Geleceğin Kentleri

Hangi Gelecek? Hangi Kentler?

Fütürist Bülten

Fütürist Bülten

Fütüristler Derneği tarafından haftalık olarak yayınlanan makalelerden oluşan bültendir.

Yazan: Melike Akkaya, Şehir Plancısı, Fütürist

Geleceğin kentlerinin nasıl olacağı ve bizleri nelerin beklediği başta şehir plancıları olmak üzere herkesin aklını zaman zaman kurcalamaktadır. Genel olarak geleceğin nasıl olacağı hakkında çok fazla bilgimiz olmamakla birlikte, uzgörmek o kadar da zor değildir. Bu yazıda, gelecekteki kentleri konuşacağız ancak ütopik bir pencereden bakmak yerine elimizdeki gerçekler üzerinden bir çerçeve çizerek uzgörülerde bulunacağız. Gelin bunu hep birlikte adım adım yapalım.

Öncelikle hangi kentler ve hangi gelecek hakkında konuşacağımıza karar vermeliyiz. Şu anda olduğu gibi gelecekte de her kent, her ülke, her topluluk eşit gelişmeyecek ve eşit olmayacak. Öte yandan, yakın gelecek ya da uzak gelecekten hangisine odaklanacağımız da bu konuda önemli. Yakın gelecek, uzak gelecek gerçekleşene kadar çok farklı bir senaryo çizerken olmazsa olmaz teknolojik gelişmeler, eşitsizlikleri ve kentlerin farklılıklarını genişletecektir.

2 yıldan fazla bir süredir aktif olarak yer aldığım Fütüristler Derneği’nin bana öğrettiği yaklaşımdır; geleceği tahmin etmek ya da öngörmek için müneccim olmaya gerek yok, elimizdeki veriler, küresel eğilimler ve küresel tehditler aslında geleceği bize özetlemektedir. Bu yazı boyunca SWOT (Güçlü, zayıf, fırsat ve tehdit) analizinden yola çıkarak fırsat ve tehditler üzerinden geleceğin kentleri okumasını yapabiliriz. Bununla birlikte her kent ve her ülke için güçlü ve zayıf yönler farklılaşacaktır. Dolayısıyla, konuya küresel ölçekte bakabilmek adına fırsat ve tehditlere odaklanarak ilerlemek doğru olacaktır.

İlk olarak, küresel tehditler ile konuya giriş yapabiliriz. İlk tehdit elbette küresel ısınma. Küresel ısınmanın artık geri dönülemeyecek bir seviyede olduğu çoktan kabul edildi ancak kentler üzerine çalışan uzmanlar, küresel ısınmanın sonuçları ile nasıl baş edeceğimiz üzerine çalışmakta. Kentler hem küresel ısınmanın sebebi hem de çözüm ve adaptasyonun uygulanabileceği alanlar. Enerji verimli binalar, aşırı hava olaylarına karşı dayanıklı kentsel açık alanlar, artan sıcaklık sonucu değişen tarımsal ürün desenine karşı topraksız tarım ve canlı yaşamına uygun olmaktan çıkan alanlarda yaşayan toplulukların zorunlu göçü karşısında küresel hareketlilik çözümleri gibi birçok konu halihazırda gündemde yerini aldı. Tüm bu tehditlerin muhatabı olmak zorunda bırakılanlar da yine az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yer alan kentler ve topluluklar. World Economic Forum’un her yıl yayınladığı Küresel Riskler Raporu’nun 2022 edisyonuna göre 5-10 yıl içerisinde kritik tehdit olacak küresel riskler; iklim eylemi başarısızlığı, aşırı hava olayları, biyoçeşitlilik kaybı, doğal kaynak krizleri, insanların çevreye verdikleri hasarlar, sosyal uyum erozyonu, istemsiz göç, olumsuz teknolojik gelişmeler, jeoekonomik çatışmalar ve jeopolitik kaynak çekişmesi. Özetle küresel ısınma ile kıt kaynakların aşırı tüketilmesi sonucu ortaya çıkacak sorunlar geleceğin kentlerini epey zorlayacak.

