Duvarlara "Peki" dememek: İş yerinde cinsel saldırı/taciz

17 yaşımdan beri, yaklaşık 8 yıldır çalışıyorum. Birbirinden farklı sektörler ve iş tanımlarında geçirdiğim onca sürecin ardından gördüğüm ve tecrübe ettiğim durumlardan biri: Cinsel taciz veya saldırı her yerde, her durumda ve her konumda başımıza gelebilir. Tecrübe ettiğim bir diğer durum ise taciz çoğu zaman önce fark edilmeyen daha sonra kabul edilmeyen bir olay. Özellikle iş yerinde başınıza geliyorsa.
Türkiye'de kadınların maruz kaldığı cinsel taciz veya saldırı olayları genellikle özel hayatta veya sosyal hayatta meydana gelen örgülerden oluşuyor. Öyle ki basına yansıyan haberlerin çoğunluğu da bahsettiğimiz olayları yansıtıyor. Ancak taciz veya istismar bununla sınırlı kalmıyor. Çoğu zaman basına yansımayan bu durum, çevremizde de zikredilmiyor; ancak kadınlar iş hayatları boyunca bir veya daha fazla kez tacize maruz kalıyor. "Bunu nereden biliyorsun?" diye soracaklar için belirtmek isterim; Biliyorum, çünkü ben de yaşadım, hem de birden fazla defa.
"Gerçekten bu kadar yüksek mi?"
Evet. Birleşmiş Milletler Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), aralık ayının başında bir rapor yayımladı. "Çalışma Yaşamında Şiddet ve Taciz Deneyimleri: İlk Küresel Araştırma" başlıklı rapor için 121 ülkeden 15 yaş üstü 75 bin civarında çalışanla görüşüldü. Raporun birçok önemli ve değerli çıktısı bulunuyor; ancak bu yazının başlığını ilgilendiren kısmına göre rapor, dünya genelinde her 5 kişiden en az birinin iş yerlerinde şiddet ve tacize maruz kaldığını ortaya koyuyor.
2015'te Hürriyet'in yenibiris.com üzerinden kadınlarla yaptığı ankete göre, 1.232 katılımcıdan %62'si tacize maruz kaldığını, %35'i maruz kalmadığını, %3'ü ise emin olmadığını dile getirdi. Kim tarafından yapıldığı sorusuna, tacize maruz kaldığını belirten kadınların %52'si "yöneticim", %20'si "müşterim", %18'i ise "çalışanım" cevabını veriyor. Ankete "Tacizin ardından ne yaptınız?" sorusuna "Tacizciyle yüzleştim" diyenlerin oranı %39, "Ses çıkarmadım" diyenlerin oranı %22, "İşten ayrıldım" diyenlerin oranı %19 olarak yansıyor.
"Hukuki düzenleme var mı?"
Evet. İşçinin cinsel tacizde bulunması durumunda işverenin İş Kanunu madde 25/2'de yer alan haklı nedenle fesih hakkı doğuyor. Somut duruma göre bu hakkın kullanımı farklılık gösteriyor. İş yerinde cinsel tacize uğrayan işçi de iş akdini haklı nedenle feshetme imkanına sahip. İş Kanunu’'un 24-2/b maddesine göre, işveren, işçiye cinsel tacizde bulunursa işçi sözleşmesini haklı nedenle derhal feshedebilir. İşçinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshetmesi hallerinde, işveren işçiye kıdem tazminatı ödemek zorunda kalacaktır.
- İspatı: Cinsel tacize uğrayan kişiye yapılan bu eylemler genellikle kimsenin olmadığı ortamlarda gerçekleştirildiğinden, alenen yapılmadığından delil barındırması zordur. Bu nedenle Yargıtay, cinsel taciz nedeniyle iş akdini feshetme sebeplerinde ispat kolaylığı tanıyor. Yargıtay, cinsel taciz ve mobbing gibi durumlarda tanık göstermenin, mutlak deliller sunmanın zorluğuna dikkat çekerek bu gibi durumlarda şüpheden uzak, kesin deliller aranmayacağına hükmediyor. Yargıtay, işçinin "kuşku uyandıracak olguları ileri sürmesi" hâlinde işverenin mobbing ya da taciz uygulamadığını ispatlaması gerektiği yönünde bir içtihat oluşturuyor.
"Neden hiç görmüyoruz?"
Aslında görüyoruz. Özellikle Twitter gibi sosyal medya platformlarında sıkça bu konuya ilişkin ifşalar yayımlanıyor. Bunun yanında Instagram'da bazı hesaplar da bu gibi konularda mağdurları destekleyici paylaşımlarla kamuoyu yaratılmasını sağlıyor. Geleneksel medya organlarında da bu tür haberler yer alıyor. Örneğin;
Kasım ayında yayımlanan habere göre, Ankara'daki bir hukuk bürosuna iş görüşmesi için giden avukat, avukat M.T.S. tarafından tacize uğradı. Kadının vücuduna dokunan M.T.S. hakkında şikayet üzerine dava açıldı. Davada sanık olarak dinlenen M.T.S.'nin yanında çalışan bir başka kişi "Sanık, iş başvurusunda bulunan kadın avukatlardan işe başlamaları hâlinde etek giymelerini isterdi ve gerekçe olarak da büronun ciddi bir iş yeri olduğunu söylerdi." dedi.
