aposto-logo
TR
TREN
TÜRKİYE
ABD
RUSYA
KUŞBAKIŞI | TÜRKİYE
KUŞBAKIŞI | DÜNYA
Başka neler okuduk?

📸 Sabıka fotoğrafı, ölüm senaryoları, yol haritası

Merhaba. Geçtiğimiz haftadan bu yana öne çıkan konular Donald Trump'ın teslim olması, Wagner lideri Prigojin'in ölümü ve İYİ Parti lideri Akşener'in açıklamaları oldu.

Fotoğraf: Jon Cherry/The New York Times

Herkese merhaba. Bugün 29 Ağustos Salı. Geçtiğimiz hafta özellikle dünya siyasetinin yoğun geçtiği bir haftaydı. 

  • Bir ABD Başkanı ilk kez sabıka fotoğrafı çektirdi. 
  • Wagner lideri Prigojin'in ölümünün ardından senaroylar yazıldı.
  • Akşener'in yeni yol haritası değerlendirildi. 

Haftanın siyasi gelişmeleri, gelişmelerin değerlendirmeleri ve okuma ile izleme önerileri de bültende yer alıyor. 

İyi okumalar. 

-İlkim Emirler

Spektrum

Spektrum

Yerel ve uluslararası gündemi yakalamak için bir başucu kaynağı; her hafta seçim dosyaları, kamuoyu araştırmaları, analizler ve Son Düzlük podcastle yayında!

TÜRKİYE

Akşener'in yeni yol haritası

İYİ Parti lideri Akşener, 26 Ağustos'ta yaptığı açıklamada önce genel seçim için özür diledi; ardından partileri yerel seçimlere ayrı girmeye davet etti. Akşener'in konuşması siyasette tartışma yarattı.

İYİ Parti lideri Meral Akşener, 26 Ağustos'ta yaptığı açıklamada partisinin ve kendisinin yeni yol haritasını açıkladı. Akşener, Cumartesi günü Afyon Kocatepe’de düzenlediği mitingde 2023 Genel Seçimleri'nin ardından muhalefetin yenilgisi, gündeme gelen tartışmalar ve 2024'te yapılacak yerel seçimlerle ilgili açıklamalarda bulundu. Akşener, konuşmasına "yenilgiye engel olamadıklarını" belirtip özür dileyerek başladı.

Konuşmasına "Yeni bir yola çıkmak için buradayız" diye Akşener, seçimlerin üzerinden geçen 90 günde parti olarak muhasebe yaptıklarını, bunun sonuçları paylaşacağını söyledi.

"Sadece iktidar mensuplarıyla değil, biz bu seçimin kaybedilmesi için çalışanlarla da mücadele ettik" diyen Akşener ayrıca "Kendisine kariyer kovalayanlar için harcayacak mesailerimiz yok" ifadelerini kullandı. Akşener ayrıca “Ben seçimleri kazanmak, Türkiye'yi düze çıkarmak için iktidarı sandıkta yenmenin yeterli olacağını düşündüm. Asıl sorunun kendi saflarımızda olduğunu göremedim.” diye konuştu.

  • Perspektif: Akşener'in bu ifadelerinin ittifak ortağı olan CHP’nin lideri Kılıçdaroğlu’na yönelik olduğu değerlendirildi.
  • Sitem: Akşener ayrıca yine isim vermeyerek "İki arkadaşımızın yolunu açmak için elimden gelen her şeyi yaptım. Onların yolunu kapatanlara engel olamadım. Keşke herkes bizler kadar fedakar, yürekli olabilseydi. Maalesef olamadılar. Onlar adına da özür diliyorum." dedi. Bu sözlerin de Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'a yönelik olduğu değerlendirildi.

İYİ Parti lideri ayrıca "Ben seçimleri kazanmak, Türkiye'yi düze çıkarmak için iktidarı sandıkta yenmenin yeterli olacağını düşündüm. Asıl sorunun kendi saflarımızda olduğunu göremedim. Yüce Türk milletinden ve sizlerden özür diliyorum." diye konuştu. 

