aposto-logoÇarşamba, 7 Haziran 2023
aposto-logo
Çarşamba, Haziran 7, 2023
Aposto Üyelik
VAKA ÇALIŞMASI
Bugünkü Destekçimiz

🗳️ Dezenformasyon, manipülasyon, seçim

Sosyal medya çağında 'seçim' kavramı ne ifade ediyor? Sosyal medya, yaklaşmakta olan 14 Mayıs seçimlerinde ne gibi bir rol oynuyor?
TCL ile birlikte

Çocuklar için gerçek zamanlı güvenlik: TCL MOVETIME MT42 TCL MOVETIME MT42 Güvenliği ön plana çıkaran TCL MOVETIME MT42 , çocuklar için güvenlik özelliklerinin dikkate alınarak geliştirildiği bir akıllı saat olmasıyla dikkat çekiyor. SOS Acil Durum Butonu çocukların ebeveynlerine kolaylıkla ulaşmasını sağlıyor. Bu buton, çocukların acil durumlarda herhangi bir gecikme yaşanmadan, önceden belirlenmiş kişilerle hemen iletişim kurmasını mümkün kılıyor. Neler var? Güç düğmesine basılı tutarak aktive edilebilen SOS Acil Durum Butonu sayesinde önceden belirlenmiş kişilere hiçbir gecikme yaşanmaksızın ulaşılabiliyor. Anne ve babaların kolaylıkla telefonlarına indirebildikleri TCL Connect uygulaması, TCL MOVETIME MT42 ’nin kaydettiği konum geçmişini ve çocukların anlık konumunu görüntüleyerek g erçek zamanlı konum takibi sağlıyor. Uygulamadan izlenebilen güvenli bölgeler oluşturabilen ebeveynler, çocukları güvenli bölgenin dışına çıktığında bildirimle haberdar ediliyor. Nano SIM kartıyla kullanılabilen TCL MOVETIME MT42, 4.5G sesli/görüntülü aramaları ve metin mesajlarını desteklemesi sayesinde ebeveynlerle çocukların iletişimi her koşulda mümkün. 1,54” ekrana sahip, çocukların kullanımına uygun olarak tasarlanan Kids UI içeriğiyle çocuklar ekranlarını diledikleri gibi kişiselleştirebiliyor ve saat kadranlarını değiştirebiliyor. Çocuklarınızla her an iletişimde kalmanızı sağlayacak TCL MOVETIME MT42 ’yi ve diğer TCL ürünlerini incelemek için bu bağlantıyı ziyaret edebilirsiniz.

Daha fazlasını öğren

Unsplash

11 Mayıs Perşembe gününden herkese merhaba.

Bazıları tarafından Türkiye tarihinin en kritik seçimlerden biri, bazıları tarafındansa en kritik seçimi olarak kabul edilen 14 Mayıs seçimlerine sadece günler kala bugün Quando'da, sosyal medya çağında seçime gitmenin ne anlama geldiğini irdeliyor; yeri geldiğinde inanılmaz bir güç, yeri geldiğinde ise oldukça tehlikeli bir silah olabilen sosyal medyanın seçim sürecindeki rolüne bakış atıyoruz.

♟️ Teknoloji tarihinde bugün: Dünyanın en iyi satranç oyuncusu olarak kabul edilen Garry Kasparov ve IBM tarafından geliştirilen süper bilgisayar Deep Blue arasındaki pek çok kişi tarafından bir yapay zeka denemesi olarak değerlendirilen satranç maçı, Kasparov'un yenilgisiyle sonuçlandı. Deep Blue'ya sadece 62 dakikada mağlup olan ve 1,1 milyon dolarlık ödülü kaptıran Kasparov, IBM'i, özellikle kendisini yenmek için bir makine yapmakla suçladı.

Keyifli okumalar,

-İrem

VAKA ÇALIŞMASI

Geri sayım: Sosyal medyanın 'seçim' üzerindeki gücü

Dezenformasyon ve manipülasyona ek olarak sosyal medyada olası bir sansür, 14 Mayıs seçimleri için ne anlama geliyor?

