aposto-logo
TR
TREN
GÜNDEM
RÖPORTAJ
Bugünkü Destekçimiz
ÖNERİ HALKASI

🎟 Filmekimi: Film önerileri ve Kerem Ayan söyleşisi

Filmekimi programından öne çıkanlar, İstanbul Film Festivali direktörü Kerem Ayan'la söyleşi ve keşif niteliğinde öneriler.
5 Ekim - Meşher - Duende
Meşher ile birlikte

Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin? grup sergisi Meşher ’de Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin? Nedir? Sergi . Ekho ve Narkissos’un karşılıksız aşkı mitinden yola çıkan, Selen Ansen küratörlüğündeki Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin? sergisi yurt içi ve yurt dışından toplam 44 sanatçının 120’ye yakın eserinden oluşuyor. Nerede? İstiklâl Caddesi’nin önemli sanat durakları arasında yer alan Meşher ’de. Ne zaman? 12 Şubat 2023’e kadar ücretsiz olarak ziyaret edilebiliyor. Kimler var? Serginin kapsamlı seçkisinde aralarında Koray Ariş, Defne Tesal, Laurence Demaison, Erol Akyavaş, Fabrice Samyn, VOID, Necla Rüzgar, Mehtap Baydu, Gizem Karakaş, Yaşam Şaşmazer, Ayça Telgeren, Claude Cahun, Betty Bui, Elina Brotherus ve Stéphanie Saadé’nin de yer aldığı birbirinden değerli sanatçıya ait eserler bulunuyor. Dahası: Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin? ’e eşlik eden ve Meşher ’den ulaşılabilen kitap, alışıldık sergi kataloğu formatından uzaklaşarak serginin odaklandığı yansıma, yankılanma, ben, kimse ve öteki temalarını geçmiş ve günümüz arasında köprüler yaratarak irdeliyor. Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin? hakkında daha fazla bilgi almak için bu bağlantıya gidebilir, sergiyi ise Meşher ’de ziyaret edebilirsin.

Daha fazlasını öğren

Kaynak: İKSV

Merhaba. Senin için de öyle mi bilmiyorum ama sonbahar benim için yıllardır Filmekimi'yle geliyor şehre. Çünkü alışmışım, artık Ekim ayı = Filmekimi'ymiş gibi hissettiriyor bana. 2002 yılından bu yana İKSV tarafından düzenlenen etkinlik, bu yılki reklam kampanyasını tam da bu histen yola çıkarak kurgulamış zaten. Ekim ayı... Yani aylardan Filmekimi!

Duende'nin bu özel sayısına hazırlanırken, önce seçkideki filmleri inceledim. Sadece kendi programımı yapabilmek için değil, biraz da sana öneriler verebilmek için. Yetmedi, İstanbul Film Festivali direktörü Kerem Ayan'la buluşup hem Filmekimi'ni hem de bu seneki filmleri konuştum. 

Ben bu yıl Filmekimi'nde 20'den fazla film izleyeceğim. Beyoğlu'nda, Kadıköy'de ya da Nişantaşı'nda karşılaşmak üzere.

Emre


Neler var bu sayıda?

🎞 GündemFilmekimi'nin öne çıkanları
🎬 Röportaj: İstanbul Film Festivali direktörü Kerem Ayan'la Filmekimi üzerine bir sohbet
👀 Öneri halkası: Filmekimi programından her güne keşif niteliğinde birer film önerisi

 

Duende

Duende

Her hafta sinema ve müzik evreninden söyleşiler, incelemeler, öneriler, podcast’ler ve keşif notları e-posta kutunda.

GÜNDEM

Aylardan Filmekimi

50 filmlik programıyla Filmekimi başlıyor!

Filmekimi'nde izlediğin ilk filmi hatırlıyor musun? Ben hatırlıyorum. Yıllardan 2006, Filmekimi beşinci yaşını kutluyor. Ben de henüz 20 yaşında bile değilim. Emek Sineması'nın o çok özlediğim atmosferinde, Altın Palmiye ödüllü Ken Loach filmi The Wind That Shakes the Barley'i izliyorum. Çok sıkılıyorum. Sıkılıyorum ama beni vazgeçilmezim olacak Filmekimi'yle tanıştırmış oluyor bu film. 2006'da 20 film ve tek salondan ibaret bir etkinlik olan Filmekimi, yirmi birinci yaşında 50'dan fazla filmi barındıran programıyla dört salona yayılarak başlıyor.

