aposto-logo
TR
TREN
İKLİM VE FİNANSMAN HABERLERİ
TÜRKİYE ÇELİK SEKTÖRÜ
TAKİP ETTİKLERİMİZ
HAFTALIK GÖRÜNÜM

🏗️ Çelik sektöründe karbonsuzlaşma süreci

Türkiye çelik sektörünün, güçlü konumunu kaybetmemesi için kapsamlı bir dönüşüm planlanması ve bu planı tutarlı bir şekilde uygulaması gerekiyor.

SEFiA İklim Gündemi’nin yeni sayısına hoş geldiniz…

Bugün, 22 Mayıs 2023.

Bu sayıda, Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği'nin (SEFiA) Şubat 2022 tarihli "Türkiye Çelik Sektörü Raporu: Üretim, Ticaret ve Karbonsuzlaşma Süreci" başlıklı araştırmasına yer veriyoruz. Araştırmada, dünyada ve Türkiye'de çelik sektöründeki gelişmeler değerlendiriliyor. Türkiye çelik sektörünün düşük karbonlu üretime geçiş süreci analiz ediliyor

Yorum ve geri dönüşlerinizi bekliyoruz!

Bizi Twitter, LinkedIn ve Instagram’dan da takip edebilirsiniz.

Keyifli okumalar,

SEFiA ekibi.

SEFiA İklim Gündemi

SEFiA İklim Gündemi

İklim değişikliği ile mücadele ve sürdürülebilirliğin finansmanı alanlarındaki gelişmeleri-araştırma sonuçlarını derleyen ve her ayın birinci ve üçüncü haftalarının pazartesi günleri yayımlanan dijital gazete.

İKLİM VE FİNANSMAN HABERLERİ

Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) çalışmasına göre, küresel fosil yakıt tüketimi sübvansiyonları bir önceki yıla göre iki katına çıkarak tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 1 trilyon dolara ulaştı.

  • Petrol sübvansiyonları: Ajansın 2022 için ilk tahminleri, doğal gaz ve elektrik tüketimine yönelik sübvansiyonların 2021'e kıyasla iki kattan fazla, petrol sübvansiyonlarının ise yaklaşık %85 arttığını gösteriyor.
  • Sübvansiyonların yönü: Sübvansiyonlar, ağırlıklı olarak gelişmekte olan piyasalarda ve gelişmekte olan ekonomilerde yoğunlaşıyor. Sübvansiyonların yarısından fazlası, fosil yakıt ihraç eden ülkelerde bulunuyor.
  • Ek olarak: IEA, söz konusu sübvansiyonlara ek olarak; enerji faturalarını azlatmak için 500 milyar dolardan fazla ekstra harcamayı izledi. Bunun yaklaşık 350 milyar doları Avrupa'da olmak üzere özellikle gelişmiş ekonomilerde harcandı.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), fosil yakıtlardan aşamalı olarak çıkışın, kendisine ekonomik olarak bağımlı ve yenilenebilir enerjiye kolayca geçemeyecek ülkelere zarar vereceğini savunuyor. Fosil yakıt zengini ülkelerin petrol, gaz ve kömür üretimlerini durdurmayacağını vurguluyor. 

  • Çözüm nerede? BAE petrol, gaz ve kömür üretmeye devam ederken; küresel ısınmaya karşı karbon yakalama teknolojileri kullanmayı tercih ediyor. Oysa bu teknolojiler, iklim kriziyle mücadeleyi geciktiren yanlış çözümler olarak öne çıkıyor.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Birliği (AB) Yeşil Mutabakatı'ndaki enerji geçişinin, sürdürülebilir bir gelecek için farklı bir büyüme modeli yaratmayı hedeflediğini ve fosil yakıtlara odaklanan bir büyüme modelinin geçerliliğini yitirdiğini söyledi.

  • Hedefler: AB, 2030 yılına kadar emisyonlarını %55 azaltmayı ve 2050'de ise net-sıfır olmayı hedefliyor. 
  • Net-sıfır nedir? Net sıfır emisyon, insan faaliyetleri ile atmosfere saldığımız sera gazının, insan faaliyetleri ile tuttuğumuz ya da yakaladığımız sera gazı miktarına denk gelmesi anlamına geliyor. Net sıfır emisyon kavramının arkasındaki itici gücü, iklim değişikliği nedeniyle mevcut ve potansiyel ekonomik kayıpları azaltmak veya önlemekten çok yeni bir ekonomik düzenin kurulması düşüncesi oluşturuyor. 

