Bugünkü Destekçimiz

Kalamış, Tunç Uğurdağ

Tunç Abi'nin peşine takılıyoruz Kalamış sokaklarında — kentsel dönüşümden önce neymiş buralar? Ayaküstü Cansu'nun atölyesine uğrayalım, müdavimi olduklarımızı dinle.
Bozcaada Caz Fest Soli 8 Ağustos
Bozcaada Caz Festivali ile birlikte

Ayazma'da caz: Bozcaada Caz Festivali Çift oluklu tarihî bir çeşme, sekiz yaşlı çınar ağacı, küçük bir manastır ve iki tek katlı yapı… Efsaneye göre genç ve güzel Paraskevi'nin bugün Göztepe olarak anılan bir tepede görüp âşık olduğu genç bir delikanlıya kavuşamaması, Bozcaada'daki Ayazma Manastırı'nda yapılan dilek pınarını ortaya çıkarıyor. Hatta burada yer alan çeşmeden su içen herkesin "adalı" olduğuna inanılıyor. Bu efsaneden sebep her yıl temmuz ayında Ayazma Manastırı'nda gerçekleşen ve Ayazma Panayırı adı verilen etkinliğin ruhu; deniz manzarasıyla özellikle gün batımlarında Bozcaada'nın eşsiz doğasına tanıklık etme fırsatı sunan Ayazma Manastırı’nda 20-22 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşecek Bozcaada Caz Festivali’yle ağustos ayında da sürüyor. Festivalde kimler var? Bozcaada Caz Festivali bu yıl da Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen caz temsilcilerini dinleyicilerle buluşturuyor. • “Istanbul Sessions” projesiyle saksafon sanatçısı İlhan Erşahin, • “Cereyanlı” projesiyle Alp Ersönmez , • Elif Çağlar, Çağrı Sertel, Alp Ersönmez ve Volkan Öktem’in olduğu Sonic Boom, • ‘multiverse’ projesi ile Çağrı Sertel ve ona eşlik eden Korhan Futacı, • Tel Aviv’de tanışan ve tanıştıklarından beri Boston, New York ve tüm Avrupa’yı birlikte turneleyen üçlü Ori Jacobson Trio, • Çeşitli alanlardan esinlenerek yarattıkları müzikleriyle tür sınırlarını aşan dörtlü Fazer ve doğaçlama caz müzik yapan Sketchbook Quartet, • Festival özel projesi Bozcaada Ensemble, • Eşsiz bir performans sunacak Ceylan Ertem Seçil Akmirza; festival programının öne çıkan isimleri arasında yer alıyor. Festivalin son gününde ise Büyük Ev Ablukada, akustik sahnesiyle dikkate değer bir kapanış vadediyor. Daha daha? Bozcaada Caz Festivali; aslında geçtiğimiz yıl belirlenen fakat pandemi şartları dolayısıyla bu yıl uyarlanabilen ototelik temasıyla tasarlanıyor. "Amacı kendisinde olan kişi veya eylem" şeklinde tanımlanan ototelik; bireyin konsantrasyonunun yüksek, anın içinde ve farkında olduğu, zaman algısının bir durumu işaret ediyor. Bozcaada Caz Festivali de bu tema etrafında konserlerin yanı sıra şarap tadımı gibi gastronomi etkinlikleri, vücut farkındalığı ya da sabah yogası gibi atölyeler, adada ses yürüyüşü gibi deneyimler sunuyor. BCF; eşsiz bir doğada güzel müzikler eşliğinde içe dönmenin, fazlalıklardan uzak bir odaklanma hâlinin, yeni keşiflerin mümkün olacağı bir ortam yaratıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı'nın katkılarıyla, 3dots ve fermente tarafından organize edilen etkinliğin destekçileri arasında Kendine Has, Volkswagen, Jack Lives Here, Paribu ve Metro Türkiye yer alıyor. Festival biletlerine Passo’dan erişilebiliyor. Programa ilişkin ayrıntılar da düzenli biçimde Bozcaada Caz Festivali Instagram hesabından paylaşılıyor.