Filmekimi | Kaynak: İKSV

7-16 Ekim tarihleri arasında, 50 filmlik Filmekimi seçkisinin* gösterimleri Atlas 1948, City's Cinewam, Kadıköy Sineması ve Sinematek/SinemaEvi'nde yapılacak. Programda her zamanki gibi Cannes, Venedik ve Toronto Film Festivalleri başta olmak üzere sezonun başlangıcını müjdeleyen prestijli dünya festivallerinden heyecan verici filmler yer alıyor. Biletler dün genel satışa çıktı, fakat henüz geç kalmış sayılmazsınız. Aşağıda sıralayacağım hit filmlere yer bulamasan bile yayının sonunda bulacağın Öneri Halkası'nda gözünüzden kaçmaması gereken birbirinden güzel keşifler var!

Peki Filmekimi'nin öne çıkanları arasında neler var?

Aftersun  | Kaynak: İKSV

  • Çekimleri Muğla'da yapılmış, Cannes'ın en çok konuşulan filmlerinden olan ve bir baba-kız ve büyüme hikâyesi anlatan Charlotte Wells filmi Aftersun,
  • Başrol oyuncusu Song Kang-ho'ya Cannes'da En İyi Erkek Oyuncu ödülü kazandıran, Kore ve Japonya’da evlat edinilmek üzere terk edilmiş bebeklerden yola çıkarak kan bağı olmayan sıra dışı bir aileyi mercek altına alan Hirokazu Kore-eda filmi Broker,
  • 2018'de Girl'le mükemmel bir çıkış yakalayan genç yönetmen Lukas Dhont'un Cannes'da Büyük Ödül'ü Claire Denis'yle paylaştığı, on üç yaşında çok yakın iki arkadaşı izleyen Close

Decision to Leave | Kaynak: İKSV

  • Park Chan-wook'a Cannes'da En İyi Yönetmen ödülü kazandıran, bir polis dedektifinin araştırdığı cinayet vakasında ana şüpheli olan kadınla yakınlaşmasını konu alan Decision to Leave,
  • Mia Hansen-Løve'un bir aile dramının merkezinden yeşeren dokunaklı bir sevgi hikâyesi paylaştığı, Léa Seydoux ve Melvil Poupaud'lu One Fine Morning
  • Claire Denis'ye Cannes'da Büyük Ödül getiren, Nikaragua’da geçen tutku ve heyecan dolu, romantik aksiyon Stars at Noon,
  • 1980’lerde Amerikalı bir ailenin gündelik hayatın sıradan dertleriyle uğraşırken bir yandan da geleceği muğlak bir dünyada aşk, ölüm, takıntı, mutlu olma ihtimali gibi evrensel gizemlerini çözmeye çalışmalarını izleyen, yönetmen Noah Baumbach'ı gözdelerinden Adam Driver ve Greta Gerwig'le buluşturan White Noise.

Bones and All | Kaynak: İKSV

*Ben bu satırları tamamladıktan sonra açıklanan  Luca Guadagnino imzalı Bones and All'la Filmekimi programındaki film sayısı 51'e çıktı, 17 Ekim Pazartesi gününe konan ek gösterimlerle etkinlik bir gün daha uzadı, heyecanımsa daha da arttı.

Hikâyeyi paylaşmak için:
RÖPORTAJ

"Heyecanla beklenen filmleri önceden seyretmenin keyfi"

İstanbul Film Festivali direktörü Kerem Ayan'la bir Filmekimi sohbeti.

2015'ten beri İstanbul Film Festivali'nin direktörlüğünü üstlenen Kerem Ayan'la yıllardır İKSV'nin evi olan Nejat Eczacıbaşı Binası, namıdiğer Deniz Palas'ta, duvarlarında önceki yıllara ait İstanbul Film Festivali ve Filmekimi afişlerinin asılı olduğu ofisinde buluşuyoruz. İlki 2002'de düzenlenen Filmekimi'nin yirmi birinci yılı bu. İlk sorumu sormaya "21 sene..." diye başladığım anda araya giriyor: "Dile kolay!"

