aposto-logo
TR
TREN
Cumhur İttifakı
Altılı Masa
Emek ve Özgürlük İttifakı
Türkiye İttifakı

Pusula: Yerel yönetimler

Siyasi partiler programlarında yerel yönetimlere nasıl bakıyor?

Spektrum Pusula'dan herkese merhaba,

Bu hafta İlkim, siyasi partilerin programlarında son dönemde kayyum atamaları ve belediye başkanlarına yönelik yargı kararlarıyla gündeme gelen yerel yönetimler konusuna nasıl baktıklarını özetledi. 

Önümüzdeki sayıda görüşmek dileğiyle,

Bartu Özden

Spektrum

Spektrum

Yerel ve uluslararası gündemi yakalamak için bir başucu kaynağı; her hafta seçim dosyaları, kamuoyu araştırmaları, analizler ve Son Düzlük podcastle yayında!

Cumhur İttifakı

Cumhur İttifakı yerel yönetimlere nasıl bakıyor?

AK Parti

İktidar partisi, yerel yönetimlere ilişkin politikalarına Kamu Yönetimi başlığı altında yer veriyor. Parti programında "Çağımız bir yönüyle küreselleşme çağı, diğer yönüyle yerelleşme ve yerel yönetimlerin devlet sistemleri içindeki ağırlıklarının arttığı bir çağdır." ifadelerine yer veren AK Parti, demokrasinin sadece seçme ve seçilme rejimi olmadığını; aynı zamanda katılım ve iş birliği rejimi olduğunu, bu katılım ve işbirliğini gerçekleştirecek temel birimlerin de yerel yönetimler olduğunu belirtiyor. AK Parti, mahalli idareler alanında asıl sorunun demokrasinin derinlikten yoksun olması olduğunu ifade ediyor ve yapılması gerekeni şöyle anlatıyor:

"Yapılması gereken, katılımcı ve çoğulcu demokrasinin günümüzde yaygınlık kazanan ilke ve uygulamalarını yine günümüz iktisat ve kamu yönetimi anlayışları çerçevesinde mahalli idareler alanına taşımaktır." 

Parti programında bu doğrultuda; 

  • Mahalli idarelere yerel ihtiyaçlara göre yönetim biçimlerini geliştirme yetkisi vereceklerini, 
  • Yerel yönetimlerin kendi görevlerini yerine getirebilmeleri için gerekli harcamaları karşılayacak düzeyde ve çeşitlilikte mali güce kavuşmalarını sağlayacaklarını 
  • Yerel yönetimlerin karar alma süreci ve bazı faaliyetlerine sivil toplum kuruluşlarının katılımını sağlayacaklarını,
  • Kendi alanlarıyla ilgili düzenlemelere gidilmeden önce yerel yönetimlere danışılması ilkesini getireceklerini,
  • Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'na uygun olarak, anayasal sisteme yerel yönetim hakkının dahil edilmesini sağlayacaklarını,
  • Yerel yönetimlerin yargı yoluna gidebilme hakkı dahil ilgili tüm düzenlemeleri gerçekleştireceklerini, 
  • Yerel yönetimlerin denetim ve gözetiminin, korunmaya çalışılan çıkarların önemi ile orantılı olması ilkesini gözeteceklerini, 
  • Büyükşehir belediyesi kurulmasına objektif kıstaslar getireceğini, Büyükşehir ve ilçe belediyeleri arasındaki görev-yetki paylaşımını hizmetlerde aksamaya yol açmayacak şekilde yeniden düzenleneceğini,
  • Belediye sınırlarının mülki sınırlar olarak belirlenmesine yönelik bir değişimin yapılmasını esas alacak yerel yönetim reformunu gerçekleştireceğini ifade ediyor.

MHP 

Cumhur İttifakı ortaklarından Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) de parti programında yerel yönetimlere "Kamu Yönetimi" başlığı altında yer vermiş. MHP, programında yerel yönetimlere ilişkin yalnızca şu ifadelere yer veriyor:

"Yerel yönetimlerin hizmet kapasitesinin artırılması
Bazı kamu hizmetlerinin; erişimini kolaylaştırmak, kalitesini ve etkinliğini artırmak suretiyle yerel düzeyde vatandaşa arzını sağlayacak bir anlayışla sunumu esas olacaktır. Bu amaçla yerel yönetimlerin hizmet kapasitesi artırılacaktır."

