aposto-logo
TR
TREN
YENİ İTTİFAK
TÜRKİYE | MUHALEFET
KUŞBAKIŞI | TÜRKİYE
KUŞBAKIŞI | DÜNYA
BAŞKA NELER OKUDUK?

🎁 Yeni ittifaklar, yeni adaylar

Çin, Rusya ve Kuzey Kore'nin olası yeni ittifakları dünyanın dengesini değiştirecek mi? CHP'de yükselen değişim talebi, yeni adayların yükselişini destekleyecek mi?

Fotoğraf: Reuters/ 19 Eylül 2023 Günün Fotoğrafı

Spektrum'un bu haftaki sayısından herkese merhaba. Bu hafta bültende "yeni"yi odağımıza aldık. Bir yandan gelişen ilişkileri bir yandan da ihtimalleri değerlendirdiğimiz bültenin ana konularını özetlemek gerekirse:

  • Uzun zamandır ilişkileri dikkat çeken Çin, Rusya ve Kuzey Kore'nin birbirlerine yönelik son adımlarını değerlendirdik. Yeni üçlü ittifak dengeleri değiştecek mi? 
  • CHP Genel Başkanlığı için CHP Grup Başkanı Özgür Özel ve Eski CHP Genel Başkanı Altan Öymen'in yeğeni Prof. Örsan K. Öymen’in adaylığını açıklamasının ardından yorumcular ihtimalleri değerlendirdi.
  • Ayrıca, dünyanın ve Türkiye'nin gündeminde yer alan konular da bültenimizde. 

İyi okumalar! 

-İlkim

Spektrum

Spektrum

Yerel ve uluslararası gündemi yakalamak için bir başucu kaynağı; her hafta seçim dosyaları, kamuoyu araştırmaları, analizler ve Son Düzlük podcastle yayında!

YENİ İTTİFAK

Yeni ittifak: Çin, Rusya ve Kuzey Kore

Çin, Rusya ve Kuzey Kore'nin son dönemde yaptığı anlaşmalar ve birbirlerine dair açıklamaları bu ülkeler arasındaki ilişkilerin geliştiğini gösteriyor. Peki bu üç ülkenin ittifakı dengeleri değiştirecek mi?

Geçtiğimiz salı günü Rusya'ya giden Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştü. Kim Jong Un, "Başkan Putin'in kararlarını her zaman destekleyeceğiz ve emperyalizme karşı mücadelede birlikte olacağız" dedi. Putin ise Kuzey Kore'nin uydu yapımına Rusya'nın destek vereceğini söyledi.

Ayrıca: Putin, toplantıdan önce Kim Jong Un ile silah desteğini konuşup konuşmayacakları sorulduğunda, "tüm konuları" ele alacaklarını belirtti.

Bununla birlikte: Kremlin'den dün sabah yapılan açıklamada, Birleşmiş Milletler'in (BM) Kuzey Kore'ye yönelik yaptırımlarının Pyongyang ile ilişkilerini engellemeyeceği vurgulandı. 

İkili ilişkiler yalnızca Kuzey Kore ve Rusya arasında gelişmedi. Çin ve Kuzey Kore ile Çin ve Rusya da bir süredir ilişkilerini ilerletiyor. 

Çin ve Rusya 

Özellikle Çin'in Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sürecindeki desteği de bu iki ülkenin yakınlaşmasında önemli bir etken oldu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bu ilişki için "Rusya-Çin ilişkileri tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı ve güçlenmeye devam ediyor" değerlendirmesinde bulunuyor. Putin bu ilişkinin "karşılıklı güven, birbirinin egemenliğine ve çıkarlarına saygı üzerine inşa edildiğini" söylüyor. 

Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinde Çin'in Rusya'ya askerî mühimmat ve silah sağladığı iddiaları hep gündemdeydi. Çin bu iddiaları kabul etmese de yapılan araştırmalar alenen değil, gizli veya dolaylı yollarla bu desteğin yapıldığına işaret ediyor.

Bunun yanında Batı ülkelerinin uyguladığı yaptırımlar nedeniyle bir nevi kapana kısılan Rusya'nın en önemli ticaret ortaklarından biri de Çin oldu. Verilere göre Çin'in Rusya ile genel ticareti 2022'de 190 milyar dolarlık rekor bir seviyeye ulaştı. Bu bir önceki yıla oranla %30 artış anlamına geliyor.

