

Spektrum
Yerel ve uluslararası gündemi yakalamak için bir başucu kaynağı; her hafta seçim dosyaları, kamuoyu araştırmaları, analizler ve Son Düzlük podcastle yayında!
“… biz bu adamlara karşı durmasını bilelim ve göğsümüzü gere gere onlara seslenelim: Çağdaş uygarlığa sırt çevirmek Atatürkçülükse, biz Atatürkçü değiliz. Hayatta en hakiki mürşit ilim değilse biz Atatürkçü değiliz. Vicdan ve fikir özgürlüğü doğruyu aramak, doğruya inanmak, inandığımızı savunmak değilse, biz Atatürkçü değiliz… Onlara bunu söyleyelim. Bıkmadan, usanmadan her gün söyleyelim. Atatürk’le de Atatürkçülükle de hiçbir ilişkileri olmadığını ispat edene dek söyleyelim.”
-Nadir Nadi (Ben Atatürkçü Değilim, Cumhuriyet, 16 Aralık 1965)
Kuruluş sürecinde, 28 Şubatçı hegemonyaya karşı liberal/sol liberal çevrelerin de desteğini kazanan AK Parti’nin başarısı, post-Kemalist tezlerin iktidara yürüyüşü olarak da değerlendiriliyordu. O günlerde, bugüne oranla daha geniş bir ideolojik çeşitlilik barındıran AK Parti yönetimi, tek parti dönemini ve Kemalizm eleştirilerini siyasal İslamcı ideolojik bir zeminden ziyade, özgürlükler ve demokrasi perspektifinden yapmaya daha yatkındı. Özellikle 27 Nisan e-Muhtırası ve 2010 Referandum sürecinin ardından iktidarını sağlamlaştırma yoluna giden AK Parti yönetimi, Balyoz-Ergenekon süreçleri ile birlikte “ispatlanan” askerî vesayet rejimine yönelik eleştiriler üzerinden aslında Kemalizm eleştirisini daha açık hâle getiriyordu.
AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 28 Mayıs 2013 tarihli grup toplantısında kullandığı "İki tane ayyaşın yaptığı yasa" ifadeleri -Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’yü kastettiği iddiasıyla- çok büyük tepki toplamış ve AK Parti’nin Atatürk’e ve Atatürk dönemine yönelik ideolojik (siyasal İslamcı) karşıtlığının açık ifadesi olarak hafızalara kazınmıştı. 2014 yerel seçimleri öncesinde ise Erdoğan, Aydın'da yaptığı bir mitingde kendisine Atatürk posteri sallanmasını protesto olarak değerlendirmiş ve bu eylemi CHP'li -daha küçümseyici bir ifadeyle Cehape’li- olmakla eşleştirmişti: "Şimdi gelirken birileri bana Atatürk’ün posterini sallıyor. Bana neden Atatürk’ün posterini sallıyorsun. Ki büyük ihtimalle ‘Cehape’li".
15 Temmuz 2016 FETÖ darbe girişimi sonucunda ise Erdoğan’ın ve AK Parti yönetiminin, Atatürk’ü daha merkeze oturtan bir söylem ve eylem aksına geçtiğini gördük. AK Parti, millî görüş geleneğinin 1970’li yıllarda -biraz da statükoyla iyi geçinebilmek için zorunlu olarak- sarıldığı bağımsızlıkçı/kalkınmacı Mustafa Kemal Paşa (çoğunlukla kalpaklı) imgesini aşacak derecede yoğun bir Atatürk kullanımına gitti. Yapılan etkinliklerde dev Atatürk posterleri ve "Hakimiyet milletindir" sloganları sıklıkla yer almaya başladı. TRT gibi kanallardaki tarihi dizilerde ve AK Parti reklam filmlerinde, Atatürk kullanımları çok daha yaygın bir hâl aldı.
2017 Referandumu ve 2018 Genel Seçimleriyle birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve AK Parti hükümetinin devletleşme sürecini tamamlaması; Erdoğan ve AK Parti açısından, Atatürk’ün bir devlet figürü, bir devlet mirası olarak daha özgüvenle sahiplenilebilmesini sağladı. 2014 seçimlerinden önce "Cehape"li olan Atatürk, 2018 seçimleri ve sonrasında artık "CHP’ye bırakılamayacak kadar önemliydi". Nitekim Erdoğan 10 Kasım 2021’de, Doğu Perinçek’in de dinleyiciler arasında olduğu, Atatürk’ü anma töreninde yaptığı konuşmada CHP’nin, Atatürk çizgisinden ne denli uzaklaştığının altını şiddetle çiziyordu: "Şayet Gazi hayatta olsaydı emin olun bunları o partiden sopayla kovalardı. Gerçi bu partinin mevcut yapısı içinde Atatürk o partinin kapısından içeri sokulur muydu, tabii onu da bilmiyoruz?"