Öte yandan Hürriyet'in söz konusu anketinde katılımcılar da maruz kaldıkları tacizleri şu şekilde anlatıyor:
"Bir dış ticaret firması sahibi, 'sana iş teklif edeceğim' dedi. Asistanlık işiydi. Detaylar için seni arayacağım dedi. Ertesi gün aradı, aynen şöyle dedi:
-N’aber?
-İyiyim teşekkür ederim X bey.
-Üzerinde ne var?"
"Bir medya kuruluşunda haber merkezine dış haberler muhabirliği için görüşmeye gittim. Haber müdürü birtakım sorular sordu, sonra işi şöyle bir anlattı. Ve şöyle dedi: 'Ama senin çalışmana gerek yok. Güzel de kızsın. Sen gel işe gene, ama çalışma.'"
Haberde olayı anlatan kadının "öyle açık da giyinmemiştim" ifadelerini kullandığı, kendini savunma ihtiyacı hissettiği ifade ediliyor. Haberde verilen bir diğer örnek de bir kadının patronu tarafından sözlü tacize maruz kaldığı. Kadının patronunu şikayet edeceği bir üst mevki bulamadığı ve durum duyulursa sektörde iş bulamayacağı korkusuyla işten ayrıldığı anlatılıyor.
Birbirine benzer örneklerin yanı sıra; benzemeyen hatta çok daha farklı, "akla bile gelinmeyecek" durumlar da yaşanabiliyor.
Kendi tecrübelerimden biri; bir ağabey gibi gördüğüm, işi öğrettiğini düşündüğüm bir insan tarafından maruz kaldığım sözlü ve fiziksel tacizdi. Öyle ki yaşım ve duruma yaklaşımım nedeniyle durumu anlamlandıramamış, yıllar boyu kendimi suçlamış, hatanın bende olduğunu düşünmüştüm. Yaşanan olayın taciz ve istismar olduğunu kabul etmem yıllarımı aldı. Sonrasında ise bu konuda ayağa kalkamadım. Kalkamadım, çünkü bir daha hiç o dönemde çalıştığım sektörde çalışamayacağımı düşündüm. Hâlâ aynı korkuyu yaşıyor, bunu atlatmaya çalışıyorum.
Görece genç bir yaşta başladığım medya sektöründe daima 17 yaşındaki gibi güler yüzlü, anlayışlı, mümkün olduğunca tatlı dilli bir insan olmaya çalıştım; ancak bugüne kadar geçirdiğim tüm bu tecrübeler "hatanın bende olduğu" düşüncesiyle birlikte beni mesafeli, asık suratlı, belki biraz da agresif bir insana çevirdi; 1 yıllık bir süreçte farklı kişilerden gördüğüm sistematik taciz aklımda hep aynı cümleyi uyandırdı: "Suçlu sensin, bu kadar yakın davranmamalıydın."
Sonrasında fark ettim ki bunu yaşayan tek kişi değilim, yalnız değilim, çalıştığım iş yerinde bile bunu yaşayan tek kadın değildim. Bir de sektörü düşündüğümüzde, erkek egemen bir medyada kadınların ne şekilde ve sayıda tacize maruz kaldığını yalnızca aklımda canlandırdığımda dahi oldukça korkutucu bir senaryo çıkıyor.
Ancak gördüm ki; medya sektöründe bunu yaşayan, tacize maruz kalan onlarca, belki yüzlerce, hatta binlerce kadın varken bile, her birimiz hâlâ duvarlarımızlayız. Çünkü hâlâ küçücük de olsa kendimizi suçluyoruz ve sırf bu yüzden ne kendimize ne de çevremize dürüst olabiliyoruz.
"Peki ne yapacağız?"