Öte yandan ortaklık tatbikatlarda da görünüyor. Henüz Temmuz ayında Japon Denizi'nde ortak askerî tatbikat düzenleyen Çin ve Rusya, Ağustos ayında ise ABD'nin Alaska eyaletinin açıklarında bir tatbikat daha gerçekleştirdi. ABD, tatbikatı yakından izlediğini ve "bir tehdit arz etmediğini" bildirdi. 

Geçtiğimiz haftalarda ise Rusya'nın en büyük özel bankası Alfa-Bank, Pekin ve Şanghay'da ofis açmayı planladığını duyurdu. 

Ayrıca 9-10 Eylül tarihlerinde gerçekleşen G20 Liderler Zirvesi'ne Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in katılmayacağını açıklamasından 1 gün sonra Çin Devlet Başkanı Şi Cinping de aynı yöndeki kararını bildirdi. 

Hem askerî hem de ekonomi alanlarında birçok gelişmeye imza atan iki ülke, gelecek süreçte de bu adımlarını sıklaştıracak gibi görünüyor. 

Rusya, Ukrayna; Çin ise Tayvan konusunda Batı ile kriz yaşıyor. Bu da iki ülkenin "düşmanımın düşmanı dostumdur" fikriyle müttefikliklerini artırmalarının nedenlerinden biri olarak değerlendiriliyor.

Çin ve Kuzey Kore

Çin, Kuzey Kore'nin uzun süredir müttefiklerinden biri ve ekonomik destekçisi. Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning, Kuzey Kore'nin "dağlar ve nehirlerle birbirine bağlı dost komşuları" olduğunu ve "Çin-Kuzey Kore ilişkilerinin iyi geliştiğini" belirtmişti.

Geçtiğimiz yıldan bu yana Kuzey Kore de dış politikada özellikle çin ile ilişkilerini geliştirmeye özen gösteriyor. İki ülke düzenli olarak birbirine ziyaretler düzenliyor. Bu ilişkide bir denklik olmadığı da uzmanların sıklıkla vurguladığı bir durum

"Kuzey Kore Çin'e, Çin'in Kuzey Kore'ye ihtiyaç duyduğundan çok daha fazla ihtiyaç duyuyor."

Üçlü tatbikat iddiası 

4 Eylül'de yayımlanan bir haberlerde, Rusya'nın Kuzey Kore'ye Çin ile birlikte üçlü deniz tatbikatı yapmak için teklif götürdüğü öne sürüldü. Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu'nun kuzey Kore'yi ziyaretinde ortak tatbikatı dile getirdiği iddia edildi. 

Güney Kore Ulusal İstihbarat Servisi'nin Şoygu'nun ziyareti ile ilgili Ulusal Meclis'e gönderdiği raporunda, ikilinin askeri genişleme için özel bir toplantı yaptığı da kaydedildi. 

Bu askerî tatbikatın asıl amacının bölgede daha önce ortak bir tatbikat gerçekleştiren ABD ve Güney Kore'ye misilleme amacı taşıdığı da değerlendiriliyor. 

Ya değerlendirmeler? 

Tüm bu dinamikler sıklıkla değerlendiriliyor ve tartışılıyor. Üç ülke de sınır komşusu olduğu ülkelerin egemenliğine karşı. Ayrıca üç ülke de ABD'nin hâkimiyetini engellemek istiyor. 

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi'nden Cenk Tamer, konuya ilişkin kaleme aldığı yazısında ABD'nin üçlü tatbikata ilişkin iddiasına dikkat çekiyor: 

"ABD’nin iddiasına göre; Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’daki savaşta kendisine yeni destekçiler aramakta. Bu bağlamda Kuzey Kore, oldukça elverişli bir aktör olarak görülüyor. Kuzey Kore’nin Rusya’ya askerî mühimmat tedarikinde bulunabileceği düşünülüyor."

