SEFiA İklim Gündemi’nin yeni sayısına hoş geldiniz…
Bugün, 23 Ocak 2023.
Onuncu sayımızda odağımız, temiz enerji teknolojileri ve çevresel ürünlerin ticareti üzerine. Bu kapsamda Uluslararası Enerji Ajansı’nın "Enerji Teknolojileri Perspektifi 2023" ve SEFiA’nın "Çevresel Ürünlerin Ticareti Raporu: Dünyada ve Türkiye’de Çevresel Ürünler" başlıklı raporlarını inceliyoruz.
Yorum ve geri dönüşlerinizi bekliyoruz!
Bizi Twitter, LinkedIn ve Instagram’dan da takip edebilirsiniz.
Keyifli okumalar,
SEFiA ekibi.
SEFiA İklim Gündemi
İklim değişikliği ile mücadele ve sürdürülebilirliğin finansmanı alanlarındaki gelişmeleri-araştırma sonuçlarını derleyen ve her ayın birinci ve üçüncü haftalarının pazartesi günleri yayımlanan dijital gazete.
Avrupa Yeşil Mutabakat Sanayi Planı açıklandı. Plan kapsamında, Avrupa Birliği'nin (AB) temiz enerji teknolojileri üretimindeki rekabetinin artırılması amaçlanıyor.
- Temiz teknolojiye geçiş: Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen, yaptığı açıklamada ilgili fonlarla AB’nin temiz teknoloji geçişinin destekleneceğini ve 27 AB ülkesi arasındaki farklılıkların dengeleneceğini ifade etti.
- Nasıl yorumlandı? AB’nin bu adımı, ABD Enflasyon Azaltma Yasası’na ve Çin’in temiz enerji teknolojilerindeki hâkimiyetine karşılık bir yanıt olarak yorumlandı.
Avrupa Parlamentosu, atık sevkiyatları için daha sıkı kontrolleri kapsayan, AB’nin atık sevkiyatı yönetmeliğine ilişkin raporu kabul etti.
- Plastik atık ihracatına yasak: Konuyla ilgili yasanın Avrupa Komisyonu’nda kabul edilmesi durumunda, OECD dışı ülkelere plastik atık ihracatının yasaklanması ve dört yıl içinde de ihracatın aşamalı olarak sonlandırılması bekleniyor.
- Neden önemli? Dünya çapında değiş tokuş edilen atık miktarı, 180 milyon ton civarında seyrederken; AB, kendi dışındaki ülkelere 2020’de (13 milyar euro değerinde) 32,7 milyon ton atık ihraç etti. AB’nin ihracatı 2004-2022 döneminde %75 artış gösterdi.
Norveç Varlık Fonu’nu yöneten Norges Bank, İspanya’daki Iberdrola firmasının ülkedeki yenilenebilir enerji portföyünün %49’unu, 600 milyon euro ödeyerek, satın aldığını açıkladı.
- Öte yandan: Firmanın işletmeciliğini sürdüreceği güneş ve rüzgâr santrallerinin, İspanya’da 700 bin hanenin elektrik tüketimine eş değer üretim kapasitesine sahip olduğu belirtildi.
Uluslararası yardım kuruluşu Oxfam, yayımladığı raporda, enerji krizinin gelir eşitziliği ve yoksulluğu derinleştirdiğinin ve milyarderlerin servetinde çok büyük artışı desteklediğinin altını çizdi.
- Rakamlar ne gösteriyor? Raporda, dünya çapında 95 gıda ve enerji şirketinin 2022 yılında kârlarını iki katından fazla arttırdığı, krizden istifade ederek 306 milyar dolar kâr elde ettiği ve bunun %84’ünün de hissedarlara pay edildiği belirtildi.
Küresel ortalama sıcaklığın, 2022 yılında, sanayi öncesi dönemde görülen seviyelerden yaklaşık 1,15 derece daha yüksek olduğu açıklandı. 2022, son sekiz yıl içinde modern bilim tarafından belgelenen en sıcak dönem oldu.
- Öte yandan: Buzulların hızla eridiği Grönland'da, 20. yüzyıl ortalamasından 2,7 derece daha fazla sıcaklık yaşandığı ortaya kondu.
Abu Dabi Ulusal Petrol Şirketi’nin CEO’su Sultan Ahmed Al Jaber, 2023 yılında Birleşik Arap Emirlikleri’nde gerçekleştirilecek olan Birleşmiş Milletler (BM) İklim Zirvesi 28. Taraflar Konferansı’nın (COP28) yeni Başkanı olarak göreve getirildi. Böylece ilk kez bir Taraflar Konferansı’na bir petrol şirketinin CEO’su ev sahipliği yapmış olacak.
