
Şerefiye Sarnıcı’nda multidisipliner bir sanat performansı: Circle Horn Circle Horn 1600 yıllık tarihin teknoloji ve sanatla buluştuğu Şerefiye Sarnıcı , Night Shift kapsamında düzenlediği kültür sanat etkinliklerine bir yenisini daha ekliyor. Karşında Circle Horn . Nedir? Trompet sanatçısı Can Ömer Uygan ’ın farklı disiplinlerden isimlerle bir araya gelerek gerçekleştireceği interaktif ve performansa dayalı multidisipliner sanat projesi Circle Horn , Dünyadan Sesler ortaklığıyla, 29 Nisan Cumartesi günü ilk konuğu Okay Temiz ’le Şerefiye Sarnıcı’nın mistik ve cazibeli ambiyansında bizlerle buluşacak. 6 Mayıs Cumartesi ’nin konuğu ise Yasemin Mori olacak. İki tarih için de 21.15 ve 22.30 seans seçenekleri olduğunu da not düşmek isteriz. Neden gitmeli? “Hafıza” başlığı etrafında toplanacak Circle Horn, sanatçıların kolektif bir bakış açısıyla her disipline farklı elementlermiş gibi yaklaşarak içine girdikleri süreci, büyüleyici bir deneyim üzerinden sunmayı vadediyor. Sanatın derinliğindeki elementlerin simyasal birlikteliğine şahitlik edeceğin Circle Horn için biletleri burada bulabilir, şehrin kültür sanat etkinliklerini takip etmek için İBB Kültür AŞ ’yi takip edebilirsin.
Learn more →
Duende
Her hafta sinema ve müzik evreninden söyleşiler, incelemeler, öneriler, podcast’ler ve keşif notları e-posta kutunda.
Bu yazı için seçtiğim başlık, Ornette Coleman’ın çığır açıcı albümü The Shape of Jazz to Come albümünden esinlendi. Coleman’ın 1960 yılların ortasında, janrların akışkan doğaları ve kısıtlayıcı olabilen kategorizasyonları üzerinde bu denli yoğun bir literatürün olmadığı zamanlarda seçtiği bu cesur ad, cazın ne olduğu ya da olabileceğiyle ilgili on yıllara dayanan dikotomik bir tartışmanın tam ortasında yer alıyor: Caz, özgürleştirilebilecek bir şey midir; yoksa o özgürlüğün ta kendisi midir?
Ornette Coleman. | Fotoğraf: Sam Falk
Coleman, kariyeri boyunca müziğiyle yan yana anılacak free etiketiyle ilk sorunun “evet” cevaplarını verdi. Swing ve big band’in konvansiyonel müzikalitesinden uzaklaşan Dizzy Gillespie'nin geleneksel akor diziliminin dışına çıkan harmonik modal cazı ve Miles Davis'in 70’li yıllarda direksiyon kırdığı kozmik, sürrealist ve deneysel füzyonları buna örnek. 60’lı yıllarla popülerlik kazanan ve hâlihazırdaki caz külliyatını rafa kaldıran avangart cazın mirası ise başlı başına bir bağımsızlık hareketi. Belgeselci/tarihçi Ken Burns’ün klasik yapımlarından Jazz’ı izlerseniz, sürekli zincirlerini kıran cazın isyan bayraklarının New Orleans’tan Impulse! Records ve ötesine uzandığını görebilirsiniz. İşte tam da bu noktada şu soruyu sormadan edemiyorum: Sürekli özgürleşe(bile)n bir şey, hiçbir zaman özgürlüksüz olmuş mudur ki?
Zira özgürleşme mefhumunu; anın ve akışın öne çıkarıldığı, doğaçlamayla organik bir bağı olan caz müziğine içkin görüyorum. Cazın kendisinin varılacak bir yer değil, yolculuğun kendisi olduğuna inanıyorum. Ve bu, günümüzde de böyle.
Cazın son yıllarda yaşadığı yaratıcı rönesansı, janrın deneyin ve deneyimselliğin bir merkezi olduğunu gösterdi. Caz yitirilmedi. Yeniden yorumlandı ve çeşitli eller ve nefeslerde taze hayatlar buldu. 1900’lü yılların başıyla ABD’nin doğusundan dünyayın her köşesine yayılan caz, yayıldıkça metamorfoza uğradı ve yeni müstakbel biçimlere yelken açtı. Caz, bugün de canlı ve gerçek zamanlı kolektif maceralara adanmışlıkları ve enstrümanlarını bir anlatının yazı aracı kullanmaları noktasında ortaklaşan çeşitli müzisyenleri bir araya getirmeye devam ediyor. Onlardan bazılarını senin için derledik.
