aposto-logoÇarşamba, 29 Mart 2023
aposto-logo
Çarşamba, Mart 29, 2023
Premium'a Yüksel
Haftanın Odağı
Uzay
#SürdürülebilirGelecek
Yapay Zekâ
Blockchain
Otonom Araçlar
Nesnelerin İnterneti (IoT)
Tıp
Güle Güle

Artırılmış Gerçeklik ve Pazarlamanın Geleceği, Bitcoin ile Maaş ve Uzay

Pazarlama alışkanlıklarının geleceğine, Türk uzay mühendisleriyle geçmişe ve NASA ile Göklere Bakıyoruz

Gelecek Burada (Berkay Çakır Sarıdoğan)

Biz içerik üreticilerinin en sevdiği doğa olayı kar ve kahve ile geçirdiğimiz güzel bir hafta oldu. Umarız senin için de aynı güzellikte geçmiştir. 

Bu hafta geleceğe dair tatlı gelişmeler yaşandı; Mars'a ulaştık, Bitcoin ile maaş aldık ve şimdi akıllı gözlüklerimizi takıp, bu şarkıyı açarak geleceğe bakıyoruz. 

Haftanın Odağı

Artırılmış Gerçeklik (#AR) ile Pazarlamanın Geleceği

Bir gözlük, birkaç satır kod, bir tasarımcı ve VOLA!

Bugün, herhangi bir ürün üretmeyen veya özel bir soruna çözüm sunmayan normal bir insan bile herhangi bir konsept ile ürettiği (veya kopyaladığı) içeriklerle ’dijital pazarlama faaliyeti’ yürütebiliyor. Yüzeysel bir bakış açısıyla kişinin genel anlamda kendi profilini pazarladığını söyleyebiliriz. Kullanıcılar, hayatındaki önemli gelişmeleri, heyecan verici anları, WhatsApp’tan gelen komik mesajları, yaptığı profesyonel işle ilgili anektodları veya sadece düşüncelerini paylaşarak başka insanların ilgisini çekmek ve onlardan fazla takipçiye ulaşmak veya onlardan ‘daha mutlu’ olmak istiyor. Herhangi bir sosyal paylaşım ağında hesabı olan her insan, belirli bir aşamayı geçtikten sonra ‘pazarlamacı’ haline geliyor. Bunu sosyolojik bir tespit yapmak veya 21. yüzyıl insanının karakterini eleştirmek için söylemiyorum. Değinmek istediğim nokta, artık herkesin bir pazarlamacı haline gelmesi ve rekabetin ciddi anlamda kızışması.

Kızışan rekabet hem amatör düzeyde hem de profesyonel düzeyde marketing ile ilgilenen insanları bir hayli zorlar hale geldi. Fark yaratmak, dikkat çekmek, parmakla gösterilmek artık sadece slogan veya içeriği değil, platformu da doğru seçmeyi gerektiriyor. Radyo, televizyon, gazete ve tek tük internet sitelerden ibaret olan 90’ların aksine bugün çok daha karışık bir ‘platform’ yelpazesine sahibiz. Bir markanın Facebook, Twitter ve Instagram’ın yanı sıra Pinterest’te ve Reddit’te olup olmadığı, LinkedIN’de nasıl bir karakter yansıttığı ve hatta podcast çekiyor mu, Clubhouse’a katıldı mı gibi soru işaretleri önem kazanıyor. Bir şirketin marketing çalışanı olarak tüm bunları göz önünde bulundurmak gerekirken, başka bir markanın kullanıcısı olarak da takibini sağlayabilmek önemli. Bir marka, bir yayıncı ile anlaşarak özel bir podcast serisini destekliyor olabilir. Kullanıcı olarak bu hamlenin farkında olabilirsin ama tamamen habersiz şekilde bu içeriği tüketiyor olma ihtimalin de yüksek. Günün sonunda, size “Nike hangi platformlarda var biliyor musun?” diye sorduğumuzda tek nefeste cevap verebilmeniz mümkün değil.  

