aposto-logo
TR
TREN
HAFTANIN ANKARA'SI
GERİ SAYIM
OLAN BİTEN
BURAYA BAKARLAR
YOLLUK

Super Music Festival ile müziğin sesini artırıyoruz🎚️, Otto Türker şehirdeydi

Super Music Festival ve Oran Açık Hava Sahnesi etkinlikleriyle bu hafta da açık havadayız; Buraya Bakarlar'da sanatçı Otto Türker'in işleri var.

Ankara Havası

Ufaktan sezon öncesi ısınmalarına başlayacağımız, sıcak geçecek bir aydan herkese merhabalar!

Benim için çok kıymetli bir anı sizinle de paylaşmak istiyorum. Mutluluğun ne zaman nereden geleceği hiç belli olmuyor. Belki de basit ama hayatı güzelleştiren şeylerden biri de bu ihtimal. Coldplay, dünya üzerindeki en büyük prodüksiyonel şov olan Music Of The Spheresh'in 2024 Avrupa turunu duyurdu, duraklar arasında yine Türkiye yoktu ve biletler cuma sabah yerel saatte satışa başlayacaktı. Yıllardır gittiğim, gitmek istediğim büyük etkinlikleri tuttuğum bir ajandam ve en tepesinde kocaman, tik atılmayı bekleyen bir cümle: "Chris Martin ile buluş!" O sene bu sene mi deyip, 3 farklı ülkeden 4 farklı bilet satış kanalına üye oldum. Ertesi sabah alarmlarımı kurup bilgisayar başına geçtim, 2 buçuk saatlik uzun bekleyiş ve uğraşlar sonucunda biletimi alabildim! Bekle beni Chris Martin! 

Gelelim yeni haftaya. Kötü hava koşullarından ötürü ertelenen, şehrin en büyük müzik festivali Super Music Festival ve Oran Açık Hava Sahnesi etkinlikleriyle bu hafta da açık havadayız. Buraya Bakarlar'da sanatçı Otto Türker'in işlerine yakından bakıyoruz. Giderken ise yanınıza almanız için Yolluk önerileri sizi bekliyor.

Sanatla birlikte, eğlenceli tarafta kalmayı unutmayın!

Sevgiler
Ahmet Emre

  

Aposto Ankara

Aposto Ankara

Her pazartesi saat 12.00'de Ankara'dan özenle seçilmiş etkinlikler, haberler ve hikâyeler.

HAFTANIN ANKARA'SI

1. Kırmızı Çoraplı Adam: Evgeny Grinko

Piyano çalarkenki sigara içiş şekliyle ve özellikle Valse şarkısıyla akıllarda yer edinen ve 100'ün üzerinde verdiği Türkiye konseriyle yarı Türklüğünü tescilleyen Evgeny Grinko,  yeniden Ankaralı sevenleriyle buluşacak.

Tarih: 31 Temmuz | Yer: Oran Açık Hava Sahnesi

Ne kaçırırsınız?: Evgeny'nin melankolisiyle açık havada yaşanacak sendromsuz bir pazartesi akşamını.

Not düşün: Etkinlik biletleri için, buradan.


2. Dalya Zamanı: Bütün Çılgınlar Sever Beni

Stefan Tsanev'in yazar Kemal Aydoğan'ın ise rejisör koltuğunda oturduğu Moda Sahnesi'nin hala aktif olarak sahnelediği en eski oyunu Bütün Çılgınlar Sever Beni, uzunca bir aradan sonra yeniden şehirle buluşacak.

Tarih: 1 Ağustos | Yer: Oran Açık Havası Sahnesi

Ne kaçırırsınız?: Sahne sanatları anlamında sakin geçen yaz sezonunda Mert Fırat'lı, Öznur Serçeler'li kadrosuyla kontrolden çıkmış bir kıskançlığın etrafında şekillenenleri anlatmaya çalışan bir hikayeyi açık havada izleme keyfini.

