
Döngüsel Ekonomi
Döngüsel Ekonomi Hakkında Her Şey!
Döngüsel ekonomi, bünyesinde farklı konseptleri ve bakış açılarını barındırıyor olsa da bugün hâlâ net bir çerçeveye veya tanıma sahip değil. Bu durum özellikle iş dünyasının döngüsel ekonomi algısının bugüne kadar “yenilikçi atık yönetimi” ile sınırlı kalmasına neden oldu. Fakat döngüsel iş modellerinin özellikle ekonomik olarak sağlayacağı getiriler, kaynak kullanımının azaltılması ile paralel olarak azalacak maliyetler, biyoçeşitlilik ve kirlilik gibi direkt olarak çevresel etkileri azaltma potansiyeli döngüsel ekonominin atık yönetiminden çok daha fazlası olduğunun yavaş da olsa anlaşılmasına olanak tanıyor.
Döngüsel ekonomiye geçiş, bugüne kadar neredeyse tüm yazılarımızda yer verdiğimiz gibi toplumsal ve ekonomik yapıları oluşturan tüm paydaşların ortak bir amaç uğruna, kendi görev ve sorumluluklarını bildikleri ve bu doğrultuda dönüşüme katkı sağladıkları bir senaryoda mümkün olabilir. Bunun için de tüm paydaşları barındıran makro seviyede bir döngüsel ekonomi tanımı ve yol haritası gerekir. Elbette bu makro seviyedeki tanımlama her paydaşın kendi dönüşüm süreci için yalnızca genel bir çerçeve olarak ele alınmalıdır. Belirli bir üst hedef belirlendikten sonra ise her paydaşın kendi değer zinciri ve karakteristik özelliklerine uygun şekilde döngüsel ekonomiye geçiş yol haritasını hazırlaması, atılması gereken diğer adımdır.
Peki bu süreçte, özellikle yoğun kaynak kullanımı ve atık oluşumuna direkt olarak neden olan iş dünyasının döngüsellik oranlarını ölçmeleri ve döngüsel ekonomiyi tüm değer zinciri boyunca benimsemelerini sağlayacak metriklerin kullanılması neden önemli? Bu haftaki yazımızda 2022’nin sonlarında üçüncü versiyonu yayımlanan, Türkçeye “Döngüsel Ekonomiye Geçiş İndikatörleri” olarak çevirebileceğimiz “Circular Transition Indicators (CTI)” çalışmasının ilk aşamalarında genel çerçeve belirlenmesi için hazırlanmış olan “Circular Metrics Landscape Analysis” raporu bizlere eşlik ediyor.
Döngüsel metriklere neden ihtiyacımız var?
Her paydaşın kendi yol haritasını hazırlama süreci için elbette belirli bir çerçeve, herkes için genel geçer metrikler belirlenmesi bekleniyor. Döngüsel ekonominin görece daha yavaş yaygınlaşmasının temel sebeplerinden biri de bu beklenti olarak görülebilir. Özellikle iş dünyasının döngüsel ekonomiye geçiş sürecine liderlik etme görevini üstlenen şirketlerin kendi “döngüsellik” oranlarını belirleme başta olmak üzere farklı tanımlamalar ve metrikler kullandıklarını görmek mümkün. Fakat artık küresel gündemin de önemli bir maddesi olan döngüsel ekonomiye geçiş ve bu sürecin belirli metriklerle ölçümlenmesi amacı sayesinde özel sektör başta olmak üzere tüm paydaşların belirli metriklerle döngüsellik oranlarını ölçmesi mümkün olabilecek.
Döngüselliğin ölçülmesi için hâlihazırda çalışmaları devam eden farklı metrikler ve çerçeveler mevcut. Fakat bugünkü yazımızın odağı, bu metriklerin detaylarından ziyade, bu metriklere neden ihtiyacımız olduğu konusu üzerinden şekilleniyor.
📍 Performans ve strateji
Özel sektörün döngüsel ekonomiye bakış açısını yavaş da olsa değiştiren en önemli özellik elbette döngüsel ekonomi düşünce yapısı sayesinde değer zinciri boyunca yeni değer önerileri, gelir modelleri ve maliyet azaltımı gibi ekonomik fayda yaratma potansiyelidir. Bu durum elbette hem sürdürülebilirlik hem de döngüsellik alanlarında görece daha uzun süredir çalışmalar yürüten, daha “olgun” olarak tanımlayabileceğimiz şirketler için geçerli.
