Bir davranış, düşünce biçimi ya da tutum, bir cinsiyet kimliği ile özdeşleştirilebilir mi? Bu özdeşleştirme adil midir? Peki ya toplumu gerçekten de yansıtıyorsa? O zaman?
Bu sayıyı hazırlarken aklımızda seçimler, devlet, erkeklik, erkek olma, maskülenlik ve haliyle tahakküm vardı. Tahakkümün Türk Dil Kurumu'nda nasıl tanımlandığına bakarken, esas tanımı üzerine yeterince düşünmediğimi, çünkü aklımda otomatik olarak erkeklikle özdeşleşmiş bir kavram olduğunu fark ettim. Ama tahakkümü erkekliğe ve tahakküm ilişkilerini erkeklere atamak ikiyüzlülük değil miydi? Ayrıştırmaya çalıştım. Biraz zorlandım.
Tahakküm erkekliğe özgü mü? Hayır. Kimi ebeveynler, cinsiyet kimliklerinden bağımsız olarak çocuklarıyla; insanlar doğa ve diğer canlılarla ve beyazlar, beyaz olmayan herkesle tahakküm ilişkisi içinde… O halde bu eşleştirme neden?
Haklı bir sebebi var elbette bildiğiniz üzere. Bir önceki sayımızda işlediğimiz erkekliği ve kurmaca hallerini takiben, bu sayıda erkeklikler ve erkekler arası tahakkümü yanı başımızdakilerle paraleller oluşturabilecek şekilde ele alıp, erkekliklere revize taleplerimizi yazdık.
Beşinci sayımız kalkış için hazır. 🚀
Sevgiyle, oy ver,
Rayka
müstehcen mecmua
ayıpsız, tarafsız, tuzaksız, bilime dayalı, yeni nesil cinsellik rehberiniz.
🦺 maskülenlik: Zaman ve mekan karşısında dimdik duramayan maskülenliği ve toplumsal cinsiyet ifadesinin akışkanlığına dair notlar paylaştık.
🎭 günlük hayattan aktarılanlar: Erkekleri evde, okulda, sokakta görüyoruz, ama televizyonda, sinemada, romanlarda nasıllar? Erkeklikleri eserler odağında düşünüyoruz.
💘 Kalp Çarpıntısı (Heartstopper) ve erkeklikler: Heartstopper’ı Türkçeye çeviren Ömer Anlatan, sosyolog R. W. Connell’ın erkeklik tipleri analizi üzerinden çizgi romanın karakterleri hakkında yazdı.
🧐 erkekliğinizi nasıl isterdiniz?: Sağlıklı erkeklikler sağlamak ve benimsemek için neler yapılabilir diye düşündük, 5 maddede özetledik.
🔑 boyu değil işlevi: Üşenmedik, üşenenler için bu sayının anahtar bilgilerini derledik.
👩🏻🎤 Bu sayının yazarları Ömer Anlatan, Tuğba Gökduman ve Rayka Kumru.

Sabah uyandın. Üç beden büyük gelen, ne yeni ne eski, hafif paspal ama temiz bir tshirt var üstünde. Feminen-maskülen spektrumunda maskülene yakınsın.
Nereye gidiyordun bugün? İşe. İşte önemli bir toplantın var mı? Var, sunum yapacaksın. Elbise giymeyi pek sevmiyorsun. Pantolon ve blazer o zaman. Pembe, mor, fuşyaya yeni yeni alışıyorsun. Çocukluğundan beri gıcıksın ama yetişkinlikte bir elin gitmeye başlamış. O zamandan bu zamana spektrumda oradan buraya gelmişsin yani…
Elin ilk siyaha gidiyor. Koyu renler. "Kadınsı" olarak etiketlenmeyen renkleri seviyorsun ve tercih ediyorsun. Kimse seni feminen renkler giymediğin için yargılamıyor. Saçların uzun. Norm radarının alarmlarını uyandırmıyorsun.
Giyindin. Arabaya bindin. Çokça kişiden "minibüs şoförü gibi çıkarıyorsun şu kolunu dışarı" lafını duyuyorsun. Tamam. Demek ki hala spektrumda maskülene yakınsın. Belki de androjen. Saçlar uzun demiştik, memeler belirgin, kırmızı rujun dudaklarda. Arabaya binene kadar aslında spektrumun bambaşka bir yerindesin.
