aposto-logoÇarşamba, 29 Mart 2023
aposto-logo
Çarşamba, Mart 29, 2023
Premium'a Yüksel

Altılı Masa yerel yönetimlere nasıl bakıyor?

CHP 

Parti programları arasında yerel yönetimlere ilişkin en detaylı ve planlı yaklaşım benimseyen partinin Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) olduğunu belirtmek gerekiyor. CHP programında ağırlaşan kent sorunlarının çözümünde yerel yönetimlere yeni yetkiler verileceği, vatandaşların yerel yönetimlerde daha fazla söz sahibi olacağı ifade ediliyor. Partinin yerel demokrasiyi ulusal demokrasiye rakip değil, tamamlayıcı olarak gördüğünün altının çizildiği programda yerel yönetimin odağında insan merkezli bir kentsel ve toplumsal kalkınma anlayışının olduğu belirtiliyor. 

"Yeni yerel yönetim düzeni; laik cumhuriyetin, ülke bütünlüğünün, çoğulcu demokrasinin, örgütlü toplumun, bireyin gelişmesinin, insan haklarının, bireysel kültürel haklara ve kültürel mirasa duyarlılığın, korunmaya muhtaçların, çevrenin ve tüketicinin korunmasının da güvencesini oluşturacaktır." denilen programda, yönetimlerin bu çerçevede hareket edip etmediklerinin denetleneceği de vurgulanıyor. 

"Yerel yönetim reformu" ara başlığının altında "Demokratikleşmeyi, modernleşmeyi, çağı paylaşmayı, insan onuruna saygıyı, eşitliği temel alan çağdaş bir yerel yönetim reformu yapılacaktır." ifadesine yer veriliyor. Merkezî ve yerel idareler arasındaki görev ve kaynak paylaşımının yeniden düzenleneceği ifade edilerek, yerel ve merkezî yönetimlerin görevleri arasındaki sınırın net olarak çizilmediği vurgulanıyor. Görev paylaşımında uyulacak ilkeler şu şekilde özetleniyor:

  • Görev paylaşımı objektif, önceden belirlenmiş belli ölçütlere dayanacak, açık ve anlaşılır olacak ve yerel yönetimlere verilen görevlerin tanımı yanlış anlaşılmaya meydan vermeyecek biçimde net olarak belirlenecektir. 
  • Yerel yönetimlere görev ve sorumluluk verilirken nüfus büyüklükleri de dikkate alınacaktır. Yerel yönetimlerin kendi içlerinde görev dağılımında görevlerini etkili biçimde sunabilecek yeterli teknik ve idari kapasiteye sahip olup olmadıkları da dikkate alınacaktır. 
  • Yerel yönetimlerin yerine getireceği hizmetlerin belirlenmesinde aşağıdaki ölçütler dikkate alınacaktır: 
    • Öncelikle yerel halkın gereksinimini karşılamaya dönük hizmetler, 
    • Yerel halkın katkısını gerektiren ya da yerel katkıya imkan veren hizmetler, 
    • Bölgesel ya da ulusal düzeyde eşgüdüm gerektirmeyen işler, 
    • Yerel yönetimlerin gücünü aşmayan yüksek kaynak ya da özel uzmanlık ve teknik altyapı gerektirmeyen işler, 
    • Kaynak kullanımında rasyonellik açısından daha büyük bir ölçek gerektirmeyen işler. 

Öğrencilere yurt ve barınma olanağı, engellilere, kimsesiz çocuklara ve bakıma muhtaç yaşlılara destek verilmesi, kadınların toplumsal ve ekonomik hayata katılımının artırılması, müzelerin geliştirilmesini, kütüphanelerin yaygınlaştırılması, kent huzurunun sağlanması gibi birçok sosyal hizmetin yerel yönetimlerin önceliği olarak belirleneceği ifade ediliyor. 

Metropollerin yeniden belirleneceğinin vurgulandığı programda, yerel yönetimlerin zaman içinde ülkenin tüm coğrafyasını kapsaması, mümkün olduğu ölçüde bütün Türkiye'nin belediyelere dönüşmesinin hedef alınacağı belirtiliyor. "Bir yöredeki köyler, gerektiğinde birleştirilerek, Kırsal Belediyelere dönüştürülecektir.  Ayrıca, tek tip belediye modelinden vazgeçilerek, görevleri ve gelirleri bakımından kırsal alan özelliklerini gözeten yeni bir belediye modeli oluşturulacaktır." deniyor. Büyükşehir belediyelerinde mesafe ölçütüne dayalı kent yönetimi karmaşasına son verileceğinin ifade edildiği programda 5447 sayılı kanun ile kapatılan belediyelerin yeniden açılacağı söyleniyor. 