Yalnızca net sıfır hedefleri veya atıkları doğru yönetme amaçları ile sınırlı kalmayan, döngüsel ekonomiye geçiş sürecine liderlik ederek döngüsel ekonomi prensiplerini tüm değer zincirine yayan şirketler, doğal olarak döngüsel metrikleri de değer zincirinin tamamında kullanıyorlar. Bu sayede hem şirketin genel stratejisini hem iş modelini döngüsel ekonomiye uygun şekilde her an güncelleme imkânları olurken, diğer taraftan da bu dönüşüm sürecindeki performansın takibi, süreç içinde olası eksiklerin bu performans metrikleri ile belirlenmesi ve tasarım aşamasında yapılan hataların kolaylıkla belirlenmesi mümkün oluyor.
Özellikle şirketlerin üst yönetimleri için tahmin edilenden çok daha fazla anlama sahip olan döngüsel ekonomi göstergeleri şirketin vizyonunu şekillendirme ve gelecekte yapılacak yatırımlar için temel bir altyapı oluşturma adına kritik önem taşıyor.
📍Paydaşlarla iletişim
Döngüsel ekonomi, yazının girişinde de belirttiğimiz gibi fazlasıyla belirsiz, herkesi kapsayan net bir tanımı olmayan, daha çok düşünce ve karar alma süreçlerimize entegre etmemiz gereken bir konsept. Bu da içinde bulunduğumuz dönüşüm sürecinde diğer paydaşlardan öğrenme süreçlerini çok daha kritik hâle getiriyor.
Bir sektör özelinde veya daha makro seviyede sektörden bağımsız küresel bir firmanın döngüsel ekonomi ile ilgili hayata geçirdiği projeler, değer zinciri boyunca yaptığı değişiklikler ve elbette bunlarla ilgili performansları diğer tüm paydaşlar için referans alınacak örnekler olarak görülebilir. X sektöründe döngüsel ekonominin Y prensibi ile hayata geçirilmiş bir uygulamanın olumlu veya olumsuz çıktıları şeffaf bir şekilde paylaşıldığında farklı sektörlerden farklı şirketlerin, tüketicilerin ve hatta yasa yapıcıların da bu çıktılardan çıkarımlar yapması mümkün olacaktır.
Günümüzde paydaşlarla iletişim, özellikle sürdürülebilirlik çalışmaları kapsamında hazırlanan sürdürülebilirlik raporları ile yürütülüyor. Sürdürülebilirlik raporları ile ilgili eleştiriler gün geçtikçe artsa da (greenwashing vb. sebeplerle) şirketlerin bu alanlarda yaptıkları çalışmalara dair en güncel ve teoride şeffaf bilginin paylaşıldığı iletişim araçları olarak değerlendirmek mümkün. Ortaya çıkan bazı döngüsel ekonomi metrikleri sayesinde artık bu metriklerin de şirketlerin etki alanı kapsamında sahip oldukları tüm paydaşlarla paylaşılmaya başlandığını görmek mümkün. Bu sayede döngüsel ekonomiye geçiş süreciyle ilgili hem iç hem de dış paydaşlar bilgilendirilmiş olurken, paydaşların birbirinden öğrenmelerine imkân tanınıyor.
📍Lineer risklerin ve döngüsel fırsatların saptanması
Risklerin önceden belirlenmesi çok uzun yıllardır şirketlerin finansallarını doğru şekilde yönetmesi açısından önemli bir stratejik çalışma olarak görülmekteydi. Sürdürülebilirlik çalışmaları ile artık sadece finansal risklerin değil, finansal olmayan yani çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarındaki risklerin de belirlenmesi önemini artırdı. İklim krizi, tedarik zincirindeki sıkıntılar, çalışanların mutluluğu, değişen tüketici davranışları ve yatırımcı beklentileri gibi birçok dinamik şirketlerin finansal olmayan risklerini önceden belirlemeleri açısından en önemli yönlendiriciler arasında görünüyor.
Döngüsel ekonomi metrikleri de temelde şirketlerin lineer ekonomi modelinden kalan iş modelleri ve stratejilerin yaratabileceği risklerin ve fırsatların belirlenmesine olanak tanıyor. Özellikle yenilikçi iş modellerinin yaratacağı fırsatlar açısından bakıldığında her şirketin kendi sektörü özelinde farklı döngüsel ekonomi metriklerini dikkatlice takip etmesi, şirketin performansını sürekli olarak ölçmesi ve bu performans takip süreçleri sayesinde geleceğe dair altı dolu çıkarımlar yapabilmelerine olanak tanıyor.
