İKLİM DAVALARI
HUKUK
SİVİL TOPLUM
Bugünkü Destekçimiz
RAPOR
TEKNOLOJİ
400 PPM

⚖️ Krizde hukuki mücadele: İklim davaları

Türkiye'nin ilk iklim davası, 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na açıldı.
Literal Radio ile birlikte

İyi müzik için iştah duyanlara: Literal Radio Şehrin yeni groove radyosu Havada gönül tellerini titretecek bir sıcaklık, modumuzda ise bu güzel hislere yakışacak iyi müziğin heyecanı var. Özlem duyduğumuz ritim için nerede bir araya geleceğimizi artık biliyoruz; sadece bir radyo değil, benzer zihinlerin aynı yerde dalgalandığı Literal Radio yayına başladı. Nedir? Daha iyi #müzik, daha iyi #içerik ve daha iyi #kürasyonlar için karnı zil çalanların aidiyet duygusuyla hareket ettiği Londra merkezli topluluk Literal , birlikteliğin ilk adımını Literal Radio ile atarak daha iyisini arayan müzikseverlere sesleniyor: “Kimse buraya senden daha fazla ait değil.” Neler var? Kulaklığını paylaşmak isteyeceğin zevklere sahip kişileri müziğin etrafında bir araya getirmeyi arzulayan Literal Radio ; soul, jazz, funk, R B, modern jazz ve electronica ağırlıklı seçkisiyle seslenerek iyi müzikle şehrin kalabalığında bizi birbirimize bağlıyor. Keyifle salınacak anlar için incelikle ve heyecanla kürate ediliyor. Nerede? Her yerde olanın değil, iyi müziğin peşinden gidenlerin yeni evi Literal Radio ’yu Karnaval.com , Karnaval IOS ve Android uygulamaları ve houseofliteral.com üzerinden dinleyebilirsin. Şehrin groove dalgasına kapılmaya hazırsan @houseofliteral ’a hoş geldin. #LiteralRadio #Longing4BetterMusic

Daha fazlasını öğren

Fotoğraf: Erhan Demirtaş

Hoş geldiniz, karşınızda yeni bir Angst var—çevre ve iklim gelişmelerini çözüm odaklı bakışla ve türler arası eşitlik ilkesini benimseyerek aktaran yayının ilk sayısını şu an okumaya başladınız. 

Varoluşçuluk felsefesi, Søren Kierkegaard’un “angst”ını kişisel ilkelere, kültürel normlara ve umutsuzluğa ilişkin çatışmaları tartışmaya açıyordu. Biz de 21. yüzyılda dünyayı tecrübe eden Angst ekibi olarak bize kaygı veren iklim değişikliğine yeni bir bakış geliştiriyoruz.

Bugünün gündemi şöyle: Türkiye'nin ilk iklim davası, 8 Mayıs 2023 günü Türkiye Cumhuriyeti 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na açıldı. 

Türkiye, iklim krizine karşı bir şey yapmıyor: Emisyonlardan azaltım taahhüdü yok. 2053’e kadar karbonsuzlaşmayı nasıl hayata geçireceğine ilişkin tutarlı ve bilimsel yol haritası yok. Kömürden ve fosil yakıtlardan çıkış tarihi yok. Enerji ve maden sektöründe etkili iklim eylemi planı yok. Halkı iklim krizinden korumak için uyum planı da yok.

Türkiye’nin güncellenen ulusal katkı beyanında aslında geleceğimizin güvence altına alınmadığını; sera gazı emisyonunun azaltımını değil, artırımını taahhüt edildiğini ve daha güçlü iklim taahhütlerinin yer almasını talep ettiğimiz için davacı olduk.

— Ela Naz Birdal (İklim aktivisti)

İklim krizine karşı hukuki mücadele: Devletin görevi, toplumun genel refahını, güvenliğini ve adaletini korumaksa o hâlde iklim krizinin tehditlerine karşı önlem almak da bunlardan biri. İktidar, tehditlere karşı harekete geçmiyor. Bu durumda iklim davaları, eyleme geçmenin en güçlü yollarından biri olabilir.

Alara Demirel'in kaleme aldığı Krizde hukuki mücadele: İklim davaları başlıklı yazıyı okumak ve Angst'ın derlediği iklim krizi haberlerini takip etmek için bugünkü sayıyı inceleyebilirsiniz.

İyi okumalar,
Angst Ekibi

Angst

Angst

Her cuma 12.00’de, çevre ve iklim gelişmelerine türler arası eşitlik ilkesini benimseyerek gelişmeleri aktarıyoruz.

İKLİM DAVALARI

Krizde hukuki mücadele: İklim davaları

İklim kriziyle mücadele etmede hükümetleri veya şirketleri sorumlu tutabilmek mümkün.

