aposto-logo
TR
TREN

Beyza Doğuç ile Bir Başka Müzik Üretimi

Beyza Doğuç ile yapay zeka yardımıyla müzik üretmek, sosyal medyanın paylaşım ortamı, konsere dönüşen müzik serüveni, ilham kaynakları ve Ankara seyircisi üzerine hoş bir sohbet gerçekleştirdik.

Aposto Ankara

Aposto Ankara

Her pazartesi saat 12.00'de Ankara'dan özenle seçilmiş etkinlikler, haberler ve hikâyeler.

Bu hafta, çoğunluğun Instagram üzerinden tanıyıp sevdiği, elbette her sanatçı gibi ilk işlerinden beri sıkı takipçisi olanlarınsa gelişimini çok daha yakından takip ettiği müzisyen Beyza Doğuç ile birlikteyiz. Küçük yaşlardan itibaren müzik, edebiyat, teknoloji ve üretime bolca vakit ayıran sanatçı, sosyal medyada sanat ve teknolojiyi birleştiren işler üretiyor, sosyal medyanın çok sesli ve sinerjik ortamından hareketle esasında bireysel gelişim sürecini insanlarla paylaşıyor.

Bu anlamda yolculuğunu “sanat dili aracılığıyla kendimi keşfetmek ve hayatı anlamak” biçiminde tanımlayan 27 yaşındaki Ankaralı sanatçı, odağına kendine has yorumuyla üretmeyi alıyor ve daha iyi üretebileceği koşulları sağlayarak yolculuğunu sürdürmeyi hedefliyor. Çevresinden aldığı destekle keşfetmeye devam ettiğini ve keşfettiklerini yine çevresiyle paylaştığını belirten Beyza Doğuç, "Rüyamda gördüğüm bir enstrümanı modellemek için blender öğrenmek, ses dalgalarını sıfırdan oluşturarak şarkı yapan bir yazılım oluşturmak, bulunduğum ortamın sesleriyle şarkı yapmak gibi projelerim oldu. Sanat aracılığıyla her şeyi daha hızlı ve kolay öğrendiğimi fark ettiğim için kendimi daha cesur hissediyorum ve hep daha büyük düşünmeye çalışıyorum," diyor.

Beyza Doğuç ile yapay zeka yardımıyla müzik üretmek, sosyal medyanın paylaşım ortamı, konsere dönüşen müzik serüveni, ilham kaynakları ve Ankara seyircisi üzerine hoş bir sohbet gerçekleştirdik. Unutmadan, Ay Işığı Destanı adlı albümü 23 Haziran'da çıkıyor.



Sanatın bir duygu işi olduğunu biliyoruz, yapay zeka ile üretim yaparken aktarmak istediğin duyguyu müziğine nasıl işliyorsun?

Yapay zeka ile üretim yaparken onu daima bir yardımcı araç olarak kullanıyorum. Yapay zekaya doğrudan şarkı yazdırmak yerine onu şarkı yazarken ihtiyacım olan bilgileri, teknikleri bana sağlayacak bir asistan gibi görüyorum. Böylece o bana sahip olduğu bilgi denizinden bir şeyler çıkarıp getiriyor ve ben o bilgiler ışığında üretmeye devam ediyorum. Dolayısıyla üreten daima ben olduğum ve yapay zeka da daima benim onu yönlendirmek istediğim noktalarda hareket ettiği için benden ve duygularımdan ziyade bir şey ortaya çıkmıyor. 

Sosyal medyada müzik içerikleri üretmenin dinleyici kitlesi ve onlarla ilişkin bakımından nasıl bir yapısı var?

Üretim sürecimi ve bu süreçteki her gelişmeyi bununla ilgilenen insanlarla paylaşmak, kocaman bir ekip olmamızı sağlıyor. Oradan aldığım geri dönüşlerin beni hep geliştirecek yönde olması gibi bir dinamik var. Bu yapıcı yaklaşım, paylaşımlarımdaki amacın ve beklentinin bu olmasının da bir sonucudur belki. Ürettiklerim farklı farklı gözlerle değerlendirildiğinde, herkesin anlam dünyasındaki karşılığı gördüğümde işi kendi perspektifim dışında görme şansına sahip oluyorum. Bu da algımı genişletiyor ve bir sonraki üretimim için beni daha da geliştiriyor. Ayrıca sürecin devamlı paylaşımı motivasyonumun ve yolculuğumun ortaklaşmasını, insanların bana yol arkadaşı olmasını sağlıyor.