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Reddit hesabı bulunduğunu biliyor muydunuz? Daha önce YouTube’da kendisini pazarlayan Hollandalı futbolcu Ryan Babel’in, yeni sesli paylaşım platformu Clubhouse’ta çok aktif olduğunu biliyor muydunuz?

Sonuç olarak marketing, reklam, pazarlama gibi terimlerin bağlamları oldukça değişti ve değişmeye devam ediyor. Yeni gelişen teknolojiler ile bunun birkaç adım daha ileriye gideceğini görmek mümkün. Bugün, artırılmış gerçeklik (Augmented reality - AR) teknolojisinin pazarlama alışkanlıklarımızı nasıl etkileyebileceğine biraz göz atıp kafa yoralım istiyorum.

Artırılmış Gerçeklik ve Marketing

IKEA ve Amazon gibi markalar, ürünlerinin kullanıcılar tarafından daha kolay deneyimlenebilmesi ve satın almaya giden sürecin hızlanmasını sağlamak amacıyla AR teknolojisinden faydalanmaya başladı bile. (Bu satırları yazarken daha önce de bu konuda bir şeyler karaladığımı hatırladım ve kontrol ettim. 2017’de “Artırılmış Gerçeklikle Alışveriş Deneyimi” başlıklı haberimde şöyle bir paragrafım bulunuyor.)

“Ne zaman çıkacağı ve adının ne olacağı henüz belli olmayan uygulama ile kullanıcılar IKEA ürünlerinin evde nasıl görüneceğini akıllı cihazların ekranından deneyimleyebilecek. Şimdilik sadece Amerika’da kullanılabilecek ve 500-600 kadar mobilya ile başlayacak uygulama üzerinde direkt satın almaya yönlendiren butonlar da bulunacak.

Bir ürün alırken insanların tereddüt etmesini istemeyen, daha kolay alışveriş deneyimi sağlamak isteyen IKEA gibi Amazon da bu tarz bir uygulamaya başladı. Ancak onlar biraz daha geleneksel yöntemi tercih etmiş. Amazon’un yeni başlattığı Amazon Prime Wardrobe ile seçilen 3 veya daha fazla ürün eve geliyor. Gelen ürünleri denedikten sonra satın almak istemeyenlerin, ürünleri 7 gün içinde, tekrar, kutusuna yerleştirip kapının önüne bırakması yetiyor. Anlaşmalı kargo şirketi gelip kapıdan alırken evde olmak da gerekmiyor. Prime Wardrobe ile gelen ürünlerden üçü alınırsa %10, beşi alınırsa %20 indirim hakkı elde ediliyor.”

eMarketer’a göre 2020’de 38 milyon olan Amerikalı artırılmış gerçeklik kullanıcısı 2021 yılında 47 milyona çıkacak.

 

“AR, markalar için sadece dikkat çekici bir öge olarak kullanılıyordu ancak şimdi e-ticaret tarafına doğru kayıyor” diyor Snapchat için 3D lens üreten QReal isimli firmanın yöneticisi Mike Cadoux.


Bugün bu içeriği oluşturmaya başlamamızın asıl sebebi ise Apple TV+’ın 2. sezon tanıtımı için For All Mankind isimli dizisine özel oluşturduğu AR uygulaması oldu. Apple, kullanıcıların 1. sezon ile 2. sezon arası bir bağlantı kurabileceği For All Mankind Time Capsule isimli uygulama ile hem haber bültenlerine düşmüş oldu hem de izleyicilerine özel bir deneyim yaşatarak akıllarda yer etmeyi başardı. Uygulama Türkiye’de kullanıma sunulmadığı için ne yazık ki indirip deneyimleme fırsatı bulamadık.

Artırılmış gerçeklik teknolojisi pazarlama için nasıl kullanılıyor, nasıl kullanılabilir?



