aposto-logo
TR
TREN

Eşitsizliğin Tuvalet Hâli

1,7 milyar insanın kanalizasyona bağlı ve suyu olan tuvaletlere erişimi yok, 494 milyon insanın hayatında ise herhangi bir formda bir tuvalet bulunmuyor.

Zappa Zamanlar

Zappa Zamanlar

“So many books so little time...” Frank Zappa’dan ilhamla:  Zappa Zamanlar: Kitaplar ve podcastler üzerine uzunlu kısalı… Doğadan yemeğe, edebiyattan ekonomiye okuma ve dinleme notları…

Yediklerimiz ayrı dert, çıkardıklarımız ayrı dert. Bu yazının konusu tuvaletler, ya da tuvaletlere erişim sorununun türlü hâlleri. Kimimiz için dert şehirlerde işe yetişmeye çalışırken, bir görüşmeye giderken, alışveriş yaparken bir tuvalet bulamamak, kimimiz için de üstü kapalı, akan suyu veya kanalizasyonu olan herhangi bir tuvalete hiç erişemiyor olmak.

İkincisinden başlayayım. Dünyada 8 milyar insanız. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre bu 8 milyar insandan 1,7 milyarının kanalizasyona bağlı ve suyu olan tuvaletlere erişimi yok. Bu grubun içinde 494 milyon insanın hayatlarında ise herhangi bir formda bir tuvalet bulunmuyorYani yarım milyar insan buldukları yerde, bir çalının arkasında, bir yapının köşesinde, bir derede tuvalet ihtiyaçlarını gidermek zorunda. Tabii bu durumun acı sonuçları oluyor. İnsanlık onuruna yakışmayan bir şekilde yaşamaya zorlanmanın yanı sıra her yıl 800 binden fazla insan, çoğu ishal ve diğer bağırsak hastalıklarından olmak üzere yetersiz sanitasyon ve hijyen koşullarına kurban gidiyor. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre tuvalet ihtiyacının açıkta giderilmesi hastalık ve fakirlik kısır döngüsüne katkıda bulunuyor:

“Açıkta dışkılamanın yaygın olduğu ülkeler yetersiz beslenmenin, fakirliğin ve büyük gelir farklılıklarının yanı sıra 5 yaşın altı çocuk ölüm sayılarının da en yüksek olduğu ülkeler.”

Uluslararası örgütler bu soruna daha yeni yeni el atıyor. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 2010 yılında temiz ve güvenilir içme suyuna ve sanitasyona erişimi bir insan hakkı olarak tanımış, 2013 yılında 19 Kasım'ları Dünya Tuvalet Günü olarak belirlemiş ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'na “herkes için erişilebilir su ve atık su hizmetlerini ve sürdürülebilir su yönetimini güvence altına almayı” da eklemiş. Birleşmiş Milletlerin koyduğu hedef şu:

“2030’a kadar herkesin yeterli temizlik ve sıhhi koşullara eşit biçimde erişiminin sağlanması ve kadınların, kız çocuklarının ve kırılgan durumda olan kişilerin ihtiyaçlarına özel önem göstererek kamuya açık alanlarda dışkılamanın sona erdirilmesi.”

Kaynak: Birleşmiş Milletler


Dünyanın zengin ülkelerinde de bir tuvalet derdi var. Onların sorunu şehirlerde yeteri kadar kamuya açık tuvalet olmaması. New York Times yazarı Jen A. Miller, Kamusal Tuvalet Endeksi (Public Toilet Index) rakamlarına dikkat çekiyor. Buna göre İzlanda her yüz bin kişiye 56 kamu tuvaletiyle bu hizmeti en iyi sunan ülke. Ardından 46 ile İsviçre, 45 ile Yeni Zelanda geliyor. Bu oran Almanya’da 21, İngiltere’de 15, ABD’de 8. Türkiye’de kaç dersiniz? Sadece 1. Her yüz bin kişiye sadece bir kamusal tuvalet düşen diğer ülkeler arasında Benin, Mali, Uganda, Kamboçya, Çad da var. The Guardian gazetesinde geçen senelerde çıkan bir başka yazıda kamusal tuvalet sayılarının artacağı yerde düştüğünün altı çiziliyor. Britanya Tuvalet Birliği (British Toilet Association) başkanı son 10 yılda kamusal tuvaletlerin yüzde 50 azaldığını belirtiyor.