Not düşün: 80 dakikalık tek perdeden oluşan ve bu sene 10. yaşını kutlayan 2013 yapımı etkinliğin biletleri için, buradan.


3. Nerede Kalmıştık?: Super Music Festival

Ankara'nın eğlence sektöründeki en eski ve en önemli isimlerinin başında gelen IF Performance Hall tarafından bu sene haziran başında düzenlenip Duman, Melike Şahin, Köfn'lü programıyla katılım rekorları kırdıktan sonra kötü hava koşullarından ötürü ileri bir tarihe ertelenmek zorunda kalan Super Music Festival, çok daha güçlü yeni programıyla Ankaralıları üç gün boyunca yeniden müziğe doyuracak.

Tarih: 4 - 6 Ağustos | Yer: CerModern

Ne kaçırırsınız?: Yeni programında Mor ve Ötesi, Manga, Pinhani, Fatma Turgut, Sena Şener, Yeni Türkü, Hey! Douglas gibi yine önemli isimlerin yer alacağı üç günlük muhteşem bir müzik festivalini.

Not düşün: Mor ve Ötesi, Ankara'da çok uzun süre sonra ilk defa doğru bir mekanda konser verecek. Ülkemizin sevilen gruplarından Pinhani ve Manga'nın da başı çektiği festivalin biletleri için, buradan.


Dahası: 

  • Temmuz ayını geride bırakan İtalyan Yazlık Sineması'nın beşinci konuğu 1 Ağustos'ta Uçsuz Bucaksız / L'Immensita. Biletleri için buradan.
  • 28-29 Temmuz'ın bütün biletleri tükendiği için ekstra gün eklemesi yapılan Cem İşçiler ve Fazlı Polat ikilisinin interaktif talk showu Çimen, çekimsiz formatıyla 31 Temmuz ve 1 Ağustos'ta yeniden Route'da.
  • FLOW Dijital Sahne'de devam eden Karanlıktan Aydınlığa: Aşık Veysel dijital sergisini görmek için son gün 6 Ağustos.

Alternatifler:

  • Soruları Bil, Biraları Götür! Çok kısa sürede şehirde sendromsuz pazartesi akşamlarına bir alternatif olan, katılımcılarına takım ruhu olmanın güzellikleri ile birlikte keyifli birkaç saat vadeden IF Sokak'ın eğlenceli etkinliği Trivia Night her pazartesi akşamı gerçekleşiyor. Katılım ücretsiz, 31 Temmuz'daki etkinlikte haftanın teması ise "90'lar Magazin".
GERİ SAYIM

2023 Model: An Epic Symphony - Hayko Cepkin

Events Across Turkey'nin bir kült haline gelen uluslararası ödüllü projesi An Epic Symphony, ülkemizin önemli rock, metal vokallerinden Hayko Cepkin'i Night Flight Symphony Orchestra eşliğinde yeniden Ankaralı izleyiciyle buluşturmak için hazırlanıyor.

Tarih: 2 Eylül | Yer: CerModern

Ne kaçırırsınız?: Belki çoğunuzun ilk ve son kez deneyimleyebileceği, açık havada unutulmaz bir cumartesi akşamını.

Not düşün: Proje kapsamında 26 Kasım 2022 tarihinde verdiği konserden bu yana şehirde ilk kez konser verecek olan sanatçının biletleri için, buradan

OLAN BİTEN


Faturaların arka yüzü kültürel mirasa ayrıldı

Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Bilim Üniversitesi işbirliğiyle ASKİ faturalarının arka yüzünde şehrin tarihi ve kültürel alanlarıyla yapıları yer alıyor. Uygulama kapsamında ilk olarak Arslanhane Camisi'ne yer verildi. Temmuzda başlayan uygulama bir yıl boyunca devam edecek.