İttifak sisteminin Türkiye'ye zarar verdiğini ve partilerin kendilerine ait siyaset alanlarını gittikçe daralttığını ifade eden Akşener'in konuşmasındaki öne çıkan kısımlardan biri de, "Yerel seçim, genel seçim değildir. Önümüzdeki yerel seçimlerde kendi kadrolarımızla, milletimizin huzuruna çıkacağız ve göreve talip olacağız." ifadeleriydi. Tüm siyasi partilere seslenen Akşener "Gelin her birimiz ayrı ayrı seçimlere girelim" çağrısında bulundu ve "Biz varız" dedi. 

BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Akşener, yerel seçimlere ilişkin soruya "Her yerde tek başına girecekmişiz gibi çalışma yapıyoruz" cevabını verdi. Akşener, yerelde bazı yerlerde anlaşmalar olabileceğini ancak ittifak sisteminde olduğu gibi partilerin bir araya gelip ortak aday belirlemesi gibi bir durum olmayacağını söyledi.

Siyasiler ne dedi? 

İYİ Parti lideri Akşener'in açıklamalarına siyasilerden cevap gecikmedi. Akşener'in konuşmasının büyük bölümü muhalefete yönelikti; ancak ittifakların bozularak her partinin seçimlere ayrı girmesi teklifi tüm partilerde yankı buldu. 

MHP lideri Devlet Bahçeli, teklifi "Ayrı ayrı seçime girme çağrısının bizim nazarımızda ciddiye alınacak bir tarafı yoktur. Seçime ayrı girmek isteyenlerin elinden tutan, önüne geçen de yoktur" ifadeleriyle açık şekilde reddetti. 

Akşener’in açıklamalarına ilişkin BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem ise “Günün sonunda muhalefetin bu seçimi bir rövanş olarak görüp, kazanması lazım. Bugüne kadarki ittifak denklemlerinden bağımsız, farklı bir formül arayışı ortaya çıkar, o da konuşulur” değerlendirmesinde bulundu. 

Ya analizler? 

Akşener'in konuşması, yorumcular, gazeteciler ve siyasal iletişim uzmanları tarafından da uzun süre konuşuldu

Cumhuriyet'te yer alan habere göre, İYİ Partili kurmaylar, Akşener’in konuşmaya AK Parti iktidarına sert eleştiriler yönelterek başlamasıyla İYİ Parti’ye yönelik "Cumhur İttifakı’nda yer alacaklar, AK Parti ile işbirliği yapacaklar" iddialarına yanıt verildiğini söyledi. Öte yandan, kurmaylar Ankara’da Yavaş ve İstanbul’da İmamoğlu’nun CHP’den aday gösterilmesi durumunda İYİ Parti’den destek bulamayabileceğini söylüyor.

"Doğru söylem ve politikalarla muhalefet arasında, yenilgiden zafer çıkartan tek lider ve parti olarak kendilerini gösterdi." diyen Orhan Bursalı, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: 

"Yerel seçimlerde işbirliğine kapıyı kapatmadı. Cumhurbaşkanlığına bile aday olarak gördüğü İmamoğlu ve Yavaş’ın yeniden adaylıklarını desteklemesi beklenir. Zaten bu iki adayın kazanmasında da kendi rolünü vurguladı. Fakat salt bu destekle kalınsaydı, seçimler kazanılmayabilirdi. Fakat bazı büyükşehirler de dahil, kazanma potansiyeli olan ilçelerde de destek isteyecektir. İYİ Parti’yi yerel seçimlerde daha çok öne çıkartacağı açık."