Ben kendimi gerçekleştirmek, kendimi geliştirmek, bu şekilde üretmek ve ürettiklerimle insanlığa elimden gelen katkıyı sunabilmek istiyorum. Bu nedenle bu amaç yolunda ilerlerken üzerimde bir sorumluluk belirdiğini hissediyorum. İnsanlık için bir şeyler yapmak ve egomdan arınarak topluma bir şeyler kazandırmak istiyorsam bunun için insanlarla birlikte yol almam ve onları dinleyerek, anlayarak ilerlemem çok önemli. Sosyal medya bu iletişimi bana sunan harika bir köprü. Amacımı gerçekleştirebildiğim ölçüde ilerlerken de bu yolculuktan hep birlikte keyif almak, bu amaca ortak olan kişilerle bu yolun anlamını yeniden keşfetmek de çok güzel.

Yapay zeka ile müzik üretme ve bunu doğaçlama bir formatta sahneleme fikri nasıl oluştu? Ve konser serüvenine nasıl başladın?

Yapay zeka başından beri ilgimi çekiyor ve son yıllardaki gelişimini takip ederken sanat yapma konusunda beni heyecanlandırıyordu. Metinden resme dönüşen ilk yapay zeka çalışmasını gördüğümde “şarkılarımı görselleştirmek istiyorum” diyerek heyecanlanmıştım. Bu nedenle erişebildiğim ilk noktadan kullanmaya başladım ve her yeni gelişmeyle ilgiyle takip ettiğim ve kullandığım bir araç olarak hayatımda yer etmeye başladı. Yavaş yavaş herkesin hayatına entegre olan yapay zekanın birkaç yıl içinde birçok insanın üretiminde kalıcı yer alacağını şimdiden öngörebiliyoruz. Yalnızca onu hangi noktalarda nasıl kullanmamız gerektiğini, sanatın özgünlüğünü ve ruhunu zedelediği sınırın ne olduğunu keşfetmek için biraz zamana ihtiyacımız var. Yapay zekayı kullanmaya başlamadan önce doğaçlamak sık sık yaptığım bir üretim biçimiydi. Bunu sahneye taşıdığımızda, seyircilerden aldığım kelimelerle bir şarkı yapmanın çok eğlenceli olacağını düşünmüştüm. Sonrasında yapay zekayı da bir araç olarak kullanmaya başladım.

Yaklaşık 8 yıldır çok sık olmasa da sahne alıyorum ve sahnede en rahat hissettiğim an doğaçladığım zaman oluyor. İnteraktif bir şeyler yapmayı, seyircilerle sohbet etmeyi ve beraber üretmeyi çok seviyorum. Bunu daha da geliştirmeyi ve daha çok eğlenerek üretebileceğimiz yöntemler keşfetmeyi planlıyorum.

Ankara’nın farklı noktalarında konserler veriyorsun, Ankara seyircisi hakkında neler söylersin? Bu şehirdeki deneyimlerin bir sanatçı olarak seni besliyor mu?

Hayatımı geçirdiğim ve bir türlü kopamadığım bu şehre adeta bağımlı olduğum için burada sahne almak evde olmak gibi hissettiriyor. Sektörün herkesi İstanbul’a taşınmaya ikna ettiği şu dönemde adeta Ankara’da kalmak için direniyorum. Çünkü bir sanatçı olarak beslendiğim en büyük nokta, Ankara’nın ve insanının sakinliği. Acelemizin olmayışı, hayatı yaşamak ve anlamak için nefes alacak alan sunuyor. Bunu işin romantizmi gibi görmemek lazım çünkü sık sık İstanbul’a gidip geliyorum ve sahiden aradaki fark devasa boyutta. Ne kadar yıllardır Ankara’da yaşayan bir Ankaralı olsam da, İstanbul’a gittiğim anda oralılar gibi düşünmeye ve aktifleşmeye başlıyorum. Bu aktiflik, devamlı bir yerde olma hali, koşuşturma da insana bir düzeyde iyi geliyor ancak yorulduğumda dinlenmeye, durup düşünmeye ve üretmeye fırsatım olmuyor. O yüzden İstanbul’da işlerimi halledip Ankara’ya adımımı attığım anda dinginleşiyorum. Sanatımı Ankara’da daha iyi, daha oturaklı; anlayarak ve sindirerek yaptığımı hissediyorum. Dolayısıyla burada sahne aldığımda o rahatlığı, paylaşımı, dinginliği hissedebiliyorum.