Sanal Makyaj
 

Daha önce Gelecek Burada’daki içeriklerimizde de birkaç kez bahsettiğimiz üzere kozmetik devleri birer birer AR uygulamalara yatırım yapmaya başlıyor. Kullanıcılar, henüz denemedikleri ürüne para verme ve kargo süresi bekleme riskine girmek istemezken üreticiler de hem tutmayan ürünlere boşuna yatırım yapmamayı hem de insanların makyaj konusunda daha istekli olabilmesini sağlıyor. Herkesin AR filtreler ile kolayca deneyebileceği bu uygulama sayesinde makyaja karşı ön yargılı olan insanların fikrinin değişmesi ve satın almaya dönüşmesi muhtemel görünüyor.

Tıpkı Facebook ve L’Oréal’in Instagram Hikayeler’e getirmek için çalıştığı teknoloji gibi, YouTube da makine öğrenimi ve artırılmış gerçeklik teknolojilerini kullanarak, izleyicilerin anlık olarak sanal makyaj yapabilmesini sağlayacak. (19 Haziran 2019)

 

YouCam’e göre; maskelerin dudakları gizlemesine ve birçok insan evdeyken makyaj yapmamasına rağmen pandemi döneminde sanal ruj uygulamasında %32 artış görüldü. 


Akıllı, Değişken, Sanal Tabelalar


Neden bilmiyorum ancak yıllardır beni en çok heyecanlandıran AR fikri bu. (Belki de 6 yıla yakın matbaa eğitimi aldığım içindir…)

AR ve VR teknolojisi ana akım hale geldikten sonra -Ready: Player One’daki örneğin aksine- hepimizin eve çekildiği ve dış dünyayı tamamen unuttuğu bir yaşam biçimine sahip olmayız diye düşünüyor ya da en azından umuyoruz. Bu noktada, eğer hem AR ile hem de fiziksel hayatta yaşayacaksak fiziksel objelere sanal tasarımlar entegre etmeyi seçme ihtimalimiz yüksek. Starbucks’a gitmekten vazgeçer miyiz? (Umuyorum ki hayır.) Ancak eğer gözümüzde bir akıllı gözlük olacaksa ve sokakta yürümek bizim için hâlâ günlük bir alışkanlık olarak devam edecekse, Starbucks ve diğer firmalar da buna ayak uydurmalı.

Bu senaryoda, şirketlerin fiziksel tabela üretimini durdurması gerekebilir. Yerine bir adet QR kod veya tetikleyici bir dijital öge koyarak, bizim akıllı gözlüğümüz ile etkileşime girmesi sağlanabilir. Böylece, gözlüğü çıkardığımızda boş (veya sıradan) duran Starbucks dükkanı gözlüğümüzü taktığımızda bambaşka bir tasarıma bürünebilir. Bir adım daha ileri gidersek; Starbucks’ın belirlediği birkaç tasarım veya yapay zekânın anlık olarak ürettiği farklı tasarımlar, gözlüğü takan kişinin ilgi alanlarına göre değişiklik gösterebilir.

Gelecek Burada takımının Picasso’su Berkay Çakır, bu fikri şöyle tasvir etti. (Aslında GIF olarak hazırladık ancak Aposto! henüz GIF desteklemiyor maalesef. GIF olarak görüntülemek için buraya tıklayabilirsin.)


Kıyafetini Hemen & Masrafsız Dene


Yine makyaj örneğinde olduğu gibi, üreticilerin satın almaya giden süreci hızlandırmak için geliştirdiği bir diğer uygulama da artırılmış gerçeklik ortamında kıyafet deneme. Amazon, insanların kıyafeti deneme dürtüsünü yukarıdaki alıntıda bahsettiğim gibi Prime Wardrobe modeliyle çözmüştü. Seçilen birkaç kıyafeti eve gönderiyor ve aralarından birkaçını alırsan belirli indirimler uyguluyor, geri kalanı ürünlerin de ücretsiz iade edilmesini sağlıyordu. Ancak kargo giderleri, stoğu azalan ürünlerin denenme aşamasındayken başkalarına satılamaması gibi durumlar; dijital bir çözümü daha mantıklı hale getiriyor.

