EYT düzenlemesi: Sosyal güvenlik sistemi reform arayışında

Sosyal güvenlik kuruluşlarının bütçe açıkları, sosyal güvenlik sisteminin aktif pasif oranının, prime esas kazanç üst sınırının ve emeklilik yaşının düşük olması, emekliliğe hak kazanma şartlarındaki farklılıklar, yüksek enflasyon, işsizlik, aflar nedeniyle prim tahsilatlarının düşük olması ve kayıtdışı ekonomi gerekçeleriyle 8 Eylül 1999 tarihinde emeklilik sistemine ilişkin düzenleme yapıldı. 1999 yılındaki resmî enflasyon oranı %68,79, aktif-pasif oranı ise 1,8 idi.
Sosyal güvenlik sisteminde 8 Eylül 1999 tarihinde yapılan düzenleme reform olarak anlatıldı. Bu tarih öncesinde ve sonrasında işe girenlerin prim gün sayısı ve emeklilik yaşı yükseltildi. Bu tarih öncesinde işe girenler için yaş şartının olmadığı, kadınların 38, erkeklerin 43 yaşında emekli olabildiği sistemdeki prim gün sayıları ve yaş şartı kademeli olarak arttırıldı. İşçiler için prim gün sayısı 5000 günden 5975 güne, yaş şartı ise kadınlarda 56, erkeklerde 58’e yükseltildi. Memurlar da yaş şartı olmaksızın kadınlar 7200 erkekler 9000 prim günü ile emekli olabiliyordu. Düzenleme ile yaş şartı kadın memurlarda 55 erkeklerde 58’e yükseltildi. Öte yandan tarım sigortalıları da 8 Eylül 1999 öncesi dönemde 15 yıl sigortalılık süresi ve 3600 prim gün sayısı ile emekli olabiliyorlardı. Tarım sigortalılarının yaşları da kademeli olarak 58-60’a yükseltildi.
8 Eylül 1999 ile 30 Nisan 2008 tarihleri arasında çalışmaya başlayan işçiler için 7000 prim günü ve 58-60 yaş veya 25 yıl sigortalılık süresi, 4500 prim günü ve 58-60 yaş şartlarıyla, işveren ve esnaf için ise 9000 prim günü 58-60 yaş veya 5400 prim günü 60-62 yaş şartlarının sağlanmasıyla emeklilik hakkı getirildi. Aylık bağlama oranları düşürüldü.
Emeklilik sisteminde 2006 yılında reform olarak sunulan yeni bir düzenleme daha yapıldı. Bu düzenlemede prime esas kazançların düşük olması, kayıt dışı istihdamın yüksekliği, prim tahsilat oranlarının düşüklüğü, afla ödeme kolaylığı ve prim ödeme eğiliminin azalması, prime esas kazanç sınırlarının düşüklüğü, sosyal güvenlik kuruluşlarının açıkları, aktif pasif dengesi gibi 1999 yılındakine benzer gerekçelerle yapıldı. Ayrı kurumsal yapılar olan sosyal güvenlik kuruluşları (SSK, BAĞKUR, Emekli Sandığı) Sosyal Güvenlik Kurumu olarak birleştirildi. Kadınlar için 58, erkekler için 60 olan emeklilik yaşı 30 Nisan 2008 sonrasında işe girenler için kademeli olarak 65 yaşına yükseltildi. 1 Ocak 2048 tarihinden itibaren herkes için emeklilik yaşı 65 olarak uygulanacak. Emeklilik için gerekli prim gün sayısı işçiler için 7200 gün, işveren, esnaf ve memurlar için 9000 bin gün olarak belirlendi. Ayrıca, aylık bağlama oranları daha da düşürüldü.
Kazanılmış Hak, Eşitsizlik, Aktüeryal Denge
8 Eylül 1999 düzenlemesi sonrasında bugün Emeklilikte Yaşa Takılanlar olarak adlandırdığımız kişilerden “kazanılmış hak” değerlendirmesiyle getirilen yaş şartına yönelik dava açanlar oldu. Anayasa Mahkemesi kazanılmış haktan söz edilebilmesi için yasanın çıktığı tarihte emeklilik şartlarının sağlanıyor olması gerektiğini, bu durumun dışında kazanılmış haktan söz edilemeyeceğine yönelik kararlar verdi. Ancak EYT’liler yaş şartı olmaksızın kadınları 38 erkeklerin 43 yaşında emekli olabilecekleri sistemi bugüne kadar kazanılmış hak vurgusuyla talep ettiler.
EYT’lilerin vurguladığı bir diğer konu kanunların geriye yürümezliği ilkesi. EYT’liler bu ilkeye göre 8 Eylül 1999 tarihindeki düzenlemenin sadece 8 eylül 1999 tarihinden sonra işe başlayanlara uygulanması gerektiğini iddia ediyor ve lehe olan yasal düzenlemelerin geçmişe yönelik uygulanırken, aleyhe olan yasal düzenlemelerin geçmişe yürütülemeyeceğini de hatırlatıyorlar. EYT’lilerin talepleri bu şekilde olmakla birlikte 1992 yılı öncesinde de kadınların 55, erkeklerin 60 yaşında ya da her ikisinin 60 yaşında emekli olabildiği dönemler bulunuyor. Yaş şartı olmaksızın kadınların 38 erkeklerin 43 yaşında emekli olabildiği emeklilik sistemi ilk defa 20 Şubat 1992 tarihinde uygulanmaya başlandı, 8 Eylül 1999 tarihinde ise kaldırıldı.
