30 Mayıs Salı sabahından herkese günaydın.
Bugünkü sayımızda elektrik fiyatlarının 2023 gidişatı ve bundan sonraki dönemdeki beklentilere ek olarak; ekonomi ve iş dünyasının önemli oyuncularının seçim sonrası döneme dair değerlendirmelerine yer verdik.
Unutmadan: Pareto'nun üyelere özel hazırladığımız;
- İş dünyasını ve piyasaları şekillendiren trendlerin analizleri, sektörel içgörüler, güncel veriler, etki yaratan raporları paylaştığımız Pareto İçgörü,
- Piyasaları ve iş dünyasını yakından ilgilendiren, en önemli mevzuat değişikliklerini derlediğimiz Pareto Mevzuat,
- Haftanın öne çıkan BİST 100 şirketlerinin yalın ve derinlikli incelemeleri sizlerle paylaştığımız Pareto BIST 100
bültenlerine göz atmayı ihmal etmeyin!
Keyifli okumalar dilerim,
İdil
Pareto
İş dünyasından içgörü, sektör analizleri ve gelecek öngörüleri her pazartesi, çarşamba ve cuma e-posta kutunuzda.
Enerji piyasalarının dünü, bugünü ve yarını
Mayıs ayında enerji piyasalarında ne oldu ve bizi gelecek aylarda ne bekliyor?

Enerji maliyetleri işletmelerin en önemli gider kalemlerinden biri, enerji artık yeni bir para birimi. Bu sebeple işletmelerin stratejik enerji kararları geleceklerine yön verecek.
Eylül 2022’de rekor seviyelere gelen elektrik fiyatları aktif bedeli 3.850,59 TL/ Mwh’lere ulaşmıştı. Fakat geçtiğimiz Nisan ayında fiyat yarı seviyeye inip 1.770,82 TL/Mwh’lere geriledi.
Enerji maliyetlerindeki düşüş yenilenebilir enerji yatırımlarını etkiledi mi?
Enerji maliyetleri düşme eğilimi gösterirken, dağıtım bedellerinin artmasıyla güneş enerjisi yatırımlarının fizibiliteleri oldukça farklılık göstermeye başladı. Fakat yine de kurumsal firmaların yenilenebilir enerji yatırımları hız kazanarak artıyor. Turkcell yeni 435 milyon TL’lik Van’daki GES yatırımını açıklarken kimi firmalar rüzgar enerjisine kimi firmalar hidrojen kimi firmalar ise hidroelektrik enerji yatırımlarına tam gaz devam ediyor.
Milyonluk yenilenebilir enerji yatırımları fizibiliteleri şaşarken, yatırımlar katlanarak artıyor
Güneş yatırımlarının fizibiliteleri aktif bedellerin yarıya düşmesiyle ve dağıtım bedellerinin artmasıyla ciddi değişiklikler gösterdi. Sadece üretim maliyeti tarafı da değil sınırda karbon uygulaması hayata geçtiğinde yenilenebilir enerjiden elektrik üretmiyor ya da tükettiğinizi sertifikalandıramıyorsanız ek maliyetlerle yüz yüze kalacaksınız. Son birkaç yıl gösterdi ki elektrik enerjisi tüketim tarafında kendi göbek bağınızı kendiniz kesmiyorsanız, maliyetlerinizi yönetmeniz de çok zor. Bu sebeple fizibiliteler değişkenlik gösterse dahi firmalar kendi stratejik enerji adımlarını planlamaya devam ediyor.
Elektrik faturalarında yılbaşından bu yana görülen düşüşün sebebi nedir?
Elektrik, EPİAŞ-Enerji Piyasaları İşletme A.Ş. tarafından işletilen elektrik piyasasında işlem görüyor ve elektrik piyasasının gösterge fiyatı Piyasa Takas Fiyatıdır (PTF). Ülkemizde hemen hemen tüm orta ölçekli ve büyük firmalar elektrik borsası endeksli faturalandırılıyor yani gösterge fiyat olan PTF’ye endeksli. PTF her saat için arz ve talebin kesiştiği noktada oluşuyor.
PTF’nin belirlenmesinde çok fazla değişken var; ülke genelindeki elektrik enerjisine olan talep, rüzgardan, sudan, güneşten üretilen elektrik enerjisi, yerli ve ithal kömür santrallerinden üretilen enerji, doğalgaz santrallerinin ürettiği enerji, veya dolar.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile rekor seviyelere tırmanan doğalgaz ve kömür fiyatları; Avrupa’nın LNG ile önlem alması, sıcak bir kış geçirmesi ve resesyon etkisi ile normal seviyelere döndü.
