
Yatırım Finansman 'da YF Yüzyüze ile görüntülü görüşme yaparak kolayca hesabınızı açabilir ve sermaye piyasalarında anında işlem yapmaya başlayabilirsiniz.
Learn more →
EXANTE
Finans dünyasındaki tüm önemli gelişmeler ve makro-iktisadi meseleler, derinlemesine bir perspektif ve sebep-sonuç ilişkileriyle hafta içi her gün sabah 08.00'de gelen kutunda!
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) şubat ayına ilişkin dış ticaret verilerini açıkladı.
Manşet veri neler söylüyor?
Veri setine göre aylık ihracat geçtiğimiz yılın aynı ayına göre %6,4 düşüşle 18,6 milyar USD oldu. İthalat ise yine geçtiğimiz yılın aynı ayına göre %10,1 artışla 30,7 milyar USD’ye genişledi. Veriyle birlikte aylık dış ticaret açığı 12,1 milyar USD oldu. Bu değer geçtiğimiz yılın aynı ayında 8,0 milyar USD seviyesindeydi. Böylelikle aylık dış ticaret açığı yıllık bazda %51,4 oranında büyüdü. Aylık dış ticaret hacmi yıllık bazda %3,3 oranında büyüyerek 49,3 milyar USD’ye ulaştı.
💉 Hatırlatma dozu: Ocak ayında ihracat 19,4; ithalat ise 33,6 milyar USD olmuş ve aylık dış ticaret açığı 14,2 milyar USD ile rekor seviyeye yükselmişti.
Veriyle birlikte iki aylık dış ticaret açığı 26,3 milyar USD oldu. Geçtiğimiz yılın aynı zaman aralığında dış ticaret açığı 18,3 milyar USD seviyesindeydi. Diğer bir ifadeyle iki aylık açıktaki yıllık genişleme %44,1 oldu. Bu zaman aralığında ihracat geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %1,4 artarak 38,0 milyar USD ithalat ise %15,4 artarak 64,3 milyar USD oldu. Bu dönemde, dış ticaret hacmi yıllık bazda %9,8 oranında artarak 102,3 milyar USD oldu.
Şubat verilerinin açıklanması ile birlikte 12 aylık ihracat 254,7 milyar USD’ye ulaşırken 12 aylık ihracat 372,3 milyar USD oldu. Bu da, 12 aylık birikimli dış ticaret açığını 117,6 milyar USD’ye taşıdı. 12 aylık süreçte dış ticaret hacmi ise 627 milyar USD’ye ulaşmış oldu.
Detaylarda neler var?
İhracatın ithalatı karşılama oranındaki düşük seyrin devam ettiği görülüyor. Geçtiğimiz ay %60 eşiğinin altına düşerek %57,6 olan gösterge şubat ayında %60,7 oldu. Geçtiğimiz yılın aynı ayında bu oran %71,4 olmuştu. Yılın ilk iki ayındaki karşılama oranı %67,2’den %59,1’e düşerken 12 aylık karşılama oranı %68,4 olarak gerçekleşti. Son gelen verilerin kümülatif oranın altında seyretmesi, yıllık ortalama üzerinde baskı yaratmaya devam ediyor.
Kaynak: TÜİK
Aylık bazda, çekirdek gösterge olarak kabul edilen enerji ve altın hariç göstergelerde de bozulma göze çarpıyor. Şubat ayında, çekirdek ihracat 19,0 milyar USD’den 17,5 milyar USD’ye gerilerken çekirdek ithalat 19,7 milyar USD’den 20,0 milyar USD’ye yükseldi. Çekirdek dengedeki açığın 2,4 milyar USD olduğu dengede karşılama oranı ise %87,7 oldu. Benzer görünüm, hesaplamadan altın ticaretinin çıkartılması ile de değişim göstermiyor. Enerji hariç ithalatta yıllık büyüme %19,1 olurken enerji hariç ihracatın %7,3 oranında azaldığı görülüyor.
Dış ticarette sektörel ağırlıklarda önemli bir değişim göze çarpmıyor. Yıl başından bu yana yapılan 38 milyar USD tutarındaki ihracatın %94’lük kısmı sanayi sektörü tarafından yapıldı. Hacmin %3,9’luk kısmı ise tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörlerine ait.
Kaynak: TÜİK
İthalat tarafında ise yılın ilk iki ayında yapılan ithalatın %77,3’lük kısmının ara mallardan oluştuğu görülüyor. Toplam ithalat içinde tüketim mallarının payı ise %9,8 seviyesinde. Bu oran şubat ayında %11,0 olarak gerçekleşti.
İhracat kanallarında yılın ilk iki ayındaki hacimde Almanya liderliğini korudu. Almanya’yı ABD, Rusya ve İtalya takip ederken, en çok ihracat yapılan beş ülkenin toplam hacimden aldığı pay %30,8 olarak gerçekleşti.
İthalat tarafında ise (enerji ithalatının da etkisiyle) ilk sırada Rusya bulunuyor. Rusya’yı İsviçre, Çin, Almanya ve ABD izliyor. En çok ithalat yapılan beş ülkenin toplam hacimden aldığı pay ise %46,5 seviyesinde bulunuyor.