Miyase İlknur ise İYİ Parti liderinin konuşmasını "Konuşmasında yerel seçimlerde ittifak konusuna da değinen Akşener, kapıları tümüyle kapatmadı ama tümüyle açtığı da söylenemez. Sıraladığı şartlara bağlı olarak “Aralık bıraktı” denebilir." ifadeleriyle değerlendirerek devamında şunları söyledi: 

"Akşener konuşmasında “Anayasamızın, ilk 4 maddesiyle sorunu olanlara, ‘hayır’ diyoruz” derken Deva Partisi’ni, “Terörle ve bölücü unsurlarla ilişkisi olanlara, ‘hayır’ diyoruz” sözleriyle YSP’yi, “Otoriterliğe alıştıranlara, toplumsal öfke üzerinden siyaset dayatanlara, milletimizi yenilgi yenilgi büyüyen, küçük zaferlerle oyalamaya çalışanlara, ‘hayır’ diyoruz” sözleriyle de Zafer Partisi’ne kapıları tümüyle kapattı. CHP’ye ise “Terörün gölgesinde, ne gizli ne açık işbirlikleri hayal edenlere, ‘hayır’ diyoruz” sözleriyle de uyarı niteliğinde sarı kart gösterdi."

Editörün notu: Uzun süredir sessizliğini koruyan Meral Akşener’in bu konuşması, tabanının yanı sıra muhalif seçmenin de yönelttiği eleştirileri kapsıyor. Özellikle CHP lideri Kılıçdaroğlu’na yönelik tepkisi olan seçmenin Akşener’in siyasi tavrını yerinde bulması olası. İmamoğlu ve Yavaş'a yönelik eleştiriler de değerlendirildiğinde Akşener'in son 90 günde halkın eleştirilerini doğru şekilde gözlemlediği söylenebilir. 

Ancak genel seçimlerden 10 ay sonra yeniden sandığa gidecek vatandaşların son dönemdeki apolitik tavrı, sert çıkışlardan negatif de etkilenebilir. Bu kapsamda Akşener'in "yerel seçimler, genel seçim değildir" ifadesi önem taşıyor. 2024 yılında gerekleşecek seçimlerden önce halk, görece daha sakin bir seçim çalışması geçmesini talep ediyor. Partilerin de buna yönelik hazırlanması Türkiye'deki siyasi atmosferin gerilimden uzak kalması bu seçimde ana unsurlardan biri olacak gibi görünüyor. 

Birçok yorumcu, Akşener'in CHP ile ipleri kopardığını değerlendirse de Akşener henüz tamamen koparmış gibi görünmüyor. İYİ Parti liderinin iplerden ziyade CHP'nin siyasi tavrı konusunda "sınırlarını belirlemesi" talebinin bulunduğunu söylemek daha doğru. Üstü kapalı şekilde geniş bir siyasi spektrumda ittifak yaratan CHP'nin bu tavrını eleştiren Akşener, ittifak ortağının siyasi tavrını şekillendirmek istiyor. 

Hikâyeyi paylaşmak için:
ABD

Donald Trump: Sabıka fotoğrafı çekilen ilk ABD Başkanı

Eski ABD Başkanı Donald Trump, Georgia'daki dava öncesi cezaevine teslim oldu ve ülke tarihinde ilk defa bir eski başkanın sabıka kaydı için fotoğrafı çekildi.

Eski ABD Başkanı Donald Trump, perşembe günü Georgia'daki dava öncesi cezaevine teslim oldu. Trump'ın cezaevine girmeden çekilen sabıka fotoğrafı basınla paylaşıldı. 200 bin lira kefaretle serbest bırakılan eski ABD Başkanı, sabıka fotoğrafı çekilen ilk ABD Başkanı olarak da tarihe geçti. 

