Altılı Masa çevre düzenlemelerine nasıl bakıyor?

CHP
CHP parti programında, çevre hakkının temel insan hakları arasında yer aldığını ifade ediyor. Büyüme, sanayileşme ve kentleşme stratejilerinde doğal kaynakların sınırlılığının dikkate alınacağı, küresel ısınma ve iklim değişikliği, çölleşme, kuraklaşma, deniz kirliliği ve erozyon süreçlerini yakın geleceğin evrensel tehdidi olarak algılayan, yaşanabilir ve sürdürülebilir çevreyi mümkün kılan kalkınma ve toplumsal yapıyı oluşturma anlayışının toplumun her kesimine benimsetilmesine çalışılacağının sözü veriliyor.
CHP, Türkiye'nin çevre envanterinin çıkarılması gerektiğini savunurken, Türkiye Çevre Eylem Planı'nın hazırlanıp uygulanacağını, çölleşme ve erozyonla mücadele planının geliştirileceğini, ısınma, ulaşım gibi enerji kullanılan alanlarda çevre bilinciyle hareket edileceğini vadediyor.
Ana muhalefet partisi, programında kaynakların kullanımında tasarrufun öneminin altını çizerken "kirleten öder" ilkesine işlerlik kazandırılmasını, çevreyi kirletenlerin bedel ödemesini savunuyor. Çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) uygulamasına önem veren CHP, sanayi ve enerji tesislerinin çevre standartlarına uymak zorunda olduğunu belirtiyor. Çevresel yatırımların yönetilmesi için Çevre Ajansı kurulmasının sözünü veriyor.
Devletin imzaladığı çevre korunması konulu uluslararası belgelere uyulması için kararlılık gerektiğini ifade eden CHP, bu alanda çalışan sivil toplum kuruluşlarının tecrübesinden faydalanılması gerektiğini de söylüyor.
Programında kömürden çıkışa yer vermeyen CHP, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının teşvik edileceğini belirtiyor.
İYİ Parti
İYİ Parti, programında sağlıklı ve dengeli yaşam hakkının çevre politikalarının temelini oluşturduğunu ifade ediyor. Kalkınma politikaları ile çevre politika ve uygulamaları arasında uyum sağlanacağı vurgulanıyor. İklim değişikliğinden zarar görmemek için her türlü tedbirin alınacağı, biyolojik çeşitliliği azaltan faaliyetlerle mücadele edileceği, temiz ve sağlıklı çevrede yaşama hakkının insan hakkı olarak değerlendirileceği belirtiliyor.
Kirlenmeye yol açan kimyasalların kullanımına kesin sınırlamalar ve yaptırımlar getirileceği, uluslararası çevre politikaları ile uyumluluk arz edecek anlaşma ve sözleşmelerden doğan hakların korunacağı, sürdürülebilir çevre, kalkınma ve refahın birlikte değerlendirileceği belirtiliyor. Çevreyi kirleten bütün unsurlara karşı en ağır ve caydırıcı yaptırımların uygulanacağı, HES projelerinin çevreye olan etkilerinin bütüncül olarak değerlendirileceği ifade ediliyor. Çevrenin değerinin müfredat programına yerleştirileceği bildiriliyor.
DEVA Partisi
DEVA Partisi parti programında artan nüfusun kentleşme ve sanayileşme; ormanların yok olmasına, emisyonların artmasına, yenilenemeyen kaynakların tükenmesine, nehirlerin kirlenmesine, çölleşmeye, su baskınlarına ve uzun dönem iklim değişikliğine neden olduğunu ifade ediyor. İklim değişikliğinin de insanlar, diğer canlılar, çevre ve ekonomi üzerindeki geniş kapsamlı ve yıkıcı etkileriyle insanlığın karşılaştığı en büyük ve en acil sorunlardan biri hâline geldiği belirtiliyor. DEVA Partisi çevreye ilişkin hedeflerini "Vatandaşlarımızın sağlık ve refahının çevre ile ilgili risklere karşı korunması için, kirliliğin önlenmesi ve doğal kaynakların ekolojik dengeye zarar vermeyecek biçimde kullanılması temel hedefimizdir." ifadeleriyle açıklıyor.
