Geri dönüşüm; kahraman mı, en zayıf halka mı?

Geri dönüşüme gelmeden yapılması gerekenler

Döngüsel Ekonomi

Döngüsel Ekonomi

Döngüsel Ekonomi Hakkında Her Şey!

2022’nin ilk yazısı ile herkese merhaba! Yeni yılın öncelikle gezegenimizi daha çok düşündüğümüz ve önemsediğimiz bir yıl olmasını dileyerek başlamak istiyoruz. Gezegenimizi önemsersek o da milyonlarca yıldır olduğu gibi üzerinde yaşan her canlıyı önemseyecek ve birlikte uyum içinde yaşayabileceğiz. Hem ülkemizde hem de globalde yaşanan ekonomik sıkıntılar elbette çoğu kişiyi bu doğru kararlar alma noktasında zorlamakta, bunun farkındayız. Bu noktada dürüst olmak gerekirse, temel yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan kişilere “hadi biraz da gezegenimizi düşünerek hareket et” demek aklımızı karıştırıp, nerelerde hata yaptığımızı sorgulatıyor. Fakat unutmamamız gereken en önemli nokta, temel ihtiyaçlarımızı karşılarken gezegenimizi, doğal kaynaklarımızı ve tüm canlıları düşünmeden hareket etmeye devam edersek, çok yakın bir zamanda hiç kimse temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak. Bu nedenle ne kadar zor olursa olsun, Maslow’un ihtiyaç hiyerarşisinde ne kadar aşağılarda olursak olalım, doğamızı ve bize sunduklarını doğru şekilde kullanabileceğimiz bir düşünce yapısında olmak hepimizin görevi.

Bu noktadan yola çıkarak, 2022’nin ilk yazısında aslında uzun zamandır çoğu yazımızda bahsettiğimiz, eğitimlerimizde detaylıca üzerinde durduğumuz bir konuya odaklanıp, atık yönetim süreçlerini doğru anladığımıza emin olmak istedik. Atık yönetimi denince de çoğumuzun aklına gelen “geri dönüşümün” aslında atık hiyerarşisinde son sırada olduğunu ve bunun nedenlerini hep birlikte inceleyeceğiz. Hadi başlayalım.

Geri dönüşüm işlevsel mi?
1970 yılında Container Corporation of America, şirketlerin geri dönüşüm süreçlerine daha etkin katılmalarına imkân sağlamak ve bunu diledikleri gibi göstermek adına lise ve üniversite öğrencilerinin katılı ile bir logo tasarım yarışması başlattı. 500’den fazla logonun katıldığı yarışmada, Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde o zaman mimarlık öğrencisi olan Gary Anderson tarafından sadece 2 günde hazırlanmış olan geri dönüşüm logosu kazanan oldu ve bugün belki de dünyadaki herkesin bildiği en önemli logolardan biri olarak hayatımıza girdi. 

Coca Cola, Nike, Apple gibi dünyaca ünlü markaların logoları yanında belki de son 50 yıldır en çok bilinen logo olarak hayatımıza giren geri dönüşüm logosu, şirketlerin ürünlerine bu logoyu basmalarına ve elbette bu sayede, geri dönüşüm imkânı olan ürünlerin tüketiciler tarafından daha çok kullanılmasına olanak tanıdı. Fakat göz ardı edilen çok kritik bir detay vardır; ürün üzerinde bu logonun yer alması, o ürünün gerçekten de geri dönüştürülebildiği anlamına gelmiyordu…

Tahminlere göre 1950’lerden bugüne 8 milyar tondan fazla plastik üretimi yapıldı ve son yıllarda her sene 300 milyon tondan fazla olacak şekilde plastik üretimi artarak devam ediyor. Çok uzun yıllardır geri dönüşüm aktif olarak hayatımızın bir parçası ve içerisinde farklı materyallerin bulunmadığı, tek tip plastikler veya petler için geri dönüşüm gerçekten de doğru işleyen bir süreç diyebiliriz. Fakat sizlere kötü bir haberimiz var; bugüne kadar üretilen plastiklerin en fazla %10’unun geri dönüştürülebildiği tahmin ediliyor. Bu da geri dönüşümünün aslında yetersiz ve çoğu farklı ürün için işlevsiz olduğunun en önemli kanıtı diyebiliriz.

Bu sorunun elbette çok farklı sebepleri mevcut. Bunlardan bazıları ise şu şekilde;
-çoğu firma ve tüketici hala plastiklerini normal atıklarından ayırmıyor,
-geçtiğimiz aylarda fazlasıyla tartıştığımız, özellikle gelişmiş ekonomilere sahip ülkeler, plastik atıklarını geri dönüşüme uygun olup olmadığına dair bir analiz yapmadan farklı ülkelere gönderiyor,
-günlük hayatımızda fazlasıyla kullandığımız birçok plastik ürün, aynı zamanda alüminyum ve kâğıt gibi geri dönüşüm süreçlerini engelleyen farklı materyallerin karışımı ile üretiliyor,
-gıda ürünleri ile temas etmiş plastikler geri dönüştürülemiyor,
-çoğu esnek plastik malzeme, fazla maliyetli olduğu için geri dönüşüm süreçlerine dahil edilmiyor.