Öte yandan, EYT sorunu aktüeryal bir sorundur. Emeklilik sistemleri aktüeryal bir denge gerektirir. Sistemin sürdürülebilir olabilmesi öncelikle çalışan ve emekli sayılarının belli oranlarda olması, prim tutarlarının ve prim ödenecek gün sayısının doğru belirlenmesi, prim tahsilatlarının eksiksiz bir şekilde yapılması, çalışma hayatında geçecek süre (aktif dönem) ve emekliliğe ayrıldıktan sonra geçecek sürenin (pasif dönem) doğru kurgulanması (ortalama yaşam süresi) gibi unsurlar önemlidir.
Emeklilik sisteminde 8 Eylül 1999 öncesinde işe girenler için yaş şartı olmaksızın 38-43 yaşında emekli olabilmeleri, 8 eylül 1999-30 Nisan 2008 aralığında işe girenler için kadınlarda 58 erkeklerde 60 yaş şartının olması, 30 Nisan 2008 sonrasında işe girenler için 58-60 yaştan başlayarak kademeli olarak 65 yaşa çıkarılması ve prim gün sayılarındaki farklılık çalışma barışı ve sosyal barışı bozmakta ve eşitsizlik sorunu ortaya çıkarmaktadır.
İşçi, işveren ve emeklilerin talepleri
8 Eylül 1999 tarihi öncesinde kısa vadeli sigorta girişi (iş kazası, meslek hastalığı, hastalık sigortası) olan işçiler (çıraklık ve staj sigortası mağdurları) çalışma hayatı içerisinde yer aldıklarını, sigorta girişlerinin emeklilik hesaplamasında dikkate alınmasını ve EYT kapsamında yaş şartı olmaksızın emekli edilmeyi talep ediyor.
İşveren veya esnaf olarak nitelendirdiğimiz Bağkur (4/1-b) sigortalıları da 2000 öncesinde dönemde vergi kaydı ve oda kaydı bulunmasına rağmen tescil işlemlerinin yapılmadığı ve sosyal güvenlik primlerinin ödenmediği süreleri borçlanma yoluyla prim gün sayısı ve sigortalılık süresi olarak değerlendirmek istiyor. Ayrıca, emeklilik sistemindeki prim gün sayısı farklılıklarının giderilmesi gerektiği ifade ediliyor.
Emekliler aylık bağlama oranlarının düşük olduğunu ve emekli aylıklarındaki taban aylık uygulaması nedeniyle farklı prim gün sayısı ile emekli olanlara benzer maaşlar bağlandığını vurguluyor. İntibak düzenlemesi yapılmasını ve en düşük emekli aylığının asgari ücret seviyesine çıkarılmasını istiyor.
Sosyal güvenlik sistemi reform arayışında
1999 yılında yapılan sosyal güvenlik reformunun üzerinden 23 yıl, 2006 yılında yapılan sosyal güvenlik reformun üzerinden ise yaklaşık 17 yıl geçti. 2022 yılı resmî enflasyon oranı 64,27 olarak gerçekleşti. 2022 yılı sosyal güvenlik sistemi aktif-pasif oranı ise hâlâ 1,8’ler düzeyinde. Sosyal Güvenlik Kurumu'nun bütçe açıkları devam ediyor. Emeklilik şartlarındaki farklılıklar, emekli aylıklarının prim gün sayısı farketmeksizin birbirine yakın bağlanması, aylık bağlama oranlarının düşük olması, günümüz ekonomik koşullarının altında emekli aylığı bağlanması vb. sorunlar hâlâ gündemde. İşsizlik, kayıt dışılık, yüksek enflasyon, aflar ve prim tahsilat oranlarının düşüklüğü, aktif-pasif dengesizliği, kayıt içindeki kayıt dışılık, aflar nedeniyle prim tahsilatlarının düşük olması sorunları da, mevcut. Sistemindeki sorunlar hala tartışılıyor.
EYT’liler yıllarca “kazanılmış hak” ve “kanunların geriye yürümezliği” ilkelerinden yola çıkarak yaş şartı olmaksızın emekli olmayı talep etseler de aktif pasif dengesinin bozulacağı, kamu bütçesine getireceği yük ve aktüeryal olarak sürdürülemeyeceği nedenleriyle 2022 yılına kadar talepleri dikkate alınmadı.
2023 yılında yaş şartının kaldırıldığı bir emeklilik yeniden getirilecek. 1992 yılındaki düzenleme seçim nedeniyle yapıldı. 2023 yılında yapılması beklenen düzenleme de seçim nedeniyle yapılacak. Sosyal güvenlik sistemi yeni bir reform arayışında.
Hikâyeyi beğendiniz mi?
Kaydet
Okuma listesine ekle
Paylaş
Nerede Yayımlandı?

Sözleşmeli Personel, Sosyal Güvenlik Sistemi
Yayın & Yazar

İş Hukuku & Sosyal Güvenlik
Çalışma hayatına ilişkin gelişmeler, yeni kanun ve mevzuatlar, sendikaların eylem ve çalışmaları, yoksulluk, işsizlik ve enflasyon raporları.