Kısa Kısa

  • Ankara Üniversitesi Araştırmaları  Laboratuvarı'nın Öğrenci Dostu Üniversite Şehirler sıralamasında Ankara bu yıl 8 basamak yükselerek 2'nci oldu.
  • Ankara Büyükşehir Belediyesi "Sağlıklı Adımlar, Sağlıklı Başkent" hareketiyle 30 Eylül'e kadar Ankaralıları parklara, hareket etmeye çağırıyor. Detaylı bilgi için buradan.
  • TAKSAV tarafından düzenlenen 26. Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali için başvurular devam ediyor, detaylı bilgi için buradan.



#BisikletliÖlümlerineDurDe

31 yaşında, evli ve bir çocuk babası Murat Sırav, 26 Temmuz günü işyerinden evine bisikletle dönerken Demetevler Lalegül kavşağında bir tır sürücüsü tarafından öldürüldü. 

BURAYA BAKARLAR

Metafor, Arketip, Enflasyon: Otto Türker

Kentin atık plastiklerini geri dönüştürerek kurgusal arkeolojik kalıntılar ve fosiller yaratan ödüllü sanatçı Otto Türker'e, işlerine, tekniğine ve ilhamına yakından bakıyoruz.

Otto Türker, Ankara’da geçtiğimiz ay iki sergide yer aldı. Yattım Allah Kaldır Beni adlı eseri Belm'art Space’te ve Arşiv Kutusu CerModern’de sergileniyor. Kentin atık plastiklerini geri dönüştürerek kurgusal arkeolojik kalıntılar ve fosiller yaratıyor. Resim, heykel ve enstalasyonları uluslararası galeriler ve koleksiyonlarda yer alıyor. Otto, güncel konulara, modernleşme kavramına ve medeniyet tarihine odaklanmak için mimari metaforlar, ilkeler ve süreçler oluşturuyor. Yarattığı kimyasal süreç ile geri dönüşüm endüstrisine modeller öneriyor. Müze kavramı, kültürel ve etnografik arketipler, mimari sistemler ve politika sanatçının deneysel çalışmalarının ana konuları arasında. 

İlk kişisel sergisini Mayıs 2018'de ODTÜ'de açan Otto, Architizer, Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı, İSMD, İBB ve ArtAnkaraÇSF tarafından ödüle layık görüldü. Getty Vakfı’nın Keeping it Modern projesi kapsamında koleksiyon hazırladı. ODTÜ Mimarlıkla başlayan akademik geçmişi, günümüzde Hacettepe Üniversitesi Resim Bölümü doktora programıyla devam ediyor. Sanat yönetmenliği, mekansal tasarım ve dönüşüm projelerinde yer alan sanatçı, diğer tasarımcı ve sanatçılar için prodüksiyon ve danışmanlık hizmeti de veriyor. 16. İstanbul Bienali’nde enstalasyonların prodüksiyonunda yer alan sanatçı, Temmuz 2019’da Saatchi koleksiyonuna katıldı. The Artling Singapur ile MSPL koleksiyonuna eklendi. Bugün Ankara’daki atölyesinde sanatsal ve mekansal çalışmaları ile akademik çalışmalarına devam ediyor.

Ankara’da üreten bir sanatçı olmana rağmen yurt dışındaki galerilerle bağlantıların daha etkindi. Ankara'da ise geçtiğimiz ay iki sergide yer aldın. Ankara’daki işlerinden bahseder misin? 

Belm'art Space’te sergilenen Yattım Allah Kaldır Beni Türkiye’de artan enflasyon oranlarına bir tepki olarak tüketim atıklarının yapısal ve imgesel dönüşümüne odaklanıyor. CSO Ada’da geçtiğimiz yıl sergilenen işin bir benzeri bu. Plastik ve kumaş atıklarının kimyasal ve ısıl işlemler sonucu geri dönüştürülmesiyle üretilen yapay bir koyun fosili, izleyicileri tüketim toplumunda sorgulama ortamı yaratmak için otopsi masası üzerinde klinik bir durum oluşturuyor. Arkeolojik bir kalıntı, bir duvar molozu gibi; kentin atıklarından oluşan ölü bir beden. Eritme, mumyalama, giyotinde kesme, tepkimeye sokma… Simyasal bir formül gibi işliyor. Resmin mimari ve arkeolojik niteliklerini araştırıyorum, aslında bu iş, kaide ile yükseltilmiş metal sac üzerine karışık teknik bir imge.