Distopik Şehir

İkinci olarak fırsatları okumaya çalışmak bize farklı bir bakış açısı kazandıracaktır. Burada belki biraz daha ütopik yaklaşım ile konuya bakabiliriz ancak her kesimin aynı ütopyayı yaşamayacağını da yine unutmamak gerekli. Uzaya seyahatlerin ve yerleşimlerin başladığı uzak gelecekte, bu gezegende kalarak küresel ısınma ile mücadele etmek zorunda kalacak kesimler her zaman olacaktır. Öte yandan, küresel bir tehdit olarak geçen olumsuz teknolojik gelişmeler ile bahsedilen her ne kadar teknolojinin kötüye kullanımı olsa da ortak menfaat için kullanılan teknolojiler de diğer toplumsal gruplar için tehdit olmaya devam edebilir. Yine de sağlık, eğitim, ulaşım, konut ve gıda alanlarında yaşanacak teknolojik gelişmelerin çoğunluğun yararına olacağını göz ardı edemeyiz. Kentler de bu gelişmelerden payını alarak akıllı şehirciliğin kenti ve kentliyi daha iyi anlayarak ortaya çıkabilecek sorun ve riskleri en aza indirme, potansiyelleri öngörme ve beklentileri karşılama yönündeki asıl hedefleri ile uyumlu hale gelebilecektir. Kentli tarafından üretilen veriler, gözetim ve veri güvenliğini tehdit etmeden kentlinin kentsel yaşam standartlarını yükselterek daha yaşanabilir bir kente olanak tanıyabilir. Buradan yola çıkarak her kentin ve her toplumun farklı ihtiyaç, beklenti ve sorunlarının olduğunu tahmin edebiliriz. Dolayısıyla, kullanılacak verinin seçimi, analizi ve yorumlanması, bize söz konusu kent hakkında biricik bilgiyi sağlayacaktır. Kısacası, geleceğin kentlerinde teknoloji bir tehdit olmakla birlikte bir fırsattır da. Ancak, bu hızla gelişmekte olan aracı doğru veriler ile kullanarak faydalı hale getirebiliriz.

Son olarak, 2022 yılının bitimine doğru teknolojik gelişmeler arasında büyük bir kilometre taşı olarak görülen Chat GPT (chat.openai.com) yapay zekâ sohbet robotuna geleceğin kentlerinin nasıl olacağı sorusuna verdiği cevaplar ile yazıyı sonlandırmak isterim. Yukarıda yaptığımız beyin fırtınasından çok da farklı cevaplar vermeyen yapay zekâ, birkaç farklı şekilde ve dilde sorduğum sorulara genel olarak şu şekilde cevap verdi;

Nispeten kısa bir süre içinde pek çok şey değişebileceğinden, gelecekteki şehirlerin nasıl olacağını kesin olarak söylemek zor. Bununla birlikte, büyümeye devam etmeleri, daha yoğun nüfuslu hale gelmeleri ve sürücüsüz arabalar ve dronlar gibi ileri teknolojiye sahip olacakları muhtemeldir. Bu muhtemelen sürdürülebilirlik ve yenilenebilir enerjiye daha fazla odaklanmanın yanı sıra artan nüfusu desteklemeye yardımcı olacak yeni teknolojilerin geliştirilmesine yol açacaktır. Daha bağlantılı ve verimli "akıllı" şehirler yaratmaya daha fazla vurgu yapılması da mümkündür. Bu, trafik akışını iyileştirmek, kirliliği azaltmak ve bölge sakinlerinin genel yaşam kalitesini iyileştirmek için gelişmiş sensörlerin ve teknolojinin kullanımını içerebilir.

Geleceğin şehirlerinin en büyük sorunlarını sorduğumda ise yine küresel riskler raporu ile benzer cevaplar sıralandı;

Nispeten kısa bir süre içinde pek çok şey değişebileceğinden, geleceğin şehirlerinin en büyük sorunlarının ne olacağını kesin olarak söylemek zor. Ancak, gelecekteki şehirlerin karşılaşabileceği bazı olası sorunlar şunlardır:

  • Aşırı kalabalık ve kullanılabilir alan eksikliği
  • Trafik sıkışıklığı ve verimsiz ulaşım sistemleri
  • Hava ve su kirliliği
  • Doğal kaynaklar üzerindeki baskılar
  • Gelir eşitsizliği ve uygun fiyatlı konut sıkıntısı
  • Siber güvenlik tehditleri ve toplu gözetleme potansiyeli
  • Daha sık ve şiddetli doğal afetler gibi iklim değişikliğinin etkisi

Bunlar, gelecekteki şehirlerin karşılaşabileceği olası sorunlara yalnızca birkaç örnektir. Herkes için daha sürdürülebilir ve yaşanabilir bir gelecek yaratmak için şehir plancıları ve politika yapıcıların bu sorunları dikkate alması ve bunlara yönelik stratejiler geliştirmesi önemlidir.

Kısacası, geleceğin kentlerini birçok sorunun yanı sıra bu sorunları aşabilmemizi ve uyum sağlayabilmemizi kolaylaştıracak teknolojik araçları sunan bir gelecek bekliyor. Abraham Lincoln’ün dediği gibi; "Geleceği tahmin etmenin en iyi yolu, onu yaratmaktır." Gelecek nesiller için çok daha iyi bir gelecek yaratabilmek umuduyla…

Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

Fütürist Bülten

Fütürist Bülten

Fütüristler Derneği tarafından haftalık olarak yayınlanan makalelerden oluşan bültendir.

İLGİLİ BAŞLIKLAR

kür

NEREDE YAYIMLANDI?

Geleceğin Kentleri

Hangi Gelecek? Hangi Kentler?

07 Haz 2023

YAZARLAR

Fütürist Bülten

Fütüristler Derneği tarafından haftalık olarak yayınlanan makalelerden oluşan bültendir.

İLGİLİ OKUMALAR

;