AR teknolojisi herkes için optimize edilene veya tamamen yayılana kadar giyim firmalarının, kendi mağazalarında akıllı aynalar ile böyle bir hizmet vermesi gündeme gelebilir. Küçük şehirler için ise tüm giyim firmalarının ortak olduğu ayna istasyonları açılabilir. (Tabii bu fikir ticari açıdan düşünüldüğünde hiç mantıklı gelmeyebilir, biz biraz komünite kültürü ve paylaşım ekonomisi açısından düşünelim.)

Gözlük üreticisi Warby Paker ve King Children gibi markalar da AR filtre akımına katılanlardan oldu. Apple’ın TrueDepth sensöründen yararlanan King Children, insanların yüz yapısında 85 milyona yakın veri noktasını doğru şekilde tespit edebildiklerini ve 8 farklı değişkene uygulayarak yüz yapısına tam oturan gözlükleri bulabildiklerini söylüyor.

Warby Paker ise “sanal kabin”i daha fazla potansiyel müşteriye ulaşmak için bir yol olarak görüyor. AR uygulamasına, sosyal ağlarda paylaşma özelliği de koyan şirketin yetkilisi “Mağazamıza gelen insanların genelde sevdikleriyle birlikte gözlük denediğini ve sonrasında da diğer insanların fikrini alabilmek için selfie/fotoğraf çekerek sosyal ağlarda paylaştıklarını fark ettik.” diyor.

Ev Dekorasyonu ve Mobilya


Yukarıda da bahsettiğim gibi, IKEA ve benzeri mobilya üreticileri veya Marshall gibi boya üreticileri de, kullanıcıların “acaba evime yakışır mı?”,” renk uyumunda sorun çıkar mı?”, “boyut olarak buraya sığar mı?” gibi sorularına çözüm oluşturuyor. Sensör teknolojilerimizin biraz daha gelişmesi ile birlikte bu çözümlerin daha ulaşılabilir ve daha yaygın olduğunu görmememiz için bir sebep kalmıyor.


Artırılmış Kıyafet
 

Akıllı gözlük ile anlık olarak değişen Starbucks fikrini biraz beğendiysen, Bu fikre de yükseleceksindir. Zira, kendi tasarlayabildiği bir kıyafete sahip olmayı kim istemez?

Akıllı gözlükler ve akıllı lensler hayatımıza girdiği için kıyafetlere atfettiğimiz şıklık konusuna bakış açımız da hemen değişecektir. Zira, herkesin gözünde sanal objeleri anlık olarak değiştirebilen bir cihaz varsa, ben neden aldığım bir kıyafeti herkese aynı şekilde göstereyim? X markadan aldığım düz gri bir tişört; Fenerbahçeli arkadaşıma Alex tasarımlı bir tişört olarak görünürken Marvel hayranı bir arkadaşıma Hulk desenli olarak görülebilir. Bu noktada bir adım ileriye giderek insanların ticari reklam tabelaları haline gelebileceğini de göz önünde bulunduralım.

Yeni bir girişim olan Gelecek Burada; insanlara kendi tişörtünü giymesi için aylık bir ödeme yapabilir mi? 7 adet tişört teslim ediyoruz, aylık belirli bir ödeme yapıyoruz ve kullanıcı, üzerinde bizim tetikleyicimizin (QR Code olabilir) bulunduğu bir tişörtü giyiyor. Böylece, sokakta diğer kullanıcılar tarafından bizim pazarlama stratejimize göre her gün-her hafta güncellediğimiz yeni tasarımları görebiliyorlar. Yine Starbucks örneğinde olduğu gibi yapay zekâ ve büyük veri (big data) sayesinde her insan Gelecek Burada tişörtünü, ilgisini çektiği şekilde -kişiselleştirilmiş olarak- görebiliyor. 

İşte pazarlama dünyasında olası gelecek senaryolarından birisi böyle. Bunların gerçekleşmesi için sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde sürekli olarak kullanabileceğimiz bir akıllı gözlüğe (veya lense), AR alanında çalışan yazılımcı ve tasarımcılara ihtiyaç duyacağız. Bahsettiğim uygulamaların özel pazarlama projeleri için gözlük gerektirmeden, akıllı telefonlar ile de kullanılması söz konusu olabilir. Hep birlikte göreceğiz. 


