aposto-logoCumartesi, 1 Nisan 2023
aposto-logo
Cumartesi, Nisan 1, 2023
Premium'a Yüksel
Haftanın Haberi

Türkiye Kömürle Değil, Yenilenebilir Enerjiyle Güvende

🍃☀️ Son raporlar Türkiye'nin enerji geleceğinin rüzgar ve güneşte olduğunu gösteriyor.

Anadolu Ajansı

İklim konusunda çalışan sivil toplum kuruluşları, Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi öncesinde yeni iklim hedefini açıklayacağını beyan eden Türkiye’nin enerji politikasını yenilenebilir enerji üzerinden kurması gerektiğini açıkladı.


Zihnin için taze bir başlangıç: Çevreci Geek'i ve diğer Aposto yayınlarını yenilenen Aposto mobil uygulamalarından takip etmeyi unutmayın.

iOS uygulamasına git

Android uygulamasına git

Haftanın Haberi

Türkiye Kömürle Değil, Yenilenebilir Enerjiyle Güvende

🍃☀️ Son raporlar Türkiye'nin enerji geleceğinin rüzgar ve güneşte olduğunu gösteriyor.

Enerji krizinin manşetlerden düşmediği şu günlerde, Türkiye’de Temmuz ayında rüzgar ve güneşten üretilen elektrik miktarı rekor kırarak toplam elektrik üretiminin %21,6’sını oluşturdu.

Güneşten 2 milyon 7 bin mWh, rüzgardan 4 milyon 237 bin mWh elektrik üretimi her iki kaynak için de tarihte bir ilk. Bununla beraber, özellikle rüzgar üretiminde, Türkiye hâlâ potansiyelinin 10’da 1’ni kullanıyor.

Uzmanlar gerekli adımların hızla atılması durumunda, Türkiye’de rüzgar sektörünün her yıl en az 3 bin MW kurulu gücü ekleyebilecek kapasitede olduğunu belirtiyor. Bu şekilde, 2030 yılında rüzgar enerjisini üç katına çıkararak sadece rüzgardan 30 GW elektrik üretimi mümkün.

Kaynak:EkoIQ


Bu son gelişmeler kur artışı ve uluslararası alandaki politik çalkantıların arasında, enerji bağımsızlığı ve enerji arz güvenliğinde yenilenebilir enerjiyi “anahtar çözüm” olarak daha da görünür hale getiriyor.

Bununla beraber Türkiye’de kömürün yerli ve milli bir enerji kaynağı olarak görülmesi hem şu andaki enerji güvenliği hem de iklim hedefleri için sorun yaratıyor.

Artıştan Azaltım = Artış

Ekim 2021’de Paris Anlaşması'nı onaylayan Türkiye’nin, diğer ülkelerin de yapacağı gibi, Kasım 2022’de Mısır’da gerçekleştirilecek Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi (COP27) öncesinde sera gazı emisyonu azaltım hedefini güncellemesi bekleniyor.

Zira COP27’nin özellikle 2050’de Net Sıfır hedeflerinin daha da kesinleşeceği bir zirve olması da bekleniyor. Bu iki anlama geliyor:

  1. Başta kömür olmak üzere fosil yakıtlara yönelik finansal yatırımların gittikçe azalacağını göreceğiz.
  2. Türkiye’nin de şu an hangi politikalar ve ara hedeflerle ulaşacağı belli olmayan Net Sıfır hedefinin kesinleşmesi beklenecek.

Türkiye şu anda Paris İklim Anlaşması’na göre herhangi bir azaltım konusunda söz vermiş değil. Türkiye, güncel emisyonları 430 MtCO2e iken, 2030 yılına kadar hiçbir aksiyon almazsa emisyonlarının 1.175 MtCO2e’ye çıkacağını hesapladığını, iklim eylemleri ile bunu 929 MtCO2e’de sınırlamayı hedeflediğini açıklamıştı.

Yeni Bir İklim Hedefi

Bu hedef, her ne kadar “azaltım hedefi” olarak adlandırılsa da, emisyonların 2030’a kadar iki katından fazla bir noktaya çıktığını açık bir şekilde görüyoruz. Yani Türkiye’nin acilen yeni bir iklim hedefine ihtiyacı var.

Geçtiğimiz hafta içinde de, iklim konusunda çalışan sivil toplum kuruluşları, BM İklim Zirvesi öncesinde yeni iklim hedefini açıklayacağını beyan eden Türkiye’nin 2030’a kadar en az yüzde 35 mutlak emisyon azaltımına gitmesi gerektiğini belirtti.

