Merhaba!
Hiç bazı kararları başka türlü alsaydınız hayatınızın nasıl olabileceğini kurguladığınız senaryolar düşündünüz mü?
Bende bir tane var. Üniversiteyi bitirdikten sonra yüksek lisansa başvurmak yerine Silikon Vadisi'ne gidiyorum. Twitter'da yolladığım bir tweet'e cevap veren oldukça benzer yapıda olduğumuza inandığım insanla iş ortaklığına girişiyorum. Dizaynı ve yazılımı bir araya getiren bütünsel bir akıllı mobil cihaz üretmeye başlıyoruz. Çok büyüyoruz. Öyle büyümek ki, mobil cihaz marketinin %10'una erişiyoruz. Cihazlarımızda üçüncü partiler tarafından uygulamalar geliştirilmeye başlanıyor. Sonra bir gün bu uygulamalar için karar alıyoruz: "Kullanıcıların verisini topluyorsunuz, bu insan haklarına aykırıdır. Toplamayacaksınız."
🙂
Öyle büyümek ki Apple olmak ve sadece kendisinin değil, Facebook'un ve başka şirketlerin iş yapış şekline karışmak ve bu hususta karar almak. Evet, en karanlık hayallerimi açıkladım size az önce.
Bu hafta bültende; Facebook'un, Apple'ın aldığı gizlilik önlemleri karşısında ne yapabileceği konusu var.
Aklınızdaki hayat senaryolarınızı yazın bize!
Sevgiler,
Handegül
Quando
Türkiye’den ve dünyadan en önemli teknoloji, inovasyon, girişimcilik ve bilim haberleri.
Gen diziliminde yeni teknoloji: RLR
Kaynak: New Atlas
Bilim insanları, kanser ve kalıtsal hastalıkları iyileştirebilmek için gen dizilimlerini değiştirme üzerinde ciddi çalışmalar yapıyor. Geçtiğimiz günlerde Harvard Wyss Enstitüsü'nden bilim insanları, Retron Library Recombineering (RLR) adını verdikleri yeni bir gen düzenleme aracı geliştirdi.
RLR tekniğiyle, retron adı verilen DNA segmentleriyle tek hücreli DNA iplikleri üretilebiliyor ve yeni oluşan DNA'ya ekleniyor.
Geçen yıl geliştirilen ve Nobel Kimya Ödülü'ne konu olan CRISPR-Cas9 tekniği, belirli DNA parçalarını bulup kesmek için kullanılabiliyor. Ancak Cas9 enzimi, DNA'nın kesilmek istenmeyen kısımlarını da keserek hücre için toksik bir soruna dönüşebiliyor ve mutant kısımları orijinal DNA'ya eklediği için ana DNA dizilimi kaybolmuş oluyor.
RLR ise değiştirilen sekansları yeni oluşturulan kopya DNA ile hücreye ekliyor. Böylece deneylerde ana DNA dizilimine zarar verilmemiş oluyor ve milyonlarca DNA mutasyonu aynı anda üretilebilirken "barkod" gibi takip edilerek hangi hücrenin hangi retron dizilimini aldığı kontrol edilebiliyor.
RLR ve gen mutasyonları konusunda daha yapılacak çok iş olsa da bu teknolojinin kısa vadede bakteriyel genomlar ve mutasyonlar incelenerek geliştirilecek yeni yararlı türler ve tedavi seçenekleri, uzun vadede ise insanlar ve diğer organizmalarla ilgili yapılacak çalışmalar için yararlı olacağı düşünülüyor.
Mutfaktaki otomasyon robotları
Kaynak: The Spoon
Fast-food zincirlerinin robotik ustabaşısı olan "Flippy" robotunun üreticisi Miso Robotics şimdi de etlerin tam ağzımıza layık pişirilmesi için geliştirdiği yeni yapay zekâ uygulaması ve kamera sistemi CookRight'ı duyurdu.
CookRight; yiyeceklerin tek tek ızgara sürelerini izliyor, pişirme sürelerini hassas bir şekilde ölçmek için ızgaradaki ısı dağılımını öğreniyor ve aşçılara ızgaradaki yiyecekleri doğru zamanda çevirip almalarını söylüyor. Tablet bilgisayar ve ızgaranın üzerine yerleştirilen kameralarla çalışan platform, gerçek zamanlı bir kalite kontrol sağlayarak Flippy'deki gibi robotik bir kol yerine gerçek aşçılara talimat veriyor. Hamburger, tavuk, balık, sosisli sandviç gibi ürünlerle çalışan CookRight, aynı zamanda gıda kalitesini iyileştirmek ve verimliliği artırmak için analiz bilgileri de sunuyor.
