19. Akbank Kısa Film Festivali

İyi müzik için iştah duyanlara: Literal Radio Şehrin yeni groove radyosu Havada gönül tellerini titretecek bir sıcaklık, modumuzda ise bu güzel hislere yakışacak iyi müziğin heyecanı var. Özlem duyduğumuz ritim için nerede bir araya geleceğimizi artık biliyoruz; sadece bir radyo değil, benzer zihinlerin aynı yerde dalgalandığı Literal Radio yayına başladı. Nedir? Daha iyi #müzik, daha iyi #içerik ve daha iyi #kürasyonlar için karnı zil çalanların aidiyet duygusuyla hareket ettiği Londra merkezli topluluk Literal , birlikteliğin ilk adımını Literal Radio ile atarak daha iyisini arayan müzikseverlere sesleniyor: “Kimse buraya senden daha fazla ait değil.” Neler var? Kulaklığını paylaşmak isteyeceğin zevklere sahip kişileri müziğin etrafında bir araya getirmeyi arzulayan Literal Radio ; soul, jazz, funk, R B, modern jazz ve electronica ağırlıklı seçkisiyle seslenerek iyi müzikle şehrin kalabalığında bizi birbirimize bağlıyor. Keyifle salınacak anlar için incelikle ve heyecanla kürate ediliyor. Nerede? Her yerde olanın değil, iyi müziğin peşinden gidenlerin yeni evi Literal Radio ’yu Karnaval.com , Karnaval IOS ve Android uygulamaları ve houseofliteral.com üzerinden dinleyebilirsin. Şehrin groove dalgasına kapılmaya hazırsan @houseofliteral ’a hoş geldin. #LiteralRadio #Longing4BetterMusic
Learn more →
Duende
Her hafta sinema ve müzik evreninden söyleşiler, incelemeler, öneriler, podcast’ler ve keşif notları e-posta kutunda.
2007 baharı. Sabancı Üniversitesi'nin sinema salonu kalabalık. Başta sinema kulübümüz Sinek'ten tanıdık yüzler olmak üzere birçoklarıyla beraber kısa filmler izlemek üzere toplanmışız. Kapıdaki afişte "4. Akbank Kısa Film Festivali" yazıyor, "Ödüllü filmler üniversitelerde!". O dönem kısa filmlere erişimin bu kadar kolay olmadığını sen de hatırlarsın belki. Tam da bu yüzden Akbank Kısa Film Festivali'nin sadece İstanbul'daki değil, farklı kentlerdeki üniversiteleri dolaşarak bu erişimi artırmak için çabalaması beni o dönemde çok etkilemişti. İki yıl önce pandemi nedeniyle bu erişimi sağlamak için yeni yollar arandı. Akbank Kısa Film Festivali de film gösterimlerini çevrimiçi bir platforma taşıyan festivallerdendi. Pandemi döneminin çözüm arayışlarından biri olan çevrimiçi platform, bugün hibrit bir festivalin mümkün olduğunu kanıtlamış olacak ki Akbank Sanat'taki fiziksel gösterimlere geri dönülmüş olmasına rağmen yine görevini sürdürüyor: Festival filmlerini Türkiye'nin dört bir yanındaki izleyiciyle ücretsiz olarak buluşturuyor.
Çarpışma (2005, Umut Aral) | Kaynak: Ünite İletişim
Kısadan Uzuna. 2007'de o gün orada; festivalde ödül kazanan filmlerden, Senem Tüzen imzalı Unus Mundus'u izlediğimde o güne kadar çok da takip etmediğim kısa filmlere dair bakış açım değişmişti. 3 dakikacık süresiyle kurmacanın gücünü sonuna dek kullanan, gerilimi yüksek, biçimsel olarak etkileyici bir filmdi bu. Kısa filmlerde kocaman dünyalar vardı. Kısa film yönetmenlerinin, üstelik çok daha sınırlı bütçelerle neler yapabildiğini görmek; sinemanın ve sunduklarının sınırlarını benim için genişletmişti. Yıllar sonra çok sevdiğim uzun metrajlı yerli yapımlardan Ana Yurdu'nda yine Senem Tüzen imzasını görünce bir şeyi daha anlamıştım: Kısa filmler, gelecekte uzun metrajlı filmlerini de seveceğim yönetmenlerin birer habercisiydi aynı zamanda. Akbank Kısa Film Festivali'nin geçmiş yıllardaki programlarına baktığımda bunu kanıtlayan birçok örneğin olduğunu, Belma Baş'tan Nazlı Elif Durlu'ya, Kaan Müjdeci'den Tolga Karaçelik'e birçok yönetmenin kısa filmleriyle geçmişte festivalde yer aldığını görüyorum. Festival de bunun bilincinde ki Kısadan Uzuna adlı bölümle bu yönetmenlerin kısa ve uzun filmlerini bir arada sunuyor, izleyicisini yönetmenlerle söyleşilerde buluşturuyor. Bu yıl bu bölümün konuğu, yönetmen Umut Aral.
