aposto-logoPazartesi, 5 Haziran 2023
aposto-logo
Pazartesi, Haziran 5, 2023
Aposto Üyelik
Duende Podcast
Haftanın Albümü
Haftanın Filmi
Bugünkü Destekçimiz
Duende'de Bu Hafta

🎻 Cannes ödüllü Border, The National'ın Frankestein'ı

The National'ın depresyonun dehlizlerinden çıkan son albümü, Ali Abbasi'sinin coğrafi ve bedensel sınırlara dair fantastik hikâyesi Border.
İBB Kültür AŞ ile birlikte

Şerefiye Sarnıcı ’nda multidisipliner bir sanat performansı Circle Horn 10 Haziran'da başlıyor 1600 yıllık tarihin teknoloji ve sanatla buluştuğu Şerefiye Sarnıcı , İBB Kültür AŞ 'nin etkinlik serisi Night Shift kapsamında kültür sanat etkinliklerine kapılarını açmaya devam ediyor. Nedir? Trompet sanatçısı Can Ömer Uygan ’ın interaktif ve performansa dayalı multidisipliner sanat projesi olan Circle Horn , farklı disiplinlerden gelen sanatçıları bir araya getirerek hafıza temasını irdeliyor. Sıradaki program: İlki Müze Gazhane’deki Yerin Altında sahnesinde gerçekleşen performans, Dünyadan Sesler ortaklığıyla 10 Haziran ’da tarihî sarnıcın mistik ambiyansında yeniden İstanbullularla buluşacak. Kimler var? Çekirdek kadro dans sanatçıları Tuğçe Göncü ve Berk Can Ceylan , sanatçılar Meltem Şahin ve Serra Utkum İkiz , video sanatçısı Cem Çat , elektronik müzik icracısı Netam ve trompet sanatçısı Can Ömer Uygan ’dan oluşan Circle Horn projesi, her hafta farklı sanatçıları konuk ediyor. 10 Haziran ’da Deniz Tekin ’i ağırlayacak performansın 17 Haziran’daki konuğu ise Yasemin Mori olacak. Circle Horn biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

Daha fazlasını öğren

Fotoğraf: Aaron Richter/The New York Times

İzleme Listesi | The Innocent, Air, Neredesin Firuze, Kavur

Duende

İzleme Listesi | The Innocent, Air, Neredesin Firuze, Kavur

Merhaba. Bu seferki kocaman gülümsemeli bir merhaba. İçi dolu dolu bir karşılama. Değişimin arifesinde, bir yanı eksik kalan baharın doyasıya kucaklandığı günlerdeyiz. Gerçekleştirmek istediğimiz çok fazla hayalimiz, gün saydığımız kocaman planlarımız var. Daha en başından hemzemin olmayı ve aynı paydada buluşmayı seçtik. Bir arada kalmanın, birlikte yaratmanın güzelliğine…

Dün, Kadıköy Sineması işbirliğiyle hayata geçen Başrol Müzik serimizin Jam’s Session desteğindeki son gösterimini gerçekleştirdik. İngiltere’deki korsan radyo furyasıyla başlayan, ardından The Beatles’la 60’ların karşıt kültüründe vücut bulan seri, 50’lerin Chicago’sunda rock ‘n’ roll patlamasının hemen öncesinde bir plak şirketinin iç dünyasına demir attı. Daha da güzeli, filmlerin çıkışında müzikal evrende dolaşmaya devam etmemiz oldu. Emeği geçen ve gösterimlere gelen herkese teşekkür ederiz. 

Başrol Müzik, gelecek ay seçkisine yeni bir film ekleyerek Kadıköy Sineması’nda gösterimlerine devam edecek. Takipte kal.

Neler var bu sayıda?

🎧 İzleme Listesi: Louis Garrel’in aile komedisinden Air Jordan’ın hikâyesine
💿 Haftanın albümü: The National, First Two Pages of Frankestein
🎬 Haftanın filmi: Border (yön. Ali Abbasi)

Baharı doyasıya kucaklayanlara,
Taner 

Duende Podcast

Podcast: İzleme Listesi | The Innocent, Air, Neredesin Firuze, Kavur

Sinemalarda, evde ya da İstanbul’daki film gösterim programları kapsamında izleyebileceklerinden seçtiğimiz 10 yapım.

