Cinsellik bağlamında sağlığa ve adalete kapsayıcı ve sürdürülebilir erişimden bahsettiğimiz ilk sayımızdan sonra, tüm bu kavramları ve ötesini anlamlandırmak için şart bir kavramla baş başa kaldık: Kesişimsellik.
Feminizm, sosyoloji, aktivizm ve kapsamlı cinsellik çalışmaları için özellikle son yıllarda daha sık duymaya başladığımız bir kavram kesişimsellik. Güç ve ayrıcalıkları besleyebilen, mağduriyet ve ayrımcılıkları körükleyebilen dengeleri daha net anlamamıza vesile oluyor. Anlamanın ötesinde, pratikte kapsamlı, kapsayıcı, sürdürülebilir ve adaletli hizmetlerin, programların ve sistemlerin yaratılmasını destekliyor.
Afet gibi krizlerin, cinselliği, cinsel sağlığa bağlı deneyimlenen sorunları arka plana atmadığını, insan cinselliğiyle ilgili belli konuları, öncelikleri ve ihtiyaçları ön plana çıkardığını savunmuştuk. Fakat bu konular, öncelikler ve ihtiyaçlar herkes için aynı anlama mı geliyor? Çözümler, afetten etkilenenlere eşit şekilde mi ulaştırılıyor? Desteklerden herkes aynı şekilde mi faydalanabiliyor? Desteğe erişebilmek, o desteğin fiziksel olarak ulaşılabilir olmasının haricinde neleri gerektiriyor? Bu sayımızda kesişimselliğe regl aktivizmi çerçevesinden bakıyoruz.
Lafı uzatmadan ikinci sayımıza kalkış izni veriyoruz. 🚀
Sevgi ve dayanışmayla,
Rayka
müstehcen mecmua
ayıpsız, tarafsız, tuzaksız, bilime dayalı, yeni nesil cinsellik rehberiniz.
🔀 neyin kesişimi?: Kesişimsellik tam olarak nedir ve aktivizm adına neden gereklidir? Cinsiyet kimliği, din, dil, etnik kökenin buluştuğu yerden bildirdik.
🩸 regl adaleti için kesişimsellik: Depremden etkilenen bölgelerde regl olma deneyimine kesişimsel bir yerden bakabilir miyiz? Konuşmamız Gerek Derneği’nin kurucularından İlayda Eskitaşçıoğlu’na sorduk.
🕳 “biz yaptık” ile “bunu neden yapmadınız?” arasında bir yer: Konu regl olunca krizler bile önyargıları yok etmiyor. İlayda ile sohbetimize sahada yargı dağıtanları konuşarak devam ettik.
🌈 dağıtım, dayanışma, paylaşma: Dayanışmanın çok yönlü bir iş birliği gerektirdiğinin altını sahadan örneklerle çizdik.
📢 listedeki ihtiyaçlar bitmedi: Medyaya yansımayan, ilk zamanlar akla gelmeyen ve direkt sahadan talebi gelen ihtiyaçların listesine dahil edilmesi gerekenleri hatırlattık.
🔑 boyu değil işlevi: Üşenmedik, üşenenler için bu sayının anahtar bilgilerini derledik.
👩🏻🎤 Bu sayı Rayka Kumru, Tuğba Gökduman ve İlayda Eskitaşçıoğlu tarafından hazırlandı.
neyin kesişimi?
Kesişimsellik kavramı bir yandan hepimiz için var olan ve hayatlarımızda rol oynayan sistem, kurum ve durumları tanımlıyor; diğer yandan da bunların kesişiminin sonsuz sayıda çeşitli ve kendine has insan deneyimi yarattığını gösteriyor.

Kesişimsellik, 1989’da insan hakları, ırkçılık ve feminizm konularını çalışan akademisyen ve aktivist Kimberlé Crenshaw tarafından terimleştirilmişti. Bu kavram, güç ilişkilerinin, eşitsizliklerin ve hak ihlallerinin; toplumsal cinsiyet, sınıf, ırk/etnik köken, yaş, göçmenlik, engellilik gibi birbirine eklemlenebilen kategorilerden bağımsız değerlendirilemeyeceğini söylüyor. Bu kategorilerin buluşmasıyla ortaya çıkan karmaşık kimlikler iktidarla, toplumla ve kendi içlerinde farklı ilişkiler kuruyorlar. Bu da patriyarka, LGBTİ+fobi, ırkçılık, kolonyalizm ve var olan diğer güç sistemlerinin adaletsizlikler, eşitsizlikler ve ayrıcalıklar oluşturmasına sebep oluyor.