- Tepkiler: COP 28 yaklaştıkça Al Jaber’in rolü ve hedefleri üzerinde yoğun tartışmalar sürmesi bekleniyor.
Temiz enerji teknolojilerinin gelişimi
Avrupa Yeşil Mutabakat Sanayi Planı'nı temiz enerji teknolojilerindeki gelişmeler kapsamında değerlendirmek mümkün. IEA'nın raporu, bu kapsamda önemli bulgular sunuyor.

İklim krizinin yıkıcı etkileri ve iklim kriziyle mücadele çerçevesinde oluşturulan uluslararası iş birliği, ülkeleri net sıfır geçişlerini güçlendirmeye zorluyor. Güneş ve rüzgâr ile başlayıp elektrikli araçlara kadar uzanan yaklaşık yirmi yıllık süreçte, ülkelerin temiz enerji teknolojilerini geliştirme özelindeki rekabeti güçleniyor. Bu alanda sürdürülebilir bir tedarik zincirini oluşturmak, ülkelerin öncelikli hedefleri arasında yer alıyor.
Avrupa Birliği’nin sanayi planı ne anlama geliyor?
Avrupa Birliği’nin (AB) daha fazla yatırım çekmek ve endüstriyel faaliyetlerini güçlendirmek amacıyla temiz enerji teknolojilerini önceliklendirmesi, ülkeler arası rekabette en güncel gelişme olarak öne çıkıyor. Geçtiğimiz hafta duyurulan Avrupa Yeşil Mutabakat Sanayi Planı ile rüzgâr, ısı pompaları, güneş, temiz hidrojen ve depolama gibi alanlarda düzenlemeler yapılması hedefleniyor. Plan ile 2030 yılına yönelik net hedeflerin belirlenmesi; düzenlemelerin finansman, beceriler ve ticaret alanlarında yoğunlaşması bekleniyor.
- ABD ve Çin ile rekabet: AB Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen, Davos Zirvesi’nde plan üzerine yaptığı açıklamada, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Enflasyonu Düşürme Yasası ile 369 milyar dolarlık temiz teknoloji yatırım planını işaret ediyor. Yasada şirketler için hedeflenen bazı teşviklerin endişeye yol açtığını dile getiriyor. Bir diğer taraftan hazırlıkları sürdürülen Kritik Hammaddeler Yasası ile de AB’nin nadir toprak elementlerinde Çin’e olan –%98 oranındaki– bağımlılığının azaltılarak bölge ekonomisinin rekabet gücünün artırılması da hedefleniyor.
Temiz enerji teknolojilerinde mevcut durum
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) yayımladığı “Enerji Teknolojileri Perspektifi 2023” (Energy Technology Perspectives 2023) raporu, tam da bu kapsamda, temiz enerji teknolojileri tedarik zincirinin mevcut durumu ve önümüzdeki yıllardaki gelişimi üzerine bir analiz sunuyor.
Yapılan analizlerde (i) lityum, bakır, nikel, çelik, çimento, alüminyum ve plastik gibi malzemelerin üretimi, (ii) madencilik ve (iii) önde gelen teknolojilerin üretimi ile kurulumu olmak üzere üç alana odaklanılıyor. Söz konusu teknolojilerin gelişimi, hem iklim kriziyle mücadelenin çevresel sonuçlarına sunacağı katkı ve bu alandaki yatırımlar ile yaratılacak yeni iş alanları açısından ele alınıyor.
- Pazar payı: Ülkeler duyurdukları enerji ve iklim taahhütlerini tam olarak yerine getirirlerse, temiz enerji teknolojileri için 2030 yılına kadar yılda yaklaşık 650 milyar dolar değerinde - bugünkü seviyenin üç katından fazla - pazar fırsatı öngörülüyor.
- İstihdam: Sektördeki istihdamın, 2030'a kadar bugünkü 6 milyon seviyesinden 14 milyona yükselmesi bekleniyor. Artan istihdamın yarısından fazlasının, elektrikli araçlara, güneş panellerine, rüzgara ve ısı pompaları üretimine bağlı olacağı belirtiliyor.
Problem alanları ve Çin’in hâkimiyeti
Batarya üretiminde kobalt, nikel ve lityum; rüzgar türbinleri üretiminde ise çelik ve bakır elementleri önem arz ediyor. Covid-19 pandemisinden bu yana bu hammadde fiyatlarındaki artış ve tedarik zincirindeki bozulmalar, temiz enerji teknolojileri sektörünün gelişimini engelleyen en güncel problemler olarak öne çıkıyor. Çin’in sektördeki hâkimiyeti, politika adımlarında esnek davranılmasının önünde engel olarak yorumlanıyor. Öte yandan rüzgâr, bataryalar, elektrolizörler, güneş panelleri ve ısı pompaları gibi seri üretilen teknolojilerde en büyük üç üretici ülke, her teknoloji için üretim kapasitesinin en az %70'ine sahip konumda yer alıyor.