Yukarıdaki sorunlar üzerinde elbette farklı çalışmalar mevcut. Bu çalışmalar umuyoruz ki işe yarayacaktır, ama unutmamamız gereken bir nokta var. Her zaman söylediğimiz gibi, lineer ekonomi sorunlarla yüzleştiğinde, kaynakların yetersiz kaldığı durumlarda her zaman teknolojiye güvenip, farklı kaynakların kullanılmasına odaklanmıştır. Bu da bugün içinde bulunduğumuz birçok sorunun temel sebebidir. Bu nedenle plastiklerin geri dönüşümü ile ilgili materyal odaklı teknolojik yenilikler yerine, düşünce yapımızda yapacağımız değişikliklerin daha önemli olduğunun altını bir kez daha çizelim. Sorunun ne kadar büyük olduğunu daha da anlaşılır hale getirmek adına şu bilgiyi de paylaşmamız yerinde olacak. Paris Anlaşması ile her ülkenin belirlediği plastiklerin geri dönüşümü odaklı ulusal stratejilerin hepsine bir bütün olarak baktığımızda, 2040 yılında plastik atıkların %7’lik bir kısmının azaltılması öngörülmekte. “Geri dönüşüm” odaklı kampanyaların aslında hiç de söylenildiği kadar işlevsel olmadığını anlamak için daha fazlasına ihtiyacınız varsa sizleri buraya alalım😊

Geri dönüşüm atık yönetiminin son adımıdır
Olası çözümler hakkında sizlere fikir vermeden önce geri dönüşümün atık yönetimi süreçlerindeki yerini bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. 2021’in ilk yazılarından olan ve döngüsel ekonomi ile ilgili herkesin ilk öğrenmesi gereken “kelebek diyagramı” bildiğiniz gibi Ellen MacArthur Foundation tarafından hazırlanmış ve globalde de kabul edilmiş bir diyagram. Bu diyagram ile detaylı bilgi isteyen veya bilgilerini tazelemek isteyenleri diyagramı detaylıca incelediğimiz yazılarımıza alalım.

Döngüsel Sistem Şeması — I
Döngüsel Sistem Şeması — II
Döngüsel Ekonomi Sistem Şeması — III
Döngüsel Sistem Şeması — IV

Kelebek diyagramına göre, geri dönüşüm döngüsel ekonomi içerisinde yer alması gereken en son adımdır. Bunun sebebi ise, geri dönüştürülecek ürünün üretilmesi için kullanılan enerji ve materyal kaynakların değerinin geri dönüşüm ile tamamen kaybolması diyebiliriz. Yani bir kere kullanıp, sonrasında normal değerinde kullanılamayacak parçalar elde edilmesine olanak tanıyan geri dönüşüm öncesinde yapılması gereken, döngüsel ekonominin ana prensibi olan “atık oluşumunu önleme” süreçlerinin uygulanmasıdır. Mümkünse bakım&onarım, yeniden kullanım ve en iyi senaryoda ileri dönüşüm atık yönetiminin ilk adımları iken, geri dönüşüm diyagram içinde uygulanacak son adımdır. Fakat özellikle plastiğe odaklanırsak, yeniden kullanım veya ileri dönüşüm, mevcut lineer düşünce yapısı dolayısı ile çok mümkün olmuyor. Yani bir diğer deyişle ürünlerimizi, geri dönüşüm bir yana, yeniden kullanmaya veya ileri dönüştürmeye odaklı tasarlamıyoruz. Bu nedenle bu sene özellikle odaklanmaya karar verdiğimiz, döngüsel ekonominin basit bir strateji değil, bütüncül bir düşünce yapısı olduğu konusu önemini bir kez daha gösteriyor.

İyileştirilmiş geri dönüşüm süreçleri elbette işe yarayacaktır, ama unutmamalıyız ki, döngüsel ekonomi hatalı noktaları iyileştirmeyi değil, sistemi baştan aşağı yeniden tasarlamayı öneriyor. Bu nedenle ilk amacımız plastik yerine negatif etkisi olmayan farklı materyallerin kullanımına odaklanmak olmalı.

Paketlemede kullanılan plastik yerine kâğıt iyi bir alternatif olabilir gibi düşünsek de aslında plastiğin gündelik hayatta kullanım alanlarına baktığımızda, kağıt bu noktalarda istenilen işlevi sunamıyor. Ayrıca kâğıt için de yine doğal kaynaklarımızdan olan ağaçlar kullanılıyor ve bu da özellikle COP26’nın tek doğru çıktısı olarak gördüğümüz ormansızlaştırmanın önüne geçilmesi amacı ile uyumlu bir çözüm sunmuyor.