İzleme Listesi podcast'inde; sinemalarda, evde ya da İstanbul’daki film gösterim programları kapsamında izleyebileceklerinden seçtiğimiz 10 yapım hakkında kısa bilgiler var.

Louis Garrel’in aile komedisinden Air Jordan’ın hikâyesine, kokularla harekete geçen fantastik güçlerden Ömer Kavur’un mirasına bu hafta sinemalarda, evde ve şehirde izleyebileceğin birçok seçenek var.

Dinlemek için

Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.
Haftanın Albümü

🎻 Albüm incelemesi: The National, First Two Pages of Frankestein

The National'ın 9. stüdyo albümü First Two Pages of Frankenstein, grubun bu kimliği tamamiyle içselleştirdiği; indie rock'la ilişkilenen ses motiflerini oda müziğinin derin orkestral dinginliklerine değiştikleri bir çalışma.

Albüm: The National, First Two Pages of Frankestein

Süre: 47 dakika

Plak şirketi: 4AD Records

Yayın tarihi: 28 Nisan 2023

Brooklyn'den First Two Pages of Frankenstein'a

The Nationals'ın kökenleri Connecticut'a dayansa da grup 2000'li yıllarında başında New York City'de merkezlenen rock 'n' roll dalgasına Brooklyn'den katılmıştı. Öte taraftan ise; The Strokes, Interpol ve Yeah Yeah Yeahs gibi grupların ana sahneye taşan ünlerinin yanında perde arkasında kalan bir başlangıç deneyimlemişti. Öyle ki artık defteri kapanan NYC'nin o müzik sahnesine geri dönen ve kahramanlarını spot ışığı altına yerleştiren Meet Me in the Bathroom (2022) belgeselinde The Nationals'ın öne çıkmaması, grubun alametifarikası münzeviliğinin bir yansıması gibiydi. 

2000'lerin ortasında yayımlanan Alligator (2005) ve Boxer (2007) albümüyle 21.yüzyılın ilk on yılının doğurduğu post-punk revival janrının örneklerini veren The National; Matt Berninger'ın mutedil vokallerinde depresyonun envaiçeşit tonuyla boyalı içgörüsel ve retrospektif anlatılar yarattı. Yüzyılın ikinci on yarısının başıyla ve takip eden süreçte High Violet (2010) ve Trouble Will Find Me (2013) albümleriyle post-punk ses manzaralarını arkalarında bırakmaya başlayan; bunun yerine yaylıların orkestral aranjmanlarını ana güçlerinden biri yaparak chamber pop'a uzanan grup, onları uluslararası bir fenomene dönüştüren birçok şarkısını o aralıkta yazdı. Ve bu yaratıcı evrim, The National'la yolculuğu boyunca kalemini depresyona dair konuşturan Berninger'in anlatısının etrafında grupla özdeş bir müzikal kimliğe dönüştü. İşte The National'ın 9. stüdyo albümü First Two Pages of Frankenstein, grubun bu kimliği tamamiyle içselleştirdiği; indie rock'la ilişkilenen ses motiflerini oda müziğinin derin orkestral dinginliklerine değiştikleri bir çalışma oldu. 

Albümün arkasındakiler

Depresyon ve onun getirdiği yaratıcı tıkanıklıkla boğuştuğu süreçte Marry Shelly'in Frankestein'ına uzanan; onu içinde bir şeyleri harekete geçirebileceği umuduyla rafından çeken Matt Berninger, kitabın ilk iki sayfasından yansımaların olduğu bir şarkı yazdı. Ve "Frankestein" adı, Berninger'in saklanabileceği ve kendi tabiriyle içine girebileceği bir kostüm, bir maske olarak albümün başlığında yerini aldı.

Yapımcılığı grup tarafından yapılan; New York City'in kuzeyinin izbe bir yerinde, Long Pond stüdyosunda kaydedilen uzunçaların işbirlikçi müzisyen kadrosu ise Sufjan Stevens, Phoebe Bridgers ve Taylor Swift gibi süper yıldız isimlerle genişledi. Berninger'in eşi Carin Besser'ın The National'a yazarlığında eşlik ettiği First Two Pages of Frankenstein'ın mastering'ine imza atanlar arasından The Strokes, Tame Impala, Interpol, MGMT, Father John Misty ve nicesiyle çalışmış efsanevi ses mühendisi Greg Calbi öne çıktı.