  • Neden? Trump, 2020'deki başkanlık seçimlerinde Georgia eyaletindeki seçim sonuçlarına müdahale etmekle suçlanıyor. Trump'ın kaybettiği Georgia'da seçimleri iptal etmeye çalıştığı, buradaki seçimleri kazanmak için seçim yetkilisine rüşvet verilmesini talep ettiği, kazanmasına yetecek kadar oy bulunması için yalvardığı, yaklaşık 100 sayfalık iddianamede yer alıyor. Trump, avukatları ve yardımcılarının "suç örgütü" olarak tanımlandığı iddianamede Trump ile birlikte 18 kişiye suçlama yöneltiliyor. 
  • Ayrıca: İddianamenin savcısı Fani Willis, sanıkların 25 Ağustos günü öğlene kadar gönüllü olarak teslim olmalarına izin verileceğini, 6 ay içinde bir duruşma tarihi talep edeceğini bildirmişti. Trump bu kapsamda Perşembe günü teslim oldu. 

Tepkiler ne oldu? 

BBC, Trump'ın teslim olması ve sabıka fotoğrafı çektirmesinin ardından mikrofonunu ABD vatandaşlarına uzattı. Kimi Trump destekçisi kimi ise muhalifi olan vatandaşlar şu değerlendirmeleri yaptı: 

Sıkı bir Trump destekçisi olan, 2016 ve 2020'de Trump'a oy veren ve 2024'te de vereceğini söyleyen Crystal Myers-Barber, "Gülebileceğini düşünmüştüm, ama hayır. Bu fotoğrafın ve sürecin oylarını yükselteceğini ve karşı ateş imkanı tanıyacağını düşünüyorum" diyor.

27 yaşındaki Demokrat Isaiah Reeves ise bu sürecin düşündüğü kadar eğlenceli ve komik geçmediğini belirterek "Yine de bu suçlamaların bir karşılık bulacağına veya önemli bir noktaya gideceğine inanmıyorum." ifadelerini kullanıyor.  

22 yaşındaki Cumhuriyetçi Luke Gordon ise 2020 yılında Trump'a oy verdiğini, 2024 yılında ise başka bir Cumhuryetçi adaya oy vermek istediğini belirtiyor ve süreci "Trump dünyanın en fotojenik insanı. Sabıka fotoğrafı kesinlikle gereksiz; ancak Trump bu fotoğrafı kampanyasında kullanacak ve bağış toplayacak, çünkü politikacılar arasında eşit standartlar bulunmadığını savunan birçok kişi bu kampanyayı destekleyecek" yorumunda bulunuyor. 

Vatandaşların değerlendirmeleri ne kadar doğru? Beraber bakalım.

Trump ne mi dedi? 

Tıpkı Gordon'un tahmin ettiği gibi, sabıka fotoğrafının altında bağış yapılacak internet istesini paylaştı.

"Peki Trump, ABD'nin Deli Kral George'u mu?" 

Belki de. Newsweek'te aynı başlıkla bir yazı kaleme alan James J. Sample, Trump'ın başkan olduğu dönemlerde Adalet Bakanlığı'nı düşmanlarına ceza, dostlarına ödül veren bir kurum gibi kullandığını; şimdi ise hakkında açılan davaları "cadı avı" olarak nitelendirdiğini hatırlatarak Deli Kral George gibi "hukukun sadece kendisine hizmet etmesini istediğini" ifade ediyor

"Crystal Myers-Barber'ın tahmini doğru mu?" derseniz, bu soruya ilişkin Politico dergisinin ve Ipsos araştırmanın da bir anketi bulunuyor. Aynı Myers-Barber gibi Donald Trump da söz konusu davaların kendisine oy kazandıracağını, anketlerde oy oranlarının yükseldiğini söylüyor. Politico ve Ipsos da Trump'ın bu söyleminin doğru olup olmadığını değerlendirmek için yaptıkları araştırmada sonucun pek de Trump'ın anlattığı gibi olmadığını söylüyor. 

Ankete göre; ABD'li vatandaşların büyük kısmının Trump'ın 2024 seçimlerinden önce yargılanması gerektiğini savunuyor. Ayrıca yapılan araştırmaya göre katılımcıların %51'i Trump'ın açılan davalarda suçlu olduğunu düşünüyor. 

