Haftanız nasıl geçti 20’likler?
Bu hafta iyi günümüzde olduğu kadar, kötü günümüzde de bize yandaş olan, yolculuklarda yol arkadaşımız, ayrılıklarda ağlayabileceğimiz bir omuz, mutlu günlerde ise tepinerek dans ettiren, hayatımızın büyük bir parçasından bahsediyoruz. Ne mi? Müzik.
Spotify Wrapped mevsimine adım atmamıza çok az kaldı, bunun heyecanı ve merakı ile melodilere dalıyoruz. Müzik dinlemek, gerçekten yapabileceğimiz en evrensel aktivitelerden biri. Deneyimlerimiz, dilimiz, ırkımız ne olursa olsun bizi birleştiren bir şey. Bu kadar ayrışmanın, çatışmanın olduğu bir dünyada da bu kadar tatlı, bu kadar keyifli bir şeyin varlığı beni mutlu ediyor. Biraz hapşırmak gibi aslında. Evet ‘ne alaka?’ dediğinizi duyar gibiyim, açıklıyorum:
Ben her hapşırdığımda, benimle aynı anda o an kaç kişi hapşırdı diye düşünür, sonra da çok kısık bir sesle benimle dünyanın her yerinde aynı anda hapşıranlara ‘sağlıklı yaşa’ derim. Müzik için de benzer bir yerdeyim: her müzik dinlediğimde, acaba şu an benimle aynı anda kaç kişi müzik dinliyor diye merak ederim. Hatta acaba şu an kaç kişi benimle birlikte Thelma Houston’un Don’t Leave Me This Way’ini dinliyor? Kaçı şu an bülten yazmak yerine ayağa kalkıp dans etmeye başladı, bir dakika geliyo-
Ohhhh… Tamam hopladım ve geri geldim. Ne zaman kendimi stresli ya da mutsuz hissetsem, annemin bana söylediği bir şeyi hatırlarım: ‘Şöyle hareketli bir şarkı aç, çılgınca dans et!’
Tabii ya, bu kadar basit bir çözümün anında bizi iyi hissettireceği gerçeğini hep unutuyorum. Sonra açıyorum bir şarkı, tepin tepin tepin ooooh rahatladık. Sağ ol anniş. Tabii mutsuzken, yavaş şarkılar dinlemek de ayrı bir kafa, kimi zaman ihtiyacımız oluyor. O da güzel.
Bu hafta paylaşmak istediğim çalma listesi, beni tepinerek dans ettiren Türkçe pop şarkılarıyla dolu. Nedense böyle bir moddayım şu an. Buradan dinleyebilirsiniz.
Güzel bir şarkı, güzel bir banyo ile modunuzu yakalamanız dileğiyle,
Yasmin
Not. Dün Gece hikâyelerinizi bekliyoruz! Buradan paylaşabilirsiniz.
Bu arada: İstanbul'da Nasıl Eğleniyorduk için iki yazı yazdım. 1920'lerde eğlence hayatı ile ilgili yazıya buradan, yayının 1.yılı için "İstanbul'da nasıl eğleniyordun?" sorusunu cevapladığım yazıya da buradan ulaşabilirsiniz.
Şehir içi ulaşımın çevre dostu alternatifi: hop
Sürüş kolaylığı, teknolojisi ve performansıyla hem karbondan hem de zamandan tasarruf ettiren hop, paylaşımlı elektrikli araçlarla günlük ulaşım ihtiyacını karşılıyor.
Nedir? 1 milyondan fazla kullanıcıya performansı yüksek elektrikli araçlarla hızlı, eğlenceli ve çevreci şehir turları sunan hop, pratikliğiyle 15 dakikada tüm şehri gezmeyi mümkün kılıyor.
Nasıl kullanılır? Uygulama içindeki harita üzerinde sana en yakın paylaşımlı elektrikli hop’ları listeledikten sonra keyifli bir yolculuğa çıkmak için sadece scooter üzerindeki QR kodu taratmak ve hız aldıktan sonra gaz pedalına basmak yeterli.
Neden önemli? Sürdürülebilir bir dünya için ulaşım kaynaklı çevre kirliliğini, karbon salımını ve trafikte geçen zamanı azaltmayı hedefleyen hop, rüzgâr enerjisinden sağladığı çevreci enerjiyle Türkiye ve Doğu Avrupa’da milyonlarca kullanıcının şehirlerini keyifle keşfetmelerini sağlıyor.
Hava ve gürültü kirliliğine yol açmayan, sessiz ve ekonomik yolculuklarla ulaşım alışkanlıklarını değiştirmek için bu bağlantıyı ziyaret ederek hop’u keşfedebilirsin.