Türkiye oldukça kritik bir seçime giderken sosyal medya şirketleri, seçime yönelik aldıkları önlemleri açıkladı. 

Bu kapsamda, WhatsApp, Instagram ve Facebook’u bünyesinde bulunduran Meta, 14 Mayıs seçimleri özelinde seçim güvenliğini sağlamak amacıyla Türkiye’de “Seçim Operasyonları Merkezi” isimli bir merkez kurduğunu açıkladı. Konuya ilişkin açıklamada Meta, merkezin amacının seçimlerin güvenli ve emniyetli bir şekilde yapılmasına yardımcı olmak için uygulamalarında asılsız bilgilerin yayılmasını azaltmak, zararlı içerikleri kaldırmak, potansiyel tehditleri gerçek zamanlı olarak belirlemek ve daha hızlı müdahalede bulunmak olduğunu ifade etti.

Buna ek olarak seçimler ve çevrimiçi asılsız bilgi konusunda eğitim programları başlatarak Türkiye’de dijital okuryazarlığı geliştirmek için çalışmalar yürüttüğünü de sözlerine ekleyen Meta, seçim için aldığı önlemleri şu şekilde detaylandırdı:

Doğrulama: İnsanların uygulamalarımızda önemsedikleri konular hakkında açıkça konuşabilmelerini ve bunu yaparken güvende olmalarını istiyoruz" diyen Meta, Türkiye Seçim Operasyon Merkezi ile potansiyel tehditleri gerçek zamanlı olarak tespit etmenin ve hızlı bir şekilde aksiyon almanın mümkün olacağını; bunun için şirketin farklı departmanlarından mühendis, hukukçu, araştırmacı ve analiz uzmanlarının bir araya geldiğini aktardı.

  • Oy verme tarihleri, yerleri, saatleri ve yöntemleriyle ilgili asılsız haberler gibi oy vermeyi engellemeyi amaçlayan asılsız bilgileri Facebook ve Instagram’dan tamamen kaldırdıklarını belirten Meta, diğer asılsız bilgi türlerini daha az insanın görmesi içinse bu bilgilerin yayılmasını yavaşlatmaya ve insanları yetkili kaynaklara yönlendirmeye odaklandığını ifade etti. 
  • Şirket, bunu için aralarında Türkiye’den Doğruluk Payı ve Teyit’in de olduğu, 90’ın üzerinde bağımsız üçüncü taraf haber doğrulama kuruluşuyla çalıştığını da sözlerine ekledi. Bu kapsamda, WhatsApp’ta şüpheli veya yanlış gibi görünen bir mesaj alan insanların, içeriğin doğruluğunu teyit etmeleri için Doğruluk Payı ve Teyit ile bu bilgileri tekrar kontrol etmeye teşvik edildiği belirtildi.
  • Kullanıcıların çevrimiçi ortamda asılsız haberleri tespit etmelerine ve bunlara karşı harekete geçmelerine yardımcı olmak için “Asılsız Bilgi ile Nasıl Mücadele Edebilirsiniz?” başlıklı kampanyayı hayata geçirdiğini belirten Meta, asılsız bilgilerin tespiti ve ne yapılması gerektiğine dair bilgiler paylaşan reklamlar için yerel radyo istasyonlarıyla ortaklık kurduğunu aktardı. 
  • Şirket, Mart ve Nisan 2023’te, yanlış bilgilendirme ve seçim okuryazarlığı eğitimi sağlamak için Bilgi Üniversitesi, MediaWise ve Habitat Derneği gibi akademik, medya ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlarla da işbirliği kurduğunu bildirdi.

Şeffaflık: Siyasi reklamlar ve şeffaflık konusunda ise Meta, uygulamalarında seçimlerle ilgili reklam yayınlamak isteyen reklamverenlerin, kim olduklarını ve hangi ülkede yaşadıklarını kanıtlamak için bir doğrulama sürecinden geçmeleri gerektiğini ifade etti. Paylaşımların üzerine reklam verenin kim olduğunu gösteren etiketler eklendiğini ifade eden Meta, insanların daha az reklam görmeyi seçebilmeleri için yeni kontroller eklendiği ve dilerlerse bu kontrolleri kullanarak etiketlenmiş reklamları görmemeyi seçebileceğini kaydetti.