Valley of Shadows (2017, Jonas Matzow Gulbrandsen) | Kaynak: Ünite İletişim
"Forum bölümüne başvurup bizden senaryo aşamasından destek almış kısa filmleri festivallerde görmek bizi sevindiriyor" diyor Akbank Kısa Film Festivali direktörü Selim Evci. Tahmin edeceğin üzere festival; sadece kısa filmlerin erişimini ve izleyiciyle buluşmasını kolaylaştırdığı için değil, kısa film üretimini teşvik ettiği için de oldukça önemli. Ulusal yarışma bölümü Festival Kısaları ve uluslararası yarışma bölümü Dünyadan Kısalar'a ek olarak kısa filmlerin fikir aşamasından itibaren desteklenmesi amacıyla düzenlenen Kısa Film Senaryo Yarışması ve 20 yaş altı yönetmenlere yönelik Genç Bakışlar yarışması, bu teşviğin uzantıları. Kısa film üretiminin farklı alanlarına yönelik atölye çalışmaları ve hem sinemacıların hem de izleyicinin ilgisini çekecek söyleşiler de tabii ki festivalin bir parçası.
Festival afişi | Kaynak: Akbank Kısa Film Festivali
On dokuzuncu yaşını kutlayan ve 12 Mayıs'a dek sürecek Akbank Kısa Film Festivali'ni, bu yılki programı ve kısa film üretiminin güncelini festival direktörü Selim Evci ile konuştuk:
Festival neredeyse 20 yaşına gelmek üzere. Türkiye’deki kısa film üretiminin, festivale başvuruların ve izleyicinin ilgisinin bu süreçte nasıl değiştiğini gözlemliyorsunuz?
İlk yıllarda sayı çok azdı tabii, Türkiye’de yılda ortalama 80-90 kısa film çekiliyordu. Teknik şartların film üretme adına kolaylaştırıcı şekilde gelişmesi, dijital kameraların gelişimi, üretilen kısa filmlerin sayılarının artmasına yol açtı. Festivaller, platformlar çoğaldıkça üretim arttı doğal olarak. Fakat izleyicinin ilgisi hep vardı. Film yapmak isteyenler, farklı düşünceler görmek isteyen sinema seyircisi kısa filmi takip ediyor. Kısanın konu çeşitliliği çok zengin. Bir yapımcının ısmarlaması ile ya da sınırlaması ile çekilmiş bir şey olmadığından oradaki bağımsızlık duygusu çok değerli seyirci için.
Festivale 2000’in üzerinde film başvurmuş. Başvuran tüm filmlere baktığınızda Türkiye’den çıkan kısa filmlerde uluslararası yapımlardan farklı olarak nasıl tematik ve biçimsel eğilimler görüyorsunuz?
Bir kere çok ciddi bir bütçe farkı var. Dünyadan gelen kısa filmlerin büyük bir kısmında bir filmin çekilmesi için gereken her şeyin sağlandığını hissediyorsunuz. Bir uzun metraj filmdeki gibi benzer bir planlama süreci. Bizim filmlerimizde de belli bir oranda bu standardı görebiliyoruz ama genelde böyle bir durumdan bahsetmek henüz mümkün değil. Biçimsel bir karşılaştırma yapmak çok zor. Kısa film çok zengin bu anlamda. Deneme içerdiği için çok geniş bir biçim yelpazesi var. Karşılaştırma yapmak çok doğru da değil aslında, her coğrafyanın ürettiği filmin lezzeti farklı. Bizim de çok iyi kısa filmlerimiz var.
Festival afişi | Kaynak: Akbank Kısa Film Festivali
Kısadan Uzuna ve Deneyimler bölümleri bizi bugüne kadar birçok yönetmenle buluşturdu. Bu yıl bu bölümlere konuk olacak Umut Aral ve Jonas Matzow Gulbrandsen ile yollarınız nasıl kesişti? Festival takipçileri onların sinemalarında neler bulacak?