Daha fazlasını öğren

Fotoğraf: Deniz Sabuncu

31 Aralık akşamı. Can dostum Sinem'le bir yılbaşı akşamı daha. Önce herkes ailesiyle vakit geçirecek, yemekler yenecek, sonra bir arkadaşımızın evine gideceğiz. Plan bu. Her zamankinden soğuk bir kış akşamı. Bizimkilerle yemek erken bitiyor, spontane Sinem'in aile kutlamalarına katılıyorum. Yer: Kalamış, mesken: bir apartman dairesi. Arkada Pat Metheny çalıyor. Sonra birkaç caz klasiğine geçiş yapıyoruz sırasıyla. İnce ince, dikkatle dinliyoruz. Hayat inceliklerde ve dikkatte saklı. 

Japon viskisi, turşu ve beyaz leblebi var menüde. Ekranda dakikalarca bakıp üzerine hikâyeler yazmak istediğim fotoğraflar. Tunç Abi'yle (Uğurdağ) işte böyle bir yılbaşı akşamında tanışıyoruz. Daha önce mezuniyetler, ÖSS tercih günleri ve sokakta karşılaşmalarımız, Instagram'da da dostluğumuz olmuş ama onu gerçekten tanımaya başladığım gün, o gün.

Kalamışlı Tunç Abi. "Doğma büyüme." Öyle denize yakın olsun, merkezî olsun, Bağdat Caddesi'nde üç-beş tur atarım diye taşınmamış. "Oralı." Mahallelinin anlamını sorduğumda "Eskiden mahalleli demek takımın bir parçası olmak demekti, hatta o zaman buralarda boş arsalar vardı, mahalleler arası maçlar olur, mahalleler arası ziyaretler olurdu. Başka mahalle 'uzak' gibiydi," diyor. Benim bile ucundan yetiştiğim ama hevesini süremediğim mahalle kavramından bahsediyor İstanbul'da. Mahallenin, mahalleliye yettiği zamanlardan.

Mahalleye dair ilk anıları denizde. Her deniz semti çocuğu gibi. İskelede öğrenmiş yüzmeyi, sandal kiralayıp denize açılırlarmış ailecek. Deniz temiz, hava mis. Bir yerden sonra tren yolu: sahil yolu, iskele: marina; araba görmeden yürüdüğü kaldırımlar: paket servis ve Martı'ların yolu olmuş. Üç katlı binalar kalabalıklaşmış, uzamış da uzamış. İşte o zaman tadı kaçmış, mahalleli demiş, "Nerede o eski Kalamış?" 

Esnaf kalmamış pek ama kalan üç beş, tadını korumuş. Kıvırcıklı bostanların yerini Macrocenter almış. Kalamışlı da çok kalmamış. Güneye doğru yol almış. Tunç Abi'nin akşamları, dostlarla buluşmak yerine evde Mozart dinleyerek ve çektiği fotoğraflara bakarak geçer olmuş. Kentsel dönüşümün duman ettiği semtte Starbucks'tan yükselen sigara dumanlarını bastırmak için direnen birkaç yasemin, apartmanları sarmış şimdi. Tunç Abi'nin doğduğu Sedef Apartmanı ve Mehmet Efendi Köşkü ayakta kalmış. Neyse ki. Denize doğru yol alabilmek hâlâ burada yaşamak için bir sebep, bir nefesmiş. İyi ki.

Hayatı görme biçimi, fotoğraf çekmek onun için. Üşenmek nedir bilmez — İstanbul kazan, o kepçe. Her gün 12 kilometre yürür. Merak eder, araştırır, okur. Kayıt altına alır. Aidiyet meselesi bir yerde bellek. "Anlatır mısın Tunç Abi Kalamış'ını?" diyoruz, "Hayhay," diyor. Takılıyoruz peşine. Eşi dostu görmeye, bir çay içmeye, mahallenin eskisi Dilek Pastanesi'ne uğruyoruz. Oradan Little Studio'ya, Cansu'yla muhabbete. Karnımız acıkınca Min Mutfak'ta zerdeçal tagliatelle'lerin tadına bakıyoruz. Nefismiş. Kalamış Atatürk Parkı'ndan müzik sesleri yükseliyor akşama doğru. Az biraz yeşillik üzerinde kendimize yer buluyoruz. 

Elif

SOLİ

SOLİ

Seyahat ve kültür yayını SOLİ, şehirleri ve içindeki farklı kültürel toplulukları araştırmak üzere mahallelere ve mahallelilerin hikâyelerine odaklanıyor.