Kesişimsellik, kimlik belirteçlerinin farkında olunmasına, ve bu farkındalığın hak temelli aktivizme kapsayıcılık bağlamında dahil edilmesine destek veriyor. Kesişimsellik, insanları tanımlara sıkıştırmakla, mağduriyet yarıştırmakla, belli kimlik özelliklerine sahip insanlar mutlaka daha güçlü ya da güçsüzdür demekle ilgilenmiyor. Aksine, kimliği oluşturan faktörlerin karmaşık ve çok katmanlı yapısına ve bunun sosyal yapılar içindeki karşılıklarının eşitsizliğine dikkat çekiyor. Bu eşitsizlikler karşımıza cinsiyetçilik, ırkçılık, transfobi, İslamofobi gibi şekillerde çıkabiliyor…
Kesişimsellik kavramı bir yandan hepimiz için var olan ve hayatlarımızda rol oynayan sistem, kurum ve durumları tanımlıyor; diğer yandan da bunların kesişiminin sonsuz sayıda çeşitli ve kendine has insan deneyimi yarattığını gösteriyor. Aynı dili, dini, kültürü, coğrafyayı, kuşağı, hatta aileyi paylaştığımız insanlardan bile, buluştuğumuz bütün ortak paydalara rağmen farklılaştığımız noktalar var. Bu noktalar ise bazen ayrıcalıkların, bazen de ayrımcılıkların ekseninde kesişebiliyor. Ayrıcalıkların olması, ayrımcılığa uğrama ihtimalini her zaman dışlamayabiliyor.
regl adaleti için kesişimsellik
Kesişimselliğin olmadığı bir yaklaşımda, genellemeler üzerine kurulu, engellere yönelik ayrımcı, transfobik, tamamen ikili cinsiyet anlayışına dayalı bir regl deneyimi ortaya çıkıyor.

Geçen yayınımızda depremden etkilenen bölgeler için tabukamu ve Konuşmamız Gerek Derneği iş birliğinde hazırladığımız kaynaklardan bahsetmiştik. O zamandan beri dernekten birkaç kişilik bir ekip, deprem bölgesinde saha çalışmalarına başladı. Regl kapsamında kesişimselliği, saha deneyimlerinini, ve güncel ihtiyaçları Konuşmamız Gerek Derneği’nin kurucularından İlayda Eskitaşçıoğlu ile konuştuk.
Regl yoksulluğu mücadelesinde kesişimsellik ne anlama geliyor?
Regl yoksulluğuyla mücadelede, tabu kültürüyle mücadelede Konuşmamız Gerek Derneği olarak sürekli baş ucumuzda olan, bütün emeğimizin, mücadelemizin odağında olan bir şey kesişimsellik.
Temelde, her gün karşılaştığımız farklı güç ilişkilerinin ortaya çıkma biçimlerine dikkat ederek, cinsiyet kimliği, cinsel yönelim, sınıf, engellilik durumu veya yaş gibi kategorilerin birbirinden bağımsız ele alınamayacağını ve karmaşık, biricik kimlikler ve yine aynı derecede karmaşık ve biricik deneyimler yarattığını temel alıyor.
Kesişimselliğin olmadığı bir yaklaşımda, genellemeler üzerine kurulu, engellere yönelik ayrımcı, transfobik, tamamen ikili cinsiyet anlayışına dayalı bir regl deneyimi ortaya çıkıyor. Sadece kadınlar ve kız çocukları odağında ve sadece belirli yöntemlerle çalışan bir yaklaşım bu. Bu yaklaşım, sadece hijyenik ped dağıtarak regl yoksulluğunun çözülebileceğine inanan, kesinlikle sürdürülebilir olmayan, problemin özüne inmeyen, ortadaki güç ilişkilerinden kaynaklanan bir yoksulluk deneyimi olmasını saf dışı bırakan bir yaklaşım. Biz bunun tam karşısında duruyoruz: Bize göre kesişimsel bir bakış açısı daha kapsayıcı bir mücadelenin ve daha erişilebilir kaynakların ilk adımı, ön koşulu.
