Haziran ortasını geride bıraktığımız, bayramdan önceki son haftadan herkese merhabalar! Okulların kapanıp üniversitelerin dönem sonuna gelmesiyle birlikte şehir de boşalmaya başladı. Kültür sanat sezonunun sona gelmesiyle birlikte ortalık konserlere, açık hava etkinliklerine ve festivallere kaldı diyebilirim. Bu hafta ise şehirdeki son etkinliklerin tadını çıkarmakta fayda var. Zira sonraki hafta 9 günlük tatilden ötürü Ankara sessizliğe bürünebilir.
Haftayı İspanya'dan yıllara meydan okuyan, Latin müziğin dünyaca ünlü ekibiyle açıyoruz. Sonra Antakya Medeniyetler Korosu ile buluşacağız, gelenekselleşen Film Müzikleri Konseri'yle keyifli iki akşam geçireceğiz. Buraya Bakarlar'da ise yapay zeka aracılığıyla müzik yapan Beyza Doğuç'a yakından bakıyoruz.
Ayrancım Gazetesi'nin "harita" temalı son sayısı da çıktı. Ankara Keşif Haritası Pusula'ya dair ekipten Seren'in kısa röportajını da bu sayıda bulabilirsiniz, keyifli okumalar.
Sanatla birlikte, eğlenceli tarafta kalmayı unutmayın!
Sevgiler
Ahmet Emre

Aposto Ankara
Her pazartesi saat 12.00'de Ankara'dan özenle seçilmiş etkinlikler, haberler ve hikâyeler.
1. Bamboleo Coşkusu: Gipsy Kings
Müzik kariyerlerindeki 45'inci yılı geride bırakan, sayısız ödüle ve başarıya imza atmış, dünyaca ünlü grup Gipsy Kings, Türkiye turnesi kapsamında Ankara'ya unutulmaz ötesi bir İspanyol akşamı yaşatacak.
Tarih: 18 Haziran | Yer: Congresium Ankara
Ne kaçırırsınız?: Rumba - Flamenko enerjisiyle, Bamboleo, Volare, No Volvere, Djobi Djoba gibi şarkılarıyla eşi benzeri muhtemelen bir daha olamayacak olan bir pazar akşamını.
Not düşün: Bu çılgın akşamda yerinizi bir an önce almak için, buradan.
2. Binler Kulübü: Antakya Medeniyetler Korosu
Ülkemizde ve dünyada bugüne kadar 1000'in üzerinde konser veren Antakya Medeniyetler Korosu, Ankaralılara yeniden unutulmaz bir akşam yaşatmaya hazırlanıyor.
Tarih: 22 Haziran | Yer: Nazım Hikmet Kültür Merkezi
Ne kaçırırsınız?: 3 semavi dinin mensuplarını bir araya getiren ve her meslek grubundan insanı buluşturan bir koronun ilahi, halk ve güncel şarkılarından oluşan repertuvarını.
Not düşün: Etkinliğin biletleri için, buradan.
3. Alternatif Bir Varoluş: Islandman
En başta kurgusal bir karakter, bir müzik kimliği, var olmayan bir adanın hikayelerinden beslenen bir hayalperest olarak yola çıktıklarında belki de geçeceği yolların bu kadar ilginç ve güzel yerlere varacağını kendileri de bilmeyen, ülkemizin dünyaca ünlü gruplarından Islandman, uzunca bir aranın ardından evine, Ankara'ya dönmeye hazırlanıyor.
Tarih: 23 Haziran | Yer: Backyard Secrets
Ne kaçırırsınız?: Yurtdışında ülkemizden daha çok tanınan, dünyanın en prestijli müzik sahnelerinden birisi olan Montreux Jazz Festivali'nden En İyi Grup Ödülü'yle dönmüş bir ekibin Sumeru, Ağıt, Ikaru, Night Wind, Dimitro gibi şarkılarıyla yaşanılacak olan enfes bir hafta sonu başlangıcını.
Not düşün: Etkinliğin birinci dönem biletlerinden yararlanmak için, buradan.
4. Zamanı Gelmişse: Film Müzikleri Konserleri VIII - IX
Bilkent Senfoni Orkestrası'nın klasikleşen ve son yıllarda yolu dört gözle beklenen kapanış konseri niteliğindeki Film Müzikleri Konseri, bu sezon şef Vladimir Fanshil öncülüğünde, film müziği konusunda dünyanın en önemli ve ödüllü iki ismi olan John Williams ve Hans Zimmer'in bestelerini izleyiciyle buluşturacak.