Trump'ın 2020'deki başkanlık seçimlerinde iddia edilen suçları işlediğine inanıyor musunuz? Sorusuna katılımcıların %51'i evet, %26'sı hayır cevabını verdi. 

Anketin önemli sorularından biri de "Trump suçlamalardan hüküm giyse, bu 2024'teki başkanlık seçimlerinde kendisini desteklemenizi etkiler mi?" idi. Ankete katılanların büyük çoğunluğu (%44'ü) bunun kararlarını etkilemeyeceğini söyledi. %32'si ise mahkûmiyet kararının kendilerinin Trump'ı destekleme olasılığını azaltacağını söyledi. "Artırır" diyenler ise %13'te kaldı. 

Bu şartlar altında Trump'ın mahkumiyet kararı gelmemesini temenni etmesi doğru olacak gibi görünüyor. Bu da Isaiah Reeves'in değerlendirmesini gündeme getiriyor. Tabii Reeves'in haklılığı veya haksızlığını belirlememiz için zaman gerekiyor. 

Hikâyeyi paylaşmak için:
RUSYA

Ecel mi, suikast mi, senaryo mu?

Wagner lideri Prigojin'in bulunduğu bildirilen uçak düştü. Prigojin'in hayatını kaybettiği aktarıldı. Ya komplo teorileri?

Rusya sivil havacılık yetkilileri, Kremlin'e karşı ayaklanan paralı asker grubu Wagner'in lideri Yevgeni Prigojin'in içinde bulunduğu özel uçağın Moskova'dan Saint Petersburg'a uçarken düştüğünü açıkladı. Rusya yetkilileri, Prigojin'in düşen uçakta hayatını kaybettiğini değerlendirdiklerini bildirdi; geçtiğimiz gün yaptıkları açıklamada da düşen jette ölenler arasında bulunduğunun genetik testle doğrulandığını açıkladı. Perşembe günü Prigojin için bir anma töreni de düzenlendi.

ABD Başkanı Joe Biden, "Ne olduğunu tam olarak bilmiyorum ama şaşırmadım" dedi. Fransa Hükümet Sözcüsü Olivier Veran, "Bu kazanın koşullarını henüz bilmiyoruz. Bazı makul şüphelerimiz olabilir" diye konuştu

Söz konusu, Rusya, Putin ve ölen bir düşman olunca da teoriler havada uçuştu. Kazaya ilişkin inceleme başlatılırken bir yandan ölümün kaza değil, suikast olduğunu savunanlar diğer yanda ise bunun bir senaryo olduğunu ifade edenler oldu. Neden? Tahmin etmek zor değil; Teorileri inceleyelim; 

Suikast?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in "düşmanları" pek sevmediği malum. Hoş, kim sever; ancak Putin, yaşamalarından da pek hoşlanmıyor. Hâl böyle olunca kendisine muhalefet eden veya iktidarını tehlikeye sokan herhangi bir figür olduğunda büyük bir tesadüfle bu kişilerin de ya canına kast ediliyor ya da bir kazaya kurban gidiyor

Bunca tesadüfün ardından, "Prigojin'in de ölümü bir suikast olabilir mi?" sorusunu akıllara getirdi. 

Prigojin'in yaşamını yitirdiği değerlendirilen uçakta üst düzey Wagner komutanı Dmitri Utkin'in de bulunduğu bildirildi. Jetteki 3'ü mürettebat 10 kişinin tamamının hayatını kaybettiği duyuruldu. 

Wagner bağlantılı Telegram kanalı Gray Zone, Prigojin'in"Rusya'ya ihanet edenler tarafından öldürüldüğünü" savundu. Kanal, Prigojin'in uçağının Rus hava savunma sistemi tarafından düşürüldüğünü iddia etti.