Darbe girişimi sonrası artan güvenlikçi politikalar da AK Parti’nin -devlet olarak- kamuoyunda Atatürkçü algılanan, çoğunlukla "ulusalcı" olarak nitelendirilebilecek belli çevrelerle daha rahat iletişime geçmesini sağladı. Önce CHP’de, sonrasında da Memleket Partisi’nde siyaset yapan Balyoz Mağduru Mehmet Ali Çelebi (2023 seçimlerinde İzmir Milletvekili seçildi), 1990’lı yıllarda yaptığı Ceviz Kabuğu programıyla meşhur olmuş, yıllar sonra bu programı TELE1’de sürdürmüş, "Bütün Kaleler Zaptedilmedi (Attila İlhan röportajı)", "Şeyhler Müritler ve Yalancı Peygamberler", "1919’un Şifresi" gibi kitaplar yazmış olan Hulki Cevizoğlu (2023 seçimlerinde AK Parti İstanbul Milletvekili seçildi), bir dönem iktidar gemisinin dümeninde olduğunu iddia eden Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ya da Mavi Vatan, Suriye Politikası, Karabağ, terörle mücadele ve savunma sanayi gibi alanlarda iktidarla yan yana gelen eski TSK mensupları; AK Parti’nin "Atatürkçü" dönüşümünü hızlandıran ve dış kitlelere ispatlayan bazı argümanları teşkil ettiler. Nitekim bu isimlerden bazıları, 2023 seçim kampanyası sürecinde de, Cumhur İttifakı’nın gerçek Atatürkçü olarak konumlarken Millet İttifakı’nı "Atatürksüz" ilan etti.
Unutmamak gerekiyor ki, AK Parti’nin Atatürk ile ilgili bu dönüşümü, toplumun inatçı duruşu sayesinde gerçekleşti. Post-Kemalist tezler toplumda bir türlü rağbet görmedi, tek parti dönemine yönelik siyasal İslamcı eleştiriler ve karşı argümanlar ise, toplumsal karşılık olarak İsmet İnönü’yü aşıp Atatürk’e ulaşamadı. Türk toplumunun büyük bir çoğunluğu, örtülü ve açık tüm rıza üretimi çabalarına rağmen Atatürk’e eleştirel yaklaşmayı ya da tek parti döneminde eleştirdikleri bazı uygulamaları Atatürk ile ilişkilendirmeyi kabul etmedi. Nitekim Metropoll Araştırma’nın 2021 Kasım Raporu’nda, "Atatürk’ün yaptıklarından dolayı ona şükran duyuyor musunuz?" sorusuna, seçmenlerin verdiği cevap %92 oranında "Evet, duyuyorum" olmuştu. Dolayısıyla iktidarı aşıp devletleşmeyi hedefleyen bir hükümet için Atatürk’le mücadele etmektense, Türkiye’de defalarca kez yapılmış olanı yapıp yeni bir Atatürkçülük inşa etmek her açıdan daha rasyoneldi.
Her ne kadar iktidar elitleri arasında, ideolojik duvarlarının sağlamlığı sebebiyle bu fikre karşı çıkan siyasal İslamcı entelektüeller olsa da; onların, muhafazakar mahallenin içinde, reelpolitiği pusula bellemiş olan pragmatist komşularına yenildiklerini görüyoruz. Yeni Akit ve Yeni Şafak’ın, söylem farkları ve etki alanları arasındaki güç farkı, kavgaya bile dönüşemeyen bu iç çekişmenin kazananını işaret ediyor. Yeni Akit yazarı Ali Osman Aydın’ın, Kemalist dönemin Ankara Valisi Nevzat Tandoğan’a atfedilen ve muhafazakar mahallede tek parti eleştirisi vesilesiyle lanetle anılan "Ulan öküz Anadolulu, sizin milliyetçilikle, komünizmle ne işiniz var. Milliyetçilik lazımsa bunu biz yaparız, komünizm gerekirse onu da biz getiririz" cümlesine nazariye yapıp: "Atatürkçülük lazımsa alasını da biz yaparız" diyen bir muhafazakar elitin var olduğunu gördük bu tartışmalarda. Nicelikleri büyük değil ama nüfuzları büyük!" diyerek, hem muhafazakar elit içinde AK Parti’nin Atatürkçülük stratejisiyle ilgili olan çekişmeyi itiraf ediyor, hem de bu çekişmede kendisinin de bulunduğu grubun yenildiğini kabul ediyor.
Bugün gelinen noktada iktidarın kendi Atatürk inşasını tamamlama aşamasına git gide yaklaştığını söylemek mümkün. Bu Atatürkçülük, Atatürk'ü CHP'den (hatta mümkünse genel anlamda muhalefetten) uzaklaştırıp, devlete (ve dolayısıyla iktidara) yakınlaştıran; devletçi, güvenlikçi, anti-emperyalist, milliyetçi (yer yer yabancı düşmanlığına kaçabilecek ölçüde), süper güç olma ve devletin bekası söylemi üst seviyede olan, toplumun değerleriyle (başta din ve “aile kurumu” kastediliyor) barışık; fakat laiklik, Cumhuriyetçilik, sosyal adalet üzerinden yorumlanan halkçılık ile daimi ilericiliği hedefleyen devrimcilik ilkelerini asgari düzeyde tutan, daha muhafazakar ve -Atatürk üzerinden prim yapanlara inat- daha "hakiki ve harbi" bir Atatürkçülük olacak gibi duruyor.
Kaydet
Okuma listesine ekle
Paylaş

Spektrum
Yerel ve uluslararası gündemi yakalamak için bir başucu kaynağı; her hafta seçim dosyaları, kamuoyu araştırmaları, analizler ve Son Düzlük podcastle yayında!
İLGİLİ BAŞLIKLAR
demokrasi
Burak Savaş
Atatürkçülük
Atatürk
Nadir Nadi
Cumhuriyet
AK Parti
Kemalizm
27 Nisan e-Muhtırası
Recep Tayyip Erdoğan
Mustafa Kemal Atatürk
İsmet İnönü
Aydın
Cehape
NEREDE YAYIMLANDI?
Atatürkçülük nedir? Yeni Atatürkçülük, iktidarın Atatürkçülüğü benimsemesi ve Disney tartışmasını siyasal iletişimci Burak Savaş yazdı.
02 Eyl 2023

YAZARLAR

Spektrum
Yerel ve uluslararası gündemi yakalamak için bir başucu kaynağı; her hafta seçim dosyaları, kamuoyu araştırmaları, analizler ve Son Düzlük podcastle yayında!
İLGİLİ OKUMALAR