Tarih: 24 - 25 Haziran | Yer: Bilkent Odeon
Ne kaçırırsınız?: Harry Potter, Star Wars, Superman, Schindler's List, Jurassic Park, Indiana Jones, Gladiator, Pirates Of Caribbean, The Last Samurai gibi yakın sinema tarihinin en önemli filmlerinden bazılarının akıllara kazınan müzikleriyle dolu keyifli bir hafta sonu akşamını.
Not düşün: Konserlerin sınırlı sayıda kalan biletleri için, buradan.
Dahası:
- 8 Haziran'da Buray konseriyle sezona merhaba diyen Atılım Sahne Konserleri kapsamında Sertab Erener 18 Haziran'da, Cem Adrian 19 Haziran'da, Candan Erçetin 20 Haziran'da ve Adamlar 21 Haziran'da sahnede.
- İtalya Büyükelçiliği ve İtalyan Kültür Merkezi işbirliğiyle gerçekleşecek ve klasik müzikseverleri İtalyan ezgileriyle buluşturacak konser serisinin ilk konuğu Trio Concertando, 21 Haziran'da Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi'nde.
- Mek'an Sahne'nin Meryem'in hikayesine odaklandığı Direklerarası Ödül'lü oyunu Dansöz, 22 Haziran'da yeniden Fade Stage & Coffee'de.
- Türk dilinin en büyük şairlerinden Nazım Hikmet'in hapishanede geçirdiği 17 yıl boyunca, ilham kaynağı, ölümsüz aşkı, karısı Piraye'ye yazdığı mektupların oyunlaştırılmasıyla ortaya çıkan, bol ödüllü oyun Piraye, 23 Haziran'da Şinasi Sahnesi'nde.
- Haftanın öne çıkan konserleri dışında Dolu Kadehi Ters Tut ve Lil Zey 23 Haziran'da ODTÜ Vişnelik Tesisleri'nde.
Alternatifler:
- Soruları Bil, Biraları Götür! Çok kısa sürede şehirde sendromsuz pazartesi akşamlarına bir alternatif olan, katılımcılarına takım ruhu olmanın güzellikleri ile birlikte keyifli birkaç saat vadeden IF Sokak'ın eğlenceli etkinliği Trivia Night her pazartesi akşamı gerçekleşiyor. Katılım ücretsiz, 19 Haziran'daki etkinlikte haftanın teması ise "Aşk-ı Memnu".
- Rê Kolektif ve Yermekân işbirliğiyle Rezzan Gümgüm’ün Kenarda Hazinelerim Var projesi kapsamında düzenlenen Topografik Seyahatler: Zaman, Mekan, Aşırı Kent başlığıyla yapılan konuşma serisinin üçüncüsü 18 Haziran'da Yermekân'da gerçekleşecek. Haziran-Eylül 2023 tarihleri arasında Tarabya Kültür Akademisi konuk sanatçısı Anna Bromley'nin (Tarabya Kültür Akademi desteği ile) ağırlanacağı etkinliğe Erhan Muratoğlu moderatörlük edecek ve Anna Bromley’nin sanat üretimleri üzerine bir söyleşi düzenlenecek. Etkinlik dili İngilizce.
- Pierre Loti’nin ölümünün yüzüncü yılı vesilesiyle Alain Quella-Villéger'nin konuşmacı olarak katılacağı Türkiye Dostu, Pierre Loti konferansı, 20 Haziran'da Fransız Kültür Merkezi'nde gerçekleşecek. Konferans dilinin Fransızca olduğu ve Türkçe simültane çeviri yapılacak olan ücretsiz etkinliğe kayıt zorunlu.
- Bonus: Ayın üçünü pazarı en çok nereye gitmeyi seviyorduk? Günlerden Çayyolu Antika Pazarı!
Enerjik Bir Kadın: Riff Cohen
Özgün müziği ve hit şarkılarıyla tanınan, dünyaca ünlü sanatçı Riff Cohen, uzunca bir aranın ardından yeniden Ankaralı hayranlarıyla buluşmaya gün sayıyor.
Tarih: 5 Temmuz | Yer: CSO Ada Ana Salon
Ne kaçırırsınız?: İngilizce, Fransızca, İbranice ve Arapça şarkılarla kendinizden geçeceğiniz, dans dolu, enerjik bir çarşamba akşamını.