Mesele tuvaleti yapıp yerleştirme meselesi değil sadece. Kim temizlik ve bakımından sorumlu olacak? Güvenlik nasıl sağlanacak? Kamusal bir alanda mahrem bir alan sunan kamusal tuvaletler, seks işçiliği, uyuşturucu kullanımı gibi tuvalet ihtiyacı dışında başka faaliyetler için de kullanılabiliyor.

Tuvalet meselesinin de yine bir toplumsal cinsiyet boyutu var. Birçok şehirde kamusal pisuvarlar çok daha yaygın. Ama bunları sadece engeli olmayan ve penisi olan kişiler kullanabiliyor. Bir de genellikle kadın ve erkek tuvaletlerine aynı ölçülerde fiziksel mekân ayrılıyor ama erkek tuvaletlerinde aynı büyüklükteki mekâna çok daha fazla sayıda pisuvar yerleştirilebiliyor. Bu satırları okuyan kadınlar neden bahsettiğimizi, yani kadın tuvaletlerinde hep daha uzun olan kuyrukları gayet iyi bilirler. Bir de kadınların menstruasyon dönemlerinde de tuvalet ihtiyaçları olduğunun altını çizelim. Kısacası kamusal tuvaletlerin sayısının az olması, kadınların kamusal alandaki varoluşlarının da kısıtlanması, kamusal hayata katılmalarının engellenmesi demek. Elbette meselenin LGBTİ+'ları etkileyen boyutları da çok yakıcı, çünkü dünyanın çoğu yerinde trans kadınların kadınlar tuvaletini kullanmasıyla ilgili tartışmalar yaşanıyor ve cinsiyetsiz tuvaletlere çok çok nadir olarak rastlanabiliyor.

Tokyo. Fotoğraf: Satoshi Nagare / The Nippon Foundation


Kamusal tuvalet sorununu kamusal sanat yaklaşımıyla çözmeye çalışan ve çok çarpıcı tasarımlı tuvaletleri olan Japonya bu konu gündeme geldiğinde öne çıkan örneklerden. Mesela bu tuvaletlerden bir tanesi camdan bir yarım küre ama içine girip de kapıyı kilitlediğinizde dışarıdan içerisi görünmez hâle geliyormuş.

Kısacası, tuvalet işi ve doğusuyla batısıyla, kuzeyiyle güneyiyle, cinsiyetiyle küresel olarak çok boyutlu bir iş. Buna da işte eşitsizliklerin tuvalet hâli diyebiliriz.

Hikâyeyi paylaşmak için:

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

Zappa Zamanlar

Zappa Zamanlar

“So many books so little time...” Frank Zappa’dan ilhamla:  Zappa Zamanlar: Kitaplar ve podcastler üzerine uzunlu kısalı… Doğadan yemeğe, edebiyattan ekonomiye okuma ve dinleme notları…

İLGİLİ BAŞLIKLAR

sanitasyon

Dünya Sağlık Örgütü

Birleşmiş Milletler

Tuvalet

NEREDE YAYIMLANDI?

Zappa ZamanlarZappa Zamanlar

BÜLTEN SAYISI

Eklektik Bülten #11: Adaletsizliğin üç hâli

Kültürel pratiklerden, günlük hayattan ve adalet sisteminden üç eşitsizlik meselesi üzerine

18 Haz 2023

YAZARLAR

Zappa Zamanlar

“So many books so little time...” Frank Zappa’dan ilhamla:  Zappa Zamanlar: Kitaplar ve podcastler üzerine uzunlu kısalı… Doğadan yemeğe, edebiyattan ekonomiye okuma ve dinleme notları…

İLGİLİ OKUMALAR

;