Azerbaycan GP’si değerlendirmesi

Punto
Punto, gazetecilikten beslenirken, spor kültürünü şekillendiren olayları neden ve sonuçlarıyla geniş perspektiften ele alır. Formula 1, tenis ve basketbol başta olmak üzere tüm atletik branşların etrafında gelişen hikâyeler, gelen kutunda.
Azerbaycan GP’si hafta sonu inanılmaz bir hızda geçti. Pistin neredeyse tüm virajlarının 90 derecelik köşelerden oluşması nedeniyle piste köşe kapmaca benzetmesini yapmıştım. Hafta sonu da aynı köşe kapmaca gibi peş peşe, pilotların devamlı maksimumlarını verdikleri seanslarla geçti.
Araçların performansları beklediğimiz gibiydi, yani güç dengesinde belki McLaren dışında bizi şaşırtan bir araç olmadı. McLaren yeni getirdiği taban sayesinde tur başına 0,2-0,3 saniye kazanarak doğru yönde bir adım atmış oldu.
Şimdi her zaman olduğu gibi soru cevaplarla hafta sonunu anlamaya çalışalım.
Ferrari yarışı kazanabilir miydi?
Ferrari
Ferrari, performansıyla hafta sonunun olumlu sürprizi olsa da yarışı kazanamazdı. Hafta sonuna hazırlık yazımda normal şartlarda Ferrari’nin favori olmasının sürpriz olmayacağı, en azından rahatlıkla podyum mücadelesi verebilmesi gerektiğini yazmıştım. Virajların yapısı ve düzlükler nedeniyle, “Eğer Ferrari bir pistte güçlü olacaksa, o pist Bakü olmalı.” diye düşünmüştüm. Ferrari gerçekten sezonun en iyi performansını bu pistte gösterdi. Fakat açıkçası şu aşamada Red Bull’dan farklı bir takımın herhangi bir pistte favori olmasının mümkün olmayacağını gördüm. Red Bull fazla güçlü, özellikle de düzlüklerde DRS açıldığında.
Bakü’de, Leclerc şapkadan tavşan çıkarıp hem sıralamada hem de sprint sıralamada destan yazdı ve yarışa en önden başladı. Fakat yarış başladığında gördük ki düzlükte Perez ve Verstappen çok hızlıydı ve Leclerc’i yarışta ve sprint yarışta kolaylıkla avladı. Sprint yarışta Perez, DRS açıldığında Leclerc’ten 26 km/sa daha hızlıydı. Bu devasa hız farkına hiçbir takım dayanamaz.
Uzun lafın kısası Ferrari bu hafta sonu büyük bir gelişim yaptı. Belirgin bir güncelleme getirmeden, sadece araçlarını iyi anlayarak öne doğru önemli bir adım atmayı başardılar. Gelecek için bir umut ışığı yaktılar. İyi haber, onlara viraj çıkışlarında en iyi çekişi sunan arka süspansiyon kurulumları geri dönmüş gibiydi. Bu noktada Ferrari’nin arka amortisörlerin tedarikçisini değiştirme kararı verdiklerini belirtmem lazım. Bu değişiklik isteği arka süspansiyonlardaki gelişimi açıklayabilir. Öte yandan amortisör değişimi bir ihtimal düzlüklerde tabandan akan havayı “stall” etmek yönündeki çalışmaların başlangıcı da olabilir. Böylece Red Bull’un müthiş düzlük hızlarına ulaşma konusunda bir adım olabilir.
Bekleyip görelim.
Red Bull strateji hatası mı yaptı?
Red Bull Orange
Evet. Formula 1 kariyerine kötü bir başlangıç yapan Nyck de Vries, 10. turda yaptığı hata nedeniyle sağ arka süspansiyonuna hasar vererek pistin kaçış alanına yakın bir yerde, ama pistin üstünde kaldı. Hasarlı aracın durduğu yer itibarıyla, daha ilk bakışta tam güvenlik aracının piste gireceğini anlamak mümkündü. Pit stratejisi bu doğrultuda planlanmalıydı. Fakat Red Bull, stratejisini belirlemek için güvenlik aracını beklemedi ve Verstappen’ı hemen pite aldı. Verstappen’ın pit yaptığı turda güvenlik aracı sahneye çıkınca hem Leclerc hem de Perez bu durumdan faydalanarak Verstappen’ı geçti. Böylece pit kararı yanlış bir strateji hamlesi olarak Red Bull’un hanesine yazıldı. Belki de burada şerh koymak lazım. Burada gerçekten Red Bull yanlış karar mı verdi, yoksa 2017 sezonundaki Bakü yarışının kötü anıları mı depreşti bilemiyorum. Belki de Red Bull strateji ekibi, 2017 sezonunun hatırasıyla iki pilotunun pist üstünde mücadele etmesini engellemek istedi. Bilemiyorum.