  • Seçimlere müdahaleyi engellemek için uzmanlaşmış ekipler oluşturduklarını ve bu ekipler aracılığıyla, kamusal tartışmaya müdahale etmeye çalışan bazı Sayfalar, Gruplar ve Hesaplara, yani "koordineli kötüye kullanım" (CIB) konusuna odaklandıklarını aktaran Meta, 2017'den bu yana koordineli kötüye kullanım nedeniyle 200’den fazla ağı kaldırdıklarını, özellikle de seçimlerle ilgili bu tarz bir faaliyet tespit edildiğinde aksiyon alacaklarını da sözlerine ekledi.

Öte yandan, TikTok da seçim öncesinde seçime yönelik dezenformasyonun ve yanlış bilginin yayılmasını engellemek için aldığı önlemleri duyurdu. Buna göre, TikTok Türkiye ve Levant Bölgesi Kamu Politikaları Yöneticisi ve TikTok Türkiye sözcüsü Emir Gelen, platformdaki seçimle ilgili yanlış bilgilerin tespitini kolaylaştırmak amacıyla 40 bini aşkın güvenlik uzmanıyla birlikte makine öğrenimi başta olmaz üzere her türlü teknolojik imkandan yararlandığını aktardı:

İşbirliği: Moderasyon ekibinin yanlış bilgi ihlallerinin değerlendirilmesi, onaylanması ve kaldırılması odağında kurulduğunu belirten Genel, dezenformasyon moderatörlerine ek olarak Teyit.org, Dogrulukpayi.com ve Dogrula.org gibi platformlarla da işbirliği yaptıklarını ifade etti.

  • Bu işbirlikleri kapsamında TikTok, Uluslararası Doğruluk Kontrol Ağı (IFCN) bünyesindeki tüm yerel doğruluk kontrol kuruluşlarıyla işbirliği kuran ilk ve tek platform oldu.

Bununla birlikte: Dezenformasyon ve yanlış bilginin toplum üzerinde yarattığı etkiyi daha iyi anlamak için Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) ile işbirliği yapan TikTok, Türkiye'de Dijital Okuryazarlık isimli bir de rapor yayımladı. Şubat ayında meydana gelen depremler nedeniyle duyurusu ertelenen rapora göre, insanların %63, internetteki bilgilerin çoğunun gerçeği yansıtmadığına inanıyor.

  • Rapor ayrıca insanların %59'unun güvenilir bir uluslararası ve ulusal kurum tarafından paylaşıl bilgileri dikkate aldığını; %52'sinin arkadaşlar ve aile tarafından paylaşılan bilgi kaynaklarının güvenilir olduğuna inandığını ve %71'inin de anonim hesapları ciddiye almadığını ortaya koydu. Gelgelelim, söz konusu 18 ila 24 yaş grubu olduğunda, anonim hesapları ciddiye almama eğiliminin %61,5'e düştüğü aktarılıyor.
  • Yukarıda bahsedilen son veriye dikkat çeken Gelen, bu durumun "Neden gençler anonim kaynaklardan gelen bilgilere itibar etmeye ya da en azından bunları dikkate almaya daha meyilli?" sorusunu akıllara getirdiğini ifade ederek "İşte bu noktada sorumluluk bizim gibi platformlara düşüyor. Politikalarımızı güçlendirmeye ve uygulamaya devam ederken şeffaf olmaya çalışıyor ve bu zorluğun üstesinden gelmek için uzmanlarla işbirliği yapıyoruz.” şeklinde kaydediyor.

Dezenformasyon ve manipülasyon

Şirketlerin açıklamalarından da açık bir şekilde görülebildiği üzere, alınan tüm bu önlemlerin özünde en basit hâliyle yanlış bilginin yayılmasını engellemek yatıyor. Bu noktada, günümüzde günlük yaşantının vazgeçilmez bir parçası hâline gelen sosyal medyanın özellikle de kamuoyu oluşturmakta oldukça güçlü, yerine göre de kişilerin düşüncülerini değiştirecek kadar etkili ve tehlikeli bir silah olabileceğini hatırlamak gerekiyor. 