Uçağa karadan havaya bir füzenin çarpmış olabileceği bildirildi, ancak ABD Savunma Bakanlığı bunun kullanıldığına dair hiçbir belirti olmadığını söyledi. ABD'li bir yetkili, CBS'ye, uçaktaki patlamanın daha olası bir neden olduğunu ve bir bombanın patlamasının da mümkün olduğunu söyledi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in düşmanlarından bir diğeri, hapiste olan Aleksey Navalni de kazadan Putin'i sorumlu tuttu. "Öldürme emrini Putin verdi" diyen Navalni, Putin'in Prigojin'in Rusya halkının gözündeki popülaritesini kıskandığını söyledi. 

Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov ise Rusya'ya yönelik tüm iddiaları yalanladı. Uçaktaki yolcuların ölümüne ilişkin birçok spekülasyon yapıldığını söyleyen Peskov, "iddiaların tamamen yalan" olduğunu dile getirdi. 

Suikast olması hâlinde bunu düzenleyecek tek kişinin Putin olmadığı da ortada. Prigojin'in bir diğer düşmanı, eski dostunun düşmanı olan Ukrayna. Rusya'nın geçtiğimiz yıl Şubat ayında başlattığı Ukrayna işgalinde ülkesine destek veren Wagner grubunun lideri, Zelenski başta olmak üzere Ukrayna'nın tüm yöneticilerinin sık sık duydukları derin nefreti dile getirdikleri bir kişiydi. 

Bu nedenle Ukrayna'nın da bu suikastı tasarlayan özne olabilme ihtimali de değerlendirilen senaryolardan biri. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ise bu değerlendirmelere ilişkin açıklamasında "kazayla hiçbir ilgisi olmadığını, buna kimin karıştığını herkesin bildiğini" söyledi.

BBC kazaya ilişkin bilinenleri; 

  • Prigojin "muhtemelen" öldürüldü.
  • Kazaya "muhtemelen" bir patlama neden oldu.
  • Kazaya ilişkin suçlamalar devam ediyor.

diye sıralıyor.

Senaryo? 

Küçük bir grubun inandığı bu ihtimal ise; tüm kazanın düzenlenen bir senaryodan ibaret olduğu yönünde. Prigojin'in ve lideri olduğu Wagner'in Prigojin'in ölümünü tasarladığı ve Rusya'nın radarından çıkarmak için bu kurguyu yaptığı da değerlendirilen ihtimallerden biri. 

Bu iddiayı güçlendiren ise Prigojin'e ait ikinci bir uçağın kaza günü Moskova'ya ulaştığının açıklanması. Siyasi analist Yekaterina Schulmann konuya ilişkin değerlendirmesinde bu tezi "Yanmış bir uçak, eldeki birçok yedek pasaporttan biri olarak, sonsuza dek ortadan kaybolmak için uygun bir fırsat sağlar. Kemikler yok oldu, uzuvlar kül oldu" ifadelerini kullanıyor. 

Politico'da konuya ilişkin kaleme alınan bir yazıda Prigojin'in "Houdini tarzı bir hile ve aldatma ustası olduğu" bunun da bu teoriyi destekleyen bir etmen olduğu yer alıyor. 

Yukarıda bahsettiğimiz şekilde Prigojin'in öldüğünün genetik testle doğrulandığı açıklanmış olsa da söz konusu Rusya, isyanlar ve Yevgeni Prigojin olunca bu ihtimal hiçbir zaman silinmiyor. 

Ecel? 

Tüm bu ihtimaller arasında kazanın doğal yollarla meydana gelmesi ve Prigojin'in böylece hayatını kaybetmiş olması da ihtimallerden biri; ancak bu "normal" durum, en az ihtimal verilenlerden biri. Prigojin'in hikayesi, yapılan araştırmaların ardından ortaya çıkacak. 