Plastiğin en çok kullanıldığı gıda paketlemesi belki de en çok önem verilmesi gereken nokta. Gıdaların ömrünü uzatmada pozitif bir katkı sunsa da gıda ile temas etmiş plastiklerin çoğunlukla geri dönüştürülemediğini unutmayalım.

Sürdürülebilir paketleme alternatifleri bulma yolunda belki de en uygun olan ürünler, biyo-bozunur (biodegradable) yani doğada kendi kendine çözünebilen materyaller diyebiliriz. Fakat burada da atladığımız çok kritik bir nokta mevcut. Yapılan bir araştırma, biyo-bozunur belgeli bazı ürünlerin, toprağa gömülmüş ve normal şartlarda kendi kendine doğaya karışması gerekirken 3 yıldan daha uzun bir süre eskisi gibi kullanılabilir durumda olduğunu gösteriyor. Bu şu demek; sürdürülebilirlik kelimesinde olduğu gibi, birçok firma, biyo-bozunur kelimesini de pazarlama amacı ile kullanıyor ve bu da tüketicileri yanlış yönlendirerek atık oluşumuna destek olmamızı sağlıyor. Fakat artık bunu bildiğimize göre her biyo-bozunur ürünü doğaya kesin karışacakmış gibi düşünmüyor, satın almadan önce gerekli araştırmaları yapıyoruz, değil mi? 😊

Bir diğer alternatif, bu alana özel bir ilginiz yoksa duymamış olabileceğiniz, ki negatif etkileri dolayısı ile 2019 yılında Avrupa Komisyonu tarafından yasaklanan, Oxo-biyobozunur plastikler. Bu plastiklerin normal biyo-bozunur materyallerden farkı, içlerinde bulunan farklı kimyasallar ile toprağa karışma sürelerinin daha hızlı olması. Fakat bu da geride biyo kimyasalların kalmasına, bu kimyasalların özellikle okyanuslara karışması ile yeniden gıda sistemlerimize karışması ve insanların tüketmesine sebep oluyor. İnsan sağlığına zararlı olduğu için yasaklanan Oxo-biyobozunur plastikler, keşke sadece insan sağlığına değil de doğaya ve tüm canlılara zararlı olduğu için yasaklanmış olsaydı…

Tüm bu beklenen etkiyi gösteremeyen çözümlerin ardından, şu an için en uygun görülen çözüm, kompostlanabilir plastiklerdir. Bir ürünün kompostlanabilir olabilmesi için, belirli bir zamanda geride toksik madde bırakmadan kompost sürecini tamamlaması gibi bazı kurallar var. Bu kurallara uyan materyaller kompostlanabilir belgesi alabiliyor ve hem evlerde hem de endüstriyel boyutlarda verimli gübreler elde etmemize, bu sayede de doğadan aldığımızı doğaya geri vermemize olanak tanıyor.

Kompostlanabilir paketleme üzerinde yapılan ar-ge çalışmaları son yıllarda iyice hızlandı ve ülkemizde de bu alanda çalışmalar yürüten girişimler var. Fakat unutmayalım ki, her alanda olduğu gibi herkesin üstüne düşen görevi yaptığı, tüm paydaşların ürün ve materyalleri doğru şekilde tasarlanmış sistem içinde kendi süreçlerinden geçirdiği ve sonunda bütünsel bir döngüsel sistemin yaratıldığına emin olmalıyız.

Geri dönüşüm dünyanın en çok bilinen logosu olabilir, fakat özellikle plastik geri dönüşümünün negatif etkileri dolayısı ile fazlasıyla kısıtlı bir alana hitap ettiğini unutmamalıyız. Bilinçli tüketiciler olmak için güzel bir başlangıç olmasını dilediğimiz 2022’de her zaman daha çok kişiye ulaşarak, doğamızı ve üzerindeki her bir canlıyız koruduğumuza emin olmalıyız.

Tekrar iyi seneler!

Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

Döngüsel Ekonomi

Döngüsel Ekonomi

Döngüsel Ekonomi Hakkında Her Şey!

İLGİLİ BAŞLIKLAR

geri dönüşüm

Maslow

Geri dönüşüm

Container Corporation of America

Kaliforniya Üniversitesi

Coca Cola

Nike

NEREDE YAYIMLANDI?

Geri dönüşüm; kahraman mı, en zayıf halka mı?

Geri dönüşüme gelmeden yapılması gerekenler

06 Oca 2022

YAZARLAR

Döngüsel Ekonomi

Döngüsel Ekonomi Hakkında Her Şey!

İLGİLİ OKUMALAR

;