31 Mayıs sabahından herkese merhaba,
Yurt içinde Cuma günü duyurulması beklenen yeni kabineye ilişkin spekülasyonlar devam ederken, Mehmet Şimşek’in (bakan görevinde olmasa bile) yeni ekonomi yönetiminin başına geçeceği haberleri ağırlık kazanıyor.
Veri akışında nihai dış ticaret istatistikleri ve Türk-İş tarafından açıklanan açlık-yoksulluk sınırı en önemli maddelerdi.
Yurt dışında ise sakin bir haber akışı vardı.
Güne dair tüm detaylar bültenimizin yeni sayısında sizleri bekliyor.
Günlük ruh gıdası dozunuz: Summer Vibes
Keyifli okumalar!
EXANTE
Finans dünyasındaki tüm önemli gelişmeler ve makro-iktisadi meseleler, derinlemesine bir perspektif ve sebep-sonuç ilişkileriyle hafta içi her gün sabah 08.00'de gelen kutunda!
• USD/TRY kuru gün içerisinde %2'den fazla değerlenme ile 20,61 seviyesine ulaşarak rekor kırdı.
• Borsa İstanbul 100 endeksi günü %3,83 artışla 4,951 puandan kapattı. 91,2 milyar TL işlem hacmine ulaşılan günde en fazla artış gösteren endeks %9,16 ile BIST Bankacılık Endeksi (XBANK) oldu.
• Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) gün içinde 625 baz puana kadar geriledi. CDS, 23 Mayıs tarihinde 720 baz puana kadar yükselmişti.
💾 Cep bilgisi: Kredi temerrüt takasları ya da kredi risk primi (CDS), bir ülkeye veya şirkete verilen borcun ödenememe riskini sigortalamak için alınan sigorta poliçelerini ifade eder. Borcun ödenememe riski ne kadar artarsa CDS primi de o kadar yükselir.
• ABD'de Conference Board tüketici güven endeksi mayıs ayında 1,4 puan düşüşle 102,3 puana geriledi. Piyasa beklentisi, endeksin 99 puan seviyesine gerilemesi yönündeydi.
Yoksulluk sınırı 33.750 TL
Türk-İş dönemse öncü enflasyon çalışmasını yayımladı.

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) aylık bazda yayımladığı ve enflasyonun en önemli öncü verilerinden olan açlık-yoksulluk sınırı çalışmasının mayıs ayı verileriyle güncellenen setini yayımladı.
Sonuçlara göre, Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) aylık bazda %2,2 artışla 10.362TL’ye ulaştı. Göstergede, yıllık bazda artış oranı ise %72,2 seviyesinde bulunuyor. Veriyle birlikte net asgari ücret (8.507TL) ile açlık sınırı arasındaki makas 1.855 TL’ye ulaştı.
💉 Hatırlatma dozu: Nisan ayında aylık artış oranı %5,7; yıllık artış oranı ise %90,4 olarak gerçekleşmişti. TÜİK verilerine göre ise nisan ayında yıllık gıda enflasyonu %53,9 seviyesindeydi
Aynı dönemde gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı (yoksulluk sınırı) 33.750 TL’ye yükseldi. Çalışmaya göre, bekar bir çalışanın yaşama maliyeti ise 13.440TL olarak hesaplandı.
Çalışmada ayrıca, TÜİK tarafından açıklanan gelir dağılımı istatistiklerine de atıfta bulunularak, enflasyonist ortamın gelir adaletsizliği sorununu genişlettiği vurgusu yapılıyor.
Geçtiğimiz günlerde TÜİK tarafından açıklanan verilere göre, 2021 yılı için eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50'si esas alınarak belirlenen yüzde 14,4 seviyesindeki yoksulluk oranı, 12 milyon insanın ciddi finansal sıkıntıyla karşı karşıya olduğunu göstermektedir... 0-1 arasında değişen bir katsayı olan Gini Katsayısı sıfıra ne kadar yakınsa gelir dağılımı o kadar düzgün (adil), bire ne kadar yakınsa gelir dağılımı o kadar bozuk (adaletsiz) demektir. 2021 yılında Gini Katsayısı 0,41’e çıkmıştır. Bu sayı 2020’de 0,40 ve 2018’de 0,39 idi. OECD ülkeleri içinde Meksika ve Kosta-Rika’dan sonraki en yüksek katsayı Türkiye’de bulunmaktadır. Diğer bir ifadeyle gelir dağılımı dengesizdir ve adil değildir. Enflasyonun yükseldiği ortamlarda genel olarak ücretlilerin durumu da bozulduğu için gelir dağılımının bozulması olağandır. 2022 ve 2023 verileri yayınlandığında ulusal gelirin dağılımında çok daha adaletsiz koşulların varlığı gün yüzüne çıkacaktır.
