Emek ve Özgürlük İttifakı, çevre düzenlemelerine nasıl bakıyor?

HDP
HDP'nin parti programında "çevre", "Ekoloji ve yaşam mücadelesi" başlığı altında inceleniyor. Partinin halkın mücadele gücünden ilhamla, "kapitalizmin doğayı, doğal varlıkları ve yaşamı metalaştırarak sömürmesine karşı, insanı doğanın efendisi değil, bir parçası" olarak gördüğü ifade ediliyor.
Programda suyun ve doğanın ticarileştirilmesine, piyasa temelli enerji politikalarıyla ve projeleriyle mücadele edileceği, insani ihtiyaçlar için gereken ve geçimlik tarımda kullanılan suya parasız, temiz ve yeterli miktarda erişim hakkının güvence altına alınmasını savunulduğu ve bunun gerçekleşmesinin hedeflendiği belirtiliyor. Partinin su kullanım hakkı anlaşmalarına, karbon ticaretine, HES (Hidroelektrik Santralleri) projeleri ile termik, nükleer gibi enerji politikalarına ve ekolojik yıkıma yol açan maden işletmeciliğine karşı olunduğu ve yasaklanması için mücadele edileceği bildiriliyor.
"Kapitalizmin doğayı, doğal varlıkları ve yaşamı metalaştırarak sömürmesine, yaşam alanlarını yok etmesine karşı, doğanın, insanın, hayvanların ve tüm canlıların yaşam haklarının güvence altına alınması için mücadele edildiği" belirtilirken kentsel dönüşüm projelerine, tarihi, kültürel varlıkların ve kamusal alanların gasp edilmesine; yıkıcı kır ve kent politikaları ile çevresel hizmetlerin özelleştirilmesine ve piyasalaştırılmasına karşı mücadelenin sürdürüleceği bildiriliyor. Her yurttaş için insan onuruna yakışır barınma ve ulaşım hakkının savunulduğu belirtilirken doğal, tarihi ve kültürel varlıklara ilişkin korumaları kaldırmayı amaçlayan mevzuat saldırılarının da karşısında olarak, deprem, sel ve toprak kayması gibi doğal felaketlere karşı gerekli tedbirlerin alınması için mücadelenin de sürdürüleceği ifade ediliyor.
TİP
TİP, yerkürenin ciddi bir ekolojik bunalım içinde olduğunu vurguladığı programında doğa tahribatına karşı işçi mücadelesinin ekolojik bir konum almak zorunda olduğunu söylüyor. "Kapitalizm, kâr odaklı ve sermaye birikimine dayalı, büyüme ya da yok olma ikilemine hapsolmuş bir sistemdir." denilen programda kapitalizmin büyüme isteği sonucunda bugünün ve gelecek kuşaklarının kaynaklarını geri dönüşsüz şekilde tükettiği vurgulanıyor. "Sanayi Devrimi’nden bu yana kapitalist etkinliklere bağlı aşırı kaynak tüketimi, ormansızlaşma, fosil yakıt kullanımı, karbon salımı vb. olguların, küresel iklim değişikliği, çevre kirliliği gibi yakıcı sorunlara yol açtığı görülmektedir." denilen programda, "Sermaye kendi mantığıyla işlediği sürece gelecekte insanlığı açlık, susuzluk, çölleşme, tarım alanlarının ve pek çok canlı türünün yok olması, buzulların erimesiyle sular altında kalacak kentler, kitlesel göçler ve kaynak savaşları beklemektedir." deniyor. Bu sorunların çözümü için tasarruf önlemleri aramanın ve teknolojik ilerlemelere bel bağlamanın yeterli olmadığı ifade ediliyor. Doğanın kurtuluşunun yolunun sosyalist düzen kurulmasından geçtiği vurgulanıyor.
Programda, parti, kentleri gasp eden betonlaşmayı ve mega projeleri durdurmayı hedeflediklerini belirtiyor. Ekolojik yıkıma yol açan enerji politikalarının karşısında durulduğu, enerji kaynaklarının planlı kullanımının desteklendiği, temiz su ve gıdaya erişimin temel insani hak olarak görüldüğü, çevrenin ve doğanın talan edilmesine, kentsel alanların ve kamusal mekânların yağmalanmasına karşı mücadele yürütüldüğü ifade ediliyor. Üretim araçlarının özel mülkiyetine son verileceği, tüm toplumsal kaynakların tüm yurttaşların katılımına dayanan merkezî planlama yoluyla kullanılacağı belirtiliyor.
İlgili Başlıklar
Kapitalizm
Hikâyeyi beğendiniz mi?
Kaydet
Okuma listesine ekle
Paylaş
Nerede Yayımlandı?

Pusula: Partilerin çevre politikaları
Yayın & Yazar

Spektrum
Her çarşamba 12.00'de Spektrum, her perşembe 12.00'de Spektrum Pusula, her cuma 10.00'da Spektrum Seçim 2023 e-posta kutunda.