Bu sistemle gıda zehirlenmesi gibi sorunlara yol açan hataları önlemeye yardımcı olan Miso Robotics, özellikle pandemide artan paket servis talepleri için de verimlilik ve tasarruf sağlamayı hedefliyor. Mutfaktaki iş akışını koordine etmek ve optimize etmek için yapay zekâ kullanan başka restoran teknolojisi sistemleri olsa da Miso, bu optimizasyon ve otomasyonu gerçek pişirme zamanına entegre ederek bir adım ileri götürüyor.
Daha konforlu bir koşu deneyimi
Kaynak: Engadget
Sporcuların konforu ve performansı için yüksek teknolojilerle geliştirmeler yapan Adidas, 3 boyutlu baskı şirketi Carbon ile yeni bir koşu deneyimi sağlamak için geliştirdiği 4DFWD modelini tanıttı.
Enerji transferini en üst düzeye çıkarmak için tasarlanan papyon-kafes şeklindeki 4D orta tabana sahip ayakkabı, daha konforlu ve uzun süreli çalışmalara olanak sağlamak için yastıklamayı artırırken frenleme kuvvetini de azaltıyor ve önceki modellere göre üç kat daha fazla ileri hareket sağlıyor.
17 yıllık sporcu verilerini inceleyen ve 5 milyon tasarımı değerlendiren Adidas ve Carbon, bu ayakkabının 3 boyutlu baskıyla en yüksek hacimde üretilen ürün olacağını düşünüyor. Özellikle olimpik sporcular tarafından kullanılacak olan bu ürün, gelecekte de üç boyutlu baskıyla geliştirilecek daha özel ürünlerin yolunu açıyor.
Bitpanda Pro, artık Android’de!

Profesyonel yatırımcılar; üç farklı ekranda alım-satım yapmanın tek ve en kolay yol olduğunu söylüyor. Peki ya evde ya da ofiste olmadıkları zamanlarda? Saniyelerin bile çok önemli olduğu yatırım dünyasında, profesyonel yatırımcıları sevindirebilecek bir haberimiz var:
Güvenilir kripto borsası Bitpanda'nın profesyonel yatırımcılar ve işletmeler için geliştirdiği kapsamlı yatırım platformu Bitpanda Pro’ya, Android telefon ve tablet uyumlu yeni uygulamasıyla Google Play Store'dan erişilebiliyor.
Bitpanda Pro Android uygulamasıyla neler yapabilirsiniz?
Masaüstü uygulamasının sunduğu birçok olanağı Android uygulamasına da taşıyan Bitpanda Pro, tablet ve telefon destekli uygulamasıyla yatırım süreçlerini mobil hâle getiriyor. Kullanıcılar Bitpanda Pro Android’de;
• Tüm piyasalara güvenli bir yoldan, gerçek zamanlı bir biçimde erişebiliyor.
• Piyasa emirleri, limit emirleri, gelişmiş limit emirleri ve stop limit emirleri dâhil tüm Pro emir türleri ve grafik araçlarıyla hızlı işlemler gerçekleştirebiliyor.
• Gelişmiş arayüzü ve ayrıntılı Tradingview grafikleriyle kapsamlı bir piyasa takibi sağlayabiliyor.
• API desteğiyle ticaret botlarını Bitpanda Pro'ya bağlayabiliyor.
• %0,10'dan başlayan ve işlem hacmi arttıkça azalan komisyon ücretleri, hacimli işlemlerde fiyat avantajı sağlıyor.
• Ayrıca işlem ücretlerini ödemek için Bitpanda ekosistem token'i BEST'i kullananlar tüm işlemlerde ekstra %20 indirim kazanıyor.
• Bitpanda Pro arayüzünün sunduğu tüm olanaklara 7/24, diledikleri yerden erişebiliyor.
Bitpanda kimdir?
Avrupa'nın en hızlı büyüyen kripto para platformu Bitpanda; Bitcoin, Ethereum, BEST ve 50'den fazla kripto parayı AB güvenlik standartlarında Türk lirası başta olmak üzere farklı para birimleriyle kolayca alıp satmaya olanak tanıyor.
FMA ve AMF otoritelerinde kayıtlı bir dijital varlık hizmeti sağlayıcısı olan güvenilir kripto borsası Bitpanda, aynı zamanda PSD2 lisansıyla AB Ödeme Hizmetleri Yönergesi 2’ye tabi olarak faaliyet gösteriyor. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'na uygun olarak kurulan Bitpanda Türkiye'nin tüm mali tabloları da bağımsız denetimden geçiyor.