Not düşün: Hatırlayabildiğim kadarıyla son Ankara konserini 12 Mayıs 2016 tarihinde veren sanatçının yeniden şehirle buluşacağı konserin biletleri için, buradan. Sanatçı ayrıca, 30. İstanbul Caz Festivali kapsamında Okay Temiz ile ortak "The Ritual" projelerinin prömiyeriyle 8 Temmuz'da Parkorman'da olacak.
Kale'ye ücretsiz ring seferleri
Ankara Büyükşehir Belediyesi Ankara Kalesi'ne ücretsiz ring seferleri başlattı. Ankara Kalesi ve Ulus çevresinde tarihi merkezlere, elektrikli hibrit araçla verilen ücretsiz ring seferleri hafta içi her gün 10.00-17.00 saatleri arasında, her yarım saatte bir. Detaylı bilgi için buradan.
Kısa Kısa
- Berdelacuz Sahaf her ayın üçüncü pazar günü mezat düzenliyor, detaylı bilgi için buradan.
- Beyond İstanbul'un son sayısı "Mekânda Adalet ve Kent Tarımı" çıktı.
- Mezunları arasında Bülent Ecevit, Sevgi Soysal, Murat Karayalçın, Orhan Pamuk gibi isimler olan Ankara Mimar Kemal Ortaokulu'nun kapatılacağı iddiası üzerine öğrenci velileri itiraz için CİMER'e başvurdu. Detaylı haber için, buradan. Okula dair 2010'dan bir Can Dündar yazısı için, buradan.
Beyza Doğuç ile Bir Başka Müzik Üretimi
Beyza Doğuç ile yapay zeka yardımıyla müzik üretmek, sosyal medyanın paylaşım ortamı, konsere dönüşen müzik serüveni, ilham kaynakları ve Ankara seyircisi üzerine hoş bir sohbet gerçekleştirdik.

Bu hafta, çoğunluğun Instagram üzerinden tanıyıp sevdiği, elbette her sanatçı gibi ilk işlerinden beri sıkı takipçisi olanlarınsa gelişimini çok daha yakından takip ettiği müzisyen Beyza Doğuç ile birlikteyiz. Küçük yaşlardan itibaren müzik, edebiyat, teknoloji ve üretime bolca vakit ayıran sanatçı, sosyal medyada sanat ve teknolojiyi birleştiren işler üretiyor, sosyal medyanın çok sesli ve sinerjik ortamından hareketle esasında bireysel gelişim sürecini insanlarla paylaşıyor.
Bu anlamda yolculuğunu “sanat dili aracılığıyla kendimi keşfetmek ve hayatı anlamak” biçiminde tanımlayan 27 yaşındaki Ankaralı sanatçı, odağına kendine has yorumuyla üretmeyi alıyor ve daha iyi üretebileceği koşulları sağlayarak yolculuğunu sürdürmeyi hedefliyor. Çevresinden aldığı destekle keşfetmeye devam ettiğini ve keşfettiklerini yine çevresiyle paylaştığını belirten Beyza Doğuç, "Rüyamda gördüğüm bir enstrümanı modellemek için blender öğrenmek, ses dalgalarını sıfırdan oluşturarak şarkı yapan bir yazılım oluşturmak, bulunduğum ortamın sesleriyle şarkı yapmak gibi projelerim oldu. Sanat aracılığıyla her şeyi daha hızlı ve kolay öğrendiğimi fark ettiğim için kendimi daha cesur hissediyorum ve hep daha büyük düşünmeye çalışıyorum," diyor.
Beyza Doğuç ile yapay zeka yardımıyla müzik üretmek, sosyal medyanın paylaşım ortamı, konsere dönüşen müzik serüveni, ilham kaynakları ve Ankara seyircisi üzerine hoş bir sohbet gerçekleştirdik. Unutmadan, Ay Işığı Destanı adlı albümü 23 Haziran'da çıkıyor.
Sanatın bir duygu işi olduğunu biliyoruz, yapay zeka ile üretim yaparken aktarmak istediğin duyguyu müziğine nasıl işliyorsun?
Yapay zeka ile üretim yaparken onu daima bir yardımcı araç olarak kullanıyorum. Yapay zekaya doğrudan şarkı yazdırmak yerine onu şarkı yazarken ihtiyacım olan bilgileri, teknikleri bana sağlayacak bir asistan gibi görüyorum. Böylece o bana sahip olduğu bilgi denizinden bir şeyler çıkarıp getiriyor ve ben o bilgiler ışığında üretmeye devam ediyorum. Dolayısıyla üreten daima ben olduğum ve yapay zeka da daima benim onu yönlendirmek istediğim noktalarda hareket ettiği için benden ve duygularımdan ziyade bir şey ortaya çıkmıyor.