Geçtiğimiz yıl başlayan ve devam etmekte olan küresel tedarik zinciri problemlerinin temel nedenlerinden olan Rusya-Ukrayna savaşı gibi farklı risklerin şirketlerin mevcut süreçleri üzerinde yarattığı baskılar, döngüsel ekonomi metriklerinin her geçen gün daha önemli bir hâle gelmesine neden oluyor. Olası ham madde tedarik sıkıntıları, fiyatlardaki dalgalanma vb. sorunlara karşı dayanıklılık artıracak olan döngüsel ekonomi prensipleri ve bunların ölçülmesine olanak tanıyan döngüsel metrikler lineer ekonominin aksine şirketlerin dayanıklılıkları (resilience) açısından fazlasıyla önemli bir araç olarak kullanılıyor.
📍Etkinin ölçümü
“Etki” son yıllarda çok sık karşılaştığımız, sürdürülebilirlik çalışmaları ile birlikte hayatımızdaki önemini artıran bir konsept. Şirketlerin sahip oldukları iş süreçlerinin çevresel ve sosyal etkilerinin ölçüldüğünü görmek mümkünken, küresel krizlerin şirketler üzerinde ne gibi etkileri olduğu da artık fazlasıyla önemli bir konu olarak değerlendiriliyor.
Bu noktada özellikle döngüsel ekonomiye geçiş sürecindeki belirsizliklerin giderilmesi amacıyla döngüsel ekonomi metrikleri karşımıza çıkıyor. Döngüsel ekonomi prensiplerinin işin sürekliliği, tüketicilerin beklentilerini karşılama, maliyet azaltma, iklim kriziyle mücadele, istihdam yaratma vb. çevresel ve sosyal konular üzerindeki etkisinin ölçülmesi tüm paydaşlar için önemli bir kriter hâline geliyor.
Sahip olduğu potansiyelin tamamını gerçekleştirebilmesi amacıyla döngüsel ekonomi prensiplerinin ve bu prensipler ışığında hayata geçirilen tüm çalışmaların doğru bir şekilde ölçülmesi sayesinde, değer zinciri boyunca etki edilen alanların belirlenmesi ve etki edilemeyen alanların da fark edilerek süreçlere dahil edilmesi mümkün olabilir.
🔎 Döngüsel Ekonomi 101’in yorumu: Daha önceki yazılarımızda döngüsel ekonominin net bir tanımı olmaması gerektiğini, belirli bir çerçeveye sıkıştırılmaması gerektiğini tartışmıştık. Bu doğrultuda döngüsel ekonomi tanımının her paydaş için, kendi süreçlerine ve etki ettiği değer zinciri özelinde belirlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Fakat bu tanımların yapılmasından önce döngüsel ekonominin tüm potansiyelini barındıran, kapsayıcı bir anlamlandırma yapmak gerekiyor. Bu nedenle döngüsel ekonomiyi yalnızca atık yönetimi olarak değil, kaynakların verimli kullanılması sayesinde atık ve kirliliğin önlenmesini sağlayacak, kaynakları devamlı döngü içinde tutmaya yarayacak ve belki de en önemlisi biyoçeşitliliğin korunmasına olanak tanıyacak bir düşünce sistemi olarak ele almamız gerekiyor.
Toparlamak gerekirse, döngüsel ekonomiye geçiş süreci uzun soluklu ve sabır gerektiren bir süreç olarak küresel gündemdeki yerini her geçen gün sağlamlaştırıyor. Bu dönüşüm sürecinin doğru kurgulanması, lineer ekonomi modelinde olduğu gibi farklı alt sorunlara sahip bir sistemden kaçınılması açısından fazlasıyla önemli. Bu kurgu, tüm paydaşların birbirinden öğrenmelerine olanak tanıyacak, kendi yol haritalarını belirlerken kullanabilecekleri döngüsel metriklerin belirlenmesi ile hayata geçirilebilir. Bu nedenle döngüsel ekonomi prensipleri ve düşünce yapısını hayatın tüm alanlarına entegre edebilmek için, döngüsel ekonomi metriklerinin de tüm paydaşlar tarafından öğrenilmesi, benimsenmesi ve devamlı sorgulanarak lineer ekonomi modelinin neden olduğu hataların tekrarlanmaması kritik önem taşıyor.
Kaydet
Okuma listesine ekle
Paylaş
Döngüsel Ekonomi
Döngüsel Ekonomi Hakkında Her Şey!
İLGİLİ BAŞLIKLAR
biyoçeşitlilik
Döngüsel ekonomi
döngüsel ekonomi
YAZARLAR

Döngüsel Ekonomi
Döngüsel Ekonomi Hakkında Her Şey!
İLGİLİ OKUMALAR