Siyasi konuşmalar ve tartışmalar için artık birincil platform konumuna gelen Facebook ve Twitter gibi sosyal medya platformları, kamuoyu ve seçmen niyeti hakkında devasa bilgi hazinelerine sahip. Bu platformlardan herhangi birine kaydolmanız demek, söz konusu platformları yöneten şirketlerin davranışlarınız, ilgi alanlarınız, aileniz ve arkadaşlarınız hakkında veriler toplayabileceği ve bu verileri daha detaylı analizler için başka şirketlere satabileceği anlamına geliyor. Buna göre, kurduğunuz bağlantılar, yaptığınız yorumlar ve paylaşımları inceleyen sosyal medya şirketleri, bu incelemelerden yola çıkarak oy verme olasılığınız, ne yönde oy kullanacağınız ve ne tür reklam ya da haberlerin sizi fikrinizi değiştirmeye teşvik edebileceğine yönelik oldukça tutarlı çıkarımlarda bulunabiliyor.

Kullanıcıların haber tüketim alışkanlıklarını inceleyerek siyasi kutuplaşmanın nedenleri ve sonuçları hakkında ayrıntılı analizler yapan şirketler, kimin hangi linke tıkladığından hangi makaleyi ne kadar sürede okuduğuna kadar pek çok farklı bilgiye erişim sağlayabiliyor. Bu da yanlış bilgi ve yalan haberlerin seçimler üzerinde ne derece güçlü bir etkiye sahip olduğunu en iyi şekilde bilenlerin sosyal medya devleri olduğu anlamına geliyor.

Dünyadan örneklere bakacak olduğumuzdaysa seçim döneminde sosyal medyanın ne kadar büyük bir güç olduğu daha net bir şekilde ortaya çıkıyor: 

Dünyanın en büyük skandallarından biri olarak tarihe geçen Cambridge Analytica olayında, “tüketici, takipçi, seçmen davranışlarını değiştirmek isteyen iş dünyası ve siyasi partilere hizmet sunan bir veri analiz şirketi” olarak tanımlanan Cambridge Analytica’nın, 2016 ABD Başkanlık Seçimi’nde, Birleşik Krallık’ın 2016 yılında Avrupa Birliği'nden ayrılması için gerçekleşen Brexit referandumunda ve daha pek çok farklı ülkenin seçim süreçlerinde, seçimin sonucunu değiştirecek düzeyde aktif rol oynadığı ortaya çıkmıştı.

Buna göre, Cambridge Analytica, 90 milyon Facebook kullanıcısının verilerine izinsiz bir şekilde erişim sağlayarak bu verileri seçmen davranışını anlamlandırmak ve yönlendirmek amacıyla toplamış; olayın açığa çıkmasının ardından Meta CEO’su Mark Zuckerberg, ABD Kongresi önünde ifade vererek özür dilemişti. Meta, Facebook kullanıcı verilerinin uygunsuz bir şekilde Cambridge Analytica ile paylaşılmasının bedelini 5 milyar dolarlık bir ceza ile ödemişti.

Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu da geçtiğimiz hafta Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve ekibinin "dark web dünyası ile anlaşmaya çalıştığını" söyleyerek Altun ve ekibini "Cambridge Analytica"cılık oynamaya çalışmakla suçlamıştı. 

Buna ek olarak, CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek de İçişleri Bakanlığında paralel bir yapı kurulduğunu ve bakanlık bünyesinde bir seçim takip modülü oluşturulduğunu öne sürerek tüm valilik ve kaymakamlıklara talimat verildiğini iddia ederek Kılıçdaroğlu'nun söylemlerini desteklemişti.

Fahrettin Altun ise bu iddiaları, "CHP Genel Başkanının yalan siyasetinin sınır tanımazlığına bir kez daha şahitlik ettik." diyerek reddetmişti. 