Asya-Pasifik’te derinleşen nükleer gerginliklerin ortasında Kim Jong Un, diplomatik izolasyondan kurtulmaya ve ABD’ye karşı birleşik bir cephe oluşturmaya çalıştığını ifade eden Tamer, Rusya'nın Kuzey Kore için "stratejik bir aktör" olduğunu söylüyor. Tamer ayrıca üçlü tatbikatın gerçekleşmesi hâlinde bölgesel güç dengelerini bozabileceğini de söylüyor ve ekliyor: 

"Rusya, Çin ve Kuzey Kore’nin Pasifik’te ortak askeri tatbikatlar ve hatta devriyeler düzenlemesi, Batılı güçler karşısında bölgede yeni bir eksen kurma çabası olarak da yorumlanabilir. Söz konusu üç aktör, Pasifik’te güç dengelerini değiştirecek hamleler yapmaya başlamışlardır. Son yıllarda Rusya, özellikle deniz tatbikatları yoluyla Pasifik’te gövde gösterisi yapmaya başlamıştır. Eğer Rusya, Çin ve Kuzey Kore; bölge denizlerinde ortak hareket etmeye karar verirse, bunun ABD ve Batılı güçlere büyük zararı olacaktır."

Kuzey Kore'nin kuruluşunun 75'inci yıldönümünde Rusya ve Çin'den ülkeye yapılan ziyareti yorumlayan Foreign Policy'den Alexandra Sharp ise bu görüşmenin mesajının net olduğunu söylüyor: "Rusya, Çin ve Kuzey Kore birbirlerinin arkasında."

Aynı ziyareti Nikkei Asia'da yorumlayan Gabriela Bernal ise, Kuzey Kore'nin bu ittifaka ihtiyacı olduğunu söylüyor. Bernal "Giderek artan saldırgan tavrı, Çin ile Rusya dışındaki ortaklıkların ilgisizliği ve giderek artan yaptırımlar Kuzey Kore'ye yardım konusunda çok az seçenek bırakıyor." ifadelerini kullanıyor.

Bucknell Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Profesörü Zhiqun Zhu, ABD-Güney Kore ilişkilerinin derinleştiği göz önüne alındığında, Kuzey Kore ile Çin arasındaki yakınlaşmanın şaşırtıcı olmadığını söylüyor. Zhu şu ifadeleri kullanıyor: 

"Hem Kuzey Kore hem de Çin, ABD'nin bölgede genişleyen varlığını ve ABD'nin Güney Kore ve Japonya ile güçlendirilmiş ittifaklarını bir güvenlik tehdidi olarak görüyor. Stratejik açıdan bakıldığında, güçlü bir Çin-Kuzey Kore ilişkisi her iki ülkenin de ABD'den gelen baskıyı azaltmasına yardımcı olabilir."

The Guardian'da kaleme alınan konuya ilişkin değerlendirme yazısında ise, Kuzey Kore'nin bir yandan gıda kıtlığı çektiği bir yandan da askerî teknolojiler konusunda ilerlemeye devam etmek istediği bu iki durum için de gelire ihtiyacı olduğu vurgulanıyor.

"Rusya açısından ise eski himayesinden yardıma ihtiyaç duyması statüsünün azaldığının bir başka göstergesi." değerlendirmesinde bulunulan yazıda "Ne Rusya ne de Çin, Kuzey Kore'nin yeteneklerini geliştirmesini istemiyor; çünkü Kuzey Kore güvenilmez bir ortak. İki ülkede bölgede nükleer silahların yayılmasını önlemek ve ABD-Japonya-Güney Kore ortaklığının gelişimini sınırlandırmak istiyor." ifadeleri yer alıyor. Yazı şu cümlelerle sonlanıyor:

"Yenilenen bağlar ciddi endişelere neden oluyor ve sadece Ukrayna'da değil."

Hikâyeyi paylaşmak için:
TÜRKİYE | MUHALEFET

Yeni adaylar ışığında; CHP'de değişim mümkün mü?

CHP Genel Başkanlığı için CHP Grup Başkanı Özgür Özel ve Eski CHP Genel Başkanı Altan Öymen'in yeğeni Prof. Örsan K. Öymen’in adaylığını açıklamasının ardından yorumcular ihtimalleri değerlendirdi.

CHP'de mevcut Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun görevinden affını istemesi, tabanda özellikle seçimin ardından ısrarla talep ediliyor. Öyle ki sosyal medyada konuya ilişkin etiketlerle paylaşımlar ve uzun açıklamalar yayımlanıyor. 

CHP'de 5 Kasım’da yapılacağı değerlendirilen 38. Olağan Kurultay’da da yeniden Genel Başkanlık seçimi yapılması planlanıyor. 

CHP Grup Başkanı Özgür Özel ve Eski CHP Genel Başkanı Altan Öymen'in yeğeni Prof. Örsan Kunter Öymen’in partinin Genel Başkanlığı için aday olduğunu açıklamasının ardından ise CHP'de değişim ihtimalleri daha yüksek sesle konuşulmaya başladı. 