Umarız Hasan'ın artırılmış gerçeklik teknolojisine bakış açısından keyif almış ve haftanın özetine geçmek için sabırsızlanıyorsundur.

Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.
Uzay

• Perseverance Mars’a Ulaştı
Geçen hafta ülkemizdeki uzay heyecanı bu hafta tüm dünyayı heyecanlandıran bir gelişmeyle katlandı. Hiç lafı dolandırmayalım, Perseverance Mars’a ulaştı!

Geri dönüştürülen parçaları kullanan Perseverance, Kızıl Gezegen’de yaşam izlerini aramak ve gelecek görevler için bilgi toplamak gibi görevlere sahip. Keşif aracı, bu görevleri gerçekleştirmek için 7 farklı destek aracından faydalanıyor.

Bu keşif görevinin özellikle bizim için bir diğer ilgi çekici noktası ise NASA’nın öncesinde çalışmalar için seçtiği alan. Ülkemizdeki eşsiz güzelliklerden biri olan Salda Gölü, Perseverance’nin iniş yaptığı Jazero Kriteri ile yapıca benzerlik gösterdiği için çalışmalarda kullanıldı.

Sence bu adım, gelecekteki insanlı ziyaretlerin ayak sesi olabilir mi?


 

• Apollo 11 ve Türk Mühendisler
Ay’dan dönen astronotların Anıtkabir ziyareti hakkındaki paylaşımlara bu hafta denk gelmiş olabilirsin çünkü oldukça yayıldı. Evet, ziyaretin gerçekleşmiş olduğu doğru. Ancak bu dönüş sonrası çeşitli ülkeleri içine alan bir tur kapsamında gerçekleşiyor. 

Bu haberin yayılması bize şunu düşündürdü: “Eğer teknolojik gelişmeleri gerçekleştirenlerin ülkemizle etkileşiminden mutlu oluyorsak, neden projede yer alan Türk isimlere bakmıyoruz?”

Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle havacılık ve uzay eğitimi almak üzere Fransa’ya gönderilen Necdet Eraslan bu isimlerden biri. Eraslan ABD’de çalıştığı süre esnasında NASA personeline Apollo 11 gibi projeler için eğitimler veriyor. Necdet Eraslan’ın oğlu Arsev Eraslan ise NASA tarafından kendisine gelen Apollo 11 projesinde çalışma teklifini kabul ederek babasının eğittiği personellerle birlikte insanlık tarihinin en önemli projelerinin birinde rol alıyor. Arsev Eraslan’ın projedeki görevi astronotların görevi tamamladıktan sonra Dünya’ya dönmelerini sağlayacak bir yazılım geliştirmek oluyor.

Astronotların görev esnasında Eraslan tarafından geliştirilen yazılımı nasıl kullandığı, Eraslan’ın geliştirdiği diğer önemli teknolojiler hepimize ilham olması adına seni bekliyor.

#SürdürülebilirGelecek

• Gıda İçinde Zehir: Pestisitler
Dünya nüfusu 1970’ten bugüne %100’den fazla artış yaşadı. Dünya’da kullanabileceğimiz alan artmamasına karşın gıdaya olan ihtiyacımız nüfus artışıyla birlikte katlandı. Bu ihtiyacı karşılayabilmek için 1943’ten bu yana “pestisit” isimli maddeler tarımda ürün artışını sağlamak için kullanılıyor.

Böcek öldürücü, ot öldürücü ya da mantar öldürücü olabilen pestisitler zehirli etkisini kaybetmeden doğada yıllarca kalabiliyor. Böylece farklı canlı türlerinin yaşamlarını tehdit eden pestisitler, sera gazı emisyonunda da %30’luk bir paya sahip oluyor.