Biz de bu dalgalanmayı, ülkemizdeki elektrik fiyatlarında hissettik. Üstüne üstlük bir de döviz kurunun işin içine çarpan olarak girmesi ile Piyasa Takas Fiyatı 2022 yılının son aylarında 4000 TL/MWh’ e kadar yaklaşmıştı. (2022 Aralık ayı aritmetik ortalaması 3724 TL/MWh) Elektrik borsası tavan fiyatı 4800 TL/MWh’ di.
2023 yılının başlamasıyla birlikte Piyasa Takas Fiyatı, doğalgaz ve kömür fiyatlarındaki rahatlama ile gevşedi. BOTAŞ, elektrik üretim amaçlı kullanılan doğalgaz fiyatında Ocak-Şubat ve Mart aylarında toplam %51’lik indirim yaptı. PTF de neredeyse aynı oranda düştü. Nisan ayını 1770 TL/MWh ile kapatırken, Mayıs ayını 1950 TL/MWh seviyesinde seyrediyor.
Sadece doğalgaz fiyatındaki düşüş değil; elektrik talebinde artış olmaması, resesyon ve 6 Şubat Depremleri gibi fiyatı baskılayıcı birçok etken de mevcuttu yılın ilk yarısında.
Peki Yılın 2. Yarısında Ne Olacak? Elektrik fiyatları artacak mı?
Yılın 2. yarısında kurak geçen kışın etkisini, seçim sonrası artış beklenen döviz kuru etkisini ve Rusya-Ukrayna savaş sürecinin belirsizliğini düşündüğümüzde PTF’nin artmasını bekliyoruz. Ancak bir yandan da 2022 yılının sonunda en kötü fiyatlamayı geride bıraktığımızı da belirtmek istiyoruz.
2023 yılı 2. yarısında elektrik enerjisi maliyetinizin içinde bulunduğumuz günlere göre %20-%25 oranında artma olasılığını fiyatlamak oldukça makul bir öngörü olur.
En başta belirttiğimiz gibi kendi elektriğinizi üretmiyorsanız fazlaca belirsizlikle yüz yüze kalabilirsiniz. Bu süreçte enerji maliyetlerinizi takip etmek ve geleceğe dair isabetli öngörülerde bulunmak için dijitalleşmeyi de en az yenilebilir enerji yatırımı kadar tavsiye ediyoruz.
Seçim sonrasında ekonominin rotası: Kim neler bekliyor?
Seçim sonuçlarının kesinleşmesinin ardından Türkiye ekonomisinin rotasına ilişkin beklentiler de şekillenmeye başladı.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu, 28 Mayıs günü yapılan oylama sonucunda tamamlandı. Beştepe Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde balkon konuşmasını gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomiye ilişkin, "Enflasyonun yol açtığı fiyat artışları sıkıntılarını gidermek, refah kaybını gidermek önümüzdeki günlerin en acil konu başlığıdır. Bunları başbakanlığım döneminde faizi 4,6'ya, enflasyonu 6,2'ye indirerek ispatlayan biz değil miydik?" ifadelerini kullandı.
Beklentiler ne yönde?
Seçim sonuçlarının kesinleşmesinin ardından Türkiye ekonomisinin seçim sonrası rotasına ilişkin beklentiler de şekillenmeye başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikinci tur öncesinde CNN International'a verdiği demecinde "Şimdi faiz 8,5'te ve enflasyon da düşüyor, daha da düşecek. Enflasyon bu ülkede kesinlikle faizle beraber inerek halkımın çok daha rahat edebileceği bir konuma gelecek. Bunu bir ekonomist olarak konuşuyorum, yani hayali değil. Eğer böyle bir durum olmamış olsa zaten bu inmezdi" ifadelerini kullanarak "mevcut modelle devam" mesajı vermişti. Konuya ilişkin Reuters’a konuşan üst düzey bir yetkili ise mevcut sistemin sürdürülebilir olmaması nedeniyle yeni bir modelin araştırılmakta olduğunu; fakat bu çalışmaların henüz Erdoğan’a sunulmadığını ifade etmişti.