CHP Grup Başkanı Özgür Özel, CHP Genel Başkanlığına adaylığını parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısıyla ilan etti. Özel adaylığını "Parti içi iktidarı kazanmak için değil, CHP'yi, Atatürk'ün partisini iktidar yapabilmek için CHP Genel Başkanlığına adaylığımı ilan ediyorum" ifadeleriyle duyurdu. 

Özel, "Bu Türkiye'yi değiştirmek için CHP'yi değiştirmeye inanan kadroların hikayesidir. Bu bir lider değişikliğinin ötesinde, gücü kadrolardan alan ve kadrolarına güç veren bir hareketin hikayesidir. Bu hikaye, Atatürkçülerin, namusluların, İsmet Paşa'nın, Karaoğlanların hikayesidir" dedi.

CHP PM Üyesi Prof. Dr. Örsan Kunter Öymen ise adaylığını, şu ifadelerle duyurdu:

"Ne yazık ki partimiz mevcut genel merkez yönetiminin temsil ettiği statükocularla, sahte değişimciler arasında sıkışıp kalmıştır. Bir kısır döngü söz konusudur. CHP, çıkmaz sokağın içerisindedir. O nedenle bizim mutlaka bir üçüncü bir yol açmamız gerekiyor. Bir başka yol açmamız gerekiyor. Bu yol, Mustafa Kemal Atatürk’ün yoludur. Bu yol, Atatürk’ün aydınlanma devrimlerinin yoludur. Bu yol, Altı Ok yoludur. Bu yol, sosyal demokrasi ve demokratik solculuğun yoludur. Bu yolu açmak için 38. Olağan Kurultay’da CHP Genel Başkan aday adayı olmaya karar verdim."

Parti içindeki değişim, devam, üçüncü yol tartışmaları bir kenarda dursun; uzun zaman sonra CHP'de birden fazla adayın yarışacağı genel başkanlık seçimini siyasiler, uzmanlar ve yorumcular nasıl değerlendirdi? Birlikte göz atalım; 

"Kılıçdaroğlu'nun işi sandığından zor" 

Öymen'den ziyade Özel'in adaylık açıklaması medyada daha sık yer buldu. 

T24 yazarı Yalçın Doğan, "Kemal Kılıçdaroğlu'nun işi sanıldığından daha zor görünüyor. Kurultay onun için artık çantada keklik değil. Özel'in çok iyi hazırlandığı belli. Dünkü konuşması hem edebi, hem duygusal, hem ülkenin temel sorunlarını kavrayan gerçekçi, hem de partide köhnemiş yapıyı, çöreklenmiş bir grupla birlikte lider sultasını kırmaya dönük. Sözleri parti örgütünü arkasına alabilecek üsluba sahip. Özgür Özel kurultayda Kılıçdaroğlu'nu epey zorlayabilir." değerlendirmesinde bulunuyor. 

Eski MYK üyesi ve Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç ise Özel’in Grup Başkanlığı görevinden istifa etmesi gerektiğini "Genel başkan adaylığı her CHP’linin hakkıdır. Ancak Genel Başkan adına Grup başkanlığı koltuğunda otururken genel başkan adayı olması doğru ve etik değildir" ifadeleriyle belirtti.

Hürriyet yazarı Nedim Şener, Özel'in adaylığını "ilginç" bir perspektifle yorumladı. Özel'in daha öncesinde "En kolay alkışın Atatürk denilerek alındığı bir siyasi partinin siyaset üretme pratiğinde sorun var." ifadelerini kullandığını belirten Şener, konuşmasında kaç kez "Atatürk" dediğini saydı. Şener ayrıca Özel'in tabanda bir heyecan yaratmadığını savundu.

Şener ile aynı gazetede yazan Abdülkadir Selvi de Özel'in adaylığının heyecan uyandırmadığını savunanlardan. Selvi, Özel'in parti içindeki değişim talebini karşılayacak doğru aday olmadığını söyledi.Özel'in Kılıçdaroğlu'na ihanet ettiğini söyleyen Selvi, ayrıca adaylık açıklamasının ardından görevinden de istifa etmesi gerektiğini vurguladı. Atatürk eleştirisinde de bulunan Selvi, Şener'den farklı olarak, Tanrıkulu'nu savunması için "Atatürk böyle mi yapardı?" dedi.