Hikâyeyi paylaşmak için:
KUŞBAKIŞI | TÜRKİYE

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz hafta Macaristan'a bir günlük ziyarette bulundu. Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile bir araya gelen Erdoğan'ın dönüşünün ardından Türkiye ve Macaristan arasında doğalgaz anlaşması imzalandığı açıklandı.

• CHP Grup Başkanı Özgür Özel’in CHP Genel Başkanı adaylığı için bu hafta vizyon belgesini açıklayacağı, Eylül’ün ilk haftası ise adaylığını duyurcağı öne sürüldü. BBC Türkçe’den Ayşe Sayın'ın haberine göre; İBB Başkanı İmamoğlu’nun yeniden belediye başkan adayı olacağını açıklamasının ardından Özgür Özel de çalışmalara başladı.

HDP'nin 4. Olağanüstü Kongresi düzenlendi. Tek liste hâlinde yapılan seçimlerde Sultan Özcan ve Cahit Kırkazak, kayıtlı 904 delegenin yeterli çoğunluğunun oyunu alarak Eş Genel Başkanlıklara seçildi.

• Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ukrayna’yı ziyaretinde Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ile bir araya geldi Fidan görüşme sonrası açıklamasında Tahıl Koridoru anlaşmasının önemini vurguladı. 

KUŞBAKIŞI | DÜNYA

•  ABD, Danimarka ve Hollanda'nın elinde bulunan F-16 savaş uçaklarının, pilotların gerekli eğitimleri tamamlamasının hemen ardından Ukrayna'ya gönderilmesine onay verdi. Finlandiya'da Ukrayna'ya somut desteğini göstermek için F-16 hibe edileceğini bildirdi. 

 ABD, Birleşik Krallık ve Fransa, Birleşmiş Milletler Barış Gücü ile KKTC askerleri arasında yaşanan gerilimi, "saldırı" olarak nitelendirerek KKTC'yi kınadı. Yeşil Hat yakınlarında yapılan yol inşaatının izinsiz olduğu iddia edilmiş, bunun üzerine taraflar arasında gerilim çıkmıştı.

  • Okuma önerisi: KKTC ve BM Barış Gücü arasındaki gerilimi, nedenleri ve tarafların tepkilerini daha önce kaleme aldığımız hikayemizden okuyabilirsiniz.

• Nijer'deki askerî cunta, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) ile görüşmeyi kabul etti. Afrika Birliği ise Nijer'in tüm faaliyetlerini askıya aldı. Birlik, üyelerine cunta yönetimini meşrulaştıracak her türlü eylemden kaçınmaları gerektiğini bildirdi.

  • Ayrıca: Cunta yönetimi cuma günü Fransa Büyükelçisinin 48 saat içinde ülkeyi terk etmesi için ültimatom vermişti. Macron, büyükelçinin ülkeyi terk etmeyeceğini bildirdi. 

Rusya, Pasifik Okyanusu'nda Çin ile ortak düzenlediği üç haftalık deniz tatbikatını tamamladı. İki ülkenin savaş gemileri, Japonya'nın ve ABD’nin yakınlarında tatbikatı gerçekleştirdi.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un atadığı yeni Türkiye Büyükelçisi Isabelle Dumont bu hafta Ankara’daki görevine başlayacak.

"Parlacen" adıyla bilinen ve 6 üye ülkeden oluşan Orta Amerika Parlamentosu, yirmi yılı aşkın süredir daimi gözlemci olarak görev yapan Tayvan'ın sınır dışı edilmesi ve yerine Çin’in getirilmesi kararını aldı. Açıklamada, Tayvan'ın "Çin ana karasının bir eyaleti" olarak kabul edildiği ve bu nedenle bağımsız bir ülke olarak katılımının mümkün olmadığı belirtildi.

• Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, başkanı olduğu koalisyon hükümetinde aylardır devam eden anlaşmazlıkları çözeceğine söz verdi. 