2 milyonu aşkın kullanıcının tercih ettiği güvenilir kripto borsası Bitpanda’yı keşfetmek ve Bitpanda avantajlarıyla tanışmak için saniyeler içinde kaydolabilirsiniz.
Facebook Apple'a karşı
Tahminlere rağmen, Apple’ın yeni gizlilik hamleleri Facebook’un reklamlarını etkilemeyebilir.

Senatör: Bay Zuckerberg, 2010'da Capitol Hill'de yaptığınız konuşmayı hatırlıyorum. Facebook'un her zaman ücretsiz olacağını söylemiştiniz. Hâlâ amacınız bu mu?
Mark Zuckerberg: Senatör, evet. Her zaman Facebook'un ücretsiz olan bir versiyonu bulunacak. Amacımız dünyanın dört bir yanındaki insanların iletişimini sağlayarak dünya insanlarını birbirine yakınlaştırmak. Bunu yapabilmek için herkesin karşılayabileceği bir hizmet sunmalıyız.
Senatör: E peki kullanıcıların ücret ödemediği bir iş modelinde nasıl ayakta durabiliyorsunuz?
Mark Zuckerberg: ...Senatör, reklam yayımlıyoruz?
Kaynak: NBC News
Mark Zuckerberg'ün internetin nasıl çalıştığını ve Facebook'un nasıl para kazandığını senatörlere anlattığı büyük kongre duruşmasındaki bu konuşmayı dün gibi hatırlıyoruz.
Bugün Apple'ın aldığı karar, Facebook'un internetten para kazanma modeli olan reklamları etkileyebilir ya da tersi olabilir.
Ama önce, internette reklam yayımlamak neydi, kim başlatmıştı?
1841'de ilk reklam ajansı olan Volney B. Palmer Philadelphia'da açıldı. Birden fazla gazetede reklam yayımlamak zorunda kalmak yerine, bir reklam veren doğrudan reklam ajansıyla iletişime geçebiliyor ve reklamları yayımlama sürecini büyük ölçüde basitleştirebiliyordu. Bu arada reklam ajansı da birden çok müşteriye hizmet vererek tüm bu gazetelerle olan ilişkilerini güçlendirmeye devam ediyordu:
Kaynak: Stratechery
Ortada olmanın oldukça iyi bir iş fırsatı olabileceğinin klasik bir örneği olan bu iş modelinde reklam ajanslarının faydası, radyo ve TV gibi daha fazla reklam kullanılabilir mecra çoğaldıkça arttı. Böylece reklam ajansları uzmanlıklarını birden çok müşterisi arasında ölçekleyebildikleri için büyümeye devam edebildi.
Ta ki edemeyene kadar...
Bu durum internet çağında değişti ve reklam ajanslarının kullanıcıları hedefleyebileceği yegâne ortam Facebook ve Google olmaya başladı. Bu durumda reklam alanı olabilecek birden çok mecra yerine elimizde artık iki büyük platform Facebook ve Google kalmış oldu:
Kaynak: Stratechery
Bir reklam verenin reklam satın almak isteyebileceği yalnızca iki ortam olduğunda reklam ajanslarının iş modeli sekteye uğramış olsa da bu yeni durum Google ve Facebook'u fazlaca zengin etmeye yetti.
Apple'ın bu durumla ne ilgisi var?
Geçtiğimiz haftalarda iPhone'lara ve iPad'lere yeni bir özellik getiren Apple; kullanıcılarının, verilerinin uygulamalar tarafından toplanmasına hayır demesine olanak tanıyacağını duyurdu.
Kaynak: OneZero
Apple bunu neden yaptı?
Apple, reklamcılıktan ziyade cihaz satarak ve uygulama içi satın alımlardan para kazandığı için müşterilerinin verileriyle çok az ilgileniyor. Ayrıca kurulduğundan beri kendisini her zaman gizlilik ilkesine bağlı bir şirket olarak pazarladığını biliyoruz.
2010'da Apple'ın kurucularından Steve Jobs, bazı insanların uygulamalarla ne kadar veri paylaştıklarını umursamadığını dile getirmişti ancak her zaman nasıl kullanıldığı konusunda bilgilendirilmeleri gerektiğini eklemişti:
"Gizlilik; insanların nereye, hangi şartlarda kaydolduğunu bilmeleri anlamına gelir, sade bir dille ve tekrar tekrar belirtilmelidir..."