Çevre hukuku konusunda uzmanlaşmış David Estrin, “20 yıldır yapılan konuşmaların ardından politikacılardan sera gazı üzerine kurulan retorikler duymaya devam edeceğiz” diyor. Yani hükümetlerin ve karar alıcıların iklim krizi hakkında konuşmalarını sağladık. Evet, bu bir kazanım ama söz eyleme taşınıyor mu?

Mesela Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nda sunduğu hedefin yetersiz olması durumuyla ilgili sorumlu tuttuğun kişi ve kurumlar var ve sorumluları harekete geçirmek mi istiyorsunuz? O zaman climate litigation adı verilen hukuki işlemler üzerine okumak tam sizlik olabilir. Belki de zaten davalardan birini siz açmışsınızdır ama detayına inesiniz de vardır şimdi, kim bilir?

İklim davaları 101: Nedir, kim tarafından kime açılır?

İklim davaları; hükümetleri, kurumları ve şirketleri iklim değişikliğiyle ilgili olarak hedefleyen davalar olarak özetlenebiliyor. Davalar, yasal olarak temsil edilen kişiler veya gruplar tarafından açılabiliyor; davacılar, iklim krizi nedeniyle yaşadıkları zararlardan dolayı tazminat talep edebiliyor veya iklim kriziyle mücadele etmek için hükümetleri veya şirketleri sorumlu tutabiliyorlar.

  • Bu sayede: Eylemler bütününün amacı, iklim kriziyle ilgili sorumlulukların belirlenmesi; hava kirliliği, enerji kaynakları, arazi kullanımı ve diğer faktörlerin iklim üzerindeki etkilerinin azaltılması veya tersine çevrilmesi konularında harekete geçilmesi çağrısında bulunmak.

Fotoğraf: Erhan Demirtaş


İlk iklim davası: 2006'dan bugüne mücadelede hukuki ayaklar

Yıl 2006. ABD'deyiz. Massachusetts ve diğer eyaletler, sera gazı emisyonlarının düzenlenmesi ve kontrol edilmesi için gerekli kuralların belirlenmesi konusunda Çevre Koruma Ajansı'ndan (EPA) harekete geçmesini istiyor. Böylece Massachusetts v. EPA, ABD'de açılan ilk iklim davası olarak kayıtlara geçiyor.

  • İklim krizi ve yasal zorunluluklar: Dava, 2 Nisan 2007'de ABD Yüksek Mahkemesi tarafından karara bağlanıyor ve EPA'nın sera gazı emisyonlarını düzenlemesi gerektiği sonucuna varılıyor. Bu karar da ABD hükümetinin iklim krizi konusunda aldığı ilk yasal zorunluluk olarak kabul ediliyor.

Massachusetts v. EPA davasının sonucu, dünya genelinde hükümetlerin ve şirketlerin sera gazı emisyonlarını azaltmak ve iklim kriziyle mücadele etmek için daha fazla eylem planı oluşturmalarına neden oluyor.

11 Ocak 2019 eylemi, “Halkı cezalandırma, EPA’yı fonla!”
Fotoğraf: Joseph Prezioso/AFP, Kaynak: Getty Images


33 ülkeye karşı 6 genç iklim aktivisti

Kamuoyunda yer edinen iklim davaları arasında 33 ülkeye dava açan 6 iklim aktivistinin mücadelesi de bulunuyor. Catarina (22), Cláudia (22), Martim (20), Mariana (11), Sofia (18) ve André (15), fosil yakıtların yeraltında kalması için acil önlemler alınmazsa gelecek nesillerin ölümcül hava koşullarından etkileneceğini biliyorlar. Hükümetlerin yeterli önlemi almadıklarını düşündükleri için küresel iklim adaleti mücadelesini bir adım öteye taşımaya karar veriyorlar.

Bu yaz Portekiz'de geçtiğimiz yıla kıyasla daha endişe verici ve boğucu sıcaklık dalgaları yaşıyoruz. Bu nedenle mahkemenin davamıza 17 hakim atayarak ne kadar değer verdiğini görmek umut verici.

Şimdi umuyoruz ki bu hakimler davamızı mümkün olan en kısa sürede dinleyecekler ve Avrupa hükümetlerinin bizi korumak için gerekli acil önlemleri almalarını sağlayacaklar.

— Sofia Oliveira

  • Özetle: İklim davaları, iklim krizi üzerine konuşmalar ve çalışmalar arttıkça vaatlerin eyleme dönme oranını takip etmek adına bir aktivizm şekline dönüyor. Böylelikle son yıllarda, dünya genelinde birçok iklim davası görülüyor ve sayıları da giderek artıyor. İklim krizi ve çevre hukuku konularında uzman sivil toplum kuruluşları ve hukuk firmaları, bu davaları yakından takip ederek kamuoyunu bilgilendiriyorlar.