2002'de tek bir salonda gösterilen 10-12 filmle başlayan Filmekimi'nin programında bu yıl 50'den fazla film var. Gösterimler İstanbul'un iki yakasında, dört ayrı salonda yapılıyor. "Film sayısı, salon sayısı değişti." diyor Kerem ve ekliyor: "Şaka değil, fiyatlar değişti çünkü ülke çok pahalı bir yer oldu şu anda." Ama Filmekimi yine aynı bir yandan da: "Festivallerin ödüllü filmleri, çok beklenen filmleri, çok konuşulan filmleri, hepsi Filmekimi'ne geliyor. Bir şekilde her sene de bunları almayı başarıyoruz."

Emre ve Kerem'in Filmekimi sohbeti, Nejat Eczacıbaşı Binası'nın merdivenlerinde başlıyor. | Fotoğraf: Deniz Sabuncu

Filmekimi ve İstanbul Film Festivali'nin (İFF) farkını, Filmekimi'nin neden bir festival olmadığını soruyorum. "Festival değil çünkü festival dediğimiz, uluslararası konukların da geldiği, film gösterimlerinin yanında başka birçok etkinliğin olduğu bir şey. İFF bir festival çünkü konukları var, filmlerin sonrasında soru-cevap kısımları var, söyleşi ve etkinlikler var. Filmekimi ise daha çok showcase gibi bir şey. Önümüzdeki sezon, sonbahar ve kış aylarında çıkacak filmlerin ön gösterimini yapıyoruz. İsterseniz filmleri iki-üç ay öncesinde Filmekimi'nde seyredin veya bekleyin. Hepsi değil ama %80-%90'ı gösterime girecek filmler. Filmekimi, heyecanla beklenen filmleri önceden seyretmenin keyfi. Bir de Cannes'a gitmeyenler için Cannes filmlerini ayağınıza getiriyoruz gibi bir durum da var tabii.

Filmekimi ve İFF'nin hazırlık süreçlerininse oldukça benzeştiğini söylüyor Kerem: "Biz Cannes Film Festivali'ne gittiğimizde, Cannes'ın ana yarışmasındaki tüm ödüllü filmleri Filmekimi için alıyoruz. Yan bölümlerdeki, daha fazla bekleyebilecek filmleri de İFF'ye. Örneğin şu an İFF için eklenmiş birçok film var Cannes'dan. Bu kadar havalı 50'den fazla film arasında kaybolacakları için onları İFF'ye saklıyoruz. Festivalde bölümler var; ilk filmler bölümü, Mayınlı Bölge, Dünya Festivallerinden... Oralara yerleştiriyoruz. Filmekimi'ne [izleyici] genellikle "Cannes'dan beri duyuyoruz, haydi seyredelim." gibi bir mantıkla gittiği için hiç duymadıkları filme gitmeleri biraz daha zor oluyor. Ama kısacası hazırlık süreçleri aşağı yukarı aynı."

Filmekimi'nin reklam kampanyaları bundan önce de daima ilgimi çekti. Bu yılki "Aylardan Filmekimi" temalı afişi ve filmini de çok sevdim. Kerem'e bu sene reklam ajansına geçtikleri brief'in ne olduğunu soruyorum: "Biz aslında her seferinde aynı şeyi söylüyoruz, aynı brief'i veriyoruz. Filmekimi senenin beklenen filmlerini getiren, havalı ve heyecanla beklenen filmlerin olduğu bir etkinlik. Filmekimi festival gibi olmadığı için reklam ajansını biraz serbest bırakıyoruz, siz uçun diyoruz. Her türlü çılgınlığa da varız. Çok uçuk kaçık [reklam kampanyalarımız] da oldu Filmekimi'nde. Bu sene de "Aylardan Filmekimi" diye birkaç fikirle geldiler, biz de hastaneli fikri beğendik."