Kendini nasıl tanımladığından bağımsız olarak, girdiğin çoğu alanda kadın olarak tanımlanıyorsun. Feminen değil, çok maskülen de değil; ama kadın. Normlar çerçevesinde, tehdit oluşturmayan türdensin. Ortada bir yerde, karışık.
Ayağında topuklu. Saçlar açık. Otoriter gözükmelisin, çünkü bir şeyler sunacaksın. Sert konuşuyorsun biraz. Yüksek sesle. Bunların hepsi maskülenlik kategorisinde.
Neden?
Orası da apayrı bir tartışma konusu. Neden ne istediğini bilmek, bastıra bastıra konuşmak, pantolon ve blazer giymek, otoriter olmak, sınır çekmek maskülen özellikler?
Sunumun bitiyor, arkadaşınla kahve içerken rahatlıyorsun. Kostümünü çıkartabilirsin. Konuşan otorite değil, şefkatle dinleyen bir dosta dönüşüyorsun. Spektrumda sayaç feminene doğru gidiveriyor.
Hop aldık seni, koyduk Türkiye’den İsveç’e… Nispeten feminine kayıveriyor sayaç. Hop aldık yine bu sefer 50 yıl öncesine; kategori dışısın neredeyse. Maskülenliği zorluyor sayaç… Ama hani cazip olan, istenen, kutlanan türde değil maskülenliğin bu sefer– garip; kuir.
Varlığı ne doğumda atanan cinsiyete, ne de cinsiyet kimliğine bağlı, insanların kendilerini ifade edilişleri, dünyaya sunuşları ile ilgili maskülenlik. Saatten saate, günden güne, mekandan mekana, kültürden kültüre ve geçmişten günümüze değişkenlik gösteren akışkan bir kavram. Kimine hediye edilen, bazen koruyan, bazen de insanı yerinden edebilen…

Erkekler varlar, aramızdalar. Erkeklikler ise kendi başına vücut bulmuş, yürüyen, konuşan canlılar değiller. Daha ziyade giyilip çıkarılan, bazen yıkanan, sonra tekrar giyilen kıyafetler bunlar. Kolektif kültürle biçilmiş, sonra her bedene göre yeniden dikilmiş kıyafetler. Bazılarının üstüne dar geliyor; bazıları ise içinde kaybolmamak için çırpınıyor. Kıyafetler çıplak gözle görünür değil belki, ama bazen kurmaca görünür olmalarına yardımcı olabiliyor. Romanlarda okuduğumuz, filmlerde izlediğimiz erkekler, günlük hayatta gördüklerimize çok benzeseler de, bazen bir fikri, bir davranışı veya bir kimliği temsil edebiliyorlar.
Peki temsiller erkekler ve erkeklik hakkında ne söylüyorlar bize? Şimdiye kadar sanatın pek çok alanında erkekliğin belli temsillerini bolca gördük: beyaz erkekler, cis heteroseksüel erkekler, “güçlü” erkekler, ağlamayan erkekler, maceracı ve korkusuz erkekler, savaşçı erkekler, şiddet uyguladıkları için romantik sanılan erkekler… Çoğunlukla da belli kimliklere ve rollere sıkıştırılmış erkekler. Peki her erkek tek bir erkekliği mi temsil eder? Başka başka erkeklikler mümkün müdür?
Kalp Çarpıntısı ve erkeklikler
Heartstopper kapağı görünmeyecek şekilde kapalı zarflarda, üzerinde “küçüklere zararlıdır” etiketiyle ve sadece 18 yaşından büyüklere satılabiliyor. Peki, bu kadar yaygara koparılan Kalp Çarpıntısı erkeklik halleriyle ilgili ne anlatıyor?