  • Ne oluyor? Almanya’da “trafik lambası” olarak adlandırılan koalisyon hükümeti başta ekonomi ve sosyal yardımlar olmak üzere birçok konuda anlaşmazlık yaşıyor. Yaşanan bu anlaşmazlıklar, anketlerde koalisyonun oy oranının düştüğünü gösteriyor. 
  • Bir adım sonrası: Hükümet, 6,5 milyar avroluk kurumlar vergisi indirimine ve 2,4 milyar euroluk ek harcamaları içeren temel çocuk ödeneğine imza attı.

• Baltık ülkeleri Estonya, Letonya, Litvanya ve Polonya'nın içişleri bakanları bir araya geldi. Görüşmenin ardından Polonya İçişleri Bakanı Mariusz Kaminski, Rusya paralı asker grubu Wagner'in bir an evvel Belarus'u terk etmesini talep etti. Kaminski "İster Polonya ister Litvanya sınırında olsun, kritik bir olay olursa derhal misilleme yaparız. Yaptırım olarak şu ana kadar açık tutulan tüm sınır geçişleri kapatılır." dedi.

• Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, Dışişleri Bakanı Necla el-Menguş'u, İsrail’den mevkidaşı Eli Cohen ile görüşmesi nedeniyle açığa aldı.

• Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından başlayan savaşta bu zamana kadar yaklaşık yarım milyon insanın öldüğü değerlendiriliyor.

Başka neler okuduk?

Politico seçkisi: ABD'de haftanın karikatürleri 

New York Times'ın bir araştırması, ABD'de yeraltı su kaynaklarının aşırı kullanımdan dolayı tükendiğini ortaya koydu. Son 40 yılda, yenilenebilenden daha fazla kullanıldığı için alanların neredeyse yarısının önemli ölçüde azaldığı bildirildi. Araştırmanın detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Washington Post'tan bir "beyin koleksiyonu": Nicole Dungca ve Claire Healy'in özel haberi, 1900'lerde ABD'de Smithsonian Enstitüsü'nde toplanan beyin koleksiyonundan dönemdeki ırkçılığa ışık tutuyor. 

• John Schwarz'dan "60. yılında Martin Luther King Jr.'un 'hayali'nin ikinci bölümü: 'İş'"

"Beyaz üstüncülüğün yeniden hortladığı bir dönemde siyah haklarının elde edilişinin dönüm noktalarından birini selamlarken ABD toplumsal muhalefeti, kapitalizmin çoklu krizi koşullarında 1963 yürüyüşünün iktisadi kurtuluş hedefinin altını da kalın çizgilerle çizdi."

T24'te Fikret İlkiz yazdı

"Basın özgürlüğü, sokak istiyor…Gazetecilerini koruyan, hakkını koruyan insanları koruyan ahali aranıyor! Gazetecilerini, aydınlarını koruyan halkın varlığı, toplumsal bir özleme dönüşmüştür!"

 BirGün'de bir Timur Soykan haberi: Türkiye nasıl mafta üssü oldu?

Öncelikle şunu söyleyelim: Neden Türkiye’ye dünya mafyası akın ediyor? Birinci neden Türk vatandaşlığının korumasına kavuşmak istemeleri.  

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

Spektrum

Spektrum

Yerel ve uluslararası gündemi yakalamak için bir başucu kaynağı; her hafta seçim dosyaları, kamuoyu araştırmaları, analizler ve Son Düzlük podcastle yayında!

YAZARLAR

Spektrum

Yerel ve uluslararası gündemi yakalamak için bir başucu kaynağı; her hafta seçim dosyaları, kamuoyu araştırmaları, analizler ve Son Düzlük podcastle yayında!

İLGİLİ BAŞLIKLAR

İYİ Parti

Meral Akşener

2023 Genel Seçimleri

Türkiye

Ekrem İmamoğlu

Mansur Yavaş

BBC Türkçe

Donald Trump

+71 more

İLGİLİ OKUMALAR

0%

;