Raporda, dünyada güneş panelleri üretimi için duyurulan projelerin yalnızca %25’inin yapım aşamasında olduğu; bu rakamın elektrikli araç bataryaları için %35 ve elektrolizörler için %10'dan az olduğu belirtiliyor. 2030 için üretim kapasitesi duyurularının yaklaşık dörtte birini sırasıyla Çin ve Avrupa Birliği oluştururken; ABD de bu proje duyurularından %10 pay alıyor. Çin, bu noktada, belirli yönleriyle diğer ülkelerin bir adım daha önünde yer alıyor.
- Ülkede hâlihazırdaki toplam güneş paneli üretiminin %25’i ve batarya üretiminin %40’ı en yüksek teknoloji seviyesinde gerçekleşiyor. ABD ve Avrupa’da, açıklanan batarya ve elektrolizör fabrikalarının %20'den azı, henüz yapım aşamasında bulunuyor.
- Çin, ayrıca, temiz teknoloji üretim kapasitesinin artırılmasına yönelik tüm duyuruların hayata geçirilmesi durumunda; 2030 yılında küresel güneş panelleri pazarının tamamını, elektrolizör pazarının üçte birini ve elektrikli araçların bataryalarının %90'ını tek başına tedarik edebiliyor.
- Kritik minerallerin işlenmesi ve rafine edilmesi için duyurulan projelerin çoğu Çin'de yer alıyor. Örneğin, bakır için 2030'a kadar açıklanan ek üretim kapasitesinin %80'ini Çin oluşturuyor.
Sektörün geleceği
Rapora göre, rekabet avantajlarını güçlendiren ulusal endüstri programlarının, uluslararası kurallara uygun olarak tasarlanması ve stratejik ortaklıklarla tamamlanması gerekiyor. Bu kapsamda, önümüzdeki dönemde takip edilmesi amacıyla belirli göstergeler ön plana çıkarılıyor:
Enerji maliyetlerinin, enerji yoğun sanayi sektörlerinin rekabet gücünde önemli bir farklılaştırıcı olmaya devam etmesi bekleniyor. Elektrik, hidrojen ve CO2’nin taşınması, dağıtılması ve depolanmasını kapsayan altyapı yatırımlarının gelişimine dikkat çekiliyor. Temiz enerji teknolojisi üretimine yönelik tüm endüstriyel stratejilerde, iklim ve enerji güvenliği başlığı üzerinde durulması gerektiği belirtiliyor. Ülkelerin kendi stratejilerini oluştururken işgücü becerilerini ve inovasyon hızını geliştirmelerinin altı çiziliyor. Ülkelerin tek başına hareket edemeyeceği ve uluslararası işbirliğinin gerekli olduğu vurgulanıyor.
Dünyada ve Türkiye’de çevresel ürünler analizi
SEFiA'nın “Çevresel Ürünlerin Ticareti Raporu", dünyada ve Türkiye’deki çevresel ürünler ticaretini analiz ediyor. Çevre politikalarının küresel ticareti nasıl etkilediğine dair bir ön analiz sunuyor.

Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) tarafından hazırlanan “Çevresel Ürünlerin Ticareti Raporu: Dünyada ve Türkiye’de Çevresel Ürünler”, başlıklı rapor; iklim politikalarının küresel değer zincirleri vasıtasıyla çok daha geniş ve karmaşık bir düzlemde ele alındığı bu dönemde, çevre politikalarının küresel ticareti nasıl etkilediğine dair bir ön analiz sunuyor. Dünyada ve Türkiye’deki çevresel ürünler ticaretini analiz edip Türkiye özelinde belirli bulgular ortaya koyuyor.
- Çevresel ürün: Çevresel ürünler endüstrisi su, hava ve toprağa verilen çevresel zararı önlemek, atık, gürültü ve ekosistem problemlerini sınırlamak ve en aza indirmek amaçlı üretim faaliyetlerini içermektedir. Fakat ticarete konu olan bir ürünün “çevresel” olarak nitelenip nitelenemeyeceğine dair genel bir fikir birliğine henüz varılamamıştır.
Yine de çevresel ürün sınıflandırması üzerine, birçok muhtelif çaba da bulunmaktadır. OECD- Birleşik Çevresel Ürünler Listesi (Combined List of Environmental Goods) kendinden önceki sınıflandırma çabalarını pragmatik biçimde bir araya getirerek Harmonize Sistem’de altı basamak detayında 248 çevresel ürün belirlemektedir.
Çevresel ürün ticaretinde küresel bulgular
- Çevresel ürünlerin küresel ticaret hacmi, 2020 itibarıyla 1,5 trilyon dolar seviyesindedir. Bu rakam, toplam küresel ticaretin yaklaşık %9’una denk gelmektedir.