Erkeklik çalışmaları deyince akla gelen en önemli isimlerden biri, R. W. Connell. Türkçede de yayımlanmış Erkeklikler adlı çalışmasında Connell, evrensel tek bir “erkeklik” olamayacağını iddia etmiş ve birden fazla erkeklik tipi tanımlayarak bu alana çok çarpıcı ve önemli katkılarda bulunmuştur. Ayrıca “hegemonik erkeklik” kavramını da üreterek erkekliğin güç ve iktidarla ilişkisini, kendisi gibi olmayan herkesi nasıl baskıladığını tartışmıştır. Bu yazıda, Connell’in kavram ve tartışmalarını, son dönemin en sansasyon yaratan kitaplarından biri Kalp Çarpıntısı ile buluşturuyorum. Kalp Çarpıntısı’nın erkek karakterleri Charlie, Nick, Ben ve Harry’nin, Connell’ın tanımladığı dört erkeklik tipinden hegemonik erkeklik, suç ortağı erkeklik ve madun erkekliği nasıl sergiliyor?
Heartstopper, yazar ve çizer Alice Oseman tarafından önce amatör olarak bir çevrimiçi çizgi roman uygulamasında paylaşıldı ve sonra kitaplaştırıldı. Hızla farklı ülkelerde çizgi roman olarak yayımlandı ve en nihayetinde Netflix tarafından diziye uyarlandı. Türkçede Kalp Çarpıntısı adıyla Yabancı Yayınları tarafından –ve benim çevirimle :) – 2021 yılında ilk üç cildi yayımlandı.
Sonra başına gelmeyen kalmadı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu, kitapların içeriğindeki “bazı yazıların 18 yaşından küçüklerin maneviyatı üzerinde muzır tesir yapacak nitelikte olduğuna” karar verdi ve kitap “muzır neşriyat” kategorisine alındı. Böylece Kalp Çarpıntısı’nın her türlü tanıtımı ile kitapçıların vitrin ve raflarında sergilenmesi yasaklandı. Kitaplar şu anda kapağı görünmeyecek şekilde kapalı zarflarda, üzerinde “küçüklere zararlıdır” etiketiyle, ve ancak 18 yaşından büyüklere satılabiliyor.
Peki, bu kadar yaygara koparılan Kalp Çarpıntısı ne anlatıyor?
Charlie, önceki yıl eşcinsel olduğu isteğinin dışında ortaya çıktığı için okulda zorbalıklara maruz bırakılmış, içine kapanık, sessiz bir liseli. Yeni eğitim yılında Nick ile ortak dersler almaya ve aynı sırayı paylaşmaya başlıyor. Nick ise Charlie’nin tam tersi; sosyal, popüler, ragbi oynayan, erkek arkadaşlarıyla takılan ve Charlie’ye göre gey olması mümkün olmayan biri. Ama işler ikisinin de hiç tahmin etmediği gibi ilerliyor ve bu iki genç hem duygularını, hem de kendi kimliklerini keşfettikleri bir yola çıkıyor.
Hegemonik erkeklik
Hegemonik erkeklik, Connell’ın erkeklik teorisinin temelini oluşturuyor.. Connell’ın erkeklikleri bir hiyerarşi içindedir ve hegemonik erkeklik bu hiyerarşinin en tepesindedir. Kendisini çok değerli ve seçkin gören bu erkeklik yalnızca kadınları değil, kendisi gibi olmayan erkeklikleri de tahakküm altına alır, ötekileştirir ve ezer. Tüm bunlar göz önüne alındığında Kalp Çarpıntısı’ndaki Harry’nin hegemonik erkekliğin tipik bir örneği olduğu düşünülebilir. Harry, eline geçen her fırsatta ve üstelik herkesin gözü önünde hem kadınları hem de kendisi gibi “erkek” olmayan erkekleri rahatsız eder, aşağılar ve zorbalığa maruz bırakır.
Hem çizgi romanda hem de dizideki haliyle Harry, fiziksel görüntüsü ve ragbi takımı oyuncusu kimliğiyle o ayrıcalıklı küçük erkek grubunu çok iyi yansıtır. Burada bir de hegemonik erkeklik ve işbirlikçi erkeklik arasında bir noktada duran Ben karakterinden de bahsetmek gerekebilir. Ben, etrafındaki insanları rahatsız eden, züppe, manipülatif ve şiddet eğilimli bir karakter olarak resmedilir. Charlie’nin gey olduğunu öğrenince gizli gizli onunla takılmaya başlar, ancak bu görüşmeler yalnızca kendi istediği zaman ve mekânda gerçekleşebilir. Ancak hegemonyaya tam olarak dahil de değil gibidir, bu tahakkümünü büyük oranda yalnızca Charlie üzerinde kullanır. Diğer erkek arkadaşlarının yanında homofobik şakalar yapar, koridorda karşılaştıklarında Charlie’yi tanımamazlıktan gelir ama Harry kadar da ileri gidemez.