Para politikasına dair mesajlar
Ueda ve de Cos para politikalarına dair açıklamalarda bulundu

ABD’den gelen son verilerin ardından Fed’in 14 Haziran tarihinde 25 baz puanlık ilave bir sıkılaştırma yapma eğilimine dair fiyatlamalar güçleniyor. FedWatch’un verilerine göre, Fed’in 15 gün sonra 25 baz puan artırıma gitme ihtimali %62 olarak fiyatlanıyor. Bu oran, iki hafta boyunca gelecek açıklamalar ve açıklanan verilerle değişecek olsa da önemli bir gösterge olarak kabul edilmeli.
Avrupa Merkez Bankası Yönetim Konseyi üyesi ve İspanya Merkez Bankası Başkanı Pablo Hernandez de Cos ise parasal sıkılaşma sürecinde sona yaklaştıklarını ancak inatçı enflasyon trendinin kırılması için halen kat etmeleri gereken bir miktar yol olduğunu söyledi. Bölgede öncü manşet enflasyon verisi Perşembe günü açıklanacak. Yıllık manşet enflasyonun veriyle birlikte %7,0’den %6,3’e gerilemesi bekleniyor.
Avrupa Merkez Bankası Yönetim Konseyi üyesi ve Litvanya Merkez Bankası Başkanı Gediminas Simkus, kurumun yaz aylarını son bir faiz artırımı ile geçirmeyeceğini düşündüğünü ifade ederek haziran ve temmuz aylarında 25’er baz puanlık faiz artırımları beklediğini söyledi.
Japonya Merkez Bankası Başkanı Kauzo Ueda, para politikasında yön değişiminin kısa vadede gerçekleşmeyeceğini teyit etti. Uzun vadeli %2’lik enflasyon hedefine erişebilmek adına, mevcut ultra-gevşek para politikası setini sabırla uygulamaya devam edeceklerini ifade eden başkan, enflasyonun ilerleyen dönemde hızlı bir şekilde %2’nin altına düşmesini beklediklerini söyledi. Ülkede, başkan değişiminin ardından artan beklentiler bu açıklamayla birlikte önemli ölçüde azaldı.
Rusya Merkez Bankası, %4’lük 2024 yılı manşet enflasyon hedefine ulaşabilmek adına daha sıkı bir parasal duruş benimsemeleri gerebileceğini açıkladı.
Zorlu Holding için işin geleceği sürdürülebilirlik
Zorlu Grubu tüm faaliyetlerini Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı (SKA) rehber alan Akıllı Hayat 2030 sürdürülebilirlik stratejisi doğrultusunda eşit, kapsayıcı, adil ve akıllı bir gelecek için benimsediği “sorumlu yatırım holdingi” anlayışıyla yürütüyor. Bu kapsamda, insan odaklı ekosistemler yaklaşımıyla paydaş önceliklerini gözetiyor; çalışan memnuniyeti, işin geleceği, kapsayıcı değer zinciri ve toplumsal yatırım alanlarında ortak değer yaratıyor. Yenileyici iş modelleriyle toplumsal ihtiyaçları doğayla uyum içinde sürdürülebilir sistemler kurarak karşılamak için çalışıyor; iklim krizi ve döngüsel ekonomi alanlarında ekosistemi dönüştürmeyi hedefliyor. Çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) alanlarındaki performansını her geçen gün daha da iyileştirmek için çalışıyor.
Zorlu Grubu daha yaşanabilir bir dünya için belirlediği Akıllı Hayat 2030 hedefleri kapsamında hayata geçirdiği sürdürülebilirlik odaklı projelerden örnekleri bir video serisi haline getirdi. Paylaştıkları hikayelerin, şirket paydaşları, toplum ve çevre için daha fazla değer yaratmanın yolunu açarak her canlı için daha iyi bir gelecek ve daha yaşanabilir bir dünya hayaline katkı sağlayacağına inanıyor.
Zorlu Grubu’nun sürdürülebilirlik yolculuğunda hayata geçirdiği iyi uygulamaları görmek için Akıllı Hayat Blog’da yer alan Bizden Hikayeleri bu bağlantıdan ziyaret edebilirsiniz.
Gözler yeni kabinede: Ekonominin patronu kim olacak?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin ardından gözler kurulacak yeni kabineye çevrildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin ardından gözler kurulacak yeni kabineye çevrildi. Kabinenin bu hafta cuma günü ya da 6 Haziran Salı gününde açıklanması bekleniyor. Piyasa çevrelerinde yeni kabineye ilişkin en çok merak edilen konu ise Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğuna kimin oturacağı.