Almanya, Yeşil İklim Fonu'na 2 milyar euro aktarma sözü verdi. Sağlanan fonun, iklim yatırımlarını 2024-2027 döneminde desteklemesi bekleniyor. 

  • Yeşil İklim Fonu nedir? Fon, düşük ve orta gelirli ülkelerdeki iklim değişikliğine uyum ve emisyon azaltım projelerine fon sağlamak üzere 2010 yılında kuruldu. İklim projelerini finanse etmek için fon tarafından bugüne kadar 12 milyar dolar harcandı.
  • Bir adım geriden: Almanya'da, geçtiğimiz yıl ülkenin enerji ihtiyacının yaklaşık %6'sını karşılayan üç nükleer santralin tüm reaktörlerinin devre dışı bırakılmasıyla, elektrik üretiminde nükleerden çıkış süreci tamamlanmıştı.

Türkiye'nin rüzgâr enerjisi kurulu gücü Mart 2023 itibarıyla 11 bin 426 megavata, toplam elektrik kurulu gücü ise 104 bin 348 megavata ulaştı. Böylece rüzgâr enerjisinin elektrik kurulu gücündeki payı %10,9'a yükseldi.

  • Ayrıntılar: Rüzgâr enerjisi kurulu gücünü 47 ildeki santral oluşturuyor. İzmir, rüzgâr enerjisinde en yüksek kurulu güce sahip kent.
  • Bir adım geriden: Ulusal Enerji Planı'nda 5 yıl öncesinde yılda 1 gigavat olan rüzgâr kapasitesi artışı, 2021-2035 döneminde 1,4 gigavat olarak güncellenmişti. Sektör temsilcileri, rüzgâr kapasitesinde çok daha yüksek artışların sağlanabileceğini iletmişti.
  • Güneş: Güneş enerjisi kurulu gücü, aynı dönemde 9bin 820 megavata ulaştı. Böylece 2014'te 40 megavat olan güneş kurulu gücü, toplam elektrik kurulu gücünde %9,41 pay sahibi oldu. Konya, güneş enerjisinde en yüksek kurulu güce sahip il oldu. 

Dünya Meteoroloji Örgütü'nün tahminlerine göre sıcaklıklar, insan kaynaklı iklim krizi nedeniyle, 2027'ye kadar 1,5 derece eşiğini aşabilir.

  • Rakamlar: 2023-2027 döneminde, her yılda küresel yüzey sıcaklığının sanayi öncesi dönemden 1,1-1,8 derece daha yüksek olması bekleniyor. 
  • 1,5 derece neden önemli? Küresel ortalama sıcaklıklar için 1,5 derece sınırı, dünyada yaşamı mümkün kılan ekosistemlerinin ve ona bağlı canlı yaşamının güvenliği ve devamlılığı için kritik öneme sahip. Ancak, küresel sıcaklık sanayi öncesi döneme göre 1,1 derece yükseldi bile!
  • Ne olmuştu? 2015 tarihinde imzalanan Paris Anlaşması ile ülkeler küresel sıcaklık artışını 2 derece eşiğinden kesinlikle aşağıda tutmakta anlaşmış ve 1,5 derece eşiği için ise mücadele sözleri vermişlerdi.
TÜRKİYE ÇELİK SEKTÖRÜ

Türkiye çelik sektöründe karbonsuzlaşma süreci

SEFiA'nın Şubat 2022 tarihli “Türkiye Çelik Sektörü Raporu: Üretim, Ticaret ve Karbonsuzlaşma Süreci” başlıklı araştırması, Türkiye çelik sektörünün düşük karbona geçiş sürecini analiz edilerek sektörün eğilimlerini, darboğazlarını ve fırsatlarını ortaya koyuyor.

Güçlü ve aynı zamanda çok yönlü yapısıyla çelik, günlük hayatımızın her alanında kullandığımız geniş bir ürün yelpazesinin temel girdisini oluşturmaktadır. Çeliğin, farklı fiziksel, kimyasal ve çevresel özellikleri ile 3.500’den fazla çeşidi bulunmaktadır. 