Nala Sinephro. | Fotoğraf: BLACKKSOCKS
Nala Sinephro
Nala Sinephro’yla Pitchfork’ta yayımlanan Ambient Jazz’s Quiet, Forceful Return yazısıyla tanıştım. Ambient müziğin minimalist, atmosferik ve uçucu doğasının cazın tefekkürlü uzamlarıyla buluştuğu örneklerin incelendiği yazıda Nala’yı radarıma almamın öne çıkan sebepleri vardı.
1996 yılında Belçika’da doğduktan sonra Londra’ya göç eden, hâlihazırda kainatın en titreşimli caz sahnesinin bileşenlerinden olan Nala; kişisel kahramanlarımdan ve caz tarihin madde ötesini keşfeden ulvi divası Alica Coltrane’yle karşılaştırılıyordu. Sinephro’nun 2021 yılında yayımladığı ve dinledikçe başa sardığım Space 1.8 albümünün bulutlu okyanusunda açıldıktan sonra onu Alice’le kesiştiren, diğer taraftan da 21. yüzyılın imkânlarıyla ayrıştıran zenginliğinin farkında vardım:
Nala, ambient ses yüzeylerini bir nakış gibi işleyen arp enstrümanıyla Coltrane’in Journey in Satchidananda’sının ruhani ses motiflerini yakaladı. Akranı ve hemşehrisi Nuby Garcia’yla spiritual jazz’ın Pharoah Sanders, John Coltrane ve Albert Ayler gibi efsanelerinde cisimleşen iç gözlemci, kutsal ve soyut saksafonunun doğaçlama seferlerine çıktı.
Sinephro, ipuçlarını müzikal kahramanlarından aldığı yolculuğunun bir ayağında cazın deneyimsel, kozmik ve evrenlerarası müzik mirasından beslendi; diğer ayağında ise ambient müziğin dinginleştirici synth drone’larıyla zaman ve mekân ötesi sıra dışı bir aşkıncılık yarattı.
Henüz kariyerinin başında olan Nala, bir albüm ve bir kısaçalardan müteşekkil müzik kataloğunu nelerle genişletecek, sabırsızlıkla bekliyorum.
Shabaka Hutchings. | Fotoğraf: Adama Jalloh
Shabaka Hutchings
Shabaka Hutchings ya da King Shabaka, Brownwood plak şirketinin We Out Here derleme albümünde kristalize olan ve geleceğin caz biçimlerinin çok çeşitli örneklerini veren Londra’dan; şehrin mayası küflenmeyen caz sahnesinin en parıltılı yıldızı.
Kökenleri Afrika’ya dayanan, gelenekle gelecekler arasında yenilikçi köprülen kuran ve şimdilerde Kokoroko, Ezra Collective, Moses Boyd, Nubya Garcia, Balimaya Project ve nicesinin bileşenlerini oluşturduğu çağdaş cazın mekkesi Londra, Shabaka Hutchings’in zihninde ve ürettiklerinde somutlaştı.
Shabaka; başta Afrikalı, sonrasında ise Afro-Amerikan ve diğer birçok Afrikalı diasporanın engin kültürel ve müzikal mirasını yücelten; jenerasyonlar ve kıtalararası iletişimler yaratan bir deha. O bir kesişim noktası; cazın geçmişte aldığı, şu anda almakta olduğu, gelecekte de alabileceği şekiller boyunca yolculuk eden evrenlerarası bir seyyah. Shabaka’nın girift yaratıcılığının, ilham dolu ruhunun ve saksafonuna üflediği kudretli nefeslerle biteviye üreten tutkusunun izlerini sürmek; henüz 40’ını bile doldurmamış bir hayatın dopdolu müzik kataloğunda sonu gelmeyecekmiş gibi hissettiren bir seyahate çıkmak demek.
Shabaka and The Ancestors, "We Are Sent Here by History"
Hâlihazırda spot ışıkları altında olan Londra’nın caz sahnesinin yeşerip serpilişinden çok önce, 2011 yılında, kurduğu Sons of Kemet onun için bir dönemeç noktası. Zira onun kimliğine, aidiyet hissine ve yer/yurt kavramına işlemiş olan Afrika’nın cazını keşfettiği Sons of Kemet; Shabaka’nın poliritmik saksafonunun, Afrobeat’e övgülerinin ve tüm bunları esinleyen jazz-funk’ın cisimleştiği katmanlar ve zamanlar arası bir proje. Sons of Kemet, Shabaka’nın köklerine uzanarak atalarının ruhlarını çağırdığı solo kariyerinin kolektif bir kutlaması; onun geleneği.
Diğer taraftan, 2013 yılında Danalogue ve Betamax’la kurduğu The Comet is Coming Hutchings’in bir 21. yüzyıl Sun Ra reenkarnasyonu; cazın galaksiler arası astral gezintilerinin bir izdüşümü. Bunu, grupla yayımladığı; spiritual jazz’la space rock’ın, neo-psychedelia’yla progresif elektroniğin füzyonunda gözlemlemek mümkün. The Comet is Coming, Shabaka’nın cazının müstakbel biçimi; onun geleceği. Shabaka Hutchings ise hem geleneğin hem de geleceğin daimî alışverişinin esrarengiz ve ışıltılı bir aracısı, zamandan ve mekândan azade bir kâşif.