BBP 

Cumhur İttifakı'nın bir diğer ortağı olan Büyük Birlik Partisi (BBP) ise yerel yönetim anlayışını "Yerinden Yönetim ve Yerel Yönetimler" başlığı altında açıklıyor. BBP, parti programında "Vatandaşlar ve yönetim arasında, günlük hayattaki bağı kuracak yerel yönetimlerdir. Yerinden yönetim ilkesi prensibi kapsamında ise hantallıktan kurtulmak adına merkezî idarenin belli yetkileri belediyelere devredilecektir. Üniter devlet anlayışı ile çelişmemek kaydıyla yerel yönetimlerin güçlendirilmesi sağlanacaktır." ifadelerine yer veriyor. Çağdaş demokrasi anlayışının seçme ve seçilme hakkı ile sınırlı kalamayacağını ifade eden BBP, katılım ve işbirliğinin öncelikle yerel yönetimlerde hayata geçirileceğini ifade ediyor. BBP "Yerel yönetimler reformumuzda, 'Büyükşehir Yasası'nın' uygulamasıyla ortaya çıkan olumsuzluklar ortadan kaldırılacak, yeni il ve ilçe merkezleri oluşturulacak ve tarihsel yerleşim geleneğinin çekirdeği olan köylerin statüsü mutlaka muhafaza edilecektir." ifadelerine yer veriyor. 

Hikâyeyi paylaşmak için:
Altılı Masa

Altılı Masa yerel yönetimlere nasıl bakıyor?

CHP 

Parti programları arasında yerel yönetimlere ilişkin en detaylı ve planlı yaklaşım benimseyen partinin Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) olduğunu belirtmek gerekiyor. CHP programında ağırlaşan kent sorunlarının çözümünde yerel yönetimlere yeni yetkiler verileceği, vatandaşların yerel yönetimlerde daha fazla söz sahibi olacağı ifade ediliyor. Partinin yerel demokrasiyi ulusal demokrasiye rakip değil, tamamlayıcı olarak gördüğünün altının çizildiği programda yerel yönetimin odağında insan merkezli bir kentsel ve toplumsal kalkınma anlayışının olduğu belirtiliyor. 

"Yeni yerel yönetim düzeni; laik cumhuriyetin, ülke bütünlüğünün, çoğulcu demokrasinin, örgütlü toplumun, bireyin gelişmesinin, insan haklarının, bireysel kültürel haklara ve kültürel mirasa duyarlılığın, korunmaya muhtaçların, çevrenin ve tüketicinin korunmasının da güvencesini oluşturacaktır." denilen programda, yönetimlerin bu çerçevede hareket edip etmediklerinin denetleneceği de vurgulanıyor. 

"Yerel yönetim reformu" ara başlığının altında "Demokratikleşmeyi, modernleşmeyi, çağı paylaşmayı, insan onuruna saygıyı, eşitliği temel alan çağdaş bir yerel yönetim reformu yapılacaktır." ifadesine yer veriliyor. Merkezî ve yerel idareler arasındaki görev ve kaynak paylaşımının yeniden düzenleneceği ifade edilerek, yerel ve merkezî yönetimlerin görevleri arasındaki sınırın net olarak çizilmediği vurgulanıyor. Görev paylaşımında uyulacak ilkeler şu şekilde özetleniyor:

  • Görev paylaşımı objektif, önceden belirlenmiş belli ölçütlere dayanacak, açık ve anlaşılır olacak ve yerel yönetimlere verilen görevlerin tanımı yanlış anlaşılmaya meydan vermeyecek biçimde net olarak belirlenecektir. 
  • Yerel yönetimlere görev ve sorumluluk verilirken nüfus büyüklükleri de dikkate alınacaktır. Yerel yönetimlerin kendi içlerinde görev dağılımında görevlerini etkili biçimde sunabilecek yeterli teknik ve idari kapasiteye sahip olup olmadıkları da dikkate alınacaktır. 
  • Yerel yönetimlerin yerine getireceği hizmetlerin belirlenmesinde aşağıdaki ölçütler dikkate alınacaktır: 
    • Öncelikle yerel halkın gereksinimini karşılamaya dönük hizmetler, 
    • Yerel halkın katkısını gerektiren ya da yerel katkıya imkan veren hizmetler, 
    • Bölgesel ya da ulusal düzeyde eşgüdüm gerektirmeyen işler, 
    • Yerel yönetimlerin gücünü aşmayan yüksek kaynak ya da özel uzmanlık ve teknik altyapı gerektirmeyen işler, 
    • Kaynak kullanımında rasyonellik açısından daha büyük bir ölçek gerektirmeyen işler. 

Öğrencilere yurt ve barınma olanağı, engellilere, kimsesiz çocuklara ve bakıma muhtaç yaşlılara destek verilmesi, kadınların toplumsal ve ekonomik hayata katılımının artırılması, müzelerin geliştirilmesini, kütüphanelerin yaygınlaştırılması, kent huzurunun sağlanması gibi birçok sosyal hizmetin yerel yönetimlerin önceliği olarak belirleneceği ifade ediliyor. 

Metropollerin yeniden belirleneceğinin vurgulandığı programda, yerel yönetimlerin zaman içinde ülkenin tüm coğrafyasını kapsaması, mümkün olduğu ölçüde bütün Türkiye'nin belediyelere dönüşmesinin hedef alınacağı belirtiliyor. "Bir yöredeki köyler, gerektiğinde birleştirilerek, Kırsal Belediyelere dönüştürülecektir.  Ayrıca, tek tip belediye modelinden vazgeçilerek, görevleri ve gelirleri bakımından kırsal alan özelliklerini gözeten yeni bir belediye modeli oluşturulacaktır." deniyor. Büyükşehir belediyelerinde mesafe ölçütüne dayalı kent yönetimi karmaşasına son verileceğinin ifade edildiği programda 5447 sayılı kanun ile kapatılan belediyelerin yeniden açılacağı söyleniyor. 

Demokratik katılımcı hizmet için Semt Konseyleri, demokratik katılımlı yönetim için Başvuru Büroları ile Valilik/Kaymakamlık Koordinasyon Merkezleri kurulacağı, halk ile belediyeler arasında Sürekli İletişim ve Etkileşim Sistemi kanalları oluşturulacağı belirtiliyor. Belediye şirketlerinin yeniden ele alınacağı vurgulanıyor. Programda kentlerde oluşan değer artışlarının, saydam bir çalışmayla oluşturulacak kaynağa dönüştürülerek Kentleşme Fonu'na aktarılacağı ifade edilirken kent uzlaşma kurulları oluşturulacağı belirtiliyor. 

"Seçilen belediye başkanları ve birinci derecede yakınlarının belediyeden iş alması, belediye başkanlarının yapı-denetim şirketlerine üye olması önlenecektir." denilen programda belediye meclislerinin halk adına karar alıp politika üreten, denetim görevi yapan ve halkın eğilimleriyle isteklerini yansıtan bir kurum olarak değerlendirileceği belirtiliyor. "Belediye meclislerinin yanında, meslek odalarının, sendikaların, sivil toplum örgütlerinin, her düzeydeki eğitim kurumlarının ve toplumsal amaçlı kuruluşların temsilcilerinden oluşan Belediye Danışma Meclisleri ve Kent Meclisleri de etkinliğe kavuşturulacaktır." deniyor.

Muhtarlık sisteminin en uçtaki kamu hizmet birimi olarak yeniden yapılandırılacağının belirtildiği programda, mahalle muhtarlarının belediye meclisinde aktif söz sahibi olmasının hedeflendiği ifade ediliyor. "Mahalle muhtarının başkanlığındaki Muhtarlık Meclisleri toplantılarında belediye çalışmaları ile ilgili değerlendirmeler yapılacak, mahallelinin görüş ve istekleri saptanacak, sonuçlar Belediye Meclislerine sunulacaktır." denilen programda büyük kentlerde muhtarlıkların da yeniden düzenleneceği vurgulanıyor. Köy muhtarlığı ve köy yönetimlerine de yetkileri ve sorumlulukları açısından yeni ve yapıcı bir düzenleme getirileceği ifade ediliyor.

