8 Mayıs Pazartesi sabahından herkese günaydın.
Haftanın ilk işlem gününde; iklim finansmanında güncel gelişmeler ve Türkiye'nin perspektifi, Silicon Valley Bank ile başlayan ve "ha bitti, ha bitecek" diyerek bugüne kadar taşınmış olan bankacılık krizinin son durumu ve yapay zekanın iş dünyasına müdahale ettiği bir başka konuyu sizlerle paylaşıyoruz.
Keyifli okumalar dilerim,
İdil
İklim finansmanında son gelişmeler
İklim gündeminin seyrini hangi başlıklar belirliyor?

Küresel ısınma, gezegenin geleceği karşısında en büyük tehditlerin başında geliyor... Dünya, ekolojik kaynakları verimsiz bir biçimde kullanıyor. Bugün, ekosistemin yenileyebileceğinden %75 daha fazla doğal kaynak kullanılıyor.
Doğal kaynakları, yarım yüzyılı aşkın süredir dünyanın limitini aşarak tüketiyoruz. Geçtiğimiz yıl, bir yıllık doğal kaynakların tamamını 28 Temmuz itibarıyla tüketmiştik. Limit aşımının hızlanması gıda ve enerji krizleri, aşırı hava olayları ve afetler karşısında çok daha savunmasız hâle gelmemiz anlamına geliyor.
Bu noktada, İklim krizi etkilerinin hafiflemesi ve uyum eylemlerinin desteklenmesi çalışmalarına yönelik kamu, özel ve alternatif aktörlerden sağlanan finansman türünü ifade eden iklim finansmanı; emisyonları azaltma ve iklim değişikliğine uyum sağlama konularında önemli araçlar bütünü olarak değerlendiriliyor.
İklim finansmanı tartışmaları
Özellikle iklim krizi karşısında kırılgan ülkelere finansman sağlanması, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, gıda ve enerji fiyatlarındaki artış ve tedarik zincirlerinde yaşanan aksaklıklar neticesinde – azaltım başta olmak üzere diğer önemli meselelere kıyasla– iklim gündeminin seyrini belirleyen bir mesele hâline geliyor.
- Kayıp-hasar finansmanı tartışması: Gelişmiş ülkelerin endüstriyel faaliyetleri sonucunda, emisyon artışlarına diğer gelişmekte olan ülkelere kıyasla daha çok katkı sağlaması ve buna karşılık iklim felaketleri karşısında en kırılgan ülkelere tazminat ödemeye isteksiz olmaları, “kayıp-hasar finansmanı” başlığı altında ele alınan ve iklim adaletiyle oldukça ilişkili bir tartışma açıyor.
- 100 milyar dolar finansman taahhüdü: Gelişmiş ülkelerin 2009’da Yeşil İklim Fonu altında, 2020’den itibaren iklim krizi karşısında kırılgan ülkelere yıllık 100 milyar dolar sağlamak üzere verdiği sözü hâlâ yerine getirmemesi ve iklim krizi karşısında savunmasız ülkeler arasında yer alan Pakistan’ın topraklarının geçtiğimiz yıl üçte birinin sular altında kalması sonucunda ülkede hasarın maddi boyutlarının 30 milyar dolara ulaşması; iklim finansmanı gündeminin merkezinde yer alıyor.
İklim finansmanı alanında yakın dönemde atılan en büyük adım, geçtiğimiz yıl 27. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP 27) özel bir kayıp ve hasar fonu oluşturulması kararının verilmesiydi. Fakat fona kimin ödeme yapması gerektiği, hangi ülkelerin fondan yararlanabileceği ve fona ne kadar ödeme yapılacağı gibi çoğu önemli kararın alınması gelecek yıla bırakılmıştı. Buna karşılık fonun kurulması, başta Almanya, Belçika, Avusturya ve İrlanda olmak üzere ülkelerin fon için –sembolik de olsa– finansman sağlamaya başlaması ve Avrupa Birliği’nin (AB) kendi adına kayıp-hasar fonunu kurduğunu duyurması olumlu gelişmeler olarak yorumlanmıştı.
İklim finansmanında güncel gelişmeler
İklim finansmanı konusunda yenilenebilir enerji, enerji-kaynak verimliliği ve çevre dostu teknolojiler gibi birçok farklı alanda tema öne çıkıyor. Bu yönüyle teknik, sosyal ve hukuki boyutlarıyla konvansiyonel finansmandan farklılaşan bir alana dönüşüyor. Politika yapıcılardan özel sektöre kadar birçok aktöre farklı görevler tanımlanıyor.