Umut Aral çok değerli yönetmenlerimizden bir tanesi. Onun ilk kısa filmleri çok ses getirmişti çekildiği dönemde. O henüz az sayıda filmin yapıldığı zamanlarda Otuzdört filmi çok konuşulmuştu. Şimdi çok önemli işlere imza atıyor. Umut’u festivale davet ettiğimizde, çok güzel bir cevap verdi bize: “Ben Akbank Kısa Film Festivali’nin söyleşilerini dinleyerek bu günlere geldim, tabii ki...” dedi. Bu hoşumuza gitti, bizi ve yaptığımız işi onurlandırdı. Jonas takip ettiğim bir yönetmen, Norveç’in başarılı isimleri arasında. Çok etkili kısa filmleri ve uzun filmleri var. Sinemasındaki mod oldukça etkileyici. Abisi görüntü yönetmeni ve birlikte çalışıyorlar. Festival takipçileri bu iki yönetmenin de söyleşilerinde onları yakından tanıdığı için mutlu olacaktır diye düşünüyorum.
Çevrimiçi gösterimler pandemi döneminde hayatımıza girmişti. Çevrimiçi gösterimlerin sizi pandemi sonrası normalleşme döneminde de bu seçeneği sunmayı sürdürmeye iten avantajı neydi?
Festivalin çevrimiçi üzerinden gerçekleşme süreci pandemi sebebiyle Bir zorunlulukla başladı. Açıkçası bir filmi sinema salonunda karanlık ve büyük bir perdede izlemeyi hiçbir şeye değişmem. Öte yandan festival çevrimiçi olduğunda Türkiye’nin her yerine ulaşmış oluyor. Bu yönde çok güzel yorumlar aldık. Tüm Türkiye’ye ulaşma ve dolayısıyla çok sayıda insana filmleri götürmek de çok önemli. Bu sebeple bu yıl festivali hibrit olarak gerçekleştireceğiz. Hem çevrimiçi hem de Akbank Sanat binasındayız.
Selim Evci | Kaynak: Ünite İletişim
Jüri üyeleri arasında Mubi Türkiye direktörü Cem Altınsaray’ın olması, ulusal seçkideki bazı filmlerin hâlihazırda Mubi’de izleyiciyle buluşmuş olması dikkatimi çekti. Dijital platformlarla kısa filmlerin daha kolay izleyiciyle buluşabiliyor olması sizce kısa film festivallerine olan ilgiyi de arttırdı mı? Ve Mubi’yle özel bir işbirliğiniz var mı?
Bu soru üzerinden şunu söyleyeyim, festivaller filmlerin ilk gösterimlerini yapmayı ister her zaman. Dolayısıyla bir filmin bir platformda gösterilmiş olması bizim yarışmalı bölümlerimiz için dezavantaj. Bu yıl yarışma dışı olan Perspektif bölümümüzde platformlarda gösterilmiş ya da gösterilecek olan sadece iki tane film var. Mubi önemli bir platform, özel bir işbirliğimiz yok ama sinema için değerli bir alan. Önümüzdeki dönemlerde bir işbirliği olabilir, neden olmasın? Her etkinlik birbirini tetikliyor ve kısa filme olan ilgiyi artırıyor.
Kaydet
Okuma listesine ekle
Paylaş
Duende
Her hafta sinema ve müzik evreninden söyleşiler, incelemeler, öneriler, podcast’ler ve keşif notları e-posta kutunda.
İLGİLİ BAŞLIKLAR
Sabancı Üniversitesi
Akbank Kısa Film Festivali
İstanbul
Pandemi
Akbank Sanat
Türkiye
Çarpışma
Umut Aral
Senem Tüzen
Unus Mundus
Ana Yurdu
Belma Baş
Nazlı Elif Durlu
Kaan Müjdeci
Tolga Karaçelik
NEREDE YAYIMLANDI?
Akbank Kısa Film Festivali direktörü Selim Evci'yle röportaj, Başrol Müzik gösterim serisinin yeni filmi Cadillac Records.
03 May 2023

YAZARLAR

Emre Eminoğlu
1987’de İstanbul’da doğdu. Sabancı Üniversitesi Üretim Sistemleri Mühendisliği lisans ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Kültür Yönetimi yüksek lisans programlarından mezun oldu. Sinema, kültür ve sanat yazarı ve editör olarak çalışıyor.

Duende
Her hafta sinema ve müzik evreninden söyleşiler, incelemeler, öneriler, podcast’ler ve keşif notları e-posta kutunda.
İLGİLİ OKUMALAR