İYİ Parti 

İYİ Parti, programında direkt olarak "yerel yönetimler" başlığına yer vermiyor. "Kamu Yönetimi" bölümü altında, yerel yönetimlerden bahsediliyor. Programda kamu yönetimi politikalarının odağındaki üç esas ilkenin "demokratik katılım", "vatandaşa güven" ve "toplumsal memnuniyet" olduğu belirtiliyor. Temel hedefin sürüdürülebilir bir refah ve huzur ortamı sağlanmış, "Mutlu Türk Milleti, Güçlü Türk Devleti" anlayışıyla halkın hayatını kolaylaştırmayı amaçlayan, hukuka tam bağlı, katılımcı, üretken, adil, denetlenebilir, çağdaş, dinamik ve milletiyle barışık bir kamu yönetimi düzeni kurmak olduğu belirtiliyor. 

Programda çıkarılacak Kamu Hizmetleri İdari Usul Kanunu ile kamu hizmetlerinde kalite, verimlilik ve sürati sağlamak üzere kamu personelinin izleyeceği yol ve yöntemlerin, hizmetin gerçekleşme hızının, performans kriterlerinin ve kurumların stratejik planlarının düzenleneceği belirtiliyor. E-devlet kapısının geliştirileceği, vatandaşların kamu hizmetlerine erişiminin kolaylaştırılacağı ifade ediliyor. "Tek noktadan her hizmet" imkanının sunulacağı, bu hizmetlerin şeffaflığının ve hesap verilebilirliğinin artırılacağı ifade ediliyor. İl Hakem Kurulları oluşturulacağı, böylece halkın kamu hizmetlerinden doğan ihtilafları süratli bir şekilde çözüleceği belirtiliyor. Programda kamu yönetimine ilişkin 3 başlık sıralanıyor: 

  • Merkezî idare: Programda temel amacın rasyonel bir yaklaşımla merkezî idareyi, kalite ve verimlilik ilkeleriyle hizmet üreten, insan odaklı, doğal ve kültürel çevreye duyarlı bir yapıya dönüştürerek, merkez ile yerinden yönetim kuruluşları arasındaki yetki, görev ve sorumluluklar ile mali ilişkileri çağdaş demokratik ilkeler çerçevesinde düzenlemek olduğu ifade ediliyor. 
  • Mahalli idareler: Belediye, il özel idaresi, mahalle ve köy yönetimlerinin tümünü kapsayan Mahalli İdareler Çerçeve Kanunu çıkarılarak, mahalli idarelerin temsil, katılım ve kamuoyu denetim mekanizmalarının yeniden düzenleneceği, demokratik, katılımcı, adil ve eşit temsile dayalı, birlikte yönetim, siyasal sorumluluk ilkelerinin hakim olduğu, şeffaf ve hesap verebilir çağdaş bir mahalli idare yapılanması gerçekleştirileceği belirtiliyor. 
  • Personel rejimi: Kamu personelinin halka karşı sorumlu, siyaset kurumuna duyarlı, toplumun tüm kesimlerini temsil edebilme niteliğine haiz, uluslararası standartlarda sosyal güvencelere sahip, grev ve toplu sözleşme haklarıyla donanmış olması yanında, memuriyete alınmada ehliyet, liyakat ve eşitlik ilkelerinin titizlikle uygulandığı, adil ve güvenilir bir Kamu Personel rejiminin tesis edilmesi temel öncelik olduğu vurgulanıyor.