Regl bakımını dair ürünlerde çeşitliliğe saygı göstermek ve o çeşitliliği göz önünde bulundurarak, sadece belli bir tür menstrual ürünü dayatmadan, farklı farklı menstrual ürünleri erişilebilir kılarak ilerlemeye çalışıyoruz. Kişilerin yetişme şekilleri, dini inançları, inanç pratikleri, büyüdükleri kültürel normlar sebebiyle bir takım menstrual ürünleri diğerlerine tercih etmeleri de mümkün olabiliyor. Bu yüzden öznelerin kendisine alan açmayı çok önemsiyoruz. Özellikle engelli hakları konusunda mücadele veren sivil toplum örgütlerinin regl deneyimleri konusunda kaynak üretmemize, bu alanda çok daha doğru bir yaklaşımı benimsememize yardımcı olabileceğine inanıyoruz.
İradeyi ve seçme yetkisini regl olan kişiye bırakmak, mümkün olan bütün seçenekleri sunabilmek, ve en doğru kararı onların alabileceğini tekrarlamak da kesişimsel mücadelenin bir parçası.
“biz yaptık” ile “bunu neden yapmadınız?” arasında bir yer
Regl bakım ihtiyacı çeşitliliklerine saygı duyarak, sahanın gerçekliğine uygun, depremden etkilenenlerin en rahat ve en uygun şekilde kullanabildiği ürünleri ulaştırmak önceliğimizdi.

İlayda ile sohbetimize, sahadaki çalışmalarında yargı dağıtanlarla karşılaşıp karşılaşmadıklarına dair sorumuzla devam ediyoruz.
Dayanışma ruhu çok daha ağır bassa da, saha çalışmalarımızda da yargı dağıtanlarla karşılaştık. Anlatmaya başlamadan, sahada regl olmayan pek çok erkekten çok destek aldığımızı not etmek isterim.
Dikkatimizi çeken iki şey vardı: Birincisi yargı dağıtmak mı bilmiyorum, ön yargı ve erkek özgüveni arasında bir şeydi… Sahada ortaklaşa çalıştığımız sivil toplum paydaşlarından yana şansımız çok büyüktü. Merkez kamplarda ise diğer sivil toplum örgütleriyle tanışma fırsatımız oldu ve orada inanılmaz eril bir saha liderliği var. Pek çok STK’nın saha lideri erkek; onların otoritesi ve ağır özgüveni ile hareket ediyorlar. Mesela tanıştığımız bazı STK liderlerinden “tamam canım biz orada zaten bin tane ped dağıtmıştık, oraya gerek yok” gibi şeyler söylediğini duyduk. Regl deneyimin döngüselliğini, regl bakım ürünlerine ihtiyacın sürekliliğini tamamen görmezden gelen, bin pedi bir alana dağıttığımız zaman meselenin kapandığını düşünen sivil toplum çalışanlarıyla karşılaştık ne yazık ki.
Bir de sosyal medyadan şöyle bir yargı dağıtıldı bize: Ulaştırdığımız ürünleri paylaştığımız zaman, biraz da öfkeli bir dille, “neden yeniden kullanılabilir hijyenik ped ya da menstrual kap dağıtmıyorsunuz, bu daha mantıklı olmaz mı” gibilerinden tepkiler aldık. Biz tabii ki tekrar kullanılabilir, daha sürdürülebilir olan ürünlerden yanayız her zaman ama saha gerçekliğinden çok uzak bir yorum bu. Ürünleri yıkamak ya da dezenfekte etmek için temiz suya erişimin yeterli olmadığı, her yerde temiz su bulunamayan alanlarda bu gibi ürünleri ulaştırmanın gerçekten hiçbir anlamı yok. Bir yarar sağlamak isterken zarara sebep olabiliriz. Bunun için hem regl bakım ihtiyacı çeşitliliklerine saygı duyabilmek, hem de sahanın gerçekliğine uygun, depremden etkilenenlerin en rahat ve en uygun şekilde kullanabildiği ürünleri ulaştırmak önceliğimizdi. Bu yüzden seçmiş olduğumuz regl bakım ürünleri konusunda biraz yargı dağıtıldı diyebilirim. Ama bunun dışında genel olarak yargı dağıtmadan, pedleri ve hijyen kitlerini harıl harıl bir güzel dağıttığımız bir saha oldu.