3 Aralık 2019, Portekiz’de Greta Thunberg’in karşılanışı
Fotoğraf: Horacio Villalobos


Hukuki mücadeleler, iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması veya tersine çevrilmesi için hükümetleri, kurumları ve şirketleri sorumlu tutarak eylem çağrısı yaptıkları için "İklimi değil, sistemi değiştir," motivasyonlu eylemlerde önemli bir rol oynuyor. Zira sorumlu tutulunca geriye iklim değişikliğine karşı daha etkili bir mücadele için gereken önlemleri almak kalıyor.

İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine maruz kalan insanların haklarını korumaya yardımcı olan bu sistem, elimizdeki hukuki mekanizmaları kullanarak değişimin sürekliliğini de garantiye almış oluyor.

Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.
HUKUK

Türkiye’nin ilk iklim davası

Üç genç iklim aktivisti tarafından açılan dava

Dava, Türkiye’nin BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nden ve Paris İklim Anlaşması’ndan kaynaklı taahhütlerine uyumsuzluğu sebebiyle açıldı. Bu sebeple, Türkiye'nin ilk iklim davası, üç genç iklim aktivisti tarafından 8 Mayıs 2023 günü 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na açıldı.

  • Bir adım geriden: Türkiye’nin güncellenmiş ulusal katkı beyanını Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) Sekretaryası’na sunmasının ardından iklim aktivistleri temel haklara erişim haklarının kısıtlanması hatta ortadan kalkması tehlikesinin altını çiziyor.
  • Vaatler ne durumda?: Türkiye, 2030 yılında artıracağı emisyonlardan %41 azaltım taahhüdü veriyor. 2038 yılına kadar emisyonlarını artırmaya devam edeceğini ifade ediyor ve 2030’a kadar %30’dan fazla artış sözü verilmiş oluyor. 
  • Riskli odak: Davacılar, hükümetten ara hedef belirlenmesini, belirsizliğin ortadan kaldırılmasını, gerçek bir azaltım taahhüdünde bulunulmasını ve bilimsel yöntemlerle Türkiye’nin karbonsuzlaşma politikasını belirlenmesini ve bağlayıcı hukuk kuralları hâline getirilmesini talep ediyorlar.
Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.
SİVİL TOPLUM

Seçim sonrası için WWF-Türkiye’den talepler

Yeni iklim ve çevre politikaları nasıl şekillenmeli?

Doğal Hayatı Koruma Vakfı, Doğamız Kazansın başlıklı çağrısında 14 Mayıs 2023 Pazar günü Türkiye’de yapılacak seçimlerden sonra “daha güçlü, sağlıklı ve afetlere dirençli” bir ülke için hayata geçirilmesi gereken en acil ve öncelikli 10 talebi sıraladı. 

İlk üç talep şu şekilde:

  1. İklim kriziyle mücadele için sera gazı emisyonlarının bugünden itibaren 2030’a kadar en az %35 oranında azaltılması.
  2. Orman alanlarında, maden, turizm, yapılaşma gibi amaç dışı alan tahsisine ve aşırı ağaç kesimine son verilmesi.
  3. Kara, deniz ve tatlı su ekosistemlerinde, Korunan Alanlarımızın 2030’a kadar %30’a çıkarılması.
Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.
Bugünkü Destekçimiz

İyi müzik için iştah duyanlara: Literal Radio

Şehrin yeni groove radyosu

Şehrin yeni groove radyosu

Havada gönül tellerini titretecek bir sıcaklık, modumuzda ise bu güzel hislere yakışacak iyi müziğin heyecanı var. Özlem duyduğumuz ritim için nerede bir araya geleceğimizi artık biliyoruz; sadece bir radyo değil, benzer zihinlerin aynı yerde dalgalandığı Literal Radio yayına başladı.

Nedir? Daha iyi #müzik, daha iyi #içerik ve daha iyi #kürasyonlar için karnı zil çalanların aidiyet duygusuyla hareket ettiği Londra merkezli topluluk Literal, birlikteliğin ilk adımını Literal Radio ile atarak daha iyisini arayan müzikseverlere sesleniyor: “Kimse buraya senden daha fazla ait değil.”

Neler var? Kulaklığını paylaşmak isteyeceğin zevklere sahip kişileri müziğin etrafında bir araya getirmeyi arzulayan Literal Radio; soul, jazz, funk, R&B, modern jazz ve electronica ağırlıklı seçkisiyle seslenerek iyi müzikle şehrin kalabalığında bizi birbirimize bağlıyor. Keyifle salınacak anlar için incelikle ve heyecanla kürate ediliyor.

Nerede? Her yerde olanın değil, iyi müziğin peşinden gidenlerin yeni evi Literal Radio’yu Karnaval.com, Karnaval IOS ve Android uygulamaları ve houseofliteral.com üzerinden dinleyebilirsin. 