Bakanlık koltuğuna oturması beklenen potansiyel isimlerle ilgili görüşmeler ve müzakereler sürüyor. Reuters, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Maliye eski Bakanı Mehmet Şimşek ile bir görüşme gerçekleştirdiğini haberleştirdi. Sözcü gazetesi tarafından yapılan habere göre ise Erdoğan, Hazine ve Maliye Bakanlığı için bakanlık tecrübesi bulunan Lütfi Elvan ve Cevdet Yılmaz gibi isimleri değerlendiriyor.
Oksijen gazetesi ise Mehmet Şimşek ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki görüşmenin olumlu geçtiğini ve Şimşek’in Erdoğan’dan iki kilit talebinin olduğunu haberleştirdi. Bu iki talebin kilit ekonomik birimlere atama yetkisini de içeren geniş kapsamlı bir sorumluluk ve ortodoks politikalara dönüş olduğu iddia edildi.
👉 Öte yandan: Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün TOBB Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmasında, "Vatandaşımızı enflasyona ezdirmeme politikamıza sıkı sıkıya bağlıyız. Enflasyonu tek haneye düşüren yine biz olacağız." ifadelerini kullandı. Önümüzdeki dönemde ülkenin karşılaştığı sorunlara ortak akılla çözüm aranacağını söyleyen Erdoğan, iş dünyasının beklentilerinin de farkında olduğununu belirtti.
Asgari ücret
Yeni kabinenin yanı sıra en çok merak edilen konulardan biri de temmuz ayında asgari ücrete yapılması planlanan ara zam. Bu konuda da birtakım beklentiler ve öngörüler mevcut.
Sabah gazetesi tarafından yapılan habere göre asgari ücrete yapılacak zamda 500 dolar kritik bir alt sınır olarak belirlenecek ve görüşmeler bu sınıra göre yürütülecek.
Yine aynı kaynağa göre asgari ücret zammında %30 ve %35 olmak üzere iki ayrı senaryo öne çıkıyor. Zammın %30 olarak uygulanması durumunda brüt asgari ücret 13 bin 010, net asgari ücret ise 11 bin 058 TL, zammın %35 olarak uygulanması durumundaysa brüt asgari ücret 13 bin 500, net asgari ücret ise 11 bin 475 TL olacak.
KKM
Paramedya’nın bankacılık kaynaklarından edindiği bilgilere göre TCMB, bankalara getirdiği %60 liralaşma hedefini %50’ye düşürmeye hazırlanıyor. Uygulamanın, son dönemde olağanın üstünde artış gösteren mevduat ve KKM faizlerini azaltması bekleniyor.
👉 Öte yandan: Ekonomim.com’a konuşan bankacılık kaynakları, bankaların hazineden sorumlu genel müdür yardımcılarının TCMB Başkan Yardımcısı Taha Çakmak ile bir araya geldiğini aktardı. Görüşmeden önce konuşan bir kaynak, "Genel değerlendirme olacak, kur korumalı mevduat hesaplarının da konuşulması bekleniyor." ifadelerini kullandı.
Dış ticaret açığı genişliyor
TÜİK, nisan ayına ilişkin dış ticaret istatistiklerini yayımladı

Ticaret Bakanlığı tarafından açıklanan öncü verilere paralel gelen verilere göre, dış ticaret açığı aylık bazda %42,1 oranında artarak 8,7 milyar USD oldu.
Manşet veri
Veri setine göre, nisan ayında ihracat %17,1 düşüşle 19,3 milyar USD; ithalat ise %4,8 düşüşle 28,1 milyar USD olarak gerçekleşti. Böylelikle aylık dış ticaret açığı aylık bazda %42,1 oranında artarak 6,2 milyar USD’den 8,7 milyar USD’ye yükseldi.
Enerji ve altın hariç dengede de negatif seyrin devam ettiği görülüyor. Nisan ayında çekirdek ihracattaki azalış oranı %17,2 oldu ve toplam hacim 21,8 milyar USD’den 18,1 milyar USD’ye geriledi. Enerji kaleminin esas etkisinin görüldüğü ithalatta ise hacmin %3,0 artışla 21,1 milyar USD’den 21,7 milyar USD’ye çıktığı görülüyor. Böylelikle enerji ve altın hariç dış ticaret açığı da 3,8 milyar USD olarak gerçekleşmiş durumda. Çekirdek dengedeki açık serisi böylelikle 12. ayına taşınmış oldu.
Nisan ayında ihracatın ithalatı karşılama oranı %68,9 olarak gerçekleşti. Bu değer, önceki yılın aynı ayında %79,1 seviyesinde bulunuyordu. Enerji ve altın hariç karşılama oranı ise %82,6 seviyesinde bulunuyor.
Nisan ayı verisinin gelmesiyle birlikte, yılın ilk dört ayındaki dış ticaret açığının 43,4 milyar USD’ye ulaştığı görülüyor. Söz konusu açık, 2022’nin aynı döneminde 32,7; 2021’in aynı döneminde ise 14,2 milyar USD seviyesindeydi. Bu dönemde, ihracat yıllık bazda %3,0 oranında azalarak 80,9 milyar USD’ye gerilediği, ithalatın ise %7,1 oranında artarak 124,3 milyar USD’ye ulaştığı görülüyor.