Politikyol'dan Tunay Şendal ise önemli bir noktaya parmak basarak, "Asıl merak edilen ve Genel Başkanlık yarışının şekline sirayet edecek olan soru; Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlık için yeniden aday olup olmayacağı ya da kime destek vereceği meselesidir." dedi. Özel'in adaylık konuşmasında bunun bir kadro hareketi olduğunu vurguladığını belirten Şendal, şu değerlendirmede bulundu: 

"Zira Özel’in adaylığını Kılıçdaroğlu adına bir paravan olarak değerlendiren ya da 'kaybeden yönetimde bulunan' bir kişinin adaylığının samimiyetini sorgulayanlar, CHP tarihi içerisinde vücut bulan farklı dönemlerdeki çeşitli değişim süreçlerinden uzakta bir perspektif sergilemektedir. Keza CHP’deki tarihi değişimlerden birinin sembolü olan Bülent Ecevit de Genel Başkan İsmet İnönü’nün yönetiminde bulunarak partinin Genel Sekreterliğini yapmıştır. Ayrıca Özel’in adaylığında samimiyet arayan kesimin, yönetim haricinden başka birinin adaylığı ihtimalinde de bu defa parti dışından aday eleştirilerini yönelteceği malum bir durumdur."

Şendal, Öymen'in adaylığını ise "Öymen’in açıklamalarında dikkat çeken vurgular arasında Özel ile paralel olarak Atatürk, Altı Ok ve sol ibareleri yer almıştır. Ancak CHP arşivinde kıymetli bir isme sahip olan Öymen’in sahip olduğu aile bağları, parti örgütü desteğinde, aynı özkütleyi karşılayıp karşılamayacağı hususunda merak uyandırmaktadır." ifadeleriyle değerlendirdi. 

  • Editörün önerisi: Politikyol'dan Ali Tirati de değerlendirmesinde hem değişim talebini hem de CHP'de değişmesi gerekenleri Özel'in adaylık açıklaması üzerinden hatırlatarak seçimin önemini vurguluyor.  
  • Editörün önerisi: Sözcü yazarı İsmail Saymaz "Özel, kurultayda kazanabiliri mi?" sorusunu partililerin değerlendirmeleriyle cevaplamaya çalışıyor. 
Hikâyeyi paylaşmak için:
KUŞBAKIŞI | TÜRKİYE

MİT TIR'ları davasında CHP milletvekili Enis Berberoğlu hakkında yargılamanın durdurulmasına karar verildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmada Berberoğlu'nun "yeniden milletvekili seçilerek edindiği dokunulmazlık nedeniyle hakkında yasama dokunulmazlığı kaldırıncaya kadar" CMK 223 fıkra 8. maddesi gereğince yargılamanın durmasına karar verildi. 

  • Arka plan: 14 Haziran 2017'de Millî İstihbarat Teşkilatı'na (MİT) ait TIR'ların görüntülerini Cumhuriyet gazetesinin eski genel yayın yönetmeni Can Dündar'a verdiği suçlamasıyla yargılanan CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu 25 yıl hapis cezası almış ve tutuklanmıştı. Berberoğlu'nun hapsedilmesinin ardından CHP lideri Kılıçdaroğlu Ankara'dan İstanbul'a Adalet Yürüyüşü gerçekleştirmişti.

• CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, hakkında 26 Kasım 2014’te CHP İstanbul bölge toplantısındaki konuşması nedeniyle, “kamu görevlisine alenen hakaret” suçlamasından açılan davada sanık olarak tebligatla mahkemeye çağrıldı. Cumhuriyet’ten Barış Terkoğlu “Tarihte ilk kez bir CHP lideri sanık olarak tebligatla mahkemeye çağrıldı” ifadelerini kullanırken Kılıçdaroğlu hakkında 1 yıl 2 ay ile 2 yıl 4 ay arası hapis ve siyasi yasak istendiğini vurguladı.

  • Ne demişti? Kılıçdaroğlu, söz konusu toplantıda şu ifadeleri kullanmıştı:

“17 ve 25 Aralık’ta cumhuriyet tarihimizin en büyük yolsuzluğu oldu, gerçekleşti. Bir hükümetin bir devleti nasıl soyduğuna tanık olduk. Sonunda bir soruşturma komisyonu kuruldu. TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek mahkemeye başvuruyor. Diyor ki, komisyonla ilgili olarak yayın yasağı getirin. TBMM’de kurulan komisyonla ilgili yayın yasağı getirin, diyor. Ne zamandan beri TBMM hırsızların hamisi konumuna geldi Sayın Cemil Çiçek, bunu bir açıklar mısın?”