  • Hammadde: Çeliğin kimyasal yapısı göz önüne alındığında, hammadde olarak demir ön plana çıkmaktadır. Demir; karbon, geri dönüştürülmüş çelik ve az miktarda diğer elementlerle birleştiğinde çelik hâline gelir.
  • Üretim yöntemi: Çelik üretiminin yüksek fırın-bazik oksijen fırını (BF-BOF) ve elektrik ark ocağı (EAF) olmak üzere iki ana yöntemi vardır. BF-BOF için ağırlıklı olarak demir cevheri, kömür ve geri dönüştürülmüş çelik kullanılırken; EAF, çeliği çoğunlukla geri dönüştürülmüş çelik ve elektrik kullanarak üretir. Güncel bir başka çelik üretim teknolojisi olan açık ocaklı fırın (OHF) ise diğer yöntemlere göre daha çok çevresel ve ekonomik dezavantajlar yaratması nedeniyle tercih edilen bir üretim tekniği değildir. Verilere göre, toplam küresel çeliğin %70,7’si BF-BOF yolu kullanılarak üretilirken, yaklaşık %28,9’u EAF yoluyla üretilmektedir. OHF, küresel çelik üretiminin sadece %0,4’ünü oluşturmaktadır.

Çeliğin yapısal özellikleri, çeliğin kaç kez geri dönüştürüldüğüne bakılmaksızın değişmeden kalabilmektedir. Günümüzde kullanılan çeliğin yaklaşık %80-90 oranında geri dönüştürüldüğü bilinmektedir. 

Bugün bir ton çelik üretimi, 1960’lara kıyasla enerjinin sadece %40’ını gerektiriyor olsa da çelik endüstrisi, karbon yoğun üretim süreçleri nedeniyle hâlâ ülkelerin iklim ve çevre gündemlerinin merkezinde yer alan ana sektörler arasında gösterilmektedir. Çelik sektörü, Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) ile birlikte, yeşil geçiş kapsamında dönüşümüne aciliyet ve önem atfedilen öncelikli bir sektör olarak ortaya çıkmaktadır.

COVID-19 salgını sonrasında artan üretim, dünya ortalamasına göre fosil yakıta bağımlı teknolojilerin ağırlıklı olduğu ve küresel emisyonların %7-9’undan sorumlu olan çelik sektöründe, emisyonların yeniden artışı anlamına gelmektedir. Çelik üretiminin yaklaşık olarak %60’ından sorumlu olan Çin, üretiminin %77’sini fosil yakıt kaynaklı BOF yoluyla gerçekleştirdiğinden, çelik kaynaklı küresel emisyonların önemli bir kısmından tek başına sorumlu görülmektedir.

Türkiye'de çelik üretimi: Öne çıkan bulgular

Türkiye, 35,8 milyon ton çelik üretimi ile dünyada yedinci sırayı alarak önde gelen ülkeler arasında yer almaktadır. COVID-19 küresel salgınının olumsuz etkileri hissedilirken Türkiye, çelik üretimini bir önceki yıla göre %6 artırarak, 2020 yılı itibari ile 35,8 milyon tona ulaştırmayı başarmıştır. Böylece İran (%13) ve Çin’in (%7) hemen ardından, en büyük 10 çelik üreticisi arasında üçüncü en yüksek artış oranını kaydetmiştir.

  • İhracat: Türkiye’nin çelik ihracatında Avrupa Birliği üyesi ülkelerinin payı 2020 yılında %40’a ulaşmıştır. Bu pay, 2010-2016 döneminde ortalama %16 iken 2017-2020 döneminde %25’e yükselmiştir. AB tarafından bakıldığında ise Türkiye, AB’nin çelik ithalatının %12’sini karşılamaktadır ve ihracatının %20’sine pazar oluşturmaktadır.
  • Türkiye'nin avantajı: Küresel çeliğin %70,7’si kömüre dayalı BOF (yüksek fırın-bazik oksijen fırını) ile üretilirken Türkiye’nin çelik üretim kapasitesi %75 oranında EAF (hurda çeliğe dayalı elektrikli ark ocakları) kaynaklıdır ve bu yapı Türkiye çelik sektörünün düşük karbona geçişinde bir avantaj olarak görülmektedir. Böylece Türkiye, Avrupa Birliği’nin diğer büyük çelik ihracatçılarına kıyasla, karbon verimli bir çelik üreticisidir. Türkiye’nin çelik üretiminin karbon yoğunluğu, üretim kapasitesinin %75 oranında EAF’ye dayanması sayesinde, AB’nin sektördeki diğer iki önemli ticaret ortağı olan Çin ve Ukrayna’nın emisyonlarının kabaca yarısı kadardır.