dağıtım, dayanışma, paylaşma
Hatay’daki saha çalışmamız sırasında inanılmaz bir dayanışma gördük. Bu dayanışma ağları sayesinde depremden etkilenen ve gerçekten ihtiyaç duyan pek çok kişiye ulaşma fırsatımız oldu.

Hatay’dan sonra bu hafta Kahramanmaraş’ta bir saha çalışmasında olacak Konuşmamız Gerek Derneği. Orta ve uzun vadede depremden etkilenen 11 ile ve depremden etkilenenlerin göç ettiği ya da transfer edildiği komşu illerde de saha çalışmalarına devam edecek.
Sahada dağıtım, kadın ve gençlerle oturumlar ve sivil toplum kuruluşları ile iş birliğine yönelik çalışmalarını sürdürüyorlar. Dağıtım alanında, akut ihtiyacı gidermeye yönelik hazırladıkları, depremden etkilenenlerin en az iki aylık regl bakım ihtiyaçlarını giderebilecekleri hijyen kitlerini ulaştırdılar. Bu kitlerin içinde hijyenik ped, yetişkinler ve çocuklar için farklı boyutlarda temiz külot, el havlusu, kolonya veya dezenfektan bulunuyor.
İlayda sahadaki dayanışma deneyimlerini şöyle anlatıyor:
STK’larla bolca iş birliği yapma fırsatımız oldu. Onlarla tanıştık, onların ve özellikle kadın derneklerinin kurduğu dayanışma alanlarına hem malzeme ulaştırdık, hem de daha uzun süreli iş birlikleri için bir dayanışmanın temelini atmış olduk. Yerel STK’ların daha iyi örgütlenebilmesi, birbirlerinden daha çok haberdar olabilmesi bizim için çok önemli. Bizim sahadan yanımızdan götürdüğümüz en önemli şeylerden biri bu.
Sivil toplum paydaşlarımızdan ya da sahada çalışan sivil toplum gönüllülerinden edindiğimiz bilgilerle belirli kişilere ulaştık. Hatay’ın dört bir köşesine, özellikle uzak köylere ve mahallelere gitmek bizim için bir öncelikti. Köylerin ve mahallelerin kendi aralarında kurdukları dayanışma ağlarına (Whatsapp grupları gibi) ulaşıp anahtar kişilere bizzat ulaşarak hijyen kitlerini ulaştırdık. Burada inanılmaz bir dayanışma gördük. Bu dayanışma ağları sayesinde depremden etkilenen ve gerçekten ihtiyaç duyan pek çok kişiye ulaşma fırsatımız oldu. Hem kendi aileleri ve yakınları için hijyen kitlerini aldılar, hem de bizleri ihtiyaç duyabilecek, başka sokaklara, mahallelere, köylere ve yakınlarına yönlendirdiler. Bu da ağızdan ağıza yayılarak kurulan bir dayanışma ağı oluşturdu. Hala da Hatay’da, sahada olan bu kişilerle iletişim halindeyiz ve kendilerinin yönlendirdiği bölgelere hijyen kitlerini ve malzemeleri ulaştırmaya devam ediyoruz. Kahramanmaraş’ta da buna benzer bir yöntem uygulayacağız.