DEVA Partisi 

DEVA Partisi programında, Türkiye'de demokrasi kültürünün gelişmesi, iktisadi ve siyasi istikrarın kuvvetlenmesi için yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gerektiği ifade ediliyor. "Yerel yönetimlerin yeniden yapılandırılmasında temel prensiplerimiz, yerel demokrasi ve katılımın güçlendirilmesi, yerel yönetimler arasında etkili bir kademelenme ve iş birliğini garanti edecek görev, kaynak ve yetki bölüşümünün sağlanmasıdır." ifadelerine yer verilen programda yerel yönetimlerin gelir, harcama ve denetleme mekanizmalarının yeniden düzenleneceği belirtiliyor. Meclis toplantılarının, imar planı değişikliklerinin, kaynak tahsisi, borçlanmanın, ihale ve satın alma kararları ile denetim raporlarına ilişkin hususların kamuoyu tarafından şeffaf ve anlaşılabilir bir şekilde izlenebilir hâle getirileceği, bu konuda teknolojik imkanlardan en üst düzeyde faydalanılmasının sağlanacağı belirtiliyor. Belde belediyeleri için özel destek programlarının uygulanacağı, büyükşehir sınırları içinde kalan ve mahalleye dönüştürülen, ancak yeterli hizmet alamayan köylerin yaşadığı sorunların çözüleceği vurgulanıyor.

Gelecek Partisi 

Gelecek Partisi, parti programında güçlü bir merkezî yönetimin ilk şartının yerinden yönetime verilen önem ve açılan alan miktarı olduğunu öngördüklerini belirtiyor. Kamu idaresinin merkezileştikçe zayıflayan, yerelleştikçe güçlenen yapısına inandıklarının ifade edildiği programda,  etkin yerelleşme ve yerinden yönetimin Türkiye’nin acil ihtiyacı olduğu belirtiliyor. Demokrasinin yerel yönetimlerden yayılacağının savunulduğu programda, "Yerinde halledilebilecek hiçbir başlık merkezden idare edilmek zorunda değildir." deniyor. 

Yerel ve merkezî yönetimler arasında bir çatışma değil, tamamlayıcılık ve bütünlük olması gerektiğinin savunulduğu programda, merkezî yönetim stratejilerinin belirlenerek yerel yönetimlerle eşgüdüm içinde çalışılmasının öngörüldüğü belirtiliyor. Yerelliğin daha kaliteli bir hizmeti ve katılımın artmasını sağlayacağı ifade edilirken yasal metinlerde belediyelerin "idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi" olarak tarif edildiği; ancak bu tanıma karşılık anayasada "idari vesayet yetkisi" de konulduğu ve bunun merkezî-mahalli idare sorununa sebep olduğu vurgulanıyor. 

Programda belediyelerle ilgili en temel tartışma konularının başında gelen mahalli imar yetkisinin tamamen yerelde olması gerektiğine inanıldığı belirtilirken seçilmiş belediye başkanlarının mahkeme kararı olmaksızın kamu düzeninden sorumlu olan İçişleri Bakanı tarafından görevden el çektirilmesinin de çağdaş hukuk devleti uygulamalarıyla çeliştiği belirtiliyor. Bu çerçevede soruşturma veya somut delillerle temellendirilmeden seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması uygulamasına son verileceği, seçilmiş belediye başkanının ancak mahkeme kararıyla görevden alınabileceği bildiriliyor. Benzer şekilde görevden alınan belediye başkanlarının yerine kayyum atanmasının da önüne geçileceği, bunun yerine seçimle oluşturulmuş belediye meclis üyelerinden birinin seçilmesinin sağlanacağı belirtiliyor. 

Hikâyeyi paylaşmak için:
Emek ve Özgürlük İttifakı

Emek ve Özgürlük İttifakı yerel yönetimlere nasıl bakıyor?