Tüm bu olumlu şartlara rağmen...

Çelik sektörü, Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasının (SKDM) hedef aldığı öncelikli sektörler arasında yer almaktadır. Türkiye’nin çelik sektöründeki en önemli ticaret partnerinin AB olduğu düşünüldüğünde; planlı bir karbonsuzlaşma patikası izlenmediği durumda Türkiye’nin avantajlı pozisyonunu kaybetmesi olası görülmektedir.

Toplam etkilere bakıldığında Türkiye, Rusya ve Çin’in ardından SKDM’den en çok etkilenmesi beklenen üçüncü ülke durumundayken, demir-çelik sektörü özelinde bakıldığında riskinin Çin’den daha yüksek olduğu görülmektedir. Karbon maliyetinin €50 olduğu ve üretim kaynaklı tüm emisyonların (Kapsam 1 ve 2) fiyatlandırıldığı varsayımı altında Türkiye’nin AB’ye demir-çelik ihracatının yıllık ek 200 milyon euro maliyetle karşılaşabileceği hesaplanırken bu maliyetin sektörün ihracat gelirinin %2,8’ine eriştiği görülmektedir. Söz konusu muhtemel karbon maliyetleri Türkiye’de çelik üreten ve AB’ye ihraç eden yatırımcıların üretimlerinin karbon içeriğini düşürmeye iterken, dönüşümün maliyeti de diğer bir kısıt olarak öne çıkmaktadır. 

Raporun çıkarımları

Türkiye’nin çelik üretiminde ortalamada sahip olduğu avantaja rağmen tesis bazında dönüşmesi gereken üreticiler mevcuttur. Türkiye’de faaliyet gösteren demir-çelik fabrikalarında, entegre BOF teknolojisine sahip demir-çelik üretim tesislerinin kapasite kullanım oranlarının EAF teknolojili tesislerdekine göre daha yüksek olduğu görülmektedir.

Türkiye çelik sektörünün güçlü konumunu kaybetmemesi ve lider konuma geçmesi için kapsamlı bir dönüşüm planlanmalı ve bu plan tüm paydaşlar tarafından tutarlı bir şekilde uygulanmalıdır. Sektörün avantajını koruyacağı süreç, kapsamlı bir dönüşüm planı yapmak ve uygulamak üzere kullanmalıdır.

Hikâyeyi paylaşmak için:
TAKİP ETTİKLERİMİZ

SEFiA İklim Gündemi ekibi olarak takip ettiğimiz değerlendirme yazılarını ve diğer önemli gelişmeleri derliyoruz:

  • Milas'ta kömürsüz bir gelecek mümkün!
  • WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) daha güçlü, sağlıklı ve afetlere dirençli bir Türkiye için en acil ve öncelikli 10 adımın hayata geçirilmesini talep ediyor.
  • Avrupa Birliği, 2028 yılına kadar Rus doğal gazını yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğindeki artış ile ikame edebilir.
  • Karbon yakalama teknolojilerinin esas yüzü! Kanada'dan bir örnek.
  • COP28 öncesinde, Avrupa'da fosilden çıkış tartışmaları.
HAFTALIK GÖRÜNÜM

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

SEFiA İklim Gündemi

SEFiA İklim Gündemi

İklim değişikliği ile mücadele ve sürdürülebilirliğin finansmanı alanlarındaki gelişmeleri-araştırma sonuçlarını derleyen ve her ayın birinci ve üçüncü haftalarının pazartesi günleri yayımlanan dijital gazete.

YAZARLAR

SEFiA İklim Gündemi

İklim değişikliği ile mücadele ve sürdürülebilirliğin finansmanı alanlarındaki gelişmeleri-araştırma sonuçlarını derleyen ve her ayın birinci ve üçüncü haftalarının pazartesi günleri yayımlanan dijital gazete.

İLGİLİ BAŞLIKLAR

fosil yakıt

petrol

Uluslararası Enerji Ajansı

Avrupa

kömür

karbon

Birleşik Arap Emirlikleri

sera gazı

+21 more

İLGİLİ OKUMALAR

0%

;