Öte yandan, iklim finansmanında büyük bir bütçe açığı söz konusu. Geçtiğimiz yılın sonunda belirtildiği üzere küresel iklim finansmanı ihtiyacı yıllık 5 trilyon dolar olarak tahmin edilirken, o ana kadar ulaşılan finansman miktarı yıllık 700 milyar doların altında kalmıştı. Buna karşılık, küresel finans sisteminde iklim krizi odaklı bir reform yapılmazsa; 2050’ye kadar iklim değişikliğinin küresel ekonomiye zararının 8 trilyon dolara ulaşması bekleniyor.
İklim krizi odaklı bir finansal reform beklentisi altında, küresel finansmanda artık fosil yakıt kullanımına dair fon bulmanın zorlaştığı bir gerçek. Fakat bir diğer taraftan, büyük finans kuruluşları tarafından hâlâ fosil yakıtlara fon sağladığı da görülüyor. Petrol ihracatçısı ülkelerde fosil yakıt finansmanı güçleniyor.
- İklim Kaosu Bankacılığı raporuna göre, sadece 2022 yılında fosil yakıtlara aktarılan finansmanın 673 milyar dolara ulaşıyor. Paris Anlaşması’nın imzalanmasından bu yana dünyanın en büyük 60 bankasının, fosil yakıtlara 5,5 trilyon dolarlık finansman sağlanıyor.
- Avrupa’da gaz santrali yatırımları olan özel ve kamu elektrik şirketlerine odaklanan “Gaslighting” başlıklı rapor, bankaların 2019’dan 2022’ye kadar gaz sektörüne 314 milyar dolardan fazla destek sağladığını ortaya koyuyor.
- Suudi Arabistan, petrol ve doğal gaz sektöründeki yatırımlara devam edeceğini söylüyor. Bu yıl COP 28’e ev sahipliği yapacak olan Birleşik Arap Emirlikleri’nin ulusal petrol şirketi Adnoc, kısa dönem planları dâhilinde 7,6 milyar varil petrol eşdeğerinde petrol ve gaz üretmeyi planlıyor.
Buna karşılık fosil yakıt finansmanının son bulması adına gelişmeler de var.
- Kömür projeleri özelinde Mayıs 2019'dan bu yana 40 milyar dolarlık finansman sağlayan Dünya Bankası'nın özel sektör kolu olan Uluslararası Finans Kurumu (IFC), yeşil sermaye yaklaşımı politikasında yaptığı değişiklikle yeni kömür projelerini desteklemeyeceğini duyurmuştu. Bu durum, kömür çağının bittiği yönünde değerlendiriliyor..
- Amerika Birleşik Devletleri (ABD), çelik, alüminyum ve çimento gibi enerji yoğunluğu yüksek endüstrilerdeki karbonsuzlaşma projelerini hızlandırmak için 6 milyar dolarlık finansman ayırdığını duyurmuştu.Finansmanın, 2021’de imzalanan Altyapı Yasa Tasarısı ve geçen yıl imzalanan Enflasyon Azaltım Yasası’ndan sağlandığı belirtiliyor.
Türkiye’de iklim finansmanı
Türkiye’de iklim finansmanı söz konusu olduğunda ise son dönemde iki yeni gelişme öne çıkıyor. Bunlardan ilkini yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği yatırımlarının finansmanında kullanılmak üzere Türk Sınai Kalkınma Bankası’nın (TSKB), Avusturya Kalkınma Bankası (OeEB) ile 25 milyon avro tutarında yeni bir kredi anlaşmasına imza atması oluşturuyor. 2014 yılında OeEB’den 20 milyon avro tutarında kaynak temin eden TSKB, 12 yıl vadeli olarak temin ettiği bu yeni kredi ile özel sektörün yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği yatırımlarını desteklemeyi hedefliyor. İkinci bir gelişme olarak da Kalkınma ve Yatırım Bankası, Hazine ve Maliye Bakanlığı ikrazı ile iklim finansmanı için Alman Kalkınma Bankası KfW'dan 100 milyon avro kredi ve Alman Hükümeti tarafından karşılanan 10 milyon avro hibe finansmanı sağlaması öne çıkıyor.