Tüm yazımız boyunca sorduğumuz en önemli soru bu belki de. "Peki ne yapacağız?" Bu sorunun cevabını Moodist Hastanesi'nden Uzman Psikolog Zehra Olcay Tuna cevapladı. Zehra Olcay Tuna, "Zihnimizde oluşan bu soruları cevaplamak üzere önce; 'Neye cinsel taciz/istismar/saldırı diyeceğiz?' sorusunun yanıtını iyi bilmemiz gerekir." diyor. Tuna daha sonra şunları söylüyor:
"Türkiye'de oyuncuların sahne sanatlarında cinsel tacize ilişkin görüşlerini inceledikleri bir araştırmanın sonuçları şöyle diyor: 'Cinsel tacizin tanımı ve sınırları konusunda bilgi sahibi olmamak bu tip davranışların zamanında tespit edilememesinin temel nedenidir.' Cinsel taciz, ilk olarak 1975'te Lin Farley ve Çalışan Kadınlar Birliği tarafından tanımlanıyor. Bu tanım şu şekilde: 'Uygunsuz ya da saldırgan bulduğunuz ve işinizde huzursuz olmanıza neden olan tüm tekrarlanan ve istenmeyen cinsel yorumlar, bakışlar, teklifler ya da fiziksel temaslar cinsel tacizdir.' 1979'da ABD'li feminist Catharine Mackinnon tarafından tekrar ele alınan tanım, cinsel tacizin, vücut teması bulunmadan yapılan ve rızaya dayalı olmayan, cinsel içerikli ve rahatsız edici söz, tavır veya diğer davranış biçimlerini içerdiğini söylüyor. Tüm bunlar göz önünde bulundurularak öncelikle yaşanılan durumun ne anlama geldiği sorgulanmalı. Bu süreçte kişinin güvendiği, yargılanmayacağını düşündüğü biriyle veya iş yerinde ilgili departmanla durumu paylaşması, yaşanan durumu anlamlandırabilmesine yardımcı olacaktır."
Bu gibi olaylara verilen tepkilerin kişiden kişiye değiştiğini; ancak genel olarak kendini suçlama, utanç gibi duygular ve tacizde bulunan kişiden kaçmaya yönelik davranışlar görüldüğünü aktaran Tuna, "Örneğin, 'Çok yakın davrandım. Bu yüzden cesaret buldu.' düşüncesiyle, kendi davranışlarına karşı geliştirdiği utanç duygusuyla, iş yerinde bu kişiyle karşılaşmamak üzere yemek yeme saatlerinden tuvalete gitme yoluna kadar gün içinde pek çok rutinini değiştirebilir. Hâl böyle olunca gününün büyük bir bölümünü artık kendini güvende hissetmediği bir iş yerinde geçiren kişi zamanla mesleki tatminsizlik bir yana dikkatini odaklamada zorlanma, değersizlik-suçluluk hisleri, uyku ve iştah bozuklukları, cinsel ilgi kaybı gibi depresif belirtiler de gösterebiliyor." diyor.
Tuna ayırca taciz, istismar veya saldırının geçmiş deneyimlerin duygu yüküyle de birlikte daha komplike bir travmatik süreç şeklinde yaşamasına yol açabildiğini ifade ediyor. İş yerinde yöneticilerin cinsel saldırı veya tacize maruz kalan çalışanını büyük bir hassasiyet ve özenle dinlemeleri, tacize uğradığını belirten çalışanına kendini güvende hissedeceği bir ifade alanı sunmaları gerektiğini belirtiyor. "Cinsel tacize uğramış çalışanına psikolojik yardım alması yönünde destek sağlamalı, yaşanan bu durum üzerinden tekrar oluşabilecek bir taciz durumuna ilişkin riskli durumların tespitine yönelik çalışma yürütülmeli, tespiti yapılan durumlar için bir eylem planı oluşturulmalıdır." diyen Tuna, "İş yerinde kendini değerli hisseden bir çalışan olmak, kişinin cinsel taciz gibi travmatize edici bir deneyimi paylaşması yönünde cesaretlendirecektir. Dolayısıyla en temelde iletişim becerilerine yönelik çalışmalar yürütülmesi oldukça değerli olacaktır." ifadelerini kullanıyor.
Cinsel taciz veya saldırıya maruz kalan bireylerin "Peki" dememeyi öğrenmesi, sesini çıkarması, ayağa kalkması gerekiyor. Bunu yapmak içinse özellikle değer verdiği kişilerin desteğini hissetmesi büyük önem taşıyor. Doğru sorular, akılcı yönlendirmelerle tacizin bir travma yaratma olasılığını minimuma indirgemek, bunun mağdurun hatası olmadığını göstermek de son derece önemli. Cinsel taciz veya saldırı her yerde, her durumda ve her konumda başımıza gelebilir. Savaşmayı ve ses çıkarmayı öğrenmek gerekli.
İlgili Başlıklar
Cinsel taciz
cinsel taciz
taciz
şiddet
Türkiye
Birleşmiş Milletler
Uluslararası Çalışma Örgütü
Hürriyet
yenibiris.com
Hikâyeyi beğendiniz mi?
Kaydet
Okuma listesine ekle
Paylaş
Nerede Yayımlandı?

💸 İş yerinde taciz, milyarderler vergisi
Yayın & Yazar

Pareto
Her pazartesi ve çarşamba 10.00'da ve her cuma 12.00'de iş dünyasının en önemli içgörüleri, sektör analizleri, gelecek öngörüleri e-posta kutunda.

İlkim Emirler
Deputy editor @ Aposto