Sürdürülebilir gelecek için çiftçilerin attığı adımların yanı sıra sanatsal tarım çözümleri bu #SürdürülebilirGelecek’in bu haftaki bölümünde.


 

• Musk’tan #SürdürülebilirGelecek’e Milyonluk Destek
Piyasaların “hınzır” çocuğu, gelişmiş teknoloji şirketlerinin yöneticisi Elon Musk; gezegenimizin en büyük sorunlarından birine çözüm arayan bir yarışma için kesenin ağzını açtı.
 Carbon Removal X Prize isimli yarışma, atmosfer ve okyanuslardaki karbonu temizlemenin yolunu bulacak katılımcılara toplamda 100 milyon dolar vaat ediyor. Evet, 100.000.000 $!

Ödülü Elon Musk tarafından finanse edilen yarışma, dünyayı ürkütücü ısınma eğiliminden kurtarmak için havadan yeterince ısı hapseden karbondioksiti emen teknolojilerin gelişimini desteklemeyi amaçlıyor. Öğrenci gruplarının ayrıca destekleneceğini belirten yarışma yetkilileri, teorik yaklaşımlar değil çalışan sistemler aradıklarını söylüyor.

22 Nisan’da başlayacak yarışma 4 yıl sürecek.

Bu yarışmayla iklim değişikliği için olumlu bir adım atılabilirse, Musk’a da bir “süper kahraman” payesi yakışır mı? 


 

• Daha Az E-Posta Daha Az Karbon
Tanıtımlarla, kampanyalarla, iş ya da okul yazışmalarıyla dolup taşan posta kutunun gezegenimize etki edebileceğini hiç düşünmüş müydün? Gönderen için bir tuşa basmak kadar kolay olan bu işlem, onlarca ağdan geçerek gerçekleşiyor.

Tek bir posta dramatik bir fark yaratmayabilir elbette. Ancak, günde bir adet daha az mail göndermek yılda 16.433 ton karbon tasarrufu sağlayabiliyor.

Bu kadar basitçe bir işlemin uzun vadede yaratabileceği etkiyi gördüğünü varsayarak, beraber #SürdürülebilirGelecek için yapabileceklerimizi (daha az mail atmak işte) yazımızda derledik.
 

Yapay Zekâ

• Konuşma Terapisti: TikTalk
İlk kelimeler, asla unutulmayacak seslenmeler… Bunlar ebeveynler için eşsiz anlar. Ancak yeni doğanların yaşadığı bu süreç her zaman herkes için kolay olmayabiliyor.

Araştırmalara göre alt yaş grubundaki her 10 çocuktan biri anaokulundan 6. sınıfa kadarki dönemde belirli konuşma problemleri yaşıyor. Hem çocuklar hem de ebeveynler için eziyet haline gelen bu sürece bir çözüm getirmek isteyen bir firma TikTalk isimli terapi uygulamasıyla çözüm önerisi sunuyor.

Uygulama, bu hizmeti tablet üzerinden sunduğu oyunlarla sağlıyor. Süreci çocuklar için de kolay hale getiriyor.

Bu uygulama konuşma terapisinin yanında, bilingual çocuklar yetiştirme için de yeni bir yol açmış olabilir mi? 


 

• Shadowsense
Evet ilişki testine hoş geldiniz. Bu ilişkinin dokunmatiğı kim? Robot mu sen mi?

Tamam robotlar henüz o kadar temas seviyor diyemeyiz ama en azından algılamaya başladılar. Araştırmacılar, Yumuşak Robotların (Soft Robot) kamera aracılığıyla insan gölgesini analiz edip dokunmayı algılamasını sağlayacak bir yöntem geliştirdi.

ShadowSense adı verilen bu sistem sayesinde robot, üzerindeki el hareketlerinin meydana getirdiği gölgeleri yakalayarak kategorize edebiliyor.

İnsan-robot etkileşimi yeni bir safhaya ilerlerken, jestlerini %85’ten fazla oranda doğru algılayan robotlara “nazik” davranmanı önerebiliriz.