Sosyal medyada müzik içerikleri üretmenin dinleyici kitlesi ve onlarla ilişkin bakımından nasıl bir yapısı var?
Üretim sürecimi ve bu süreçteki her gelişmeyi bununla ilgilenen insanlarla paylaşmak, kocaman bir ekip olmamızı sağlıyor. Oradan aldığım geri dönüşlerin beni hep geliştirecek yönde olması gibi bir dinamik var. Bu yapıcı yaklaşım, paylaşımlarımdaki amacın ve beklentinin bu olmasının da bir sonucudur belki. Ürettiklerim farklı farklı gözlerle değerlendirildiğinde, herkesin anlam dünyasındaki karşılığı gördüğümde işi kendi perspektifim dışında görme şansına sahip oluyorum. Bu da algımı genişletiyor ve bir sonraki üretimim için beni daha da geliştiriyor. Ayrıca sürecin devamlı paylaşımı motivasyonumun ve yolculuğumun ortaklaşmasını, insanların bana yol arkadaşı olmasını sağlıyor.
Ben kendimi gerçekleştirmek, kendimi geliştirmek, bu şekilde üretmek ve ürettiklerimle insanlığa elimden gelen katkıyı sunabilmek istiyorum. Bu nedenle bu amaç yolunda ilerlerken üzerimde bir sorumluluk belirdiğini hissediyorum. İnsanlık için bir şeyler yapmak ve egomdan arınarak topluma bir şeyler kazandırmak istiyorsam bunun için insanlarla birlikte yol almam ve onları dinleyerek, anlayarak ilerlemem çok önemli. Sosyal medya bu iletişimi bana sunan harika bir köprü. Amacımı gerçekleştirebildiğim ölçüde ilerlerken de bu yolculuktan hep birlikte keyif almak, bu amaca ortak olan kişilerle bu yolun anlamını yeniden keşfetmek de çok güzel.
Yapay zeka ile müzik üretme ve bunu doğaçlama bir formatta sahneleme fikri nasıl oluştu? Ve konser serüvenine nasıl başladın?
Yapay zeka başından beri ilgimi çekiyor ve son yıllardaki gelişimini takip ederken sanat yapma konusunda beni heyecanlandırıyordu. Metinden resme dönüşen ilk yapay zeka çalışmasını gördüğümde “şarkılarımı görselleştirmek istiyorum” diyerek heyecanlanmıştım. Bu nedenle erişebildiğim ilk noktadan kullanmaya başladım ve her yeni gelişmeyle ilgiyle takip ettiğim ve kullandığım bir araç olarak hayatımda yer etmeye başladı. Yavaş yavaş herkesin hayatına entegre olan yapay zekanın birkaç yıl içinde birçok insanın üretiminde kalıcı yer alacağını şimdiden öngörebiliyoruz. Yalnızca onu hangi noktalarda nasıl kullanmamız gerektiğini, sanatın özgünlüğünü ve ruhunu zedelediği sınırın ne olduğunu keşfetmek için biraz zamana ihtiyacımız var. Yapay zekayı kullanmaya başlamadan önce doğaçlamak sık sık yaptığım bir üretim biçimiydi. Bunu sahneye taşıdığımızda, seyircilerden aldığım kelimelerle bir şarkı yapmanın çok eğlenceli olacağını düşünmüştüm. Sonrasında yapay zekayı da bir araç olarak kullanmaya başladım.
Yaklaşık 8 yıldır çok sık olmasa da sahne alıyorum ve sahnede en rahat hissettiğim an doğaçladığım zaman oluyor. İnteraktif bir şeyler yapmayı, seyircilerle sohbet etmeyi ve beraber üretmeyi çok seviyorum. Bunu daha da geliştirmeyi ve daha çok eğlenerek üretebileceğimiz yöntemler keşfetmeyi planlıyorum.
Ankara’nın farklı noktalarında konserler veriyorsun, Ankara seyircisi hakkında neler söylersin? Bu şehirdeki deneyimlerin bir sanatçı olarak seni besliyor mu?