Dış ticaretin teknolojik yoğunluk kırılıma bakıldığında ise, yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payının yılın ilk iki ayı itibarıyla %3,3 olduğu görülüyor. Bu oran geçtiğimiz yılın aynı döneminde %2,6 olarak gerçekleşmişti. Veriyle birlikte, yüksek teknoloji ürünlerinin ihracatındaki yıllık büyüme %28,9 seviyesine ulaşıyor. Söz konusu büyüme oranı şüphesiz ki olumlu olmakla birlikte, düşük bazın yarattığı etkiyi göz ardı etmemek ve toplam hacim içindeki payın halen çok düşük olduğunu göz önünde bulundurmak gerekiyor.
💉 Hatırlatma dozu: Yüksek katma değerli ürünlerin ihracatının geliştirilmesi, ekonomi yönetiminin stratejik hedeflerinin ilk sıralarında yer alıyor ve yetkililer tarafından sıklıkla dile getiriliyor.
Yılın ilk iki ayı itibarıyla toplam ihracatımızın %37,5’lik kısmı, orta-yüksek teknolojili ürünler kanalından gelirken kalan kısım orta-düşük ve düşük teknolojili ürünlerden oluşuyor. Bu dönemde, orta-düşük ve düşük teknolojili ürünlerin ihracat pastasından aldığı payın düşmesi ve yüksek teknolojili gurubun oransal ağırlığının artması olumlu olarak değerlendirilebilecek detaylar arasında yer alıyor. Bu noktada, bu eğilimin hız kazanması ve sürdürülebilir şekilde büyütülmesi en kritik konu olarak kabul edilebilir.
Ayrıca
TÜİK’in resmi verileri açıklamasının ardından Ticaret Bakanlığı, Salı günü mart ayına ilişkin öncü dış ticaret verilerini açıklayacak. Geçici verilere dayanarak yapılan bu açıklama, göstergenin en sağlıklı öncü verisi olarak kabul ediliyor. Bakanlık tarafından geçtiğimiz ay yapılan açıklamada şubat ayına ilişkin dış ticaret açığı 12,2 milyar USD olarak tahmin edilmişti.
TÜİK, mart ayına ilişkin kesin dış ticaret verilerini ise 28 Nisan tarihinde yayımlayacak.
Sonuç olarak
Dış ticaret açığındaki genişlemenin, Türkiye Ekonomi Modeli’nin temel taşlarından olan ihracatla büyüme amacına hizmet etmediği ifade edilebilir. Bu noktada, dönemsel gelişmeler ve başta savaş sebebiyle yaşanan enerji krizinin etkisini göz ardı etmemek gerekiyor. Yine de enerji hariç dengenin de pozitif seyretmemesi bu alandaki hedeflere olan mesafenin kısalmadığını gösteriyor.
İhracat hacmimiz artmakla birlikte, kısa vadede ikamesi mümkün olmayan enerji ithalatı-ki fiyatlardan bağımsız olarak büyüme trendi ile birlikte yarattığı baskı artacaktır- ve özellikle imalatta ithalata yolan yüksek bağımlılığın giderilememesi açığın beslemeye devam ediyor.
Dış ticaret açığının yarattığı baskı, turizm gelirleri başta olmak üzere çeşitli girdi kalemlerinin desteğiyle görece toparlanma eğilimdeki cari işlemler dengesini de olumsuz etkilemeye devam edecek. Cari işlemler dengesi üzerindeki bu baskı da özellikle önümüzdeki dönemdeki risk fiyatlamalarına etki etme potansiyeli taşıyor.
Bu noktada, dengeye kısa vadede katkı sağlayabileceği düşünülen adım, ihracatçı meclisleri tarafından da çokça dile getirilen TL’nin reel değerinin düşürülmesi olsa da bu adımın enflasyon görünümü üzerinde yaratacağı baskının maliyeti çok yüksek olacaktır.
Kalıcı dış ticaret fazlası için atılması gereken ithal ikamesi sürecine katkı verecek imalat kapasitesi artırımları gibi adımların etkilerini ise kısa vadede görmek fiilen mümkün görünmüyor.
Kaydet
Okuma listesine ekle
Paylaş
EXANTE
Finans dünyasındaki tüm önemli gelişmeler ve makro-iktisadi meseleler, derinlemesine bir perspektif ve sebep-sonuç ilişkileriyle hafta içi her gün sabah 08.00'de gelen kutunda!
İLGİLİ BAŞLIKLAR
ge
Türkiye İstatistik Kurumu
NEREDE YAYIMLANDI?
TÜİK tarafından yayımlanan verilere göre Türkiye'nin dış ticaret açığı şubat ayında %51,4 artarak 12,1 milyar USD'ye ulaştı
03 Nis 2023

YAZARLAR

EXANTE
Finans dünyasındaki tüm önemli gelişmeler ve makro-iktisadi meseleler, derinlemesine bir perspektif ve sebep-sonuç ilişkileriyle hafta içi her gün sabah 08.00'de gelen kutunda!
İLGİLİ OKUMALAR