- Küresel ölçekte çevresel ürünler içerisinde en yüksek pay sahibi ilk üç ürün grubu “yenilenebilir enerji tesisi”, “atık su yönetimi ve içme suyu arıtma” ve “temiz veya kaynak verimli teknolojiler” olarak sıralanmaktadır.
- Çin, Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) 2010-2020 döneminde çevresel ürün ihracatının yaklaşık %40’ını, ithalatının ise yaklaşık %30’unu gerçekleştirmiştir.
Türkiye’nin çevresel ürün ticareti
- Türkiye’nin çevresel ürün ihracatı 7,4 milyar dolardan 16,3 milyar dolara; ithalatı ise 12 milyar dolardan 16,3 milyar dolara yükselmiştir.
- Çevresel ürünler ihracatının toplam ihracattan aldığı pay 2010’da %6,1 iken 2020’de %9,1 seviyesine yükselmiştir.
- Çevresel ürün ithalatında ise 2016’da tepe noktasına erişilmesinin ardından düşüş eğilimi söz konusudur. Çevresel ürün ithalatı, 2016’da Türkiye’nin toplam ithalatından %12 pay alırken 2020’de %9,1 pay almıştır.
Türkiye, yakaladığı artış trendine karşılık çevresel ürün ihracatındaki payını kaybetme tehdidiyle karşı karşıyadır.
Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) merkezli bir değer zincirine dâhil olan çevresel ürün ticareti, özellikle otomotiv sektörü odağında şekillenmektedir. Bu noktada öne çıkan ihracat ürünlerinden bazıları “insan taşıyan diğer motorlu taşıtlar”, “dizel motorlar için aksam; parçalar” ve “benzinli motorlar için aksam parçalar”dır.
Fakat AB ülkelerinin, 2035’te petrol ve dizelle çalışan yeni araçların satışını sonlandırmayı hedeflemesi ve elektrifikasyonun tüm sektörlerde artacağı yönündeki beklenti, Türkiye’nin önümüzdeki dönemde en önemli ihracat pazarında güç kaybedeceğini göstermektedir. Yatırım yelpazesinde güneş enerjisi ürünleri başta olmak üzere yenilenebilir enerji ekipmanları ve elektrifikasyonu destekleyen bileşenler üretimine yönelmesi, Türkiye için bir fırsat alanı olarak gözükmektedir.
Türkiye, enerji dönüşümünde dışa bağımlı konumdadır.
Türkiye’nin çevresel ürün ithalatı dalgalı bir seyir izlerken özellikle 2016 ve sonrasındaki enerji dönüşümü politikalarının bunda belirleyici olduğu görülmektedir. 2016-2020 döneminde Türkiye’nin yeni güneş enerjisi kapasitesi kurulumlarıyla birlikte değerlendirildiğinde, ithalat ve kapasite kurulunu arasındaki paralel seyir, bir bağımlılık ilişkisine işaret etmektedir.
Öte yandan çevresel ürün ticaretinde Türkiye’nin ithalat ve ihracat performansları karşılaştırıldığında, ithalat sepetinin ihracat sepetine göre çok daha çeşitlidir. Yapılan analizler, Türkiye’nin enerji dönüşümünde daha fazla çeşitte ürüne ihtiyaç duyduğuna, dolayısıyla dışa bağımlılığına işaret etmektedir.
SEFiA İklim Gündemi ekibi olarak takip ettiğimiz değerlendirme yazılarını ve haber metinlerini derliyoruz:
- TEMA, 2022’nin çevre olaylarını değerlendirdi.
- Davos Zirvesi’ndeki iklim gündemine dair gelişmeleri iklim haber derledi.
- Reuters’ta Türkiye’nin son bir yılda iklim politikalarındaki adımları eleştiriliyor.
- “Her yıl 3GW güneş enerjisi” hedefi doğrultusunda çalışan Solar3GW, güneşin ve rüzgârın elektrik üretimindeki payının artırılmasıyla maliyetlerin ne kadar düşürülebileceğini ortaya koyuyor.
Etki alanı geniş sektörlere dair tüm gelişmeler, derinlikli içgörüler, uzmanlarla röportajlar ve etkin analizler Aposto Premium’da. Turizm ve ağırlama, bilgi teknolojileri, insan kaynakları, otomotiv, medikal, tekstil, fintech, iş hukuku ve güvenliği, pazarlama, enerji ve yönetim bilimleri sektörlerinden alanında uzman isimlerin derlediği gelişmeleri ve analizleri, Aposto editörlerinin süzgecinden geçen en yalın hâliyle takip edebileceğiniz on beşin üzerinde haftalık yayını Aposto Premium’da keşfedebilirsiniz.