Ekim ayı = Filmekimi mesajını veren bu reklam kampanyası bir yana, benim için Filmekimi = Cannes Film Festivali gibi bir denklem de var. Fakat bu yıl programda Altın Palmiye ödüllü Ruben Östlund filmi The Triangle of Sadness'ı programda görememek beni üzüyor ve şaşırtıyor. Eski kitapçıkları kontrol ediyorum, Altın Palmiyeli filmin Filmekimi programında yer almadığı yalnızca iki yıl olmuş geçmişte. The Tree of Life'ın doğrudan vizyona girdiği 2011 ve Kış Uykusu'nu yaz aylarında izlediğimiz 2014. Şöyle açıklıyor Kerem: "Palmiyenin akıbeti gerçekten üzücü oldu. TRT ortak yapımı bir film ama filmi hangi festivale verip vermeyecekleri Türkiye dağıtımcısının seçimine kalmış bir şey. Filmi festivallere vermemeye karar verdiler, biz de o yüzden [programa] alamadık."

Emre ve Kerem, Filmekimi programındaki izlediklerinden favorilerini, izlemediklerinden merak ettiklerini konuşuyorlar. | Fotoğraf: Deniz Sabuncu

Filmekimi programını yaparken herkesin farklı bir önceliği olduğunu biliyorum. Kimi vizyon tarihi yakın olanları eliyor, kimi sevdiği yönetmenlere ve oyunculara öncelik veriyor, kimi gösterildiği festival ve kazandığı ödülleri önemsiyor, kimiyse yeni yönetmenler keşfetme peşine düşüyor. Kerem'e ona göre önceliğin ne olduğunu soruyorum. "Filmin görseli!" diyor, "Bir tane resmi oluyor ya filmlerin, o çok önemli. [Film dediğin] görüntü çünkü her şeyden önce. İlgini o çekiyor. Ama tabii ki yönetmen de. Senin sevdiğin ve beklediğin yönetmenler en son ne yapmışlar bakıyorsun, onları ekliyorsun listene. Sonra da konu. Ama konu gerçekten en başta gelmiyor benim için."

Son olarak, hepimizin dertli olduğu o konuya gelip "Ekonomik kriz nasıl etkiledi Filmekimi'ni?" diye soruyorum. "Kriz herkesi olduğu gibi bizi de etkiledi." diyor. "Bir kere fiyatlar arttı her şeyden önce. Bizim bilet fiyatlarımız dışında filmlerin de fiyatları arttı. Çoğunlukla avro ve dolar üzerinden alınıyor bu filmler. Türkiye dağıtımcıları olsa bile onlar da bu filmleri yurt dışından alıyorlar, bu yüzden bize gelişleri de çok pahalı oluyor. Ve tabii ki kriz bizi etkiliyor. Film fiyatlarını etkiliyor, salon fiyatlarını etkiliyor, altyazı çeviri fiyatlarını etkiliyor, ülkedeki her şeyi etkiliyor. Biz yine de uğraşıp makul bir yerlere oturtmaya çalışıyoruz fiyatları. Bir de Eczacıbaşı'nın bu seneye özel olarak öğrenciler için uyguladığı 10₺'lık biletler var. En azından öğrenciler mağdur durumda kalmıyorlar. Geri kalansa maalesef böyle. Şu anda nereye çıksan, nereye gitsen, ne alsan fiyatlar belli zaten. Umarım ülke genelinde durum düzelir. Yoksa zaten sinemalar tehlikede, tiyatrolar tehlikede, her şey tehlikede."

Hikâyeyi paylaşmak için:
Bugünkü Destekçimiz

Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin? grup sergisi Meşher’de

Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin?

Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin?

Nedir? Sergi. Ekho ve Narkissos’un karşılıksız aşkı mitinden yola çıkan, Selen Ansen küratörlüğündeki Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin? sergisi yurt içi ve yurt dışından toplam 44 sanatçının 120’ye yakın eserinden oluşuyor.

Nerede? İstiklâl Caddesi’nin önemli sanat durakları arasında yer alan Meşher’de.

Ne zaman? 12 Şubat 2023’e kadar ücretsiz olarak ziyaret edilebiliyor.

Kimler var? Serginin kapsamlı seçkisinde aralarında Koray Ariş, Defne Tesal, Laurence Demaison, Erol Akyavaş, Fabrice Samyn, VOID, Necla Rüzgar, Mehtap Baydu, Gizem Karakaş, Yaşam Şaşmazer, Ayça Telgeren, Claude Cahun, Betty Bui, Elina Brotherus ve Stéphanie Saadé’nin de yer aldığı birbirinden değerli sanatçıya ait eserler bulunuyor. 