 

Blockchain

• Bitcoin İçin Tüketilen Enerji Korkutuyor
İran’ın, ülkede yaşanan elektrik kesintileri için Bitcoin’i sorumlu tutmasının üzerinden henüz çok bir zaman geçmedi.

Yapılan araştırmalar “İran haklı mıydı?” sorusunu hemen akıllara getiriyor. Öyle ki, Bitcoin madenciliğinin harcadığı enerji, ülkemizin yıllık elektrik tüketiminin yarısına yaklaşmış durumda. Popüler kripto para biriminin bu hafta 55.000 dolar ile rekor tazelemesiyle beraber kısa vadede talebin düşeceğini öngörmek zor. Dolayısıyla madencilikten doğan enerji tüketiminin küresel ısınmaya vereceği zararın dinebileceğini söyleyemeyiz.

Gelelim çözüm önerilerine, karbon vergisi! Elon Musk (Serbest Piyasa Kurulu göreve!) bu fikirden pek hoşlanmayabilir.


 

• Maaşını BTC Olarak Almaya Ne Dersin?
Kimisi için bu heyecan verici bir ihtimalken kimisinin de köşe bucak kaçtığı bir risk. Ancak görünüşe göre Miami Belediyesi bu seçenekten pek kaçınmamış. Belediye, artık çalışanlarına Bitcoin ile ödeme yapacaklarını ve şehir hazinesine yapılan yatırımların da Bitcoin üzerinden yürüyeceğini açıkladı. 

Gel gör ki, bizim için bu hiç görülmemiş bir hadise değil. 3dörtgen, 7 yıl önce bir çalışanına maaşını BTC cinsinden ödeyerek ülkede bir ilke imza atmıştı. O günden bugüne BTC/USD grafiğine bakmak isteyebilirsin, tasarrufun önemi mahiyetinde yani. 

Bu gibi gelişmeler ilerideki ödeme alışkanlıklarımızın değişeceğine bir işaret olabilir mi?

Otonom Araçlar

• Bizero ve Pazardan Ortaklığı
Geçen hafta seninle buluşturduğumuz Bizero’nun otonom kargo aracı Pika, bu hafta da bültenimizde yeni bir gelişmeyle yer alıyor.  Artık pazara gidip onlarca poşeti taşıma derdi yok. Ortamı seviyor, pazarlık yapmaktan falan hoşlanıyorsan orası ayrı tabii.

Bizero ve semt pazarlarını dijital ortama taşıyan bir uygulama olan Pazardan iş birliği ile gerçekleştirdiğimiz meyve sebze alışverişleri el değmeden kapımıza ulaşacak. Bir taşla iki yıkıcı teknoloji! Müşteri satın alma işlemini Pazardan uygulamasından gerçekleştirdikten sonra ürün satıcı tarafından Pika'ya yükleniyor. Teslimat aracı belirlenen adrese yaklaştığında müşteri bilgilendiriliyor, bu sayede araç ulaştığı anda güvenli teslimat sağlanmış oluyor. 2021'in ilk günlerinde hizmet vermeye başlayan Pazardan ise şu an 11 farklı semt pazarını bünyesinde bulunduruyor.

Pika’nın pazardaki anlarını izlemen için videoyu da unutmadık. Salgın bitince manzara daha şenlikli olabilir; telaşlı bir şekilde pazarda dolanan teyzeler, domates diye bağıran pazarcıların arasında bir robot…. Bekliyoruz diyelim.

Nesnelerin İnterneti (IoT)

• Duyuların İnterneti: İşitme
Geçen hafta koklamayı işlediğimiz serimizde bu hafta işitme ile karşındayız.

Arif v 216’daki şu sahneyi hatırladın mı? Arif, çeşitli ses seçeneklerinden Tarkan’ı beğeniyor ve “Nasıl Geçti Habersiz” adlı esere şahane bir giriş yapıyor. Seslerin dijital ortama aktarılması konseptini bizim için bu kadar harika sahnelediği için Cem Yılmaz’a teşekkürü borç biliriz. Sağ ol üstad.