HDP 

HDP, parti programında yerel yönetimleri "Gündelik yaşamı ilgilendiren kararların doğrudan demokrasi ile alınacağı ve uygulanacağı özyönetimlerdir." ifadeleriyle tanımlıyor. Temsili demokrasiden ziyade doğrudan demokrasiyi savunan parti, "Siyasetin demokratikleştirilmesi ve topluma ait kılınması, halkların kendi kendini yönetmesiyle, güçlü, demokratik ve özerk yerel ve bölgesel yönetimlerle mümkündür." ifadelerini kullanıyor. Parti programında yerel yönetim anlayışına ilişkin şunlar sıralanıyor: 

  • Yerinde ve yerelde yönetim modelini geliştirerek yerel demokrasiyi güçlendirmek ve özerk meclislere dayalı idari yapının benimsenmesi için mücadele etmek;
  • Doğrudan demokrasi ilkelerine uygun olarak, katılımcı yerel yönetim modelini yerleştirmek;
  • Bütçesini halkın belirlediği, rantı ve hırsızlığı, taşeronlaştırmayı önleyen yerel yönetim anlayışını geliştirmek;
  • Yerel yönetimlerde toplumsal cinsiyet eşitliğini ve ekolojik toplum yaklaşımını hakim kılmak;
  • Halkı mağdur eden ranta dayalı kentsel dönüşüm politikalarını durdurarak, sosyal projelerle desteklenmiş yerinde dönüşüm modelleriyle insanca yaşanabilir kentleri geliştirmek;
  • Çocukların, emeklilerin ve yaşlıların kent yaşamına daha rahat katılabilecekleri önlemleri üretmek;
  • Engellilerin kent yaşamına katılmasının önündeki zorlukları ortadan kaldırmak;
  • Kamusal alanda anadilinin kullanımını, çok dilli belediyeciliği yaygınlaştırmak;
  • Neoliberal yerel ekonomi politikaları yerine halktan ve emekten yana sosyal politikaları hayata geçirmektir.

Programda "kent hakkı" kavramı kullanılıyor. Bu kavram "her tür kamusal hizmeti edinme; insanca yaşama; kültürel, ekonomik, sosyal, siyasal haklardan eşit olarak yararlanma; kendini ve kentini yönetme, söz ve karar sahibi olma hakkıdır." diye tanımlanıyor. "Partimiz, 'kent hakkı' kavramını geliştirerek, kırsal alanları da kapsayacak şekilde 'yerellik hakkı'nı savunur." ifadesinin yer aldığı programda yerellik hakkı "toplumsal ihtiyaçları karşılamak üzere yerel alanları biçimlendirme ve dönüştürme hakkı" olarak tanımlanıyor. Yerellik hakkını garantiye almak için yapılacaklar şöyle sıralanıyor: 

  • Merkezle yerel arasındaki ilişkiyi, yerinde yönetimin güçlendirilmesi yönünde düzenlemek;
  • Yerel yönetimleri toplumsal ihtiyaçlar temelinde geliştirmek;
  • Yerel kaynakların adil ve etkin kullanımını sağlamak;
  • Yerelde ortak kamusal alanların çoğaltılmasını sağlayarak, toplumsal dayanışmayı desteklemek;
  • Yerellerdeki dil, kültür, inanç ve ihtiyaç farklılıklarını gözeten çoğulcu yaklaşımlar geliştirmek ve farklı toplumsal grupların birbirleriyle ilişkilenmesini ve müzakeresini desteklemek;
  • Yerel hafızayı canlı tutmak;
  • Doğayı, suyu, ormanı, dereleri, meraları, sahilleri, tarım alanlarını, su ekosistemini korumak ve bunların sermaye birikim sürecinde kâr ve rant alanı olarak kullanımını önlemek yönünde mücadele eder.

Programda "Türkiye'nin geneli için bir demokratik ve yerinden yönetim mekanizması" olan bölge meclislerinin oluşturulacağı ifade ediliyor. Halkın söz, yetki ve karar mekanizmalarında olduğu ve denetlediği kamu hizmeti anlayışını savunduklarının ifade edildiği programda kamusal hakların toplumsal haklar olduğu belirtiliyor. yerel yönetim anlayışında kadınlara yönelik pozitif ayrımcılığın yer alacağı ifade ediliyor. Yerel yönetimlerde kadın meclisleri oluşturulacağı bildiriliyor. Programda şu ifadelere yer veriliyor: 

"Partimiz, yerinde ve yerelde yönetimi kapsayan, demokratik ve özerk yerel yönetimlerin hem Kürt halkının taleplerinin yerine getirilmesinde hem de Türkiye'nin demokratikleşmesinde, toplumsal barışın gerçekleşmesinde, halkların özgür ve gönüllü birliğinde önemli bir rol oynayacağını savunur."

