aposto-logoPazar, 4 Haziran 2023
aposto-logo
Pazar, Haziran 4, 2023
Aposto Üyelik
Neler izledim?
Çok iyiydi ya.
Gündem
Kısa cümleler kuramıyorum.
Bir yıl, bir kategori.

🧸 Özel Sayı: 72. Berlin Film Festivali

Her şeye rağmen gidebildiğim Berlinale'de izlediklerim, festivalden notlar, Céline Sciamma röportajı, Keşif Sineması'nın dönüşü ve daha fazlası...

Merhaba,

Maalesef 2022'nin ikinci ayını, uzun ve zorunlu bir molayla geçirmek zorunda kaldım. İzlediğim çok film olsa da, Onu izledim ben. yeni bir sayıyla gelemedi. Mart ayınıysa 72. Berlin Film Festivali'ne, namıdiğer Berlinale'ye adanmış bu sayıyla karşılıyorum. 

Çok güzel bir doğum günü hafta sonunun ardından, aksilikler ne yazık ki peşimi bırakmadı. Önce vizemde çıkan sorunlar, sonra 'covirgin'liğimi yitirişimi takiben on günlük karantina nedeniyle aylardır hayalini kurduğum Berlin Film Festivali ziyareti neredeyse suya düşüyordu. Gaza getirenler sağ olsun, pes etmedim. Festivalin son dört buçuk gününde Berlinale'deydim. Neler izledim? bölümünde sadece Berlinale'de izlediklerimi bulacak, Çok iyiydi ya. bölümünde festivalin benim için en iyilerinden birini öğrenecek, Gündem. bölümünde ise yine festivali okuyacaksınız.

Kısa cümleler kuramıyorum. bölümünde Céline Sciamma röportajım, Keşif Sineması'nın dönüşü ve dahası var. Bir sonraki sayıda, şubatta izlediklerimle ve tabii ki Akademi Ödülleri heyecanıyla, kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Beni Twitter, Letterboxd ve Instagram’da takip edebilirsiniz.

Emre Eminoğlu

Neler izledim?

Ana Yarışma / Wettbewerb

  • Alcarràs (2022, Carla Simón) | ★★★★
  • One Year, One Night / Un año, una noche (2022, Isaki Lacuesta) | ★★★
  • The Line / La ligne (2022, Ursula Meier) | ★★★
  • Rabiye Kurnaz vs. George W. Bush / Rabiye Kurnaz gegen George W. Bush (2022, Andreas Dresen) | ★★★

Panorama

  • Beautiful Beings / Berdreymi (2022, Guðmundur Arnar Guðmundsson) | ★★★★½
  • Aşk, Mark ve Ölüm (2022, Cem Kaya) | ★★★★
  • Until Tomorrow / Ta farda (2022, Ali Asgari) | ★★★½
  • Concerned Citizen (2022, Idan Haguel) | ★★★½
  • Klondike (2022, Maryna Er Gorbach) | ★★½
  • Working Class Heroes / Heroji radničke klase (2022, Miloš Pušić) | ★★

Generation

  • Millie Lies Low (2022, Michelle Savill) | ★★★
  • Scheme / Skhema (2022, Farkhat Sharipov) | ★★½

Çok iyiydi ya.

Aşk, Mark ve Ölüm, 2022

Müzik asla sadece müzik değil.

İzlediğim birçok müzik belgeselinde, aldığım klasik müzik tarihi dersinde hatta televizyonda izlediğim SMS'le oy atmalı müzik yarışmalarında... Bugüne kadar müziğin yalnızca müzik olmadığını, çok farklı katmanları olduğunu, toplumsal ipuçları verdiğini kavradığım birçok an ve durum oldu. Açıkçası son dönemde bunu çok iyi başardığı söylenen bir belgesel, Summer of Soul (...Or, When the Revolution Could Not Be Televised) bende çalışmadı. Fakat 72. Berlin Film Festivali'nin Panorama bölümünde gösterilen, Cem Kaya imzalı Aşk, Mark ve Ölüm'ü izlediğimde, müziğin asla sadece müzik olmadığını çok güçlü bir şekilde, bir kez daha gördüm.