Bunun yanında, çalıştığımız çadır kentte büyük kadın çemberleri ve ergen oturumları düzenleme fırsatımız oldu. Regl olmaya dair konuştuğumuz, bilgilerimizi ve deneyimlerimizi paylaştığımız bu etkinliklerde güvenli alanlar oluşturmaya özen gösterdik. Hem yanımızda getirdiğimiz hijyenik pedlerin kullanımını, hem de pedlerin kapalı bir şekilde nasıl atılabileceğini, menstrual atıkları kapalı bir şekilde atmanın neden gerekli olduğunu konuştuk. İlk regl deneyimlerini, ilk regl deneyimini yaşayan bir gencin nelere ihtiyaç duyabileceğini ve nesiller arası dayanışmayı konuştuk. 8 yaş ve üzeri çocuklar ve gençler için tabukamu ile ortaklaşa hazırladığımız kaynağın çok büyük bir yararı oldu bu noktada. Kadın çemberleri ve ergen oturumlarında aynı zamanda interaktif soru-cevap ve deneyim paylaşımı için alanlar da oluşturduk.
listelerdeki ihtiyaçlar bitmedi
Afetten etkilenen bölgelerde hesaba katılamayan, depremden etkilenenlerle görüşmeden belirlenemeyen, dini ve kültürel inançlar paralelinde ortaya çıkan birçok ihtiyaç var. Bu ihtiyaçlara tek seferlik değil, sürekli erişim gerekiyor.

İlk sayımızda deprem bölgesinden iletilen cinsel ve üreme sağlığı alanındaki çeşitli ihtiyaçlardan bahsetmiştik. Afet bölgesine gittikten sonra fark ettiğiniz ve medyada çok fazla yer verilmediğini düşündüğünüz başka ihtiyaçlar var mı?
Üst takım iç çamaşırları
İlk aşamada iç çamaşırını sadece külot ve paçalı don gibi düşündük. Ama üst takım iç çamaşırlarına, özellikle de atlete ve sütyene de çok fazla ihtiyaç olduğunu duyduk. Atletleri daha çok çocuklar ve gençler için soruyorlar. Sütyenlerin ise daha küçük bedende ve bralete benzer şekilde geldiğini, bu sütyenleri büyük memeli ya da yaşlı insanların rahatlıkla kullanamadığını, biraz daha eski usül, balenli, destekli sütyenlere ihtiyaç duyduklarını dile getirdiler. Bu bizim düşünmediğimiz ve çok da hesaba katmadığımız bir ihtiyaçtı.
Yetişkin bezi
Bunun dışında, çocuk bezi ihtiyacının görece giderildiğini ama yetişkin bezi bulmakta çok zorlandıklarını söylediler. Bakım yükümlülüğü olan kadınlar, yatalak hastalar için ya da baktıkları yaşlı akrabaları, yakınları için sıklıkla bize yetişkin bezi sordular. Bu da yine hesapta olmayan ve sahaya gidip konuştuktan sonra fark ettiğimiz bir ihtiyaçtı.
Jilet, ağda veya tüy dökücü krem
Ziyaret ettiğimiz çadır kentlerde özellikle Suriyeli mülteci ve göçmen ailelerle görüşme fırsatımız oldu. Bu gruptan şöyle bir talep geldi bize: İnanç pratiklerine göre regl olduktan sonra kıllarını alma alışkanlığı olan Müslüman insanlar, jilet, ağda veya tüy dökücü krem gibi malzemelerin olup olmadığını sordular. Regl olduklarını, regl olduktan sonra genital bölgedeki kıllarını alma ihtiyaçları, alışkanlıkları olduğunu söylediler. Pek çok kadından tüy dökücü krem talebi geldi. İnanca bağlı bu tarz bir pratiğin olduğunu da sahaya gelene kadar bilmiyorduk açıkçası, öğrenmiş olduk.
Cinsel sağlık hizmetleri
Şu anda kürtaj başta olmak üzere özellikle aciliyeti olan üreme sağlığı hizmetlerine rahatça erişilebilecek bir sağlık kuruluşu neredeyse yok. Afet bağlamından bağımsız olarak Türkiye’de zaten kürtaj 10. haftaya kadar yasal olmakla birlikte bir kamu sağlık kuruluşundan erişilmesi neredeyse imkansız hale gelmiş bir hizmet. Biz, geçtiğimiz yollarda, sağlık kurumlarının yer aldığı binaların da hasar gördüğünü ve sağlık hizmetlerinin çoğunlukla Sağlık Bakanlığı’nın bölgede, çadır kentlerde kurmuş olduğu çadırlarda devam ettiğini gördük. Bunun için cinsel ve üreme sağlığı hizmetlerine erişimin çok daha fazla kısıt olduğunu söyleyelim. Özellikle korunma konusunda, kadınların ve kız çocuklarının bölgeye gelen STK’lardan destek istediğini çok iyi biliyoruz. Bölgede genel olarak bir sivil toplum dayanışması olduğundan bahsedebiliriz. Ancak alanda cinsel ve üreme sağlığı ve hakları çalışan çok az kurum var.