Onlarca farklı nesne ve teknolojik teknikle müzik üretebiliyorsun, hayatta ilham kaynağının sonsuzluğu üzerine ne düşünüyorsun?

Bir şeylerden ilham alarak üretmeyi alışkanlık haline getirdikçe, beynim bana gördüğüm her şeyde ilham alacak bir şey göstermeye başlıyor. Hayatı yaşama şeklimizde algımızın payı çok büyük, bu algıyı olabildiğince keşfetmeye açık bir düzeyde tutmaya özen gösteriyorum. Bu noktada da kendime iyi bakmam ve motivasyonlarımı, yöntemlerimi düzenli olarak gözden geçirmem gerekiyor. Duygularımı, düşüncelerimi, etrafımı anladıkça ve olayları bir üst boyuttan kavrama gayesiyle hareket ettikçe hayattan ilham almaya devam edeceğime inanıyorum.


BONUS: Renklerin senin için çok şey ifade ettiğini ve belki de zaman zaman seni tanımladığını görebiliyoruz. Renkler ve evrene ait ögeler bağlamında estetik anlayışını neler oluşturuyor?

Aslında renklere şarkı yaptığım konsept çalışmalar bir tür deney gibi. Renklerin sahiden hissettirdikleri herkeste örtüşüyor mu, gördüğümüz rengin sembolik anlamları toplumda sahiden yer ediyor mu, onu anlıyorum. Bir yanda bir renk seçip ona yüklenen sembolik anlamlar ve psikolojideki karşılığından hareketle şarkı yaparken öte yanda bambaşka bir açıdan üretme fırsatı yakalıyorum. Bu da beni, yeni duyguları şarkılarımda yansıtma konusunda geliştiriyor. Burçlara şarkı yaptığımda da aynı şekilde sembolik anlamlar ve kuvvetlerine odaklanmış, geçmişten günümüze dönüşen ve kalıcılaşan şeyleri keşfetme fırsatı yakalamıştım. Bu nedenle insanlığın değer verdiği, anlam yüklediği, beslendiği ve beslediği her şey ilgimi çekiyor. Bütün bunları meta bir konseptte kavramak, insandan ayrı düşünmeye çalışmak ve sonra tekrar insanla buluşturmaktan keyif alıyorum.


Instagram | YouTube | Spotify  

Hikâyeyi paylaşmak için:

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

Aposto Ankara

Aposto Ankara

Her pazartesi saat 12.00'de Ankara'dan özenle seçilmiş etkinlikler, haberler ve hikâyeler.

İLGİLİ BAŞLIKLAR

müzik

yapay zeka

Yapay zeka

Instagram

Ankara

Unutmadan

Ay Işığı Destanı

NEREDE YAYIMLANDI?

Aposto AnkaraAposto Ankara

BÜLTEN SAYISI

Gipsy Kings ile İspanyol rüzgarları 💃🏻, Islandman yeniden evinde

Latin ezgileriyle açtığımız haftayı, Antakya'nın büyülü seslerine uzandıktan sonra gelenekselleşen Film Müzikleri Konseri'yle taçlandırıyoruz.

18 Haz 2023

YAZARLAR

Ayşen Alpasar

https://aposto.com

Aposto Ankara

Her pazartesi saat 12.00'de Ankara'dan özenle seçilmiş etkinlikler, haberler ve hikâyeler.

İLGİLİ OKUMALAR

;