Daha yakın bir zamanda, pek çok kişinin Facebook'a bir gönderme olarak gördüğü demeciyle CEO Tim Cook şunları söyledi:
"Bir işletme kullanıcılarını yanıltıyor, veri istismar ediyorsa seçenek verdiğini gösteriyor ancak aslında gerçekten seçenek tanımıyorsa bizim iş birliğimizi değil, reformu hak ediyor."
Facebook'a ne olur?
"Bana hiçbir şey olmaz." -Mark Zuckerberg Ergen (Tamam kötü espri, ama gülümsediniz? Hayır mı? Birazcık?)
Apple bu hafta yeni anti-izleme güncellemesini yayımladığında uzmanlar ve yorumcular bunun Facebook için kötü bir haber olduğundan neredeyse emindi. Güncelleme, iPhone sahiplerine, kullandıkları uygulamaların onları internette izlemesini isteyip istemediklerini soracak ve yapılan anketlere göre kullanıcıların %80'i istemeyecek.
Politico, Facebook için "Acıtacağı kesin" dedi. Analistler gelir düşüşleri yaşanacak dedi, Facebook bu tehdidi gördüğünü ve her şeye rağmen para kazanmaya devam edeceğini belirtti:
"2021'de yasal düzenlemeler ve platform değişikliklerinden, özellikle de yakın zamanda piyasaya sürülen iOS 14.5 güncellemesinden kaynaklanan, reklam hedeflemede artış beklemeye devam ediyoruz."
Ancak, Apple’ın bu güncellemesinin Facebook’un reklam işine çok fazla zarar verip vermediğini veya herhangi bir şekilde zarar verip veremeyeceğini anlamak biraz güç.
Kullanıcıları izlemek sınırlı olduğunda reklam verenlerin yine de para harcamaları gerekecek ve Facebook'un 2,7 milyar günlük kullanıcısını göz ardı etmek zor olacak. Apple’ın bu güncellemesi ayrıca uygulamaların kendi içinde topladığı verileri çok daha önemli hâle getiriyor ve Facebook'ta bu verilerden bol miktarda var. Dolayısıyla Apple’ın hamlesi gizlilik açısından kendisine yazılan açık bir kazanç olsa da, pek çok kişinin beklediği gibi Facebook için işler o kadar da kötü olmayabilir.
Büyük bir medya satın alma ajansı olan GroupM'in küresel iş zekâsı başkanı Brian Wieser, "Hiçbir pazarlamacı birdenbire 'Kullanıcıları artık izleyemeyeceğiz, sanırım dükkanı kapatma vakti geldi' demeyecek'' diyor. "En iyi alternatif, çoğu pazarlamacı için yine de Google ve Facebook olacak."
Ne olur?
Android'in hâlâ %85 pazar payına sahip olduğu günümüzde Apple'ın kullanıcı takibini sınırlama güncellemesinden sonra reklam verenler değişiklik yapmaya gidebilir. Reklam verenler kullanıcıların internet sayfaları arasındaki davranışına daha az ilgi gösterip reklamın en temel unsuruna odaklanabilirler: Reklamı büyük kitleye göstermek, bunu birden çok kez ve makul bir fiyata yapmak. Tekrarlı hedefleme ile kişiselleştirmeden uzaklaşıp büyük segmentleri ve kitleleri hedeflemeye geri dönmeyi sağlayacak olan bu yeni güncelleme yine Facebook'un işine yarayabilir. Çünkü Facebook'un reklam gösterebileceği çok fazla alanı olduğu gibi, büyük segmentlere ve hedef kitlelere ulaşım Facebook'un 2,7 milyarlık veri tabanıyla oldukça makul gibi duruyor.
Facebook, verilerinin çoğunu Apple'ın bu yeni güncellemeyle sınırladığı şekliyle elde etse de, insanlar Facebook kullanmaya devam ettiği sürece platformdaki reklam alanı hiçbir yere gitmiyor.
Son olarak
Facebook’un kazancını açıkladığı çeyrek raporunun ardından hem COO'su Sheryl Sandberg hem de CFO'su David Wehner, şirketin reklam teknolojisi sistemlerini daha az veriyle daha iyi çalışacak şekilde yeniden inşa ettiğini açıkladı. Kullanıcıları izlemenin işinin temeli olduğu bilinen bir şirket için bunun mümkün olabileceğini duymak çoğunu şaşırtsa da, neden daha önce yapılmadığını anlayabilmek güç. Yine de, Apple’ın güncellemesi interneti daha az veriyle etkili reklamlar yayımlamaya zorluyorsa bu hepimiz için iyi bir şey gibi görünüyor. Ayrıca belki de gerçekten Facebook’un reklam işi bu süreçte zarar görmez, yeniliklerle daha da büyür, kim bilir?