Sambanzo'nun gitaristi Kiko Dinucci. | Fotoğraf: Fabio Piva
Sambanzo
70'li yılların sonuyla 80'li yılları ortasına kadar etkisini sürdüren; São Paulo'nın deneysel ve avangart müzisyenlerini etrafında toplayan Vanguarda paulista karşı hareketiyle tanıdığım gitarist ve müzisyen Kiko Dinucci, Sambanzo'yla bir araya gelmeme aracılık etti. Doğaçlama, art punk, free jazz ve birçok diğer janrla denemeler yapan Kiko, Vanguarda paulista'nın jeneriğe karşı olan doktrinlerini Sambanzo'ya da getirdi.
Şu ana kadar iki albüm yayımlayan Sambanzo, cazın dünyanın farklı kutuplarındaki yansımalarını Brezilya'nın yerel müzik geleneğinin mirasıyla birleştiren bir grup. 1970'li yıllarda Mulatu Astatke, Haliu Mergia ve Getatchew Mekurya gibi efsanelerin dünyaya ilk örneklerini verdiği ethio jazz'ın, latin ezgilerin ve art punk'ın girift gitar pasajlarının izine rastlayabileceğimiz Sambanzo kataloğu cazın çok boyutlu evrenselliğinin nadide örnekleriyle dolu.
Angel Bat Dawid. | Kaynak: acmusic.org
Angel Bat Dawid
Chicagolu klarnetçi ve müzisyen Angel Bat Dawid, bu yazıda buluştuğu müzisyenler ve gruplar arasında cazın free alt-janrıyla en fazla temas eden ismi. 2019'da yayımladığı The Oracle albümüyle ABD'de bir siyah olma ahvalini soul vokaller, düzyazı okumaları ve canlı kayıtların doğaçlama enerjisiyle sorgulayan Bat Dawid, müziğini ruhani ritüellere dönüştüren mistik bir aktivist kimliğiyle de öne çıkıyor.
2021 yılında çıkardığı Requiem for Jazz'da cazın vadini doldurduğuna inanan ve janrın siyah tarihindeki rolünü keşfederken bir Afrofütürist ağıt yakan Dawid; cazın sözde ölümünün etrafında, canlı ve gerçek zamanlarda, koro aranjmanlarının yeni ufuklarında taptaze doğumlar gerçekleştirmeye devam ediyor.
Jaubi, "Nafs at Peace" albüm kapağı
Jaubi
Punjab, Pakistan merkezli beşli Jaubi, Polonya'dan yaptığı niş ve janra bükücü müzisyen keşifleriyle günümüzün etrafında küçük bir müzik komünitesi oluşturan plak şirketlerinden Astigmatic Records'un Uzak Doğu'dan sunduğu sıra dışı bir keşif.
Müzikal estetikleri tıpkı Nala Sinephro gibi Alice Coltrane'le kesişen Jaubi; Uzak Doğu mistisizmi, Hindustani klasik müziği ve cazın Hindistan kırılımı indo jazz gibi yöresel mirasın soyut malzemelerini ruhani cazın tefekkürlü ses manzaralarına yaydı.
Şu ana kadar yalnızca bir stüdyo albümü (Nafs at Peace) yayımlayan Jaubi, müziğinde yerel bir yaylı enstrüman olan sarangi'nin oda müziği motiflerini, flüt ve soprano saksafon üflemelilerinin aciliyetle çınlayan görkemliliğini ve envaiçeşit elektrikli tuşluları bir araya getirdi. Grubun Astigmatic Records'un bir diğer keşfi EABS'la bir düet olacak ikinci uzunçaları In Search of a Better Tomorrow ise 12 Mayıs'ta yayımlanacak.
Bu yazıda listelediğimiz müzisyenler ve gruplardan derlediğimiz çalma listesi de hemen aşağıda.
Kaydet
Okuma listesine ekle
Paylaş
Duende
Her hafta sinema ve müzik evreninden söyleşiler, incelemeler, öneriler, podcast’ler ve keşif notları e-posta kutunda.
İLGİLİ BAŞLIKLAR
avangart caz
Ornette Coleman
caz
Caz
Swing
big band
Dizzy Gillespie
Miles Davis
Ken Burns
Jazz
New Orleans
NEREDE YAYIMLANDI?
Cazın müstakbel şekillerini yaratan müzisyenler, karanlığın idrakinde Beef dizisi, Tim Hecker'in karşı ambient son albümü No Highs.
14 Nis 2023

YAZARLAR

Koray Soylu
Editor @ Aposto

Duende
Her hafta sinema ve müzik evreninden söyleşiler, incelemeler, öneriler, podcast’ler ve keşif notları e-posta kutunda.
İLGİLİ OKUMALAR