The National, First Two Pages of Frankestein

Depresyonun gölgesinde

Matt Berninger, uzun zamandır ensesinde hissettiği ve The National'ın kataloğunun her yanına sızan depresyon mefhumuyla yakın geçmişte çetin bir mücadeleye girişti. Onu grubundan, yazım sürecinden ve bunların etrafında gelişen beklentilerden soyutlayan zihinsel darboğaz, Berninger'ı bilinmezlerle dolu ve önü sisli bir durumun içine sürükledi. Onun, "Müzik denilen şu kara büyünün sihirbazı olmak durumunda oluşum hep aklımdaydı," ve "...kıvılcımlar parmak uçlarımdan çıkmıyordu." sözleriyle açıkladığı bu hâl, The National'ın geleceğini de belirsizleştirdi.

Ancak bulutlar dağıldı. Matt Berninger'in çektiği acıların, içsel hesaplaşmaların ve psikolojik sağlığının kırılganlıkların ördüğü The National dokusu, yine onun sözlerinde somutlaşacak bir yolculuğa doğru hazırlanıyordu. Nihayetinde; grupla bir arada olmanın, Carin Besser'ın desteklerinin ve yavaş yavaş ilerleyen zamanın iyileştiriciliğinde şifa bulan Berninger, First Two Pages of Frankenstein'ın yüzleşmeci, şeffaf ve samimi şarkı sözlerine dönüşecek yaşanmışlıklarından ilhamlar devşirmeyi başardı. Ve bu, albümünün tümüne sirayet eden bir iskelet hâlini aldı.

First Two Pages of Frankenstein

Berninger'in yaşanmışlıklarından devşirdiği ilhamların izini albümün birçok şarkısında bulmak mümkün. Geçmişte onunla Walking on a String şarkısında düet yapan, The National'a da Carnegie Hall sahnesinde aynı şarkı için katılan Phoebe Bridgers'ın vokallerini duyduğumuz iki şarkıdan biri Your Mind Is Not Your Friend, bunlardan biri. Zira şarkıya (ve albümün bayağı müzikal akışına da) hâkim olan minimal piyanoların ve yaylıların iddiasız etkileşiminin ortasına usulca yerleşen Besser'ın şefkatli sözleri, Berninger'in çalkantılı zihnine sükûnet vadeden içten bir salık verme: 

Don't you understand?
Your mind is not your friend again

It takes you by the hand

And leaves you nowhere

Your Mind Is Not Your Friend, The National 

Diğer taraftan, ambient atmosferikliğinde bi piyano baladı olarak öne çıkan Sufjan Steven düeti Once Upon a Poolside; (albümden yazılan ilk şarkı) Berninger'ın korkularını karşısına alan ve yaşamın hassas dengesinin başucundan seslenen dizelerle dolu: Don’t make this any harder/ Everybody’s waiting / Walk-on’s almost over / Teenagers on ice. Albümün tekdüze chamber pop ses uzamlarının âdeta kristalleştiği bir şarkı olarak tekrarlı bir davul beat'inin ve sade bir piyano melodisinin yaylılar orkestrasınca kuşatıldığı Send for Me ise, müzikal olarak kataloğunun en alelade işiyle geri dönen The National'ın anlatı örüntüsünü esrik bir sona ulaştırdı:

If you’re ever in a gift shop dying inside
Filling up with tears
Cause you thought of somebody you loved
You haven’t seen in years
Send for me whenever, wherever
Send for me, I’ll come and get you

Send For Me, The National

The National, I Am Easy To Find'ta (2019) ortaya koydukları "mahir besteciliklerini" parlatmak bir yana; onun bir taklidi gibi çınlayan bir albümle geri döndü. First Two Pages of Frankenstein, oda müziğinin popüler ses motiflerini tek boyutlu müzikal manzaraların kıskacına sıkıştırdı. The National'ın yaratıcılığını basit formülasyonlara indirgeyen bir izlek takip etti. Matt Berninger'ın çatışmalı zihinsel dünyasının, duygu durumunun ve ruh ahvalinin çeşitli gözlemleri The National diskografisinin edebi mirasıyla tutarlı bir anlatı oluştursa da, tüm bunlar müziğin olmazsa olmaz tamamlayıcı eşlikçiliğinden mahrum kaldı.

Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.
Haftanın Filmi

Coğrafi ve bedensel sınırlara dair fantastik bir hikâye: Border

Yeni filmi Holy Spider ile gündemdeki Ali Abbasi'nin ilk uzun metrajlı filmi Border, MUBI'de gösterimde.

Film: Border / Gräns

Yönetmen: Ali Abbasi

Süre: 110 dakika

Yapım yılı: 2018

Låt den rätte komma in (Let the Right One In) romanın yazarı, filminin senaristi olan John Ajvide Lindqvist’in 2005 tarihli bir kısa öyküsünden uyarlanan Border; Cannes Film Festivali’nde Belirli Bir Bakış ödülünün sahibi olmuştu. Aynı yıl En İyi Yabancı Dilde Film Oscar yarışında da İsveç’i temsil eden film, bu kategoride finale kalamasa da En İyi Makyaj ve Saç Tasarımı kategorisindeki üç adaydan biri olmuştu. Filmin yönetmeni Ali Abbasi, kısa süre önce Filmekimi’nde ve vizyonda gösterilen, şimdi de MUBI’de yayında olan, benimse pek başarılı bulmadığım Holy Spider / Kutsal Örümcek filmiyle gündemde. Border’ı izlediğinde Abbasi’nin henüz ilk filmiyle çıtayı ne kadar yükselttiğini sen de anlayacaksın.

Border | Kaynak: İKSV

Her fantastik metin ya da film gibi, dünyamızda ters giden şeylerden bir kaçış imkânı sunmak, gerçek dünya simgelemek için kurgulanmış masalsı bir hikâyeye sahip Border. İsveç’in bir limanında gümrük görevlisi olarak çalışan ve fiziksel görünümü nedeniyle çoğu zaman dışlanmaktan ve hor görülmekten kurtulamayan Tina, Vore’yle tanıştığı andan itibaren kendini keşfetmeye ve azınlık konumunda olduğu düzenin kurallarına göre oynamak zorunda olup olmadığını sorgulamaya başlıyor. Her fantastik metin ya da film gibi; dünyamızda ters giden şeylerden bir kaçış imkânı sunmak, gerçek dünyayı simgelemek için kurgulanmış masalsı bir hikâyeye sahip. Evet, Tina ve Vore, birer trol.

Border | Kaynak: İKSV

Border, Avrupa mitolojisinden ödünç aldığı fantastik öğeleri günümüz Avrupa'sına taşırken karakterini bir sınır kapısına koyarak son yılların en sıcak gündemi göçmenlik ve mülteciler konularına göz kırpıyor. Üstelik aynı karakterin bedensel farkındalığına ve cinsel uyanışlarına odaklanarak LGBTİ+ bireyleri de simgeselliğinin bir parçası yapıyor. Tina, benliğini ve kimliğini kabullenememek bir yana, her an farklı olduğu hissettirilmesine rağmen özünün farkında dahi olmayan bir karakter. Onun gibi olan bir başkasıyla karşı karşıya gelmeden de bir kabulleniş ya da farkındalık yaşayamıyor. Yalnız ya da biricik olmadığını öğrendiğindeyse farklı, başka bir dünyanın kapıları açılıyor. O ana kadar kendini insanlarla ve doğasını insan genetiğiyle karşılaştırarak "bozuk" ya da "deforme" olduğunu düşünen Tina, özünün ve gücünün farkına vararak özgüvenini kazanıyor; özgürleşiyor. Öte yandan Vore'nin insanlara karşı radikal görüşleri ve planlarının olması, günümüzde ezilen toplulukların hak arayışındaki aktivizme dair bir eleştiri sunuyor; filmi sadece fantastik olmaktan çıkararak aksiyon ve suç draması türlerine yakınlaştırıyor.