Dahası: Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin?’e eşlik eden ve Meşher’den ulaşılabilen kitap, alışıldık sergi kataloğu formatından uzaklaşarak serginin odaklandığı yansıma, yankılanma, ben, kimse ve öteki temalarını geçmiş ve günümüz arasında köprüler yaratarak irdeliyor. 

Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin? hakkında daha fazla bilgi almak için bu bağlantıya gidebilir, sergiyi ise Meşher’de ziyaret edebilirsin. 

ÖNERİ HALKASI

Filmekimi'nden keşif niteliğinde öneriler

Her güne bir film önerisi.

İstanbul Film Festivali direktörü Kerem Ayan'la sohbetimiz sırasında beş film önerisi istiyorum. "Ama..." diyorum, "...herkesin önerdiği şeyler olmasın, biraz keşif niteliğinde!" Bu eklemem onu oturduğumuz koltuktan kaldırıyor. Masasının başına geçip ekranında açık olan programı hızlıca tarıyor gözleriyle: "Çok beklenen filmleri geçiyorum o zaman." Yine de merak ettiği, o en çok beklenen filmlerden birinin adını geçirmeden de edemiyor: "Ben bu sene Venedik'e gitmediğim için bazı filmleri seyredemedim. Mesela The Banshees of Inisherin'i... Herkes gibi ben de bekliyorum, çok iyiymiş."

The Banshees of Inisherin | Kaynak: İKSV

Günümüz toplum düzenine dair bir taşlamadan, kokuların peşinden geçmişin karanlık sırlarına sürükleyen bir fanteziye, İtalya'nın dağlarından İzlanda kıyılarına, yanardağların ateşinden müziğin birleştirici gücüne, kurmacadan belgesele... 50 filmlik Filmekimi seçkisinden, senin için ikimiz de 5 film seçtik. Keşif niteliğinde önerilerimizle, Filmekimi'nin her gününe* bir film!

*Filmlerin diğer gün ve salonlardaki seans bilgilerine de göz atmayı unutma.


Final Cut | Kaynak: İKSV

Final Cut 

Ne zaman, nerede? 07 Ekim Cuma 13.30, Atlas 1948

Yönetmen: Michel Hazanavicius

Nedir? "Cannes Film Festivali'nin açılış filmi Japonya'dan One Cut of the Dead filminin Fransızca versiyonuydu. Özellikle benim gibi korku sinemasına meraklı olanlar bayılacaklar. Çok komik bir film. Bir zombi filminin nasıl çekildiğini anlatıyor." - Kerem


The Worst Ones

Ne zaman, nerede? 08 Ekim Cumartesi 16.00, Sinematek/SinemaEvi

Yönetmenler: Lise Akoka ve Romane Gueret

Nedir? Cannes'da Emin Alper'in Kurak Günler'inin de yarıştığı Belirli Bir Bakış bölümünde En İyi Film seçilen bu film, filminde rol almak üzere amatör gençler ve çocuklar arayan bir yönetmenin oyuncu seçimi sürecinde karşılaştıklarını konu alıyor. Yönetmenler, “Yalnızca bir film çekimini anlatmak istemedik. Arzumuz, yalnızca çocuklara ve çocukların nasıl duygulara kapıldıklarına dair bir film çekmekti.” demişler. - Emre


Sick of Myself

Ne zaman, nerede? 09 Ekim Pazar 19.00, Kadıköy Sineması

Yönetmen: Kristoffer Borgli

Nedir? "Cannes'da yan bölümden bir film ama bence Altın Palmiyeli Ruben Östlund filminin başaramadığını başarmış. Çok güncel, günümüz toplumunu eleştiren, yer yer çok komik bir film." - Kerem


Godland | Kaynak: İKSV

Godland

Ne zaman, nerede? 10 Ekim Pazartesi 16.00, City’s Cinewam

Yönetmen: Hlynur Pálmason

Nedir? İzlanda'nın benzersiz doğasını fona alan film, bir kilise inşa etmek amacıyla 19. yüzyılda İzlanda'ya gelen Danimarkalı bir rahibin doğayla ve ada halkıyla karşı karşıya geldikçe asıl niyetinden, kendi ahlâki ve insani ideallerinden uzaklaşmasını anlatıyor. Pálmason'un önceki filmlerindeki muhteşem görsellik ve çizgidışı yönetmenlik stili beni yeni filmi için de heyecanlandırıyor. - Emre