Yılın ilk dört ayında ihracatın ithalatı karşılama oranı %65,1 olurken, söz konusu oran, önceki yılın aynı döneminde %71,8 olarak gerçekleşmişti.
Kaynak: TÜİK
Veri setine 12 aylık toplamlar bazında baktığımızda da manzarada önemli bir değişim göze çarpmıyor. Nisan verisi ile birlikte 12 aylık toplam ihracatımız yıllık bazda %4,9 oranında artarak 251,7 milyar USD olurken, toplam ithalatımız %22,1 oranında artarak 371,9 milyar USD’ye ulaştı. Bu dönemde dış ticaret açığı ise %85,8 oranında artarak 120,3 milyar USD oldu. Bu değer yeni bir rekor olarak kayda geçti. 12 aylık dış ticaret açığı Nisan 2022’de 64,7; Nisan 2021’de ise 46,4 milyar USD olarak gerçekleşmişti.
12 aylık toplama göre enerji ve altın hariç dış ticaret açığının da 46,6 milyar USD olarak gerçekleşti. Bu değer, önceki yılın nisan ayında ölçülen 12 aylık çekirdek açığın 12 katından fazla. 2022 Nisan ayında söz konusu açık 3,9 milyar USD seviyesindeydi.
Yine 12 aylık verilere bakıldığında ihracatın ithalatı karşılama oranı %67,7 olarak gerçekleşti. Endeks, beş aydır %70’in altında seyrediyor ve mevcut değer tarihi ortalamaların çok altında kalmayı sürdürüyor. Kümülatif karşılama oranı geçtiğimiz yılın aynı ayında %78,8; 2021’de ise %80,1 olarak gerçekleşmişti.
Sektör ve ürün kırılımı
Nisan ayına ilişkin sektörel detaylara bakıldığında genel trendde bir değişim yaşanmadığı görülüyor. İhracat hacmi içinde imalat sanayiinin payı %94,8 olurken, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı %3,6 olarak gerçekleşti. İthalat tarafında ise ara mal ithalatının payının %73,2 olduğu görülüyor. Aylık ithalat hacmi içinde tüketim mallarının payı ise %12,9 olarak gerçekleşmiş durumda.
İhracat pastası içinde yüksek teknolojili ürün ihracatındaki büyüme ivmesinin devam ettiği görülüyor. Katma değeri yüksek olan bu grubun hacminin artırılması da mevcut politika setinin en önemli unsurları arasında yer alıyor. Yüksek teknolojili ürün ihracatında aylık %9,5 gibi sert bir daralma olsa dahi, yılın ilk dört ayındaki hacim artışının %17,6 olduğu görülüyor.
Kaynak: TÜİK
Ülke kırılımı
Ülke kırılımında da önemli bir değişim söz konusu değil. Nisan ayında yapılan toplam ithalat içinde Rusya %14,9’luk payıyla liderliğini koruyor. Rusya’yı %13,2’lik payıyla Çin takip ediyor. Toplam ithalat hacmi içinde ilk beş sıradaki ülkelerin toplam payı ise %43,9. Bu değer, yılın ilk dört ayında %43,8 olarak gerçekleşti.
İhracat tarafında ise liderlik %8,2’lik pay ile Almanya’da bulunuyor. Almanya’yı %6,0 ile Amerika Birleşik Devletleri takip ediyor. Toplam ihracat hacmi içinde ilk beş sıradaki ülkelerin toplam payı %29,1. Bu değer, yılın ilk dört ayında %29,5 olarak gerçekleşti.
Sonuç olarak
Dış ticaret tarafında, hedeflenen manzaranın uzağındaki gerçekleşmelerin devam ettiği görülüyor. Açığın bu denli hızlı ve kalıcı bir şekilde değişmesi, ödemeler dengesi üzerindeki üzerindeki baskıyı güçlendiriyor. Yaz aylarının gelmesi ile birlikte turizm gelirlerinin ödemeler dengesini desteklemesi ise bu bazın önemini azaltmıyor.
Bunun yanında, çekirdek dengenin de 12 aydır negatifte olması oldukça önemli. Diğer bir ifadeyle, inatçı açığı sadece enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar ile açıklamak olası değil. İhracatçı meclislerinin de kur ve fiyat istikrarı vurgularıyla dile getirdikleri bu manzaranın tersine çevrilmesi makro görünüm üzerindeki risk fiyatlamalarının köpüğünü önemli ölçüde alacaktır. Bu sebeple bu alanda atılması gereken adımların önem derecesi yüksek olmayı koruyor.