“Bu sefer son”: Bankacılık krizi
Yolun sonunda bir finansal kriz bizi bekliyor mu, beklemiyor mu?

Bankacılık krizinin her yeni limanıyla birlikte yetkililerin "bu seferki son" açıklamalarını dinleyen piyasa oyuncuları, tedirgin olunması gereken bir durum olduğunun farkında. Siyasetçiler de dahil olmak üzere herkes, bankaların istikrara kavuşturulduğunu söylerken bankacılık hisselerinde dalgalı görünüm devam ediyor.
Silicon Valley Bank ve Signature Bank'in "kendine özgü" vakalar olduğu ve diğer bankaların tehlikede olmadığı fikrine çabucak ikna olunduktan sonra gelen First Republic Bank sürprizi; JPMorgan CEO'su Jamie Dimon gibi yetkililerin "tamam, bu sefer son" iddiasına inanmayı epey zorlaştırdı.
Ek olarak: Yakın zamanda yayımlanan bir Stanford makalesinde, SVB'nin ödeme gücünde herhangi sıradışı bir durum olmadığı açıklanıyor.
- İflaslar, mevduat fonlarının güvenliğinden endişe eden müşterilerin paralarını topluca çekmelerinin ardından gerçekleşti.
Kaldı ki: İçinde bulunulan noktada, herhangi bir bankanın bilançosuna bakarak ödeme gücü konusunda tamamen güvende olmanın imkansıza yakın olduğu söylenebilir.
- Bloomberg Opinion yazarı Matt Levine söz konusu durumu, "Bir banka, değerlemesi hakkındaki makul tahminlerin bir koleksiyonudur. Nesnel bir gerçeklik yoktur" şeklinde tanımlıyor.
Hatırlatma dozu: Yükselen faiz oranları dolaylı biçimde Silicon Valley Bank ve First Republic Bank'ın iflasında önemli bir rol oynadı.
Diğer taraftan: Merkez bankaları krize, finansal işlemlerin normal şekilde devam etmesini sağlamak için fazladan nakit bulundurmaya yönelik tedbirlerle karşılık verdi. Ancak, panik havası dağıldıkça önlemlerden bazıları azaltıldı.
Geçtiğimiz Cumartesi Berkshire Hathaway CEO'su Warren Buffett, korkunun bulaşıcı olduğunu ve tüketicilerin kredi kurumlarının güvenliğine dair hissedilir endişelerinin krize etkili bir şekilde yanıt vermeyi zorlaştırdığını belirtti.
Sonuç olarak: Finansal krizin karakteristiği olan güven unsurunun tamamen yıkıldığını görmesek bile, düzenleyicilerin kuralları daha da sertleştirdiğini ve bankaların kredi verme isteklerini geri çektiklerini görebiliriz. Mevcut durumda bunun 2008'e benzer bir biçimde sonuçlanıp sonuçlanmayacağı net değil; ama bankacılık krizi adı altında devam edeceği bir gerçek.
Özel sermaye şirketleri yapay zekadan nasıl etkilenecek?
Sektör, önümüzdeki beş yıl içinde son 50 yılda olduğundan daha fazla değişebilir.

Yapay zeka birçok sektörde devrim yaratıyor ve özel sermaye sektörü de bunun bir istisnası değil. Birçok özel sermaye şirketi, hem verimlilik hem de rekabet avantajı elde etmek için Chat GPT ve diğer yapay zeka teknolojilerini denemeye çoktan başladı.
Axios'un değerlendirmesine göre, yapay zeka inovasyonunun hızlı temposu göz önüne alındığında, birçok analistin modelleme, inceleme işinin algoritmalar tarafından yapılır hâle gelmesi an meselesi. Bu teknoloji durum tespiti, portföy yönetimi ve anlaşma tedariki gibi farklı faaliyetleri kapsayan özel sermaye sürecinin birçok yönünü kolaylaştırmak ve iyileştirmek için devreye girebilir. Biraz daha zaman geçtikten sonra bu alanda da "birçok" kelimesi "çoğu" kelimesine dönüşecek.
Asıl soru: Eğer özel sermaye firmaları artık genç ve deneyimsiz profesyonelleri işe almayacaksa, o zaman gelecekteki ortaklık hatlarını kim dolduracak?