Bundan sadece birkaç ay öncesinde ise siber pazarda “Team Jorge” ismiyle, resmî olaraksa “Demoman International” ismiyle bilinen İsrail merkezli bir şirketin, yapay zeka, siber teknolojiler ve iletişim uzmanlarından oluşan ekibiyle 30’u aşkın ülkede dezenformasyon yoluyla seçimlere müdahalede bulunduğu ortaya çıkmıştı. Buna göre, 20 yıldan uzun bir süredir dünyanın farklı noktalarında seçimlerin sonucunu etkileyen Team Jorge; seçimlere herhangi bir iz bırakmadan gizlice müdahale etme sözüyle müşterilerine, yalan haberlerin yayılmasını sağlamaktan Twitter, LinkedIn, Facebook, Telegram, Gmail, Instagram ve YouTube'da binlerce sahte sosyal medya profilinden oluşan geniş bir orduyu kontrol eden  “Aims” isimli bir yazılım paketine kadar oldukça geniş çaplı bir hizmet sunmuştu.

İşin ‘sansür’ boyutu

İktidara yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak gazetesinden Bülent Orakoğlu'nun dün yayımlanan yazısında, Pentagon’un kontrolünde olduğunu söylediği Twitter’ın, ‘Büyük İstanbul Mitingi’ne yönelik “alçakça ve kalleşçe organize bir saldırı” düzenlediğini öne sürdü. Orakoğlu’nun iddialarına göre, Twitter, seçime giden süreçte FETÖ ve PKK yanlısı hesapları öne çıkarmaya ek olarak çeşitli iftira kampanyaları ve kara propagandaların yayılmasını sağlamış; bir algoritma düzenlemesiyle Kılıçdaroğlu’nu öne çıkarırken AK Partili vatandaşların paylaşımlarını daha az göstermişti.

Orakoğlu buna ek olarak Büyük İstanbul Mitingi için Twitter’da “#TürkiyeSanaEmanet” etiketi altında yapılan milyonlarca paylaşımın engellendiğini, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhur İttifakı’na "açıkça sansür uygulandığını" iddia ederken; "açıkça suç işlediğini" öne sürdüğü Twitter’ın seçim özelinde bir süre kapatılması için de çağrıda bulundu.

Buna karşılık, İnsan Hakları İzleme Örgütü ve ARTICLE 19’un dün yayımladığı rapora göre, hükümetin internet üzerindeki kontrolü seçimleri tehdit ediyor. Sosyal medya şirketlerinin politikalarına odaklanan raporda, Türkiye’de geçmiş seçimlerde sosyal medyanın, geleneksel medyanın ve ulusal seçim makamlarının bağımsız olmadığı bir ortamda oy kullanımına yönelik usulsüzlük iddialarının ortaya çıkmasında önemli bir rol oynadığı belirtilirken Ekim 2022’de kabul edilen yasal değişiklikler kapsamında internet sansürüne yönelik araçların seçim öncesinde büyük oranda arttığı ifade ediliyor.

"Hükümet, seçim sırasında muhalif görüşlerin yayılmasını engellemek için sosyal medya platformlarını tehdit etmekten veya kısıtlamaktan kaçınmalıdır" ifadelerine yer verilen raporda, "Sosyal medya platformları ve mesajlaşma servisleri, Türkiye'deki seçmenlerin demokratik bir seçime katılım hakkına saygı göstererek hükümet baskısına direnmeli ve kısıtlamalara karşı acil durum planlarını uygulamaya koyarak kâr etmek yerine insan haklarına öncelik vermelidirler" şeklinde aktarılıyor. 

Buna ek olarak, sosyal medya şirketlerinin “Birleşmiş Milletler İş Dünyası ve İnsan Hakları Rehber İlkeleri uyarında faaliyetlerini demokratik seçimlere katılma hakkını zedelemeye katkıda bulunan yönlerini ele almak da dahil olmak üzere, insan haklarına saygı gösterme ve ihlalleri giderme yükümlülüklerinin” bulunduğunun kaydedildiği raporda, Meta ve TikTok haricinde hiçbir sosyal medya platformunun 14 mayıs seçimlerine yönelik yaklaşımlarını açıklamadığı; Twitter ve YouTube’un seçimler için genel politikalarının olmadığı ve Telegram’ın da dezenformayın ya da seçimle ilgili bir politikasının bulunmadığı belirtiliyor.