Yeşil bir ekonomiye geçişin öngörüldüğü, kaynak verimliliğine dayalı, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir çevre politikasının hedeflendiğinin ifade edildiği programda, okul öncesi eğitimden başlayarak bireylere pratik alışkanlıkları oluşturmayı hedefleyen güçlü bir çevre eğitimi bilinci verilmesinin sağlanacağı, başta enerji olmak üzere, sanayi, tarım, ulaştırma gibi diğer politika alanlarını çevre ile daha uyumlu hâle getirileceği, sanayide çevre dostu teknolojilerin kullanılmasının destekleneceği, yeni yerleşim yerlerinde merkezi ısıtma sistemlerinin teşvik edileceği, yeşil alanların artırılacağı, hava kirliliğini azaltan tedbirlerin uygulanacağı belirtiliyor.
Denizlerdeki petrol kirliliği, atıkların artışı ve aşırı, düzensiz balıkçılık gibi unsurların deniz canlılarının sağlığını ve çeşitliliğini olumsuz etkilediğinin belirtildiği programda, deniz kirliliğiyle etkin şekilde mücadele edileceği bildiriliyor. Evsel ve sanayi atık suları için ortak atık su arıtma tesisleri yaparak, arıtılan suların sulamada kullanılmasını teşvik edileceği ifade ediliyor.
Tarımda suyu az tüketen bölgenin durumuna göre kuraklığa dayanıklı bitki türlerine yönlenmesinin teşvik edileceği, tarımda su kullanımının etkinleştirilmesi için yeni teknolojilerin kullanılmasının destekleneceği belirtiliyor. Tarımda su kullanımının etkinleştirilmesi için yeni teknolojilerin kullanılmasının destekleneceği bildiriliyor. Üretilen atıkların bir tehdit olmaktan çıkarılıp ekonomi için bir girdiye dönüştürülmesinin amaçlandığı, biyolojik çeşitliliği ve gen kaynaklarını gelecek kuşakları da gözeterek koruyacakları belirtiliyor.
Hayvan haklarının korunması ve hayvanların kötü muamele ve şiddete maruz kalmalarının engellenmesinin önemli ve hassas toplumsal bir kural olduğunun vurgulandığı metinde, Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi gibi ilgili uluslararası enstrümanların benimsediği norm ve standartları tüm düzenleme ve uygulamaların göz önünde bulundurulacağı ifade ediliyor. Hayvanların şiddet ve işkenceden korunması için hayvanlara karşı işlenen suçlar kapsamına giren fiilleri ve cezaları bu doğrultuda düzenleyecekleri belirtiliyor.
Orman ve korunan alanların genişletileceği, millî parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, uluslararası öneme sahip sulak alanlar, yaban hayatı geliştirme sahaları ile hassas bölgelerin korunacağı, orman, mera ve tarım alanlarının ekonomik getiri ve rant uğruna kullanımlarına izin verilmeyeceği ifade ediliyor. Çölleşme ile mücadele de havza bazlı, sürdürülebilir arazi yönetiminin sağlanması ve yok olan toprakların kaybının önlenmesi için gerekli yasal çerçevenin oluşturulacağı, Ulusal Eylem Planları hazırlanacağı belirtiliyor.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, Paris Anlaşması, Avrupa Birliği Çevre Programları ve taraf olunan diğer uluslararası anlaşma ve sözleşmelerin yakından takip edileceği vurgulanıyor. Küresel ısınmanın Türkiye'deki coğrafi ve ekonomik etkilerinin tüm yönleriyle araştırılacağı; çevreyi kirleten bütün kurum, kuruluş ve şahıslara, kirleten öder ilkesi doğrultusunda, en ağır ve caydırıcı yaptırımların uygulanacağı, çevreye zarar veren faaliyetler üzerindeki vergileri, harçları ve ücretleri arttırılacağı belirtiliyor.
Çevreye ilişkin politikalar, planlar ve projeler belirlenirken; kamu kurumları, özel sektör temsilcileri ve sivil toplum örgütlerini sürece dahil edileceği, merkezî ve yerel bütçeleme süreci ile politikaların oluşturulmasında iklim ve çevresel hedefleri de dikkate alınacağı da ifade ediliyor.
İlgili Başlıklar
kuraklaşma
deniz kirliliği
erozyon
Türkiye
Türkiye Çevre Eylem Planı
Çevresel etki değerlendirmesi
İYİ Parti
Hikâyeyi beğendiniz mi?
Kaydet
Okuma listesine ekle
Paylaş
Nerede Yayımlandı?

Pusula: Partilerin çevre politikaları
Yayın & Yazar

Spektrum
Her çarşamba 12.00'de Spektrum, her perşembe 12.00'de Spektrum Pusula, her cuma 10.00'da Spektrum Seçim 2023 e-posta kutunda.