CHP lideri Kılıçdaroğlu yerel seçimler için CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adayının mevcut başkan Ekrem İmamoğlu olduğunu açıkladı. Kılıçdaroğlu, "İmamoğlu adayımızdır" dedi.

  • Cevap: İBB Başkanı İmamoğlu, "Yolculuğuma, tabii ki Genel Başkanımızın destek vermesi ve adayımızdır demesi sevindiricidir. Benim için değerli bir kanattir, değerli bir tariftir" dedi.
  • Kulis: Gazete Pencere'de yer alan habere göre, son 3 İstanbul ziyaretinde Kılıçdaroğlu'nun yanında olmayan ve Ankara'da partisinin 100'ücü yıl kutlamalarına katılmayan İmamoğlu, CHP liderinin ziyaretleri hakkında bilgilendirilmedi. Kılıçdaroğlu'nu telefonla arayan İmamoğlu “İstanbul’a üçüncü kez geldiniz ve yine bize haber vermediniz. Bunun sebebi nedir?” diye sordu. Kılıçdaroğlu’nun ise İstanbul İl Yönetimi’ne işaret ederek, “İl haber vermedi mi? Özel kalemlerimiz konuşsun” yanıtını verdi. 
  • Bir diğer kulis: Hürriyet'teki habere göre; CHP kaynakları ikili hakkında "Adaylık açıklamasının gecikmesinin rahatsızlık yaratması normal. Canan Kaftancıoğlu ile yaşadığı gerilimler nedeniyle yeni İstanbul İl Başkanı'nın kim olacağı da Ekrem Bey için önemli. Ancak İstanbul delegasyonundaki dağılımın zorlu pazarlık süreçlerine yol açması da bir başka gerilim nedeni. Her ne kadar Kemal Bey, ‘adayımız’ dese de bu işin sonu değil, Ekrem Bey için ilçe belediye başkan adayları da bir başka sorun kaynağı. Birlikte çalışacağı bu adayların belirlenmesi noktasında da büyük beklentileri var. Sonuçta bunların ‘pazarlık’ sürecine, bu zorlu sürecin de bir gerginliğe yol açması doğal. O nedenle bunu küslük değil de ‘pazarlık gerginliği’ denebilecek kontrollü bir gerginlik diye değerlendirmek daha doğru olabilir." değerlendirmesinde bulundu.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu hakkında "Devletin askerî ve emniyet teşkilatını alenen aşağılama" suçunu içeren soruşturma izni talebini Adalet Bakanlığı'na gönderdi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Tanrıkulu hakkında savcılığa soruşturma izni verildiğini duyurdu.

  • Ayrıca: Adalet Bakanlığı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun dokunulmazlığının kaldırılması istemiyle hazırlanan fezlekeyi TBMM’ye iletilmek üzere Cumhurbaşkanlığı'na gönderdi.

Independent Türkçe

• 2 Temmuz 1993’te 35 kişinin hayatını kaybettiği Madımak Katliamı ile ilgili son dava, 30 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle düşürüldü.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği’ne açılan kapatma davasının dördüncü duruşması İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Derneğin feshi istemi ile açılan davanın reddine karar verildi.

• Rütbeleri sökülen, silahlarına el konulan ve Emniyet Genel Müdürlüğü'ne ait binalara girişleri yasaklanan eski Emniyet Müdürleri Sabri Uzun ve Hanefi Avcı, haklarını geri aldı.

KUŞBAKIŞI | DÜNYA

Avrupa Parlamentosu'nda (AP) Türkiye hakkında hazırlanan 2022 yılı raporu kabul edildi. 