- Bu soru aynı zamanda yatırım bankacılığı, hukuk ve risk sermayesi gibi sektörler için de geçerli.
Bununla birlikte: Özel hisse senetleri için yapay zekanın benimsenmesini çevreleyen potansiyel zorlukların ve hususların farkında olmak gerek. Bu, insan gözetimi ve uzmanlığı ihtiyacını, yapay zeka sistemlerinde önyargı potansiyelini ve etik ve sorumlu dağıtımının önemini içeriyor.
Neden önemli? Özel sermaye önümüzdeki beş yıl içinde son 50 yılda olduğundan daha fazla değişebilir.
Yorumlar: Apax Partners ve Greycroft Kurucusu Alan Patricof'tan yakın zamanda gelen bir e-posta:
"1970'ten beri girişim sermayesi işindeyim - tam da Intel ile çip devriminin büyük başlangıcında; sonra 1976'da Genentech tarafından gen ekleme keşfiyle biyoteknoloji devrimi; sonra 1977'de Apple ve diğerleri ile PC devrimi; sonra 1982'de hücresel; sonra 1980'lerde internet; sonra 90'larda bulut.
Yapay zeka ve Chat GPT bence bunların hepsinden daha büyük ve daha derin bir devrimdir."
Yeni nesil değer yatırımcısı: Inveo Ventures
Geleceğin şirketlerinden birini kurmak ve sermaye yaratmanın yanı sıra bir değer köprüsü inşa etmek istiyorsanız sizi bir yatırımdan daha fazlasını sunan Inveo Ventures ile tanıştırmak isteriz.
Nedir? Inveo Yatırım Holding ve Gedik Yatırım grubunun kurduğu girişim sermayesi yatırım ortaklığı şirketi olan Inveo Ventures, girişimcilik ve risk sermayesi hakkındaki bilgi birikimi sayesinde yenilikçi ve ölçeklenebilir teknoloji şirketleriyle değer yaratıyor. Kurucuları ve ekipleri destekleyerek tüm zorlukların üstesinden gelmelerine yardımcı olmak için çalışıyor.
Neden Inveo Ventures?
- Girişimlerin Seri A öncesi köprü yatırım turlarına odaklanıyor, teknoloji tabanlı ve yatırım tezine uygun girişimler için ‘sektör agnostik’ bir şekilde değerlendirmelerini gerçekleştiriyor.
- Gerçekleştirdiği girişim yatırımlarının ‘ortak yönetim merkezi’ olarak hareket eden şirket; portföy girişimleri, grup ve ekosistem arasında adeta bir ‘değer köprüsü’ olarak konumlanıyor.
- Mevcut portföy iştiraklerine verdiği iş geliştirme, strateji, finans vb. desteklerle grubun değer yaratan yatırımcı olma kültürünü sürdürüyor.
Dahası: hiVC yapısının yönetimini de gerçekleştiren Inveo Ventures, hiVC ve 100% hiVC iştiraki hiBoost şapkasıyla değerlendirdiği girişimlerin fikir aşamasından başlayan ‘erken aşama yatırım turlarına’ da katılım sağlıyor.
Çok yakında: Inveo Ventures, bu yıl itibarıyla henüz açıklanmayan ancak yakın zamanda açıklanacak yatırım duyurularıyla portföyünü genişletmeyi planlıyor.
Inveo Ventures ile yatırımınıza değer katmak için inveoventures.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
🎧 Pareto Spot üçüncü sezonu ile geri döndü! Üçüncü sezonda sektör uzmanlarıyla bir araya gelmeye devam eden podcast serimiz 12 bölümlük sezonunda sermayeye erişim, yeteneğe erişim, enerjiye erişim ve mekanlara dair dönüşümleri temel alıyor.
Yeni sezonun, sermayeye erişimin dönüşümü başlığı altında Girişim Sermayesi (Venture Capital) alanındaki dönüşüm ve gelişmeleri ScaleX Kurucu Ortağı Dilek Dayınlarlı ile beraber incelediğimiz ilk bölümünü Spotify ve Apple üzerinden dinleyebilirsiniz.
💌 Her türlü görüş ve önerinizi bizimle [email protected] adresinden paylaşabilirsiniz.
📱 Twitter, Instagram ve LinkedIn hesaplarımızı takip etmeyi unutmayın!
Mutlu haftalar.