Uluslararası Sinefil Topluluğu’ndan (ICS) David Acacia’nın filmin Cannes’daki gösteriminden sonra kaleme aldığı yazının son paragrafı, Border’ın özelinde tüm çağdaş fantastik edebiyat ve çağdaş fantastik sinemanın işlevini en iyi şekilde özetliyor sanki:

Tina’nın şaşırtıcı uyanışları LGBTİ+ alfabesinde kendine bir yer bulamıyor olabilir, ancak bu kimliklerin arkasındaki fikirlerle paralellikler taşıyor. Onun yaşadıkları kuir cinsel uyanışı, cinsiyetin keşfi ve açılma deneyimini yansıtan fantastik bir düzleme oturtuluyor ve Border insan olmanın ne anlama gelebileceği veya gelmeyebileceği hakkında düşündürüyor. Tüm bunları doğrudan sunmak yerine yaratıcı bir yola başvuran Abbasi, kişinin başkalarının deneyiminin her parçasıyla ilişki kurmasının gerekli olmadığını öne sürerek kuir deneyimin evrenselliğini gösteriyor.

Nerede izleyebilirsin? Border, 3 Mayıs'tan beri MUBI'de yayında.

Benzer işler:

  • The Shape of Water (2017, Guillermo del Toro)
  • Bones and All (2022, Luca Guadagnino)
Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.
Bugünkü Destekçimiz

Şerefiye Sarnıcı’nda multidisipliner bir sanat performansı

Circle Horn 10 Haziran'da başlıyor

Circle Horn 10 Haziran'da başlıyor

1600 yıllık tarihin teknoloji ve sanatla buluştuğu Şerefiye Sarnıcı, İBB Kültür AŞ'nin etkinlik serisi Night Shift kapsamında kültür sanat etkinliklerine kapılarını açmaya devam ediyor.

Nedir? Trompet sanatçısı Can Ömer Uygan’ın interaktif ve performansa dayalı multidisipliner sanat projesi olan Circle Horn, farklı disiplinlerden gelen sanatçıları bir araya getirerek hafıza temasını irdeliyor.

Sıradaki program: İlki Müze Gazhane’deki Yerin Altında sahnesinde gerçekleşen performans, Dünyadan Sesler ortaklığıyla 10 Haziran’da tarihî sarnıcın mistik ambiyansında yeniden İstanbullularla buluşacak.

Kimler var? Çekirdek kadro dans sanatçıları Tuğçe Göncü ve Berk Can Ceylan, sanatçılar Meltem Şahin ve Serra Utkum İkiz, video sanatçısı Cem Çat, elektronik müzik icracısı Netam ve trompet sanatçısı Can Ömer Uygan’dan oluşan Circle Horn projesi, her hafta farklı sanatçıları konuk ediyor. 10 Haziran’da Deniz Tekin’i ağırlayacak performansın 17 Haziran’daki konuğu ise Yasemin Mori olacak.

Circle Horn biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

Duende'de Bu Hafta

Posh Isolation'ın kurucularından Loke Rahbek. | Fotoğraf: Traianos Pakiuofakis

 Koray Soylu, Duende'nin taze Müziği üretenler serisinin ikinci sayısında Kopenhag'tan kendin yap ethos'unu içselleştirmiş plak şirketi Posh Isolation ve etrafında gelişen müzik sahnesini yazdı.

• Alexandro Iñárritu, Ryuichi Sakamoto'nun engin müzik kataloğunda 6 aylık yoğun bir dinlemeye girişti. Ortaya, Sakamoto'nun ölümünden sonra yayımlanan ilk albüm Travesía çıktıDetaylar haberimizde.

Emre Eminoğlu, 76. Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye için yarışan 21 filmi ve MARVEL Sinema Evreni'ninden Guardians of the Galaxy serisinin sonuncusu Vol.3'yi ele aldı.

Country müziğin efsanevi ismi Dolly Parton, Sting'ten Paul McCartney'e bir dolu ikonik ismi bir araya getirdiği yeni albümü Rockstarduyurdu.

• Sinemalarda, evde ve şehirde izleyebileceklerine dair kısa notlar ve öneriler bulabileceğin haftalık podcast programı İzleme Listesi, Aposto Premium üyelerine özel bir yazılı yayına dönüştü: Duende İzleme Listesi. Yayına buradan abone olabilir, İzleme Listesi'nin son bölümünü buradan dinleyebilirsin.

İlgili Başlıklar

İstanbul

Louis Garrel

Ömer Kavur

depresyon

aranjman

Depresyon

Frankestein

Brooklyn

+44 more

Bülteni beğendiniz mi?

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

Duende Yayınını Takip Et

Her hafta sinema ve müzik evreninden söyleşiler, incelemeler, öneriler, podcast’ler ve keşif notları e-posta kutunda.

0%

;