  • Ne içeriyor? Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinin "mevcut koşullar içinde" yeniden başlatılamayacağı belirtilen raporda, ilişkilerin geleceği için karşılıklı çıkarları kapsayan "paralel ve gerçekçi" bir çerçeve bulmaya yönelik sürecin başlatılması tavsiye edildi. Raporda ayrıca, Türkiye'den, İsveç'in NATO üyeliğini en kısa sürede onaylaması istendi.
  • Bununla birlikte: Türkiye ile üyelik müzakerelerini sonlandırmayı içeren değişiklik önergesi 460 oyla reddedildi, raporda yer almadı.
  • Rest: Cumhurbaşkanı Erdoğan, AP'nin 2022 Türkiye raporuna ilişkin olarak “Gerekirse AB ile yolları ayırabiliriz” ifadelerini kullandı.
  • Tepki: Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Avrupa Parlamentosu raporu kabul etmesine ilişkin , "Söz konusu rapor, Türkiye'deki güncel reform çalışmalarını ve insan hakları ile hukukun üstünlüğü alanlarındaki gelişmeleri görmezden gelen, objektif olmaktan uzak, verilere dayanmayan haksız, temelsiz ve hezeyanlarla dolu bir rapordur" değerlendirmesinde bulundu.

bianet

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM'nin 78’nci Genel Kurulu görüşmelerinde katılımcılara hitap etti. Güvenlik Konseyi'nin dünya güvenliğinin teminatı olmaktan çıktığını belirten Erdoğan, 5 ülkenin siyasi stratejilerinin çarpışma alanı hâline geldiğini ifade etti. 

  • Detaylar: Erdoğan, konuşmasında Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, tahıl koridoru, Suriye ve güvenlik konuları ile KKTC'nin tanınması, Filistin-İsrail sorununun çözümü ve AB'nin Türkiye'ye karşı yükümlülükleri gibi konulara değindi.
  • Dahası: Karabağ'ın Azerbaycan toprağı olduğunu ifade eden Erdoğan, ırkçılık, yabancı karşıtlığı ve İslam düşmanlığının artık tahammül edilemeyecek seviyelere ulaştığını belirterek ifade özgürlüğü maskesi altında Kuran'a karşı saldırılara izin verilmemesi gerektiğini savundu.
  • Ayrıca: BM Genel Kurulu toplantıları için gittiği ABD’nin New York kentinde, Tesla ile SpaceX’in CEO'su Elon Musk ile görüştü. TOGG’la birlikte Tesla’nın da Türkiye pazarına girdiğini hatırlatan Erdoğan; Musk'a elektrikli araç şirketinin yedinci fabrikasını Türkiye’de kurması çağrısında bulundu.

• Azerbaycan Savunma Bakanlığı, Karabağ'da anayasal yapıyı yeniden tesis etmek amacıyla ‘antiterör operasyonu’ başlatıldığını duyurdu. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Siviller ve altyapı tesisleri hedef alınmamakta, yalnızca meşru askeri hedefler yok edilmektedir” denildi.

  • Açıklamalar: Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan “Çeşitli kaynaklar tarafından Ermenistan'da darbe çağrısı yapıyor. BM Güvenlik Konseyi ve Rus Barış Gücü'ne bölgede istikrarı sağlaması için çağrıda bulunuyoruz” dedi. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova da “Rus tarafı, ısrarla çatışmanın taraflarını kan dökülmesini durdurmaya çağırıyor” açıklamasında bulundu.

• Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Birliği'nin Durumu konuşmasında birliğin genişlemesi için hazırlıkların yapılması çağrısında bulundu. Leyen "Eğer inandırıcı olmak istiyorsak, bir takvimden bahsetmeliyiz" dedi.

• ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy, Başkan Joe Biden hakkında görevi kötüye kullanmaktan azil soruşturması açılmasını istedi. McCarthy gazetecilere verdiği demeçte, "Temsilciler Meclisi komitelerimizi, Başkan Joe Biden hakkında azil soruşturması açmaya yönlendiriyorum. Kanıtların bizi nereye götürdüğüne bakacağız" dedi.

  • Bir adım geriden: Temsilciler Meclisi'ni az farkla kontrol eden Cumhuriyetçiler, Biden'ı 2009-2017 yılları arasında başkan yardımcısı olarak görev yaptığı sırada oğlu Hunter Biden'ın yabancı iş girişimlerinden kazanç sağlamakla suçlamış, ancak gerekli kanıtları sunmamıştı.

Çin, ABD merkezli savunma sanayi şirketleri Northrop Grumman ile Lockheed Martin'e, Tayvan'a silah sattıkları gerekçesiyle yaptırım uygulama kararı aldı. 

France24

İran'a ait 6 milyar dolarlık dondurulmuş fonun Katar'daki İran'a ait banka hesaplarına aktarılmasının ardından; 5 İranlı ile 5 ABD vatandaşının değiş-tokuş edileceği mahkum takası Doha'da gerçekleşti. ABD'nin serbest bıraktığı mahkumların üçünün İran'a geri dönmediği bildirildi.