Yüksel Özkasap | Aşk, Mark ve Ölüm (2022, Cem Kaya)

Belgesel, 60 yıl önce Türkiye'den Almanya'ya göç edenlerin oraya taşıdığı ve orada geliştirdiği müziği üç bölümde ele alıyor: Aşk, Mark ve Ölüm bölümlerinde... Anlatısı boyunca, artık birçok belgeselde gözlerimi devirmeme yol açacak denli yaratıcılıktan uzak şekilde kullanılan talking-heads ziyaretlerini sık sık kullanıyor olsa da, Kaya'nın mikrofonu uzattığı, kamerasını çevirdiği bu insanlar özneyi ya da konuyu öven sıkıcı ve klişe laflar etmek için orada değiller. Tam tersi, öznenin ve konunun ta kendisiler - 30, 40, 50, 60 yıl önce olanları anlatırken, geçmişi yâd ederken, hikâyenin bugünkü uzantısını görmemizi sağlıyorlar. Seçtikleri sözcükler, giydikleri kıyafetler, göstermeyi ya da övünmeyi seçtikleri detaylar, özlediklerini söyledikleri, karakterlerinin herhangi bir parçası ya da, geçmişi, bugünü ve ikisi arasında geçen süreyi daha iyi kavramamızı sağlıyor.

Hatay Engin | Aşk, Mark ve Ölüm (2022, Cem Kaya)

Aşk, Mark ve Ölüm'de vatan özlemi, para sevgisi ve ezilmişlik öfkesi üzerinden ama daima müzik üzerinden, Alman toplumu içerisinde son 60 yılda oluşan bir alt kümenin analizi yapılıyor. Konuya özel bir ilgim olmamasına rağmen, bugüne kadar karşıma çıkan hiçbir yazılı ya da görsel malzeme bana Almanya'daki Türkler hakkında bu kadar bilgiyi, bu kadar akıcı ve ilgi çekici şekilde vermedi. Adını bilmediğim sanatçıların dev kişilikleriyle tanıştım, adını bildiğim sanatçıların geçmişi hakkında bilmediklerimi öğrendim ve tüm bunların fonunda on yıllarca Türkiye'den dışarıda yaşananları, yaratılanları ve üretilenleri gördüm. Ve tabii, gerçekten çok güldüm.

Çok katmanlı, bir yandan doyasıya eğlendirip güzel müzikler dinletirken, bir yandan içinize büyük bir hüzün yumağı yerleştiren bir belgesel Aşk, Mark ve Ölüm. Dilerim en kısa zamanda Türkiye'de de izleme fırsatımız olur.

★★★★

Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.
Gündem

72. Berlin Film Festivali

Berlinale Palast'a dönüş.

Türlü terslikler nedeniyle yarısından fazlasını kaçırmış olsam da, Berlinale'deydim. Bardağın yarısı doluydu; festivalin ve filmlerin yarısını kaçırmıştım ama festivalin ve filmlerin yarısını kaçırmamıştım. İzlemek istediklerimin yarısını izleyememiş olsam da, geçtiğimiz yılki çevrim içi festivalin aksine evimin kanepesinden değil, Berlin sinemalarının koltuklarından izleyebilmekten de mutluydum filmleri. 

Titania Palast

Üstelik hem halka daha fazla koltuk ayrılan günlerde Berlin'e ulaşabilmiş olmam hem de bu sene pandemi nedeniyle alınan önlemler nedeniyle düşürülen salon kapasiteleri, iki yıl öncekinden alıştığım salonların ve bölgelerin dışına da sürükledi beni  - hatta alt başlığa bakmayın, iki yıl önce her gün uğradığım festival merkezi Berlinale Palast'ta tek bir film izleyemedim. Çok sevdiğim şehir Berlin'in farklı köşelerindeki sinema salonlarına ilk kez adım attım. Geç kalıp yalnızca festivalin dört buçuk gününde film izleyebilme fırsatı bulsam da, bu dört buçuk günü 12 film ve bir kısa film seçkisiyle kapattım.

Ana yarışmadan, filmlerin birçoğunu İstanbul Film Festivali'nde izleyebileceğimi düşünerek yalnızca dört film seçsem de, şans eseri Altın Ayı'yı kazanan (Alcarràs) ve hem En İyi Başrol Performansı hem de En İyi Senaryo ödüllerini alan filmi (Rabiye Kurnaz vs. George W. Bush) izleyebildim. Ulrich Seidl ve Claire Denis'nin filmlerini merak ediyordum, kaçırdım.

Berdreymi / Beautiful Beings, (2022, Guðmundur Arnar Guðmundsson)

Panorama en çok film izlediğim bölüm oldu, aralarında hayal kırıklıkları olsa da, ilk filmlerini çok sevdiğim iki yönetmenin Guðmundur Arnar Guðmundsson (Beautiful Beings) ve Ali Asgari'nin (Until Tomorrow) yeni filmlerini de çok beğendim. İki yeni yönetmenin, Cem Kaya (Aşk, Mark ve Ölüm) ve Idan Haguel'in (Concerned Citizen) isimlerini bir kenara not ettim. 