Sosyalist Meclisler Federasyonu

Sosyalist Meclisler Federasyonu'nun programında "Federasyonumuz, söz yetki ve kararın kitlelerde olduğu, kitlelerin kendi kendini yönettiği doğrudan bir demokrasi anlayışını savunur. Yönetim, üretim, yasama, yürütme ve yargının halk meclisleri tarafından sağlanmasını savunur." ifadeleri yer alıyor. Programda yerel yönetimlerin kitlelerin çıkarlarına uygun çalışmalarını sağlama, kitlelerin örgütlenmelerini güçlendirmenin aracına dönüştürme ve aynı zamanda kendi kendini yönetme ve inisiyatiflerini geliştirme temelinde ele alınmasını savundukları bildiriliyor. "Yerel yönetimlerde her bir yereldeki adayların belirlenmesinin ve kazanılan mevzilerin yönetiminin halk meclisleri aracılığıyla yürütülmesi anlayışıyla çalışmalar yürütür." ifadelerinin yer aldığı programda yerel yönetimlerin toplumun ekonomik, sosyal, kültürel ihtiyaçlarının karşılanması için konumlandırılmasını savundukları aktarılıyor. 

Hikâyeyi paylaşmak için:
Türkiye İttifakı

Türkiye İttifakı yerel yönetimlere nasıl bakıyor?

Zafer Partisi 

Zafer Partisi programında Türkiye Cumhuriyeti'nin devletin bağımsızlığı, bütünlüğü ve üniter yapısı çerçevesinde merkezî ve yerel idareler tarafından yönetildiğini ifade ediyor. Yerel idarelerin yetki genişliği ilkesine göre yetki sahibi olduğunun belirtildiği programda devletin kurumsal yapısının çağın gereklerine uygun olarak teçhiz edileceği, kurumların etkin olması ve güçlü hizmet vermesi için gerekli yasal ve ekonomik düzenlemeler ve iyileştirmelerin yapılacağı bildiriliyor. Ayrıca programda, devletin merkezî ve yerel idarelerinin bütünlük içinde çalışmasını temin edecek tedbirler alınacağı vurgulanıyor. 

Memleket Partisi 

Memleket Partisi, programında "Anayasamızda yer alan “idarenin bütünlüğü” ve “yerinden yönetim” ilkelerinden hareketle yerel yönetimlere ilişkin tüm sorunları çözeceğiz." ifadesine yer veriyor. Kent yönetimine kentlinin, köy yönetimine köylünün katılmasının sağlanacağının vurgulandığı programda, yerel birimlerin ulaşım, iletişim, elektrik, su, kanalizasyon alt yapılarının güçlendirileceği belirtiliyor. 

Köyden mahalleye dönen yerleşim birimlerinin başta hizmetlere erişim olmak üzere tüm sorunlarının çözüleceğinin ifade edildiği programda yerel yönetim harcamalarının etkili bir mekanizma kurularak denetleneceği, yerel yönetimlere ilişkin tüm süreçlerin şeffaf şekilde işleyeceği, yapay zeka uygulamaları ve akıllı kent anlayışıyla yeni yerel yönetim modelleri geliştirileceği, muhtarlıkların güçlendirileceği belirtiliyor. 

Hikâyeyi paylaşmak için:

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

Spektrum

Spektrum

Yerel ve uluslararası gündemi yakalamak için bir başucu kaynağı; her hafta seçim dosyaları, kamuoyu araştırmaları, analizler ve Son Düzlük podcastle yayında!

YAZARLAR

Spektrum

Yerel ve uluslararası gündemi yakalamak için bir başucu kaynağı; her hafta seçim dosyaları, kamuoyu araştırmaları, analizler ve Son Düzlük podcastle yayında!

İLGİLİ BAŞLIKLAR

AK Parti

Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı

Cumhur İttifakı

Milliyetçi Hareket Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi

demokrasi

Doğrudan demokrasi

ekolojik toplum

+7 more

İLGİLİ OKUMALAR

0%

;