
Kadınların 55 yaşında, erkeklerin 60 yaşında veya her ikisinin de 60 yaşında emekli olabildiği sistem 1999 yılı öncesinde de mevcuttu. Yani 55’li, 58’li ve 60’lı yaşlarda emeklilik uygulaması ilk defa 8 Eylül 1999 tarihinde getirilmedi. Kadınların 38, erkeklerin 43 yaşında emekli olabildiği sistem 1992 yılında mali disiplin, sürdürülebilirlik, sosyal güvenlik kuruluşları bütçesi ve aktif pasif dengesi düşünülmeden siyasi bir karar sonucunda getirildi.
Emeklilikte yaşa takılanlar sorununun nedeni olan 4447 sayılı kanun, sosyal güvenlik kuruluşlarının bütçe açıklarının sürdürülemez hâle gelmesi, aktif pasif dengesinin bozulması, yıllardır süren enflasyonist bir ekonomi vb. nedenleriyle 1999 yılında reform olarak sunuldu ve yasalaştı. O yılki resmi enflasyon oranı %70’ler seviyesindeydi. 4447 sayılı yasa ile kadınların 38 erkeklerin 43 yaşında emekli olabildiği sistem kaldırılarak, yaş şartının bulunmadığı sosyal güvenlik sistemi yerine prim gün sayısını ve yaşı kademeli olarak arttıran emeklilik sistemi getirildi. Yeni sistem Anayasa Mahkemesi'ne taşındı. Anayasa Mahkemesi kademeli prim gün sayısı ve emeklilik yaşı sistemini iptal etti. 2002 yılında kademeli prim sistemi ve yaş şartına ilişkin yeni bir düzenleme yapıldı. Yapılan yeni düzenleme bugüne kadar uygulandı.
8 Eylül 1999 öncesinde işe girenler o günden bu yana “kazanılmış hak” vurgusu yaparak eski düzenlemeye göre emeklilik istediler. Konuyu bireysel olarak Anayasa Mahkemesi’ne taşıyan sigortalılar oldu. Anayasa Mahkemesi çeşitli kararlarında başvuran kişilerin 8 Eylül 1999 tarihinde emeklilik şartlarını henüz sağlamadıklarından kazanılmış haktan söz edilemeyeceğine dolayısıyla emeklilik işlemlerinin kademeli emeklilik sistemine göre yürütülmesine karar verdi.
Emeklilikte yaşa takılanlar Anayasa Mahkemesi’nin bu şekildeki yorumlarına ve kamu kesiminin olumsuz görüşüne rağmen "kanunların geçmişe yürümezliği" ilkesi çerçevesinde haklarında aleyhe düzenleme yapılamayacağı, dolayısıyla çalışma hayatına başladıkları tarihte geçerli olan şartlar dikkate alınarak emekli olma taleplerine yönelik hak arayışlarını sürdürdüler.
1999 yılında yapılan düzenlemeyle birlikte emekli aylıklarının hesaplanmasında geçerli olan aylık bağlama oranları düşürüldü. 2008 yılının ikinci sosyal güvenlik reformu yapıldı. Bu düzenlemeyle birlikte emeklilik yaşı kadınlar ve erkekler için kademeli olarak 65’e çıkarıldı. Aylık bağlama oranları da düşürüldü.
Emeklilikte yaşa takılanlar zaman içinde bir topluluk oldu. Dernek kurarak federasyon oluşturarak hak arayışlarını sürdürdüler. Mitingler düzenleyerek siyasilere taleplerini ilettiler. Kamu yönetimi 2022 yılına kadar sürdürülebilirlikten uzak olduğu ve kamu bütçesine getireceği yük nedeniyle düzenleme yapılmasının mümkün olmadığını çok defa tekrarladı. Emeklilikte yaşa takılanlar topluluğu 2023 yılında gerçekleşecek olan cumhurbaşkanlığı seçimlerini öncesinde taleplerini sosyal medyayı da etkin şekilde kullanarak detaylı bir şekilde anlatmaya devam etti. Yapılacak düzenlemeye ilişkin birçok detay siyasiler ve kamuoyu tarafından gündeme getirildi ve tartışıldı. Beklenti ve talep yapılacak olan düzenlemenin 1999 öncesi şeklinde olmasıydı. Ancak, emekli olabilecek kişi sayısının çokluğu nedeniyle yaş şartı getirilmesi kamuoyunda tartıştırıldı. Emeklilikte yaşa takılanlar zaten yaşa takıldıklarını, tekrar yaşa takılmak istemediklerini kararlı bir şekilde anlattılar. Beklentiler yaş şartının da getirileceği yönünde oluştu.