The Beasts

Ne zaman, nerede? 11 Ekim Salı 13.30, Sinematek/SinemaEvi

Yönetmen: Rodrigo Sorogoyen

Nedir? "Yine Cannes'da yan bölümde olan Sorogoyen filmi için festivaldeki herkes "neden bu film ana yarışmada değil" demişti. Dustin Hoffman'ın oynadığı Straw Dogs'a benzeyen bir film biraz." - Kerem


Fire of Love

Ne zaman, nerede? 12 Ekim Çarşamba 13.30, Sinematek/SinemaEvi

Yönetmen: Sara Dosa

Nedir? Prömiyerini Sundance Film Festivali'nde yapan bu belgesel, ölümüne gözükara Fransız biliminsanları Katia ve Maurice Krafft’ın benzersiz aşk hikâyelerini anlatıyor. Hayatlarını yanardağların sırlarını çözmeye adamış ikilinin aşklarına, 1970'ler ve 1980'lerde 16mm çektikleri görüntü ve fotoğrafların eşlik ettiği film, insan-doğa ilişkisine dair söyleyecekleriyle beni heyecanlandırıyor. -Emre


Pacifiction | Kaynak: İKSV

Pacifiction

Ne zaman, nerede? 13 Ekim Perşembe 16.00, Atlas 1948

Yönetmen: Albert Serra

Nedir? "Albert Serra'nın son filmi, Cannes'da ana yarışmadan ödülsüz dönmüş olsa da çok müthiş bir şey yapmış bu sefer. Tabii ki herkese göre olmayan bir film, bu bir gerçek. Albert Serra'nın sinemasını bilenler bilir, çok kolay bir yönetmen değildir kendisi." - Kerem


Five Devils

Ne zaman, nerede? 14 Ekim Cuma 13.30, City’s Cinewam

Yönetmen: Léa Mysius

Nedir? Alpler’in eteğindeki küçük bir köyde geçen filmde, olağandışı bir koku alma ve bu kokuları sonradan üretme yeteneği olan küçük Vicky, çıkagelen halasının kokusunu yaptığında, beklenmedik bir şekilde onun geçmişine ve karanlık sırlarla dolu dünyasına yolculuk etmeye başlıyor. Rüya gibi, büyülü ve fantastik olandan hoşlananlar kadar, Adèle Exarchopoulos'u özleyenlerin de kaçırmaması gerek. - Emre


The Eight Mountains | Kaynak: İKSV

The Eight Mountains

Ne zaman, nerede? 15 Ekim Cumartesi 16.00, City’s Cinewam

Yönetmenler: Charlotte Vandermeersch ve Felix Van Groeningen

Nedir? "Cannes'dan Jüri Ödülü'yle ayrıldı. İki adamın yıllar süren arkadaşlığını anlatan, İtalya'nın dağlarında geçen bir film." - Kerem


Viva Maestro

Ne zaman, nerede? 16 Ekim Pazar 13.30, City’s Cinewam

Yönetmen: Theodore Braun

Nedir? Filmekimi programında, sinemadan sonraki en büyük tutkularımdan klasik müziğe dair bir belgesel görmek sevindirici. Filmin odağında yarım yüzyıldır Venezüella'da çocukları ve gençleri topluma kazandırmakta büyük bir payı olmuş El Sistema ve kendisi sistemin içinde yetişmiş, dünyanın en yetenekli orkestra şeflerinden Gustavo Dudamel'in kariyeri var. 2017'de Venezüella'daki toplumsal olayların şefi nasıl etkilediğini görmek, müziğin birleştirici gücünü hatırlamak için listemde.

Hikâyeyi paylaşmak için:

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

Duende

Duende

Her hafta sinema ve müzik evreninden söyleşiler, incelemeler, öneriler, podcast’ler ve keşif notları e-posta kutunda.

YAZARLAR

Duende

Her hafta sinema ve müzik evreninden söyleşiler, incelemeler, öneriler, podcast’ler ve keşif notları e-posta kutunda.

İLGİLİ BAŞLIKLAR

Filmekimi

Emek Sineması

Altın Palmiye

Ken Loach

The Wind That Shakes the Barley

Cannes

la

Charlotte Wells

+15 more

İLGİLİ OKUMALAR

0%

;