Türkiye’nin 2030’da yüzde 35 mutlak emisyon azaltımı hedefine ulaşabilmesi için STK’ların önerileri şöyle:

  • 2030 yılı itibariyle kömürden elektrik üretimine son verilmesi,
  • Elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının payının yüzde 75’e çıkarılması,
  • Elektrikli araçların payının binek araçlarda en az yüzde 20’ye, yolcu ve yük taşıma araçlarında en az yüzde 10’a çıkarılması,
  • Demiryolu yatırımlarının artırılarak binek araçlarda yüzde 5, karayolu toplu ulaşım ve yük taşımada yüzde 10 raylı sisteme geçiş sağlanması,  
  • Sanayi, hizmet sektöründe ve tarım uygulamalarında enerji verimliliği, elektrifikasyon ve doğrudan yenilenebilir enerji kullanımının artırılması, 
  • Binalarda ise kömür ve sıvı fosil yakıt kullanımının sonlandırılması, büyük ölçüde elektrikle ısınmaya geçilmesi.

Net Sıfıra Ulaşmak için Yeni Bir Bakış Açısı Gerek

Türkiye’nin 2020 yılında 523,9 MtCO2e olan emisyon düzeyi, %35 mutlak azaltım ile 340 MtCO2e’ye iniyor. Bu da en azından 2050’de net sıfıra ulaşmak için yeni projelerin planlanmasını kolaylaştırıyor.

Zira konu net sıfır noktasına geldiğinde, artık atmosfere saldığımız sera gazı ile yutak alanların restorasyonu, doğa tabanlı karbon tutma ve yakalama gibi yöntemler ile atmosfere salınmasını engellediğimiz sera gazı miktarının birbirine denk gelmesini sağlamamız gerek.

Buna ek olarak fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye dönüşümde her ne kadar büyük potansiyeller olsa da, yatırımların biyolojik çeşitliliği koruması, arazi kullanımının planlı ve bütüncül politikalarla yapılması, gıda güvencesini sağlayabilmek için verimli tarımsal arazilere yapılmaması, ekosistemleri koruması ve yöre insanının ekolojik ve sosyal haklarını gözetmesi gerekir.

Türkiye’de kömür madenlerinin ötesinde bazı yenilenebilir enerji projelerine bile baktığımızda bu durumların sağlanmadığını görmemiz mümkün.

Bilimsel Veriler Yenilenebilir Enerjiyi Öneriyor

STK’lar Türkiye’nin bu yıl vereceği güçlü iklim hedefi ile, ülke ekonomisini iklim ve enerji risklerine ve geleceğe hazırlayabileceğini belirtiyor. 

EMBER’in çalışmasına göre Türkiye’de güneş ve rüzgar ile üretilen elektriğin, 1 yıl içinde 7 milyar dolar, yani neredeyse 1 aylık enerji ithalatını önlediğini görmek mümkün. Bu da fosil yakıtlarda %80 oranında dışarıya bağımlı ve ağırlıklı olarak bu kaynaklara dayanan bir ülke için oldukça önemli.

İklim dostu yenilenebilir enerji yatırımları ve enerji verimliliği aynı zamanda konut ve sanayideki yüksek elektrik faturalarının düşmesine de yardımcı oluyor. Bu, özellikle, yoksul kesimin hane halkı refahına doğrudan etki edebilecek bir sosyal fayda anlamına geliyor.

Kaynak: Akra Media


"Kömürden Çıkış 2030” raporuna göre, kömürden çıkıp güneş, rüzgar, bataryaya dayalı bir sisteme geçiş ile 2035’e gelmeden elektrik üretim maliyeti azaldığını görmüştük.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının aynı zamanda istihdam konusunda ciddi faydalar sağladığını görmek mümkün. Her 1 milyon dolarlık yenilenebilir enerji yatırımı en az 10 kişiye istihdam yaratırken, aynı yatırımın kömüre yapılması işgücünde sadece 2 kişiye yer açıyor. Güneş ve rüzgar enerjisi yatırımları, kömürün 5 katı istihdam potansiyeli yaratıyor.

SEFİA’nın hesaplamasına göre Türkiye’de 2053 net sıfır emisyon vizyonuna uyumlu bir elektrik sektörü dönüşümünün 2030’a kadar güneş enerjisinde 71 bin, rüzgar enerjisinde 141 bin ek istihdam yaratabileceği, 2050 yılına kadar ise söz konusu sektörlerdeki ek istihdamın sırasıyla 455 bin ve 330 bine erişebileceği hesaplanıyor.

Uluslararası alandaki politik krizin Türkiye’yi ne yöne çekeceği tamamı ile hükümet politikalarına bağlı. Ya eski sistemlerin, fosil yakıtların, kömür için yok olan köylerin ,ormanların devamını sağlayacağız, ya da zaten kapıda bekleyen hazır teknolojilere yönelerek enerji güvenliğimizi sağlayacak, aynı zamanda istihdam ve sosyal fayda sağlayacağız.

Zaman artık bilimi ve doğayı dinlemenin zamanı.

Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.

İlgili Başlıklar

sera gazı

u

Net Sıfır

kömür

Türkiye

EkoI

Paris Anlaşması

Mısır

+1 more

Bülteni beğendiniz mi?

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

Çevreci Geek Yayınını Takip Et

İklim haberleri üzerine yorumlar.

0%

;