Suç ortağı erkeklik
İkinci sırada, Nick tarafından temsil edilen suç ortağı/işbirlikçi erkekliği ele alabiliriz. Esasında hegemonik erkeklik o kadar katıdır ki, toplumdaki pek çok erkek bunu her zaman ve tam anlamıyla karşılayamaz. Buna rağmen hegemonik erkekliğin tahakkümü altındaki toplumun, sırf erkek oldukları için kendilerine sağladığı nimetlerden de faydalanır, bir anlamda bu düzenin “suç ortağı” olurlar. İşte Nick de, doğrudan zorbalık ve tahakkümde bulunmasa da, kaslı ve yakışıklı görüntüsü ve “ragbici” stereotipi ile –biraz da cinsel yönelimine dair yaşadığı kafa karışıklıkları nedeniyle– kimi zaman bu baskı ve zorbalıklara ses çıkarmaz, erkekliğinin o “güvenli” tarafında kalmayı seçer. Öte yandan, bu gruptaki erkeklerin tipik özellikleri Nick’de de aynen görülür; çeşitli cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimdeki arkadaşlarına saygılıdır, ev işlerinde annesine yardımcı olur, hiçbir şekilde şiddete başvurmaz ve hak savunuculuğu hareketlerine katılır.
Madun erkeklik
Hiyerarşinin en altındaysa madun erkeklik yer alır. Madun zaten “en aşağı” demektir. Heteroseksüel erkeklerin hegemonyası altında baskılanan, ötekileştirilen ve damgalanan LGBTQI+ erkekler bu kategoriye itilir. Ancak madun erkekliği sadece cinsel yönelimle de sınırlamamak gerekir. Hegemonik erkeklik yalnızca kadınları ya da farklı cinsel yönelimleri değil, kendisi gibi olmayan erkekleri de ötekileştirir; dolayısıyla duygularını “fazlaca” belli eden ya da ağlayan bir erkek de madun olabilir. İşte Charlie de son derece kırılgan ve hassas yapısıyla, en önemlisi de açık eşcinsel kimliğiyle madun erkekliğin tipik bir örneği olarak görülebilir. Esasında kendi kontrolü dışında açığa vurulmuş cinsel kimliğine bağlı olarak okuldaki bir yılı boyunca zorbalıklara maruz bırakılmış, psikolojik olarak çok yıpratılmıştır. Bu süreçte maruz kaldığı yoğun duygusal şiddetin akabinde sergilediği kendine zarar verme davranışları, depresyon örüntüsü ve yeme bozukluğu belirtileri, hegemonik erkekliğin tahakkümüne maruz kalan madun erkekliğin yaşadıkları için son derece etkili bir örnek teşkil eder.
Nasıl bir toplumda yaşıyor olursanız olun, çevrenize şöyle bir baktığınızda bu erkeklik tiplerinin örneklerini bulmak kolaydır. Ancak Connell, bir erkeğin duruma göre farklı erkeklik tiplerini benimseyebileceğini ve bunları doğaçlayabileceğini vurgular; yani karakterler de tek bir tipe sıkışmış ya da indirgenmiş değildir. Kalp Çarpıntısı bundan çok daha fazlasıdır. Kimlikler, çeşitliliklere saygı, sevgi ve aşk, arkadaşlık, kardeşlik, ebeveynlik, psikolojik sıkıntılarla başa çıkma, yardım alma gibi konuları o kadar naif bir şekilde ele alıyor ki okurken yüzünüzden gülücükler eksik olmuyor.
Heartstopper dizisinin sevenlerine müjde: Dizinin 2. sezonunun 3 Ağustos 2023’te Netflix’te yayınlanacağı açıklandı! Kalpler 3 Ağustos için çarpsın!
erkekliğinizi nasıl isterdiniz?
Erkeklikleri zarar vermeyen özelliklerle, bastırmayan ve bastırılmayan rollerle ve çok boyutlu kimliklerle nasıl düşünebiliriz?