Çeşitli dillerde kaynak üretimi
Bizce anadili Türkçe olmayanların regl deneyimleri, regl yoksulluğunu ve stigmayı deneyimleme şekilleri de çok farklı. Bunu özellikle afet bölgesinde çok gördük. Biz regl yoksulluğunu tanımlarken menstrual ürünlere erişimsizliği, temiz bir suya, tuvalete, çöp kutusuna erişimsizliği sayıyoruz ama bunun bir boyutu da bize göre, regl hakkında açık ve doğru bilgiye erişim sıkıntısı. Bu konuda zaten Türkiye’de, Türkçe ve Türkiye bağlamına uygun kaynak oldukça kısıtlı. Elimizden geleni yapıyoruz, tabukamu’yla bu konuda birlikte üretmeye çalışıyoruz. Ama az sayıda olmalarıyla birlikte elde olan kaynakların çoğu Türkçe. Türkiye’de anadili Türkçe olmayan; Kürtçe, Arapça ve Türkiye’de konuşulan başka bir sürü farklı dili konuşan pek çok insan var. Bu insanların regl deneyimleri var. Bunun için özellikle afet bölgesinde tercüman konusunda çok ciddi bir problem yaşandığını gördük. Biz, yaptığımız ergen oturumlarında çoğu Türkiye’de doğmuş ve Türkiye’de okula gitmeye başlamış, yani Türkçe konuşabilen çocuklarla, ergenlerle konuşma fırsatı bulduk. Ama yaşı birazcık daha ileri, belirli bir yaştan sonra Türkiye’ye gelmiş olan mülteci ve göçmenlerle görüşürken bir dil bariyerinin olduğunu söylemek lazım. Bunun için ürettiğimiz bütün kaynakları sadece Türkçe değil, pek çok farklı dilde üretmeye özen gösteriyoruz.
Üşenenlere kısa kısa bilgiler:
📌 Kesişimsellik, güç ilişkilerinin, eşitsizliklerin ve hak ihlallerinin; toplumsal cinsiyet, sınıf, ırk/etnik köken, yaş, göçmenlik, engellilik gibi birbirine eklemlenebilen kategorilerden bağımsız değerlendirilemeyeceğini söylüyor. Kimberlé Crenshaw’ın Kesişimsellik Nedir? ve Kesişimselliğin Aciliyeti videolarını izlemenizi tavsiye ederiz.
📌 Kesişimselliğin olmadığı yerde, genellemeler üzerine kurulu ve ayrımcı yaklaşımlar neredeyse kaçınılmaz.
📌 Konunun öznelerine (afet durumunda afetten etkilenenlere) destek olabilmek için onlarla beraber ve onların yönlendirmesinde çalışmak, etkili destek sistemlerinin oluşması ve ulaştırılması için kritik önem taşıyor.
📌 Regl bakımına dair ürünlerde çeşitliliğe saygı göstermek ve o çeşitliliği göz önünde bulundurarak, sadece belli bir tür menstrual ürünü dayatmadan, farklı farklı menstrual ürünleri erişilebilir kılmak ve kapsamlı bilgi sağlamak regl yoksulluğu ile mücadelenin önemli bir parçası.
📌 Deprem bölgesinde güvenli kürtaja ve korunma yöntemlerine erişimde zorluk devam ediyor; korunma yöntemi olarak spiral, deri altı implant gibi yöntemler talep ediliyor.
📌 Deprem bölgesinde atlet, büyük beden sütyen, yetişkin bezi, tüy dökücü krem veya ağda gibi ihtiyaçlar var!