Hayatımı geçirdiğim ve bir türlü kopamadığım bu şehre adeta bağımlı olduğum için burada sahne almak evde olmak gibi hissettiriyor. Sektörün herkesi İstanbul’a taşınmaya ikna ettiği şu dönemde adeta Ankara’da kalmak için direniyorum. Çünkü bir sanatçı olarak beslendiğim en büyük nokta, Ankara’nın ve insanının sakinliği. Acelemizin olmayışı, hayatı yaşamak ve anlamak için nefes alacak alan sunuyor. Bunu işin romantizmi gibi görmemek lazım çünkü sık sık İstanbul’a gidip geliyorum ve sahiden aradaki fark devasa boyutta. Ne kadar yıllardır Ankara’da yaşayan bir Ankaralı olsam da, İstanbul’a gittiğim anda oralılar gibi düşünmeye ve aktifleşmeye başlıyorum. Bu aktiflik, devamlı bir yerde olma hali, koşuşturma da insana bir düzeyde iyi geliyor ancak yorulduğumda dinlenmeye, durup düşünmeye ve üretmeye fırsatım olmuyor. O yüzden İstanbul’da işlerimi halledip Ankara’ya adımımı attığım anda dinginleşiyorum. Sanatımı Ankara’da daha iyi, daha oturaklı; anlayarak ve sindirerek yaptığımı hissediyorum. Dolayısıyla burada sahne aldığımda o rahatlığı, paylaşımı, dinginliği hissedebiliyorum.
Onlarca farklı nesne ve teknolojik teknikle müzik üretebiliyorsun, hayatta ilham kaynağının sonsuzluğu üzerine ne düşünüyorsun?
Bir şeylerden ilham alarak üretmeyi alışkanlık haline getirdikçe, beynim bana gördüğüm her şeyde ilham alacak bir şey göstermeye başlıyor. Hayatı yaşama şeklimizde algımızın payı çok büyük, bu algıyı olabildiğince keşfetmeye açık bir düzeyde tutmaya özen gösteriyorum. Bu noktada da kendime iyi bakmam ve motivasyonlarımı, yöntemlerimi düzenli olarak gözden geçirmem gerekiyor. Duygularımı, düşüncelerimi, etrafımı anladıkça ve olayları bir üst boyuttan kavrama gayesiyle hareket ettikçe hayattan ilham almaya devam edeceğime inanıyorum.
BONUS: Renklerin senin için çok şey ifade ettiğini ve belki de zaman zaman seni tanımladığını görebiliyoruz. Renkler ve evrene ait ögeler bağlamında estetik anlayışını neler oluşturuyor?
Aslında renklere şarkı yaptığım konsept çalışmalar bir tür deney gibi. Renklerin sahiden hissettirdikleri herkeste örtüşüyor mu, gördüğümüz rengin sembolik anlamları toplumda sahiden yer ediyor mu, onu anlıyorum. Bir yanda bir renk seçip ona yüklenen sembolik anlamlar ve psikolojideki karşılığından hareketle şarkı yaparken öte yanda bambaşka bir açıdan üretme fırsatı yakalıyorum. Bu da beni, yeni duyguları şarkılarımda yansıtma konusunda geliştiriyor. Burçlara şarkı yaptığımda da aynı şekilde sembolik anlamlar ve kuvvetlerine odaklanmış, geçmişten günümüze dönüşen ve kalıcılaşan şeyleri keşfetme fırsatı yakalamıştım. Bu nedenle insanlığın değer verdiği, anlam yüklediği, beslendiği ve beslediği her şey ilgimi çekiyor. Bütün bunları meta bir konseptte kavramak, insandan ayrı düşünmeye çalışmak ve sonra tekrar insanla buluşturmaktan keyif alıyorum.
Alitaşı Sokağı, Kale (23 Kasım 1986). Kaynak: BVW Photos
- Mini bir Ankara fotoğraf arşivi: "BVW Photos", Brian Williams
- Yayalar, hareketlilik, ulaşım, trafik: "Söğütözü Odağında Aktiviteye Bağlı Kentsellik", Mekan ve İnsan (Spotify)
- Melih Cevdet Anday'ın ilk tefrika romanı: "Barem Kanunu", Everest Yayınları tarafından 77 yıl sonra kitaplaştırıldı.
- Direnişin dijital hafızası: "15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi Haritası", DİSK
- Çizimlerle Gezi 10'uncu yılında: "#occupygezi architecture"
- #LavarlaHafızası: "Bir şarkı yapıp başkalarının yarasına dokunmanın büyüsü", Beyza Doğuç (Lavarla)
- Misucmaker'ın kreatif direktör Efula işbirliğiyle çıkardığı yeni teklisi: "I remember"