Carla Simón | © Erik Weiss / Berlinale 2022

Altın Ayı'yı kazanan Alcarràs, Estiu 1993 / Summer 1993 ile tanıyıp sevdiğim Carla Simón'un yeni filmi. Gerçekten bir aile olan amatör oyuncularla çekilen film, nesiller boyu evlerinin yanı başındaki bahçelerde şeftali yetiştiren Solé ailesinin karşılaştığı zorlukları ve bu zorlukların aile içi dinamiklerine nasıl yansıdığını konu alıyor. Yıllarca evleri bildikleri ve emek verdikleri toprakların asıl sahibi olmadıkları için kapitalist düzene yenik düşmek zorunda olan ailenin nesiller arasındaki çatışmaları fakat bir yandan da her şeye karşın bir arada kalmak için dayanışmaları izlemeye değer. Film, her ailedeki gibi hüzünlü, komik, gerilimli ve sevgi dolu anları aynı potada eritiyor.

Rabiye Kurnaz gegen George W. Bush (2022, Andreas Dresen)

En İyi Başrol Performansı ödülünü kazanan Meltem Kaptan'ın performansı gerçekten akılda kalıcı ve ikonik. Almanya'daki Türk göçmenleri karikatürize ettiği eleştirilerine katılsam da, 'o kadının' gerçek olduğuna inanmamak da güç aslında. Rabiye Kurnaz gegen George W. Bush, 11 Eylül saldırıları sonrası oğlu Guantanamo'ya yollanan Bremenli bir kadının, sakin yaşamını bir kenara bırakarak oğlu için verdiği hukuk mücadelesini anlatıyor.

Yazının başında da söylediğim gibi, muhtemelen Berlin'de izlediklerimin ve Berlin'de kaçırdıklarımın birçoğu, nisan ayında İstanbul Film Festivali programında karşımıza çıkacak. O zaman, kaldığımız yerden devam ederiz.

Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.
Kısa cümleler kuramıyorum.

ben ve céline

Duende'nin Keşif Bülteni'nde, Odak bölümü için, hayranı olduğum yönetmenlerden Céline Sciamma ile benim geçtiğimiz yıl Berlinale'de izlediğim, bugünlerde ise Mubi'de bulabileceğiniz son filmi Petite Maman hakkındaki sohbetimizden notlar yayımlandı. "Céline Sciamma'yla Petite Maman üzerine kısa bir sohbet." başlıklı röportajı buradan okuyabilirsiniz.

Keşif Sineması geri döndü! Sekizinci bölümde konuğum, en son geçtiğimiz yıl izlediğim en iyi iki Türkiye yapımında (Çatlak ve İki Şafak Arasında) izlediğimiz oyuncu Gülçin Kültür Şahin oldu. Kalamış'ta buluştuk, sesini duyurmaya çalışan hayaletlerden, nefes alan karakterlerden, aile kurumundan ve Petzold sinemasından konuştuk. Yeni bölümü aşağıdan dinleyebilir, sohbetimizden notları buradan okuyabilirsiniz.


• Oscar adayları açıklandı - bu konuda ahkamlarımı bir sonraki iki sayıda çokça keseceğim. 27 Mart gecesi sahiplerini bulacak 94. Akademi Ödülleri öncesinde adaylar, sürprizler, ilkler ve daha fazlasını theMagger'daki bu yazımda toparladım.

Bi' Film Ajandası 2022'nin satışı devam ediyor. Yılın her gününe bi' film önerisi, yılın her haftasında bir tema altında toplanan filmler, bulmacalar, eğlenceli bilgiler, 12 oyuncu ve 12 yönetmen biyografileri, çizimleri... Buradan satın alabilirsiniz.


Bir yıl, bir kategori.

Bültenin bu bölümünde, her yıl 20 kategoride yılın en iyilerini seçtiğim kişisel ödüllerim Altın Balkabaa Ödülleri / Golden Pumpkin Awards'ın rastgele bir kategorisini ziyaret ediyoruz. 

Berlinale'deki favorilerimden biri bir belgesel olmuş ve onu bu bültene taşımışken, uzun zamandır söz etmediğim belgesellere bir göz atalım istedim. Adaylarım arasında 70. Berlinale'de izlediğim ve bu yıl Oscar yarışında Portekiz'i temsil eden The Metamorphosis of Birds'ün de olduğu bir yıla gidiyoruz:

  • Yıl: 2020
  • Kategori: En İyi Belgesel Film
  • Adaylar:

the metamorphosis of birds, boys state, collective, dick johnson is dead, the painter and the thief, the reason i jump

  • And the Balkabaa goes to... Dick Johnson Is Dead

Tüm Altın Balkabaa aday ve kazananlarını buradan inceleyebilirsiniz.

İlgili Başlıklar

Alcarràs

Carla Simón

Ursula Meier

George W. Bush

Andreas Dresen

Panorama

Berdreymi

Arnar Guðmundsson

+52 more

Bülteni beğendiniz mi?

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

Yayınını Takip Et

0%

;