Seslerin dijitalleşmesi videodakinin yanı sıra farklı şekillerde de karşımıza çıkabilecek gibi duruyor. Gerçek zamanlı dil çevirme imkânı sunan Amazon Echo ve Echo Dot akıllı hoparlörler bu hususa önemli bir örnek teşkil ediyor. Bu bağlama “neyi duymak istediğimizi seçme hakkı”nı da ekleyebilirsek, mikrofonların kalitesi günden güne artan ses filtreleri hatta Zoom’da da şu an mevcut olan gürültü engelleyici duyuların interneti kapsamında değerlendirilebilir.

Facebook’un projeleri, araştırmaların öngörüleri gibi detaylar serinin ikinci yazısında. 

Tıp

• 3B ve AR Teknolojileri İlk Kez Bir Ameliyatta Kullanıldı
Tıp aslında bizim esas kategorimiz değil ancak bu haberde hem 3B teknolojisi hem de AR olunca hangisine koysak bilemedik.

İsrail'de bir hastanede acil olarak gerçekleştirilen bir ameliyat 3B baskı ve artırılmış gerçeklik teknolojilerinin bir arada kullanılmasına sahne oldu. Prof. Samer Srouji, hem zamanla yarışırken büyük vakit kazancı sağladığı hem de operasyonun başarı oranını artırdığı için 3B ve AR teknolojilerini tercih ettiklerini açıkladı. Mevzubahis insan hayatı olunca vakitten kazandıran 3B teknolojisini değerlendirmemek büyük hata olurdu herhalde.

3B şekilde basılan organ, AR teknolojisi kullanılarak gözünün hemen altındaki bölgeye yerleştirildi. Bu işlem gerçekleşmeden önce ekip üyelerinden biri, Microsoft’un HoloLens AR gözlüklerini kullanarak hastanın kafatasının sanal modellemesinin içine plağı koydu. Bu sayede ameliyat gerçekleşmeden sanal gerçeklik ile ameliyat test edilmiş oldu.

Hız burada, verimlilik burada, hayat burada. Haliyle gelecek de burada.


 

Tıpta Yıkıcı Yenilik: Nanorobotlar
Damarlarında akan robotlar sana ne hissettiriyor? Ürperti? Tiksinti? Ön yargıları bırakıp sana yeni bir dünyadan bahsedelim.

İnsan vücuduna enjekte edilebilecek küçük nanorobotlar, ilerleyen yıllarda biyolojik sistemimizi akyuvar misali koruyarak ömrümüzü uzatmamıza yardımcı olabilir mi? Akyuvar deyince biraz ısınmışsındır fikre. Peki üstüne bir de bu robotlar sayesinde tüm düşüncelerin bir bulutta toplansa?

Tıp açısından kanser başta olmak üzere birçok hastalığın tedavisinde rol oynama potansiyeline sahip nanorobotlar halihazırda hayvanlarda test ediliyor.

Doğal seçilim out, gelecek in.

Güle Güle

• 🥳 Velhasıl, bu hafta böyleydi. 

Biz seninle burada buluşmayı çok sevdik, gelecek haftayı dört gözle beklemeye başladık bile. Biz sıradaki bülteni hazırlarken sen de bültenimizi paylaşarak bu arada bize destek olabilirsin.

Gelecek Burada'yı Instagram, Twitter ve LinkedIN'de takip edebileceğini de unutma. Özellikle hemen şu an Instagram hesabımıza giderek haftalık Quiz'i yakalayabilirsin. 

İlgili Başlıklar

WhatsApp

Facebook

Twitter

Instagram

Pinterest

Reddit

LinkedIN

Clubhouse

+47 more

Bülteni beğendiniz mi?

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

Geleceğe Dönüş Yayınını Takip Et

Başta yapay zekâ, blockchain, sanal gerçeklik ve 3D yazıcılar olmak üzere, hafta boyunca yıkıcı teknolojilerle ilgili yaşanan gelişmeleri her pazar saat 13.00'te gelen kutuna bırakıyoruz.

0%

;