Ayrıca, söz konusu şirketlerin Türkiye'deki seçimler için ayırdıkları kaynaklar hakkında şeffaf olamadığını belirten İnsan Hakları İzleme Örgütü, Twitter’da devlete bağlı hesapların bu yönde etiketlenmesine rağmen Anadolu Ajansı’nın böyle bir etikete sahip olmamasının “endişe verici” olduğunu da sözlerine ekliyor. Konuya ilişkin açıklamasında ARTICLE 19 Avrupa Direktörü Sarah Clarke, şu ifadelere yer veriyor:

"Sosyal medya şirketleri, bağımsız gözlemcilerin değerlendirmeleri de dahil olmak üzere, hükümetin olumsuz gördüğü içerikleri çıkarmaları konusunda yoğun bir baskıyla karşılaşabilir. Şirketlerin bu baskılara direnmeleri ve bu kritik seçim döneminde kendilerini hak ihlallerinin ortağı haline getirecek tedbirlere karşı koymak için ellerinden geleni yapmaları çok önemlidir."

Türkiye’de terör saldırıları ve deprem gibi olaylarda “dezenformasyon riski” adı altında –Twitter başta olmak üzere– sosyal medya platformlarına erişim engeli geldiğini; ancak bu engellerin ifade özgürlüğüne ek olarak haberleşme ve yardımlaşma faaliyetlerini de sekteye uğrattığı düşünüldüğünde, benzer bir erişim engelinin seçim zamanı gerçekleşmesinin oldukça ağır sonuçları olabileceğini söylemek pek de yanlış olmayacaktır.

Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.
Bugünkü Destekçimiz

Çocuklar için gerçek zamanlı güvenlik: TCL MOVETIME MT42

TCL MOVETIME MT42

TCL MOVETIME MT42

Güvenliği ön plana çıkaran TCL MOVETIME MT42, çocuklar için güvenlik özelliklerinin dikkate alınarak geliştirildiği bir akıllı saat olmasıyla dikkat çekiyor.

SOS Acil Durum Butonu çocukların ebeveynlerine kolaylıkla ulaşmasını sağlıyor. Bu buton, çocukların acil durumlarda herhangi bir gecikme yaşanmadan, önceden belirlenmiş kişilerle hemen iletişim kurmasını mümkün kılıyor.

Neler var?

  • Güç düğmesine basılı tutarak aktive edilebilen SOS Acil Durum Butonu sayesinde önceden belirlenmiş kişilere hiçbir gecikme yaşanmaksızın ulaşılabiliyor.
  • Anne ve babaların kolaylıkla telefonlarına indirebildikleri TCL Connect uygulaması, TCL MOVETIME MT42’nin kaydettiği konum geçmişini ve çocukların anlık konumunu görüntüleyerek gerçek zamanlı konum takibi sağlıyor.
  • Uygulamadan izlenebilen güvenli bölgeler oluşturabilen ebeveynler, çocukları güvenli bölgenin dışına çıktığında bildirimle haberdar ediliyor.
  • Nano SIM kartıyla kullanılabilen TCL MOVETIME MT42, 4.5G sesli/görüntülü aramaları ve metin mesajlarını desteklemesi sayesinde ebeveynlerle çocukların iletişimi her koşulda mümkün.
  • 1,54” ekrana sahip, çocukların kullanımına uygun olarak tasarlanan Kids UI içeriğiyle çocuklar ekranlarını diledikleri gibi kişiselleştirebiliyor ve saat kadranlarını değiştirebiliyor.

Çocuklarınızla her an iletişimde kalmanızı sağlayacak TCL MOVETIME MT42’yi ve diğer TCL ürünlerini incelemek için bu bağlantıyı ziyaret edebilirsiniz.

İlgili Başlıklar

Türkiye

WhatsApp

Instagram

Facebook

Seçim

Doğru

Teyit

Bülteni beğendiniz mi?

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

Quando Yayınını Takip Et

Türkiye’den ve dünyadan en önemli teknoloji, inovasyon, girişimcilik ve bilim haberleri.

0%

;