Yattım Allah Kaldır Beni (Ottopsy No.2), OTTO, 2023. Geri dönüştürülmüş plastik vb. Parçalama-eritme-pigmentasyon-katmanlama-kalıplama-dilimleme süreçlerinden geçirilmiştir. Belm'art Space, Temmuz *
 

Arşiv Kutusu (Çinici Arşivi) ise Getty Vakfı’nın Keeping It Modern projesinin bir parçası olarak ilk formatıyla CerModern’de temmuzda sunuldu. Bir seyyahın, bir flanörün hafıza valizi niteliğinde bir kutu. İçinde, tarafımdan hazırlanan, araştırılan veya toplanan 102 adet mimari maket, heykel, tarihi kalıntı, belge, çizim vs. bulunuyor. Çinici'lerin ODTÜ yapılarının müzelik bir koleksiyonu; taşınabilir, sergilenip saklanabilir bağımsız bir arşiv. Proje kapsamındaki sergiler zincirinin ilki için Arşiv Kutusu’nu Türk modernizmine devrimci ve söylemci bir praksis atfıyla şeffaf bir kürsüde sundum. Tabanda ağırlık olarak orijinal masa ayağı, ahşap kolon parçası ve binaların döşeme malzemeleri gibi anısal malzemeler kullanıldı. Çinici’lerin mimari eserleri şehrin modern mimarlık ve devrimci izlerinin simgesi. Günümüzde bu yapılara karşı kabullenmezliğin ana nedeni de, Çinici'lerin tasarımı Meclis Camii’nin yıkılma sebebi de bu. Bu küçük müze, Modern Türk Mimarlığını alternatif koruma yöntemlerinden biri. Rasyonalist ve bilimsel yöntemlerle hazırlanmış ölçekli bir bilgi deposu. Çinici’nin yapılarından ölçekli modeller, mimari illüstrasyonlar, malzeme parçaları; vitraylar, çeşmeler, heykeller, kolonlar, çatılar, merdivenlerin orijinal malzemelerinden replikaları ve araştırma raporları bulunuyor. Ülkenin ilk brüt-beton, ilk döküm plastik, ilk modern enstalasyon uygulanan yapıları bunlar. Devrimci Türk modernizminin kültürel bir mirası. Valiz ve içindeki koleksiyon da haliyle betondan, beyaz çimentodan, seramikten vs. oluşuyor. Algılananın aksine çok ağır ve güçlü bir kutu.

Arşiv Kutusu (Archive Box), OTTO, 2023. Değişken boyutlar ve formatlarda 102 parça. CerModern, Temmuz. Tüm hakları Getty Vakfı Keeping It Modern projesi kapsamında korunmaktadır. *

Ankara keçisi figürünü ele alan ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca ödüllendirilen eserin Ottopsy no.I: post’mortem’de Ankara Manzarası’na gönderme yapmıştın, bu referansı kullanma biçimin ve ana fikrin ne?

İşi üretirken Rijks Müzesi'nin koleksiyonunda yer alan 18. yüzyıla tarihli Ankara Manzarası resminden yola çıkmıştım, resimde koyunlar-keçiler Ankara’nın ekonomik ekosisteminin ana parçasıydı. Türkiye’de artan enflasyon oranlarına bir tepki olarak böyle üretmiştim ilk geri dönüştürülmüş plastikten koyun postunu. Bir yandan tüketme pratiğini arkeolojik yargılara açık bir hale sokuyor iş, diğer yandan geri dönüşüm teknolojileri için bir model öneriyor. Formül simyasal bir denklem gibi çalışıyor; tüketim atıklarını tepkimelerle tanımlanamayan bir kültür nesnesine veya bir fosile çeviren bir süreç. Hatta UCO deyip güldük bir kere sergide (Unidentifyable Cultural Object-tanımlanamayan kültür nesnesi). Kültürel başkalaşma, kimlik kayması, kitschleşme hali, anlamsız-dekoratif olma durumu, tüketici olma hali, taklit olma hali… Bu durumlara tepki olarak ortaya çıkan bir iş. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından da ödüllendirildi. Eser CSO ADA’da yani Ankara Manzarası’ndaki koyunların-keçilerin bulunduğu lokasyonda sergilendi. Geri dönüştürme sürecimi şu an patentleme aşamasındayım.