Duygularını ifade et
Duygular, cinsiyet kimliğinden bağımsız olarak her insanda vardır ve çeşitlidir. Duyguları ifade etmenin sayısız yöntemi vardır, ama bazıları insanın kendisine ve çevresindekilere zarar verirken bazıları güvenli ve rahat bir iletişime alan tanır. Erkeklik, duygulanmaya ve duygularını ifade etmenin sağlıklı yollarını aramaya engel değildir. Öfke, gurur, kıskançlık gibi duygular kadar, mutluluk, korku, kaygı gibi duygular da normaldir ve güçsüzlük göstergesi değildir.
Çeşitliliklere saygı duy
Beden, cinsiyet kimliği, cinsel yönelim, cinsel ifade, istek ve ihtiyaçlar herkeste çeşitlidir. Bazı erkeklerin boyu kısadır, bazılarının boyu uzun. Bazı erkekler heteroseksüeldir, bazıları gey. Bir varoluş diğerinden daha üstün ve önemli değildir. Erkek olmanın türlü hali vardır.
Ayrıcalıklarının farkında ol
Erkekliğin toplum, kurumlar ve güç sistemleri nezdinde konumlandırıldığı yeri sorgulamak, erkeklere tanınan bazı ayrıcalıkların ve güç pozisyonlarının diğer insanları nasıl etkilediğini anlamaya yardımcı olabilir. Toplumsal cinsiyet rolleri bakımından güç, güçsüz görülenleri ezmek için değil, eşit ilişkiler adına ayrıcalıklardan vazgeçilebildiği noktada anlamlıdır.
Dahil edilmediğimiz toplantıların masalarını tersine çevirdiğimiz ayrıcalık ve güç sayımızı okudun mu?
Yanlışları, normları, ve aktarılanları sorgula
Dışarıdan bakıldığında oldukça “normal” ya da “doğal” görünen bazı davranışlar, kalıplar ve ifadeler, bazen insanlara zarar verir, kendilerini güvensiz ve kötü hissetmelerine sebep olur. Erkekliği toksikleştiren bir şey de normalleştirilen yanlışların tekrar edilmesidir. Düşünce ve davranış kalıplarını zarar vermeyecek şekilde değiştirmek mümkündür.
Erkekliğin tek bir formülü olmadığını hatırla
Erkeklik, belli davranışlarla kazanılacak ya da kaybedilecek bir yarış ya da bir rütbe değildir. Erkek olmak belli bir bedene, kalıba ve role girmeyi, kendini erkek olarak ispatlamayı gerektirmez. Herkes kendi formülünü yazarak sağlıklı erkeklikler inşa edebilir.
📌 Maskülenlik, bir cinsiyet ifadesidir ve kişinin kendini dış dünyaya nasıl sunmak istediğiyle ilgilidir. Maskülenlik, kişinin erkeklikle ilişkilendirdiği veya toplumda erkekliği temsil ettiği varsayılan görünüm, tarz, davranış ve tutumları sergilemek olabilir.
📌 Hegemonik erkeklik, erkeklik hiyerarşisinin en tepesindedir. Kendisini çok değerli ve seçkin görür. Yalnızca kadınları değil, kendisi gibi olmayan erkeklikleri de tahakküm altına alır, ötekileştirir ve ezer.
📌 Suç ortağı erkeklik, hegemonik erkekliğin tahakkümü altındaki toplumun, sırf erkek oldukları için kendilerine sağladığı nimetlerden faydalanan ve bu düzene “suç ortağı” olan erkekliktir.
📌 Madun erkeklik, tahakküm altına almayan ve bu tahakküm ilişkisinden faydalanmayan tüm erkeklikleri kapsayabilir. Toplumda dışlanan, erkekliği sorgulanan, feminen ya da duygularını ifade eden herhangi bir erkeklik hali olabilir.
📌 Erkeklik öğrenilir. Bu sebeple öğrenilen sorunlu erkeklikler dönüştürülebilir. Duygularını ifade eden, çeşitliliklere saygı duyan, ayrıcalıklarının farkında olan, normları sorgulayan ve erkekliğin tek bir formülü olmadığını hatırlayan erkeklikler mümkündür.