Macaristan'da Parlamento Başkanı Laszlo Kover, İsveç'in NATO'ya katılma teklifinin onaylanması gerektiğinden "emin olmadığını" belirterek, sürecin daha da gecikebileceğinin sinyalini verdi. 

BAŞKA NELER OKUDUK?

📰 "Tutuklanan Ayhan Bora Kaplan neden Türkiye’nin gündeminde?"Yetkin Report'tan Nermin Pınar Erdoğan günlerdir manşetlerde yer alan Ayhan Bora Kaplan'ın ilişkilerini, Kaplan'a yönelik suçlama ve iddiaları, eski Bakan Soylu'ya yönelik operasyon iddiasını derliyor.

💬 "CHP yine değişir ama Türkiye yine değişmeyebilir": BirGün'den Berkant Gültekin, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Cumhuriyet'te kaleme aldığı yazısı üzerinden CHP'deki değişim vaadinin gerçekliğini değerlendiriyor:

"İmamoğlu’nun 'CHP değişirse, Türkiye değişir' sözü kulağa hoş geliyor ama son yıllardaki tecrübelerimiz bunu doğrulamadı. Son 10 yılda CHP’nin geçirdiği değişimine rağmen Türkiye olumlu anlamda değişmedi. Hatta ülkede her şey daha da kötüye gitti. Çünkü önemli olan “değiştirme” eyleminin kendisi değil, niteliği; bir başka deyişle neyin, nasıl değiştiği."

💬 "Libya'daki selin diğer suçlusu": AlJazeera'den Kerim Elgendi, Libya'da meydana gelen fırtınanın ardından oluşan ve 10 binden fazla kişinin yaşamını yitirdiği sele ilişkin değerlendirmesinde tek suçlunun "iklim krizi" olmadığını vurguluyor: 

"İklim krizi selleri yoğunlaştırdı ama Libyalıları bunlara hazırlıksız kılan şey çatışmalardı."

📰 "Meloni'nin Batı milliyetçiliği": Politico'dan Anthony J. Constantini, Avrupa'yı şaşırtan İtalya'nın lideri Meloni'nin kurmak istediği ittifakı ve bu ittifakın sağlayacaklarını anlatıyor: 

"Meloni, daha önce Avrupa Birliği karşıtı dilini yumuşattı. Kararlı bir şekilde Ukrayna yanlısı davrandı, ülkeyi ziyaret etti ve o zamanki koalisyon ortağı Silvio Berlusconi'nin Rusya yanlısı açıklamalarına karşı çıktı. Meloni'nin diğer Avrupalı liderlerle de arası iyi. Hatta ABD Başkanı Joe Biden'la da iyi geçinmeyi başardı; bu, popülist sağ Avrupalı liderler için nadir görülen bir durum. Şaşırtıcı bir şekilde başbakan, yakın zamanda İtalya'nın Kuşak, Yol Projesi'nden çekileceğini açıklayarak Çin karşıtı bir tutum da sergiledi. Şu anda bu manevra meyvesini verdi ve Meloni'nin İtalya'daki onay oranı %57'ye ulaştı."

🎧 Parlamento'nun 1946 yılında gerçekleşen ilk çok partili seçimden günümüze Türkiye'nin siyasi tarihini konu aldığı "Yakın Geçmiş" isimli belgesel serisini hâlâ dinlemediyseniz;

🎥 Gazeteci Fatih Altaylı, YouTube kanalında haftanın öne çıkan gelişmelerini yorumluyor:  

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

Spektrum

Spektrum

Yerel ve uluslararası gündemi yakalamak için bir başucu kaynağı; her hafta seçim dosyaları, kamuoyu araştırmaları, analizler ve Son Düzlük podcastle yayında!

YAZARLAR

Spektrum

Yerel ve uluslararası gündemi yakalamak için bir başucu kaynağı; her hafta seçim dosyaları, kamuoyu araştırmaları, analizler ve Son Düzlük podcastle yayında!

İLGİLİ BAŞLIKLAR

Rusya

Kuzey Kore

Kim Jong Un

Vladimir Putin

Kremlin

Birleşmiş Milletler

Pyongyang

Ukrayna

+33 more

İLGİLİ OKUMALAR

0%

;