Bugünkü Destekçimiz

Ayazma'da caz: Bozcaada Caz Festivali

Çift oluklu tarihî bir çeşme, sekiz yaşlı çınar ağacı, küçük bir manastır ve iki tek katlı yapı… Efsaneye göre genç ve güzel Paraskevi'nin bugün Göztepe olarak anılan bir tepede görüp âşık olduğu genç bir delikanlıya kavuşamaması, Bozcaada'daki Ayazma Manastırı'nda yapılan dilek pınarını ortaya çıkarıyor. Hatta burada yer alan çeşmeden su içen herkesin "adalı" olduğuna inanılıyor. 

Bu efsaneden sebep her yıl temmuz ayında Ayazma Manastırı'nda gerçekleşen ve Ayazma Panayırı adı verilen etkinliğin ruhu; deniz manzarasıyla özellikle gün batımlarında Bozcaada'nın eşsiz doğasına tanıklık etme fırsatı sunan Ayazma Manastırı’nda 20-22 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşecek Bozcaada Caz Festivali’yle ağustos ayında da sürüyor. 

Festivalde kimler var?

Bozcaada Caz Festivali bu yıl da Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen caz temsilcilerini dinleyicilerle buluşturuyor.

• “Istanbul Sessions” projesiyle saksafon sanatçısı İlhan Erşahin,

• “Cereyanlı” projesiyle Alp Ersönmez,

• Elif Çağlar, Çağrı Sertel, Alp Ersönmez ve Volkan Öktem’in olduğu Sonic Boom,

• ‘multiverse’ projesi ile Çağrı Sertel ve ona eşlik eden Korhan Futacı,

• Tel Aviv’de tanışan ve tanıştıklarından beri Boston, New York ve tüm Avrupa’yı birlikte turneleyen üçlü Ori Jacobson Trio,

• Çeşitli alanlardan esinlenerek yarattıkları müzikleriyle tür sınırlarını aşan dörtlü Fazer ve doğaçlama caz müzik yapan Sketchbook Quartet,

• Festival özel projesi Bozcaada Ensemble,

• Eşsiz bir performans sunacak Ceylan Ertem&Seçil Akmirza; festival programının öne çıkan isimleri arasında yer alıyor.

Festivalin son gününde ise Büyük Ev Ablukada, akustik sahnesiyle dikkate değer bir kapanış vadediyor.

Daha daha?

Bozcaada Caz Festivali; aslında geçtiğimiz yıl belirlenen fakat pandemi şartları dolayısıyla bu yıl uyarlanabilen ototelik temasıyla tasarlanıyor. "Amacı kendisinde olan kişi veya eylem" şeklinde tanımlanan ototelik; bireyin konsantrasyonunun yüksek, anın içinde ve farkında olduğu, zaman algısının bir durumu işaret ediyor.

Bozcaada Caz Festivali de bu tema etrafında konserlerin yanı sıra şarap tadımı gibi gastronomi etkinlikleri, vücut farkındalığı ya da sabah yogası gibi atölyeler, adada ses yürüyüşü gibi deneyimler sunuyor. BCF; eşsiz bir doğada güzel müzikler eşliğinde içe dönmenin, fazlalıklardan uzak bir odaklanma hâlinin, yeni keşiflerin mümkün olacağı bir ortam yaratıyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı'nın katkılarıyla, 3dots ve fermente tarafından organize edilen etkinliğin destekçileri arasında Kendine Has, Volkswagen, Jack Lives Here, Paribu ve Metro Türkiye yer alıyor.

Festival biletlerine Passo’dan erişilebiliyor. Programa ilişkin ayrıntılar da düzenli biçimde Bozcaada Caz Festivali Instagram hesabından paylaşılıyor.

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

SOLİ

SOLİ

Seyahat ve kültür yayını SOLİ, şehirleri ve içindeki farklı kültürel toplulukları araştırmak üzere mahallelere ve mahallelilerin hikâyelerine odaklanıyor.

YAZARLAR

SOLİ

Seyahat ve kültür yayını SOLİ, şehirleri ve içindeki farklı kültürel toplulukları araştırmak üzere mahallelere ve mahallelilerin hikâyelerine odaklanıyor.

İLGİLİ BAŞLIKLAR

İLGİLİ OKUMALAR

0%

;