Ottopsy No.1: ‘post’mortem, OTTO, 2022. Geri dönüştürülmüş plastik vb. Parçalama-eritme-pigmentasyon-katmanlama-kalıplama-dilimleme süreçlerinden geçirilmiştir. *

Sol: Ankara Manzarası (View of Ankara), Anonim, 1700-1799, Rijks Museum. Sağ: Ottopsy: ‘post’mortem, OTTO, CSO ADA, 2022. *


Âl-Esdî başta, halı işlerinin hikayesi nedir? 

Akrilik döküm seccadeleri ilk kez 2019’da ODTÜ’de açtığım iki günlük bir enstalasyonda oymaya başladım.  Mekanı halılarla kaplayarak halı sergenlerine gönderme yaptığım kurgusal bir arkeolojik kazı alanına benzettim. Seccade görünümlü tuvaller de bu halı topoğrafyasından çıkmış kurgusal arkeolojik kalıntılar, şimdi yenilerini üretiyorum. Aylarca katmanlayarak uyguladığım, döküm akrilikleri oyduğum ve en az bir iki yılımı alan resimler. 

Halı kendi başına mimari mekan tanımlayabilen bir arketip, Orta Doğu özelinde ise aynı zamanda kozmolojik verileri arşivlediğimiz bir kültür ve etnografya nesnesi. Halüsinasyon, baş dönmesi kavramları geliyor aklıma seccade düşündükçe; bir tasarım ve günlük hayat nesnesinin bir boyuta açılma hali. Bir benzetme yapacaksak, fiziksel bir simülasyon oluşu ilgimi çekti. Seccadeyi "glitch" eden, karıncalanan bir geçit haline, benim algıladığım hale çevirdim. Yaklaşınca oyulmuş bir yüzeye, bir tuvale bakıldığı anlaşılıyor. Tuvalin iki ucunu taraklayarak halı saçağına benzettim. Oyulan kalıntıları transparan ünite içinde bir müzede gibi kurguladım. Bu işlerde Ayasofya’daki halı müzesi ve Ankara’daki Etnografya Müzesi’ndeki anılarımın etkisi var. Oyulmayan kısımlar ise dini kitapların ucuz, yapay deriden kapaklarını, eklenti bir restorasyon parçasını andırıyor. Âl-Esdî de Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ödüllendirildi. Soyutluğu, yorumların açıklığını da beraberinde getiriyor: Halı deseni sonuçta. Herkes kendi hafızasından bir parçayla bağ kuruyor. Transparan halılar da yapmaya başladım. Onlar daha çok simülasyon, hayalet veya birer geçit gibi görünüyorlar. Sıvı camdan olanların ilki gelecek ay sunulacak.

The Rug: Âl-Esdî, OTTO, 2021. Kanvas üzerine oyulmuş döküm akrilik, saçak için taraklanmış kanvas bezi, lazer kesim pleksi ünite içinde oyulmuş akrilik artıklar, ahşap panel. *

Detay, The Rug: Âl-Esdî, OTTO, 2021. *

The Rug: Âl-Kush (Turkish Moon), OTTO, 2021. Kanvas üzerine oyulmuş döküm akrilik, saçak için taraklanmış kanvas bezi, lazer kesim pleksi ünite içinde oyulmuş akrilik artıklar, ahşap panel. *

Yaratıcılık sürecinde seni meşgul eden teknik, konu veya şeyler neler?