Şehrin groove dalgasına kapılmaya hazırsan @houseofliteral’a hoş geldin. #LiteralRadio #Longing4BetterMusic

RAPOR

Türkiye’de 10 kişiden 8’i iklim değişikliği hakkında endişeli

Türkiye’de İklim Değişikliği Algısı ve Enerji Tercihleri 2022 araştırması tamamlandı.

İklim Haber ve KONDA Araştırma iş birliğinde tamamlanan Türkiye’de İklim Değişikliği Algısı ve Enerji Tercihleri 2022 araştırması Türkiye’de her 10 kişiden 8’inin iklim değişikliğinden endişelendiğini ifade ediyor.

  • Çıktılar: Her üç kişiden biri çevre ve iklim politikalarının oy tercihlerini etkilediğini söylüyor. Araştırmaya katılanların %82’si Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelede yeterli çaba göstermediğini düşünüyor. 
  • Editörün notu: Toplumun yalnızca %2’si iklim değişikliği diye bir şey olmadığını ifade ediyor. Umut verici.
Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.
TEKNOLOJİ

İklim değişikliği gelir aracına dönüştürülebilir mi?

Google'ın iklim değişikliği dezenformasyonu konusunda güncel pozisyonu

İddia: Google, iklim değişikliği konusunda yanıltıcı bilgi yaymaktan gelir elde etmeye devam ediyor.

İklim dezenformasyonuna karşı çıkıldığı belirtilen şirket politikalarına rağmen YouTube, içeriklerinde hâlâ iklim dezenformasyonu içeren reklamlar yayınlanmaya devam ediyor. 

  • Video’ların içeriği: Devam eden video’lardan biri bilim insanlarının kesinleşen bulgularına rağmen karbondioksit ve küresel ısınma arasında bir bağ bulunmadığını iddia ediyor. Diğeri, “İklim histerisi, beyaz ve Batı karşıtı komünist zorbalık için bir Truva atı görevi görüyor." beyanında bulunuyor.
  • Araştırma çıktıları: Climate Action Against Disinformation (CAAD) ve Center for Countering Digital Hate (CCDH) tarafından gerçekleştirilen araştırma, yanlış bilgi barındıran 200 video’nun varlığını tespit etti.
  • Toplam izlenme sayısı: YouTube’un politikalarına aykırı olmasına rağmen video’ların toplam 74 milyon izlenmesi bulunuyor.
  • Nasıl engellenebilir?: Araştırma şirketleri, Google’ın bu tarz içeriklere reklam verilmesini engellemek için kısıtlamaları daha detaylı şekilde belirtmesi gerektiğini düşünüyor.
  • Editörün yorumu: YouTube ve diğer reklam alan platformların, reklam içerisinde yer alan bilgileri teyit etmelerini sağlayan kontrol mekanizmaları kurmaları bu problemi çözmelerini sağlayabilir.
Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.
400 PPM

Bu hafta Angst ekibi olarak zeytini Türkiye’de kültürel miras, beden kültürü ve tarımda kadının rolüne odaklanarak merceğine alan kısa film projesi Zeytin’in ilk fiziki toplu gösterimine katıldık. 

Koç Üniversitesi, Koç Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi (KOÇ-KAM), UNESCO Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Sürdürülebilir Kalkınma Kürsüsü ve UN WOMEN Türkiye’nin destekleriyle gerçekleştirilen proje, altı kadının deneyimlerine temsil alanı sağlıyor.

Zeytin filminden

Kırsal kesimde yaşayan kadınlar, ekonomik, çevresel ve sosyal değişimin sağlanmasında önemli bir yol oynuyor. Üretimden gıdanın işlenmesine ve dağıtılmasına kadar, ücretli ve ücretsiz aile işçileri olarak ailelerini, topluluklarını ve dünyaya önemli bir gıda kaynağı sağlıyorlar. Kırsal kesimde yaşayan kadınların güçlenmelerinin desteklemesi ekonomik verimlilik ve sürdürülebilir kalkınma için önem taşıyor.

— Sinem Aydın (UN WOMEN Türkiye Proje Koordinatörü)

Her cuma 12.00'de buluşmak üzere,
Angst Ekibi

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

Angst

Angst

Her cuma 12.00’de, çevre ve iklim gelişmelerine türler arası eşitlik ilkesini benimseyerek gelişmeleri aktarıyoruz.

YAZARLAR

Angst

Her cuma 12.00’de, çevre ve iklim gelişmelerine türler arası eşitlik ilkesini benimseyerek gelişmeleri aktarıyoruz.

İLGİLİ BAŞLIKLAR

sera gazı

Türkiye

Paris İklim Anlaşması

Erhan Demirtaş

Çevre Koruma Ajansı

İklim krizi

karbon

BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi

+9 more

İLGİLİ OKUMALAR

0%

;