Demokratik katılımcı hizmet için Semt Konseyleri, demokratik katılımlı yönetim için Başvuru Büroları ile Valilik/Kaymakamlık Koordinasyon Merkezleri kurulacağı, halk ile belediyeler arasında Sürekli İletişim ve Etkileşim Sistemi kanalları oluşturulacağı belirtiliyor. Belediye şirketlerinin yeniden ele alınacağı vurgulanıyor. Programda kentlerde oluşan değer artışlarının, saydam bir çalışmayla oluşturulacak kaynağa dönüştürülerek Kentleşme Fonu'na aktarılacağı ifade edilirken kent uzlaşma kurulları oluşturulacağı belirtiliyor. 

"Seçilen belediye başkanları ve birinci derecede yakınlarının belediyeden iş alması, belediye başkanlarının yapı-denetim şirketlerine üye olması önlenecektir." denilen programda belediye meclislerinin halk adına karar alıp politika üreten, denetim görevi yapan ve halkın eğilimleriyle isteklerini yansıtan bir kurum olarak değerlendirileceği belirtiliyor. "Belediye meclislerinin yanında, meslek odalarının, sendikaların, sivil toplum örgütlerinin, her düzeydeki eğitim kurumlarının ve toplumsal amaçlı kuruluşların temsilcilerinden oluşan Belediye Danışma Meclisleri ve Kent Meclisleri de etkinliğe kavuşturulacaktır." deniyor.

Muhtarlık sisteminin en uçtaki kamu hizmet birimi olarak yeniden yapılandırılacağının belirtildiği programda, mahalle muhtarlarının belediye meclisinde aktif söz sahibi olmasının hedeflendiği ifade ediliyor. "Mahalle muhtarının başkanlığındaki Muhtarlık Meclisleri toplantılarında belediye çalışmaları ile ilgili değerlendirmeler yapılacak, mahallelinin görüş ve istekleri saptanacak, sonuçlar Belediye Meclislerine sunulacaktır." denilen programda büyük kentlerde muhtarlıkların da yeniden düzenleneceği vurgulanıyor. Köy muhtarlığı ve köy yönetimlerine de yetkileri ve sorumlulukları açısından yeni ve yapıcı bir düzenleme getirileceği ifade ediliyor.

İYİ Parti 

İYİ Parti, programında direkt olarak "yerel yönetimler" başlığına yer vermiyor. "Kamu Yönetimi" bölümü altında, yerel yönetimlerden bahsediliyor. Programda kamu yönetimi politikalarının odağındaki üç esas ilkenin "demokratik katılım", "vatandaşa güven" ve "toplumsal memnuniyet" olduğu belirtiliyor. Temel hedefin sürüdürülebilir bir refah ve huzur ortamı sağlanmış, "Mutlu Türk Milleti, Güçlü Türk Devleti" anlayışıyla halkın hayatını kolaylaştırmayı amaçlayan, hukuka tam bağlı, katılımcı, üretken, adil, denetlenebilir, çağdaş, dinamik ve milletiyle barışık bir kamu yönetimi düzeni kurmak olduğu belirtiliyor. 

Programda çıkarılacak Kamu Hizmetleri İdari Usul Kanunu ile kamu hizmetlerinde kalite, verimlilik ve sürati sağlamak üzere kamu personelinin izleyeceği yol ve yöntemlerin, hizmetin gerçekleşme hızının, performans kriterlerinin ve kurumların stratejik planlarının düzenleneceği belirtiliyor. E-devlet kapısının geliştirileceği, vatandaşların kamu hizmetlerine erişiminin kolaylaştırılacağı ifade ediliyor. "Tek noktadan her hizmet" imkanının sunulacağı, bu hizmetlerin şeffaflığının ve hesap verilebilirliğinin artırılacağı ifade ediliyor. İl Hakem Kurulları oluşturulacağı, böylece halkın kamu hizmetlerinden doğan ihtilafları süratli bir şekilde çözüleceği belirtiliyor. Programda kamu yönetimine ilişkin 3 başlık sıralanıyor: 

  • Merkezî idare: Programda temel amacın rasyonel bir yaklaşımla merkezî idareyi, kalite ve verimlilik ilkeleriyle hizmet üreten, insan odaklı, doğal ve kültürel çevreye duyarlı bir yapıya dönüştürerek, merkez ile yerinden yönetim kuruluşları arasındaki yetki, görev ve sorumluluklar ile mali ilişkileri çağdaş demokratik ilkeler çerçevesinde düzenlemek olduğu ifade ediliyor. 
  • Mahalli idareler: Belediye, il özel idaresi, mahalle ve köy yönetimlerinin tümünü kapsayan Mahalli İdareler Çerçeve Kanunu çıkarılarak, mahalli idarelerin temsil, katılım ve kamuoyu denetim mekanizmalarının yeniden düzenleneceği, demokratik, katılımcı, adil ve eşit temsile dayalı, birlikte yönetim, siyasal sorumluluk ilkelerinin hakim olduğu, şeffaf ve hesap verebilir çağdaş bir mahalli idare yapılanması gerçekleştirileceği belirtiliyor. 
  • Personel rejimi: Kamu personelinin halka karşı sorumlu, siyaset kurumuna duyarlı, toplumun tüm kesimlerini temsil edebilme niteliğine haiz, uluslararası standartlarda sosyal güvencelere sahip, grev ve toplu sözleşme haklarıyla donanmış olması yanında, memuriyete alınmada ehliyet, liyakat ve eşitlik ilkelerinin titizlikle uygulandığı, adil ve güvenilir bir Kamu Personel rejiminin tesis edilmesi temel öncelik olduğu vurgulanıyor.