Fakat şunu da ayrıca vurgulamak lazım. Red Bull ekibi yanlış pit kararını vermeseydi de Perez bu yarışı alırdı. Çünkü Perez, sıralamalar haricinde tüm hafta sonu boyunca Verstappen’dan hızlıydı. Perez’in bazı çok iyi anlaştığı pistler var. Perez; Suudi Arabistan, Monaco ve Bakü gibi şehir pistlerinde sınırlarını daha rahat tespit ediyor. Bu yarışlarda takım arkadaşına üstünlük kurması bir tesadüf değil. Pitten sonra da Perez, Verstappen’ın her hamlesine pist üstünde karşılık verdi. En hızlı tur dereceleri iki takım arkadaşı arasında gitti geldi. Bu dereceler, iki takım arkadaşının galibiyet için verdiği mücadelenin bir yansımasıydı.
Yarıştan sonra Perez, “Şampiyon olacağıma inanmasam, evde 3 çocuğumu bırakıp dünyayı gezmem.” diyerek takım arkadaşına gözdağı verdi. Helmut Marko, “Perez artık çalışkan bir pilot.” diyerek pilotuna destek verdi. Şimdilik güzel bir mücadelenin alt yapısı oluşuyor gibi. Fakat sezon içinde Helmut’un gerçek bir takım içi mücadeleye izin verip vermeyeceğini göreceğiz.
Aston Martin neden geride kaldı?
Sergei Grits
Aston Martin, Ferrari’ye ve Mercedes’e göre daha derli toplu, daha hızlı bir araba. Derli topludan kastım daha istikrarlı bir araba. Aracın performansı pistten piste çok dalgalanmıyor, liderle fark hep belli bir seviyede korunuyor.
Aston Martin zaman zaman ikinci güç olarak ortaya çıksa da bence şu anda üçüncü iyi araç. Bunu sezon başındaki yazılarımda da sıklıkla vurguladım. Bazı pistlerde Aston Martin ikinci güç olarak göründüğü için yanılmış gibi görünebilirim. Ama bence Aston Martin’in olduğundan iyi görünme nedeni, biraz da Ferrari’nin gerçek potansiyeline ulaşmamış olmasıydı. Ferrari şu aşamada potansiyeline yaklaştığı için Aston Martin gerçek çekişmeyi Mercedes ile yapacak.
Aston Martin’in en önemli özelliği olan lastik koruma becerisi bu yarışta da kendisini gösterdi. Asfaltın düz olması nedeniyle lastik aşınması genelde düşük seviyedeydi. Ama yine de Aston Martin gibi bazı araçlar ön plana çıktı. Leclerc, güvenlik aracının pistten çıktığı turla 41. tur arasında Alonso’yla farkı 4,4 saniyeye kadar çıkardı. Bu fark, tur başına yaklaşık 0,150 saniyelik bir hız farkına işaret eder. Fakat yarışın 42. turundan itibaren işler tersine döndü. Leclerc, aşınmanın da etkisiyle lastiklerinin üstünde biraz daha fazla kaymaya başladı. Leclerc’in aracın kontrolünü sağlamakta zorlandığı Alonso’nun araç üstü kamerasından da görünüyordu. Yarış bittiğinde iki pilotun arasındaki fark 0,8 saniyeydi. Farkın azalmasında Alonso’nun lastiklerini koruması kadar aracın DNA’sının lastikleri okşamasının da etkisi vardı.
Yine dikkat çekici bir özellik düzlüklerdi. Mercedes motorlu tüm takımlar gibi Aston Martin de düzlüklerde zaman kaybetti. Aston Martin, düzlüklerde Red Bull’a 0,350 saniye; Ferrari’ye ise 0,150 saniye kaybetti. Bu zaman kayıpları olmasa çok daha heyecanlı bir yarış izleyebilirdik. Sonuç olarak düzlüklerde kaybedilen zaman Mercedes motorlu Aston Martin için de sorun gibi görünüyor.
Mercedes neden zayıftı?
Mercedes-AMG
Mercedes’in bu pistte zayıf olmasını beklediğimi de yazmıştım. Bakü, takvimdeki en Anti-Mercedes pistlerden biri. İki uzun düzlük, düşük motor gücü ve aracın yüksek sürüklenme değerleri için bir tehdit. Zaten sıralamalarda Mercedes, Red Bull’a sadece iki düzlükte (start düzlüğü ve ikinci DRS bölgesi) 0,5 saniye kaybetti.
Ayrıca virajların hemen hemen tamamı 90 derece. Bu virajlardan sonraki ivmelenmede arka süspansiyonlar çok önemli. Mercedes’in 3. büyük zayıflığı da ivmelenme bölgelerinde. Aston Martin ile Mercedes aynı arka süspansiyonları kullanıyorlar. Buna rağmen Mercedes’in ivmelenmelerde kardeş takımdan zayıf görünmesi aracın yapısal sorunları, arka lastikleri çabuk tüketmesi ve/veya vites oranlarıyla açıklanabilir.