Üretim sürecimde bir arkeoloğun, restoratörün ya da tarihçinin rollerini devşiriyorum. Çağdaş konulara, modernleşme kavramlarına ve medeniyet tarihine odaklanıyorum. Dolayısıyla çoğu işim tarihi veya güncel bir duruma, olaya tepki olarak ortaya çıkıyor. Bazen eski bir gazete haberi yetiyor. Kurgusal bir kalıntı yaratıyorum o tepki sonucu.

Sol: Evimizi Böyle Yaktım (This is How I Burned Our House, Ottopsy No.3), OTTO, 2023. Reçine Banyosuna Batırılmış Geri dönüştürülmüş Plastik. Sağ: Anonim bir gazete haberi.

Sonunda fiziksel bir üretim yapsam bile renderlar, 3D yazıcılar, lazer makineleriyle geçiyor üretme süreci de. Bir diğer yandan zanaatkarlığı kültürel bir miras olarak görüyorum, çoğu işlerim büyük planlamalar, deneyler ve zaman isteyen işler. Tepkimeleri inceleyip kimya makalesi okumam da gerekiyor, iyi bir kalıp işçiliği yapmam da. Disiplinlerarası bir yaklaşımla, modern tarihe, güncel konulara, kuşak ve kültür dönüşümüne, kent ve mimarlığa meraklıyım. Etnografya ve arkeoloji müzeleri, MTA müzesi direkt referans ve ilham kaynaklarım.

Biçim sanatın en önemli meselesi. Resim, edebiyat ve mimari gibi birçok alanda da bu "kurgu" ortak. Hem resim hem mimarlık eğitimi almanın ve akademik çalışmalar yürüten bir sanatçı olmanın anlamı senin için nedir? 

Mimarlık, diyalektik kurmamı sağlayan yapısalcı iskeleyi sağlıyor bana. Ancak sanat, mimarlık, tasarım ayrışabilecek disiplinler değil; hepsini aynı anda pratiğe döküyorum. Günüm atölye koşullarında geçiyor elbet, bir yandan akademik makaleler yazıyorum. Diğer yandan ise gece kulübü, restoran ya da teknokent yapısı da tasarlıyorum. Materyal, kavram ve benim üçgenimde geçecek her türlü disiplin buna dahil. İşlerimde her iki ekolün de etkisini görmek mümkün: Çoğu aslında resim kategorisine giriyor. Bir başka deyişle eserlerimin imgesel değerlerinin yüksek olduğunu da söyleyebiliriz. Ancak resmi de fikri de ben daha çok mimar gibi inşa ederek, bir inşa sürecini prensipleri ve kurallarıyla uygulayarak üretiyorum. Tarihsel bir duruma, nesneye, stile atıfta bulunuyorum. Yapı da üretiyorum, mimarlıkla ilgili heykel de. Resimlerim ve heykellerim kültürel anlamda aslında birer tasarım nesnesine referans veriyor, mobilyalarım ise tam tersine heykeli andırıyor. Benim için kavramsal ve duyusal inşa süreci asıl önemli olan. Sonuç iş ne olacak olursa olsun, her sürecin sonunda inşa etmeye, yani mimarlığa varıyorum.

*Tüm görseller sanatçının izniyle kullanılmıştır.


Sanatçının işlerine buradan ulaşabilirsiniz.
Bu tanışmaya vesile olan sevgili Deniz Üçer Erduran'a sevgilerle.


Hikâyeyi paylaşmak için:
YOLLUK

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

Aposto Ankara

Aposto Ankara

Her pazartesi saat 12.00'de Ankara'dan özenle seçilmiş etkinlikler, haberler ve hikâyeler.

YAZARLAR

Aposto Ankara

Her pazartesi saat 12.00'de Ankara'dan özenle seçilmiş etkinlikler, haberler ve hikâyeler.

İLGİLİ BAŞLIKLAR

Kırmızı Çoraplı Adam

Evgeny Grinko

Türkiye

Ankara

Oran

Bütün Çılgınlar Sever Beni

Stefan Tsanev

Kemal Aydoğan

+35 more

İLGİLİ OKUMALAR

0%

;