DEVA Partisi 

DEVA Partisi programında, Türkiye'de demokrasi kültürünün gelişmesi, iktisadi ve siyasi istikrarın kuvvetlenmesi için yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gerektiği ifade ediliyor. "Yerel yönetimlerin yeniden yapılandırılmasında temel prensiplerimiz, yerel demokrasi ve katılımın güçlendirilmesi, yerel yönetimler arasında etkili bir kademelenme ve iş birliğini garanti edecek görev, kaynak ve yetki bölüşümünün sağlanmasıdır." ifadelerine yer verilen programda yerel yönetimlerin gelir, harcama ve denetleme mekanizmalarının yeniden düzenleneceği belirtiliyor. Meclis toplantılarının, imar planı değişikliklerinin, kaynak tahsisi, borçlanmanın, ihale ve satın alma kararları ile denetim raporlarına ilişkin hususların kamuoyu tarafından şeffaf ve anlaşılabilir bir şekilde izlenebilir hâle getirileceği, bu konuda teknolojik imkanlardan en üst düzeyde faydalanılmasının sağlanacağı belirtiliyor. Belde belediyeleri için özel destek programlarının uygulanacağı, büyükşehir sınırları içinde kalan ve mahalleye dönüştürülen, ancak yeterli hizmet alamayan köylerin yaşadığı sorunların çözüleceği vurgulanıyor.

Gelecek Partisi 

Gelecek Partisi, parti programında güçlü bir merkezî yönetimin ilk şartının yerinden yönetime verilen önem ve açılan alan miktarı olduğunu öngördüklerini belirtiyor. Kamu idaresinin merkezileştikçe zayıflayan, yerelleştikçe güçlenen yapısına inandıklarının ifade edildiği programda,  etkin yerelleşme ve yerinden yönetimin Türkiye’nin acil ihtiyacı olduğu belirtiliyor. Demokrasinin yerel yönetimlerden yayılacağının savunulduğu programda, "Yerinde halledilebilecek hiçbir başlık merkezden idare edilmek zorunda değildir." deniyor. 

Yerel ve merkezî yönetimler arasında bir çatışma değil, tamamlayıcılık ve bütünlük olması gerektiğinin savunulduğu programda, merkezî yönetim stratejilerinin belirlenerek yerel yönetimlerle eşgüdüm içinde çalışılmasının öngörüldüğü belirtiliyor. Yerelliğin daha kaliteli bir hizmeti ve katılımın artmasını sağlayacağı ifade edilirken yasal metinlerde belediyelerin "idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi" olarak tarif edildiği; ancak bu tanıma karşılık anayasada "idari vesayet yetkisi" de konulduğu ve bunun merkezî-mahalli idare sorununa sebep olduğu vurgulanıyor. 

Programda belediyelerle ilgili en temel tartışma konularının başında gelen mahalli imar yetkisinin tamamen yerelde olması gerektiğine inanıldığı belirtilirken seçilmiş belediye başkanlarının mahkeme kararı olmaksızın kamu düzeninden sorumlu olan İçişleri Bakanı tarafından görevden el çektirilmesinin de çağdaş hukuk devleti uygulamalarıyla çeliştiği belirtiliyor. Bu çerçevede soruşturma veya somut delillerle temellendirilmeden seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması uygulamasına son verileceği, seçilmiş belediye başkanının ancak mahkeme kararıyla görevden alınabileceği bildiriliyor. Benzer şekilde görevden alınan belediye başkanlarının yerine kayyum atanmasının da önüne geçileceği, bunun yerine seçimle oluşturulmuş belediye meclis üyelerinden birinin seçilmesinin sağlanacağı belirtiliyor. 

Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.

İlgili Başlıklar

Cumhuriyet Halk Partisi

Hikâyeyi beğendiniz mi?

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

Nerede Yayımlandı?

Pusula: Yerel yönetimler

Yayın & Yazar

Spektrum

Her çarşamba 12.00'de Spektrum, her perşembe 12.00'de Spektrum Pusula, her cuma 10.00'da Spektrum Seçim 2023 e-posta kutunda.

;