Tüm bu etkenlerle Mercedes bu hafta sonu 4. güçtü. Russell biraz formsuz, Hamilton ise formdaydı. Hamilton’ın güvenlik aracında yaşadığı şanssızlığa rağmen DRS bile henüz devreye alınmadan 3 rakibini geçmesi kalitesini göstermesi ve seyir açısından güzeldi. Daha yavaş araçla Sainz’ı zorlamasıysa onun kalitesi kadar Sainz’ın formsuzluğuyla da ilgiliydi.
Mercedes’in ön tarafa ulaşmak için çok uzun bir yolu var. Gelecek güncellemeleri izleyelim.
Red Bull düzlüklerde nasıl bu kadar hızlı?
Red Bull Orange
Hafta sonunun formatından dolayı takımların ideal ayarları yakalamak için sadece bir seans süreleri vardı. Yarışın organizatörlerinin umudu, bazı favori takımların ideal ayarları yakalayamayıp geride kalmaları yönündeydi. Böylece yarışa heyecan gelmesini bekliyorlardı. Ama organizatörlerin umutları gerçekleşmedi. Red Bull’lar özellikle düzlüklerde uçarak yarışı farklı kazanmayı bildiler. Özellikle DRS açıldığında Ferrari’den 26 km/sa, Mercedes’ten 32 km/sa daha yüksek hıza ulaşıyorlar.
Bu farklar, sadece motor gücüyle ve/veya elektriksel verimlilikle açıklanamaz. Red Bull’un düzlüklerde nasıl bu kadar hızlı olduğunu Ferrari başta olmak üzere diğer takımlar da inceliyor. Red Bull, DRS açıldığında tabandan geçen havanın “stall” olmasını sağlıyor. Bu sayede sürüklenmeyi dramatik şekilde azaltıyorlar ve sürüklenmenin (hava direncinin) azalmasıyla da çok yüksek düzlük hızlarına ulaşıyorlar. Bu eski ve bilindik bir hile. Bunu eski jenerasyon araçlarda en iyi uygulayan takım Mercedes’ti. Yer etkili araçlardaysa Red Bull farklı bir seviyede.
Çünkü bu sezon Red Bull’un geçmiş yıllardaki tabandan akan havanın “stall” edilmesi hilesine ek olarak başka başarıları olduğunun da üzerinde de duruluyor. DRS açıldığında, Red Bull’un beam wing’den akan havayı da “stall” eden bir hava akışına sahip olduğundan bahsediliyor. DRS açıldığında hava akımının beam wing’in sürüklenme anlamında olumsuz etkilerini ortadan kaldıracak şekilde gerçekleştiği konuşuluyor. Virajlarda yere basma kuvveti kaybetmeden düzlüklerde erişilen yüksek hızlar, diğer takımların bu hileyi bir an önce anlamalarını gerektiriyor.
Haftanın diğer olumlu sürprizi McLaren idi. Aracın yüksek sürüklenme değerleri nedeniyle griddeki lakabı “brick” (tuğla, blok). Fakat yeni taban onları bu statüden kurtaracak gibi görünüyor. De Vries sezona çok kötü başladı. Önümüzdeki sezon koltuğunu koruması için çok iyi sonuçlara çok hızlı bir şekilde ihtiyacı var.
Bu hafta Miami’deyiz. Renkli simalarla dolu renkli bir hafta sonu bizleri bekliyor. Haftaya Miami GP’nin değerlendirme yazısında buluşmak üzere.
Kaydet
Okuma listesine ekle
Paylaş
Punto
Punto, gazetecilikten beslenirken, spor kültürünü şekillendiren olayları neden ve sonuçlarıyla geniş perspektiften ele alır. Formula 1, tenis ve basketbol başta olmak üzere tüm atletik branşların etrafında gelişen hikâyeler, gelen kutunda.
İLGİLİ BAŞLIKLAR
süspansiyon
amortisör
arka süspansiyon
Azerbaycan GP
McLaren
Ferrari
Red Bull
Verstappen
NEREDE YAYIMLANDI?
Ferrari yarışı kazanabilir miydi?, Red Bull strateji hatası mı yaptı?
04 May 2023

YAZARLAR

Fırat Keskin
Hobisini meslek haline getirmeyi başarmış nadir şanslı insanlardan. Formula 1 analisti ve otomotiv sektöründe danışman.

Punto
Punto, gazetecilikten beslenirken, spor kültürünü şekillendiren olayları neden ve sonuçlarıyla geniş perspektiften ele alır. Formula 1, tenis ve basketbol başta olmak üzere tüm atletik branşların etrafında gelişen hikâyeler, gelen kutunda.
İLGİLİ OKUMALAR