
ANGST İnsanları'nda iklim krizi, azınlık hakları, kimlik politikaları, döngüsel ekonomi ve aktivist kültürlerle ilgilenen, bunları kendi meselesi hâline getirenleri yakından tanıyoruz. Beşinci konuğumuz bianet'te kadın ve LGBTİ+ editörlüğü yapan; bianet erkek şiddeti çetelesini hazırlayan ve toplumsal cinsiyet odaklı habercilik tarzını yaymaya çabalayan Evrim Kepenek.
Röportaj: Alara Demirel
Temsil meselesi, bir gazeteci olarak gündelik pratiklerine en yansıyan meselelerden biri. Kendini bu hareketlerin neresinde konumlandırıyorsun ve bunu haber diline nasıl yansıtıyorsun?
Türkiye’de maalesef hayatın her alanında olduğu gibi kadınlar “değersizleştiriliyor” ve “yok sayılıyor.” Kadın gazeteciler de öyle — daha doğrusu öyleydi. Özellikle Feminist Hareketi’nin mücadelesi ve kadın gazetecilerin bu sorunu dillendirmeleri ile bu konuda adımlar atıldı. Geçmişe göre şu anda kadın gazeteciler daha güçlü bir şekilde medyada yer alıyor. Birçok alternatif kanalda kadın gazetecileri de yönetici olarak görmeye başladık. Bu da sözünü ettiğim durumun iyileşmenin kanıtı gibi. Elbette yetmez, yetmiyor.
Nasıl ki Türkiye’de kadın hareketi önemli bir muhalefetse ise kadın gazeteciler de medyada bir devrim sürecinin içinde ve ilerleyişinde. Haberde kurduğumuz dil çok önemli — şiddeti yeniden üretmemeli, kadınlara ve çocuklara yeniden zarar vermemeli. Bu dilin niyetini ortaya koyarsak sonrası zaten yansıyor dilimize.
Türkiye'de kadınlık deneyimine sahip bir gazeteci olmak gündelik hayatına nasıl yansıyor? "Bugün de bununla ilgilenmeyeyim," diyemediğin bir gündemde kendini nasıl koruyorsun?
Korumuyorsun — rüyamda öldürülen kadıları, istismar edilen çocukları görüyorum. Bu benim hayatımı çok derinden etkiliyor ama bu sorun değil. Çünkü kadınlar ve çocuklar Türkiye'de büyük bir risk altında ve tam da bu nedenle bu sorunların üzerine gitmek, daha da görünür yapmak gerekiyor.
Artık otobüste, sokakta veya yemek yerken — her yerde — meselelere kadın erkek eşitliği açısından bakıyorum. Yani ben haberimi yazarken sadece benden bir şeyler almıyor, beni de güçlendiriyor. İki yönlü bir habercilik. “Özel alan politiktir,” ilkesi kadın bir gazeteci olmakla birebir örtüşüyor. Hiçbir konu benden bağımsız değil; hiçbir konu tam olarak benimle de ilgili değil. Bir sistem sorunu var ve bu sistematikleşmiş patriyarka sorununu gündeme getiriyorum. Zor ve zahmetli ama yapılması gereken bir habercilik.
Evrim
Şanslıyım ki bianet’in kurulduğundan beri toplumsal cinsiyete dayalı bir yayın politikası, birikmiş bir bilgi var — ben üzerine yenilerini ekleyip paylaşıyorum. Diyorum ya, bu konuda şanslıyım ve destekleniyorum. Bu verilen kıymetinin farkındayım. Okur da aynı şekilde beni destekliyor. Bunu hissetmek çok iyi geliyor insana, çalışma gücü veriyor. Elbette “Bir dur," dediğim günle de, anlık durmalarım da oluyor. Bunu gün içinde de zaman zaman yapıyorum.
Hakkımda bir soruşturma açıldı ve farklı farklı kadın hareketlerinden destek mesajları geldi. Bu inanın çok önemli ve insanı ertesi gün daha güçlü uyandırıyor — tüm destekçi kadınlara ve LGBTİ+’lara özel olarak teşekkür etmek istiyorum.
Kadın hakları ve LGBTİ+ haberlerini köşene taşıyorsun. Türkiye'de bu konuları ele almak nasıl bir deneyim? Seni en zorlayan ayrıntılar neler?
Bu soru çok kıymetli. Beni zorlayan elbette bu ülkede düşünce ve ifade özgürlüğünün yeterince olmaması ve haberin kıymetinin bilinmemesi. Köşemde kadın bir akademisyenin sorununu gündeme getirdiğimde devlet yetkililerinden “Bu haberi yayından kaldır!” diye telefon alabiliyorum. Habere “Bu bir haber ve bir kadının derdi gündeme getiriliyor. Bu sorunu araştırıp çözeyim. İyi ki bu gazeteci sorunu gündemime taşıdı,” diyerek bakmıyor. Yaşadığım en büyük sorun bu.
Tam bu nedenle sanki yazılarımın “ağlaklık” olarak algılandığını hissediyorum. Oysa onların amacı “Burada bir sorun var, çözün,” demek üzere kurulu.
Her daim dayanışmayla.
İlgili Başlıklar
toplumsal cinsiyet
eşitliği
bianet
Evrim Kepenek
Türkiye
Hikâyeyi beğendiniz mi?
Kaydet
Okuma listesine ekle
Paylaş
Nerede Yayımlandı?

🟣 ANGST 11: TÜRKİYE'DE KADIN OLMAK
Yayın & Yazar

Angst
Her cuma 12.00’de, çevre ve iklim gelişmelerine türler arası eşitlik ilkesini benimseyerek gelişmeleri aktarıyoruz.