” cümlelerini kurdu.
Genç Türk hareketi için bir yıldır çalıştığını söyleyen Gül, “çok farklı” olan örgütlenme modelini “tamamen kendilerinin uydurduğu” “dar kadrolu profesyonel model” olarak tanımladı. Bunun bir şirket yapılanmasına benzediğini, örneğin İK sorumlusu, IT sorumlusu gibi pozisyonlar olduğunu ve hareketi “para değil, oy kazanmayı hedefleyen bir start-up” olarak gördüğünü söyledi. “Şimdilik” sadece 1990’dan sonra doğan gençlerin mülakatlarla seçilerek katılabildiği bu harekette verilen eğitimler ve edinilen deneyimlerle kişilerin kendilerini geliştirdiğini ifade etti. “Ageism” yapmadıklarını ancak ana gövdenin genç olmasını istediklerini, bu şekilde partinin arkadaşlık bağlarıyla kurulduğunu, “geniş bir arkadaş grubuyla birlikte hükümete karşı mücadele verdiklerini”, “yaşlılara fikir beğendirmekle zaman kaybetmediklerini, onlara benzemek değil, onları dönüştürmek amacında olduklarını” aktardı.
Hareketin amacını “yolsuzluğun olmadığı, rant vadedilmeyen bir siyasi parti modelini çalıştırmak” olduğunu, gençlerin buraya işlerinden vakit ayırıp “ülkeye etki etmek” gayesiyle katıldığını belirtti.
Hareketin rotasını sorduğumdaysa şu an İstanbul, Bursa ve Ankara’da örgütlendiklerini, İzmir’de örgütlenme çalışmalarının sürdüğünü söyledi. Hangi ilde nasıl örgütlenileceğine dair üç yıllık planları olduğunu, seçimi muhalefetin kazanması halinde 2026’nın son çeyreğinde, kaybetmesi halinde güvenliklerini sağlamak açısından çok daha öncesinde siyasi partiye dönüşeceklerini açıkladı.
Gençlerin siyasete katılmasına en büyük engelin siyasi partilerin oturmuş yapıları olduğunu savunan Gül, neredeyse tamamı yaşlılardan oluşan yüz binlerce kişilik örgütün parçası olan gençlerin önünün kapatıldığını ifade etti. Mevcut partilerin üst ve orta kademeleri değişmeden gençlerin temsilinin anlamlı şekilde artmasının mümkün olmadığını söyledi. Örneğin CHP’de, Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen dışında gençlerin temsilini önemseyen kimsenin liderin yakın çevresinde bulunmadığını, partilerin kültürlerinin değişebileceğine pek ihtimal vermediğini aktardı.
“Bu konuda en başarılı parti TİP diyebilirim. Hem vekilleri hem de yönetim kadrosu genç. Zaten toplumsal muhalefete en yakın parti TİP, anlıyorlar konuyu.” diyen Gül, Ekrem İmamoğlu’nun CHP Genel Başkanı olmasının da CHP’de bu konuda olumlu değişikliklere yol açabileceğini düşünüyor.
Siyasetle ilgilendiği için başına gelenleri sorduğumdaysa maddi kazancının azaldığını, belki bugün milyoner bir avukat bile olabilecekken potansiyel müvekkillerinin azaldığını söyledi. Daha önce paylaştığı siyasi bir videodan dolayı 57 gün tutuklu kalan Gül, yine tutuklanma ihtimalinin “hep kenarda durduğunu”, İmamoğlu’na siyasi yasak getirilmesi kararına karşı düzenledikleri Demokrasi Nöbeti’ne “ceplerinde ifade kağıtlarıyla gittiklerini” ekledi. Öte yandan siyasetle uğraşmanın güvenli de hissettirdiğini çünkü insanların kendisini dinlediğini ve başına olumsuz bir durum geldiğinde harekete geçeceklerini bildiğini aktardı.
Seçimden en büyük beklentisini ise “Erdoğan’ın gitmesi” olarak açıklayan Gül, “Türk milleti buna hazır, muhalefet buna hazır mı bilmiyorum. Sonuçtan emin değilim ancak 20 yıllık iktidarın gücü dağıtılmalı” diye ekledi.
Bir gün icracı konumda bir siyasetçi olması halindeyse öncelikli olarak “en büyük sorun” yolsuzlukla mücadele edeceğini ifade etti. Gençlik politikalarının aksine, “yaşlı politikaları” uygulanması gerektiğini çünkü “aslolanın gençlik, hayata uyum sağlamakta zorlananların yaşlılar olduğunu, esas yaşlıların topluma entegre edilebilmesi için ayrı politikalar geliştirilmesi gerektiğini” savundu.
Related Keywords
siyasetçi
Tunahan Elmas
Genç Türkler
İYİ Parti
Liked this story
Add to Saved
Add to Read Later
Share
Published in

🪁 Odak | Gençlik #2: “Aslolan gençliktir”
Newsletter & Author

Aposto Gündem
Hafta içi her gün 5 dakikada gündeme hakim ol. Kısa, öz, elle derlenmiş hikâyelerle gürültüden uzak bir haber deneyimine adım at.

Bartu Özden
Politics editor @ Aposto