Seçim sonrasında bir not yayımlayan ABD merkezli Morgan Stanley analistleri, yıl sonunda dolar/TL’nin 26 seviyesine ulaşabileceğini, fakat bu noktaya erken ulaşılması ve ekonomi politikalarında bir değişiklik yapılmaması hâlinde bu değerin 28’e kadar çıkabileceğini ifade etti. Yayımlanan notta ayrıca, "Makro politika çerçevesinde dezenflasyona öncelik verecek ve piyasa dostu politikalar benimseyecek bir değişiklik yapılmadığı takdirde, Türkiye'nin yüksek dış finansman ihtiyacı makro riskleri canlı tutacak, küresel şoklara ve bölgesel ortaklardan gelen döviz girişlerine duyarlılığı artıracaktır" ifadelerine yer verildi.
Barclays ekonomisti Ercan Ergüzel tarafından müşterilere yollanan bilgi notunda ise hem faiz oranlarında hem de dövizde bir düzenleme gerektiği ifade edilerek TCMB politika faizinin yıl sonunda %36’ya kadar çıkabileceği belirtildi.
Analistlerin de birtakım beklentileri mevcut.
- Tellimer Hisse Araştırma Birimi Başkanı Hasnain Malik, "Erdoğan'ın kazanması hiçbir yabancı yatırımcıyı rahatlatmaz. Yüksek enflasyon, düşük faiz oranları ve net döviz rezervinin eksikliği nedeniyle tüm varlıkları etkileyecek sancılı bir kriz kapıda olabilir" ifadelerini kullandı.
- Ninety One’dan Roger Clark, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en büyük zorluğunun ekonomi olacağını ifade ederek, "Ekonomi siyasetinin yönü değişmezse, Türkiye daha aşırı bir ödemeler dengesi krizine ve daha sıkı bir sermaye kontrolüne doğru gidecek. Aşırı senaryoda ise, vatandaşların geniş dolar stokunun zorla bozdurulması ve Türk borçluların, dış yükümlülüklerinde temerrüde girdiğini görebiliriz" açıklamasında bulundu.
- Strateji Portföy’den Burak Çetinçeker, "Mevcut ekonomi modelinin işlemediği çok açık. Erdoğan da muhtemelen bunun farkında ve yakın gelecekte ortodoks bir politikaya mütevazı bir geçiş muhtemel çünkü aksi takdirde bu sürdürülebilir değil. Buna yönelik herhangi bir sinyal piyasa tarafından da memnuniyetle karşılanacaktır" dedi.
- Global Securities Araştırma Grubu Direktörü Serdar Pazı ise, "Hisse senetlerinde kısa süreli bir artış görebiliriz, özellikle de büyük ihtimalle 20’nin üzerinde kalacak döviz kuruyla. Bu süreç ihracatçılara önemli avantaj sağlayacaktır. Erdoğan hem seçim kampanyasında hem de dün geceki zafer konuşmasında düşük faiz oranlarını övdü. Bu politikanın değişme olasılığı düşük, en azından 2024’ün ilk çeyreğinin sonunda yapılacak yerel seçimlere kadar" ifadelerini kullandı.
Türk iş dünyasından tepkiler
- Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Süleyman Sönmez, yarının Türkiye'sini ve umudu inşa etmek için herkese büyük sorumluluklar düştüğünü belirterek, "Vakit, hayallerimizdeki kalkınmış Türkiye'ye odaklanmanın vaktidir ve ülkemizin, hızla asli gündemi olan ekonomiye dönmesi gerekmektedir" ifadelerini kullandı.
- İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, seçimlerin tamamlanmasıyla belirsizlik ortamının sona erdiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Artık tüm enerjimizi ve gücümüzü işimize odaklamalıyız. Her zamankinden daha fazla çalışmamız, ülkece el birliğiyle üretmemiz gereken bir süreç başladı. Hep birlikte Türkiye'nin temel meselelerine odaklanarak ekonomimizi kalkındırmak, bir üst seviyeye taşımak ve huzurlu bir refah seviyesine ulaşmak için çalışmalıyız. Yeni dönemden daha da umutluyuz ve bu zamana kadar yaptığımız çalışmaların yeni dönemde de artarak devam edeceğine olan inancımız tamdır."
- İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, "Seçim gündemi tamamlandığına göre şimdi ekonomi gündemine odaklanmalıyız. En kısa sürede ihracatçılarımızın beklenti ve ihtiyaçları doğrultusunda yeniden belirlenecek ekonomik politikalarla yatırım ortamının iyileştirilmesini, enflasyon kur makasının daraltılmasını, enflasyon faiz dengesinin sağlanmasını ve finansmana erişimin kolaylaştırılmasını bekliyoruz" açıklamasında bulundu.
- Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya, "Bu süreçte ülkemizin ekonomik, toplumsal ve sosyal refahına katkı sağlamak için üretimimizi ve ihracatımızı artırmamız gerektiğine inanıyoruz. Daha fazla üreterek enflasyonu aşağı çekebilir, daha fazla ihracat yaparak cari açığımızı düşürebilir ve oluşturduğumuz katma değerle iş gücümüzü artırabiliriz" değerlendirmesinde bulundu.
- Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, "Hem global hem coğrafi risklerin ve belirsizliklerin yükseldiği bir dönemdeyiz. Ülkemiz açısından önemli fırsatları ve riskleri barındıran bu dönemde gereken reformlarla birlikte gelişimimizin güçlenmesi ve hızlanması için hep birlikte üzerimize düşen görevleri yerine getireceğiz" açıklamasında bulundu.
- Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER), "Sürdürülebilir kalkınma sürecine girmiş, yatırımlar için cazip, müreffeh bir Türkiye yaratmak hedefiyle harekete geçilmelidir. Türkiye'nin geleceğini belirleyecek temel konu toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaktır. Kadınların ekonomide, toplumsal yaşamda ve siyasette erkeklerle eşit bir şekilde temsil edilmesi bugünümüz ve geleceğimiz için hayati öneme sahiptir. Bu hedef gerçekleşmeden diğer hedeflere ulaşmak mümkün değildir. Bu kapsamda, kadın hakları alanında geriye gidiş olmaması, kazanımların üzerine yenilerinin eklenmesi önem arz etmektedir" açıklamasına ek olarak eşitlik çağrısında bulundu.
- Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkanı Engin Aksoy,
"(Dernek) Ülkemizdeki doğrudan uluslararası yatırımların yüzde 85'ini temsil eden derneğimiz ekonomimizin sürdürülebilir bir şekilde büyümesi, katma değerli uluslararası doğrudan yatırımların ülkemize çekilmesi ve ülkemizin rekabetçiliğinin artırılması hedefiyle yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik olarak oluşturulacak politikalara katkı sağlayarak daha güçlü bir Türkiye için yeni dönemde de şevkle çalışmaya devam edecek" ifadelerini kullandı. - Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Düzgün, şu ifadeleri kullandı:
"Önümüzdeki süreçte sektörün karşılaştığı zorlukları ve ihtiyaçları da sizlerle gündeme getirerek ortak çözümler bulmayı hedefliyoruz. Türkiye'nin önümüzdeki süreçte tek yürek halinde hareket edip, daha da güçleneceğine ve ekonomik potansiyelini tam anlamıyla ortaya çıkaracağına yürekten inanıyoruz."
- İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, "Türk tekstil sektörü olarak sağladığımız istihdam, devasa üretim gücümüz ve 13 milyar doları bulan ihracatımızla Türkiye Yüzyılı'na hazırız. Türkiye ekonomisinin mihenk taşı olan sektörümüz; daha fazla üretim, ihracat ve istihdamla, ülkemizin ekonomisine katkı sunmaya var gücüyle devam edecek" değerlendirmesinde bulundu.
Enerji yönetiminde yepyeni, dijital bir çağ: Apollo
Apollo IoT yapay zekâsı ile anında enerji maliyetlerinizi düşürebilirsiniz. Hem de hiçbir yatırım maliyeti ve entegrasyon gerekmeden.
10 gün ücretsiz demo ile anında firmanızda enerji maliyetlerini düşürmek için Apollo’u buradan keşfedebilirsiniz.
#Energyisthenewcurrency
🎧 Pareto Spot üçüncü sezonu ile geri döndü! Üçüncü sezonda sektör uzmanlarıyla bir araya gelmeye devam eden podcast serimiz 12 bölümlük sezonunda sermayeye erişim, yeteneğe erişim, enerjiye erişim ve mekanlara dair dönüşümleri temel alıyor.
Yeni sezonun, girişimlerin değer ve vaatlerini geliştirmeleri için kaynak sağlayan ve yol gösteren hızlandırma programlarını Plug and Play Türkiye ve EMEA Direktörü Lale Can Gözübüyük ile beraber incelediğimiz üçüncü bölümünü Spotify ve Apple üzerinden dinleyebilirsiniz.
💌 Her türlü görüş ve önerinizi bizimle [email protected] adresinden paylaşabilirsiniz.
📱 Twitter, Instagram ve LinkedIn hesaplarımızı takip etmeyi unutmayın!
Mutlu haftalar.