2022 yılının son günlerindeyken, düzenlemenin 2023 Ocak ayına kaldığı düşünülmekteyken, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emeklilikte yaşa takılanların yaş şartı olmaksızın emekli olabileceği açıklandı. Erdoğan açıklamasında sadece yaş sınırının uygulanmayacağını belirtti. Prim gün sayısı sisteminin 1999 öncesindeki gibi mi olacağı yoksa kademeli prim gün sayısı uygulamasının devam edip etmeyeceği henüz belli değil. Kamuoyunda prim gün şartının da eski hâline döndüğüne ilişkin yazılar ve açıklamalar mevcut. Ancak prim gün sayısı şartlarının 8 Eylül 1999 öncesine dönüp dönemeyeceği ve detaylar EYT düzenlemesi TBMM’ye sunulduğunda öğreneceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasında belirttiği hususlar şöyledir;
- EYT düzenlemesinden 2 milyon 250 bin kişi yararlanacak,
- EYT kapsamında emekli olacak kişileri çalıştıran işverenlere KGF’den kıdem tazminatı desteği verilecek,
- İstihdamı koruma, aktif/pasif dengesini sürdürme ve nitelikli işgücü kaybını önleme adına emeklilere yönelik 5 puanlık teşvik uygulaması getirilecek,
- 1999 yılında 5,6 milyon emekli varken, bugün 13,9 milyon emekli var,
- Taşerondan kadroya geçenlerde emekli olarak çalışmaya devam edebilecek.
Emeklilikte yaşa takılanlar Cumhurbaşkanı'nın açıklamasının ardından emeklilik başvurusu için Sosyal Güvenlik Kurumu il müdürlüklerine/merkez müdürlüklerine başvurdular. Sosyal Güvenlik Kurumu konuya ilişkin kanunun yürürlüğe girmediğini dolayısıyla aylık bağlama işlemi yapılamayacağını açıkladı. EYT kapsamındaki emeklilik başvurularının EYT düzenlemesi yürürlüğe girdikten sonra yapılmasını belirtti. Kapsamda yer alan kişilerin borçlanma işlemlerini yaparak kanunun çıkmasını beklemeli.
8 Eylül 1999 öncesinde SSK (4-a) kapsamındaki kadınların ve erkeklerin emeklilik şartlarına ilişkin zihin haritalarını inceleyerek kademeli prim gün sayısı ve yaş değişikliklerini görebilirsiniz. Zihin haritalarında yer alan yaş şartı kaldırılmasına rağmen, kademeli prim günü sayısı değişikliklerine ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadı. Dolayısıyla EYT kapsamındaki kişilerin prim günü sayıları hâlâ 5000-5975 gün arasında değişiklik göstermektedir. Kamuoyunda prim gün sayısının 5000 gün olduğuna ilişkin haberler yer almaktadır. Bu doğru değildir. EYT düzenlemesinin yasalaşması aşamasında bir düzenleme yapılmaz ise prim gün sayılarına yönelik kademeli artış devam edecek. EYT kapsamındaki kişiler işe giriş tarihlerine göre doldurmaları gereken prim gün sayılarını öğrenebilirler.
İlgili Başlıklar
enflasyon
4447
Anayasa Mahkemesi
Hikâyeyi beğendiniz mi?
Kaydet
Okuma listesine ekle
Paylaş
Nerede Yayımlandı?

EYT, Vergi Dilimleri, Memur ve Emekli Maaşları
Yayın & Yazar

İş Hukuku & Sosyal Güvenlik
Çalışma hayatına ilişkin gelişmeler, yeni kanun ve mevzuatlar, sendikaların eylem ve çalışmaları, yoksulluk, işsizlik ve enflasyon raporları.