Jhumpa Lahiri'nin kalemi ve aidiyet duygusu

Birkaç cümleyle bu kitapla tanışma yolculuğunuzdan, çevirirken hissettiklerinizden ve sizde bıraktığı etkiden bahsedebiliriz.
Eren Yücesan Cendey: Jhumpa Lahiri’den okuduğum ilk kitap Adaş olmuştu. Yine Amerika’ya gelmiş, köklerinden kopartılmış Bengalli bir aile anlatılıyordu. Sonra kitaptan çekilen aynı adlı filmi seyretmiştim. Saçında Gün Işığı zaten çok sevdiğim yazara kavuşma kitabımdı, Duygu Akın tarafından beni etkileyecek bir şekilde çevrilmişti.
Sevdiğim yazar kategorisine girdikten sonra onun İtalyanca bir kitabını okudum. In altre parole, Başka Kelimelerle; bu kitapta İtalyancaya duyduğu tutkuyu, öğrenme hevesini, çalışmalarını ve Roma yaşantısını anlatıyordu; İtalyanca olarak yazdığı bu yazılar haftalık olarak bir gazetede yayınlanmıştı.
Her şey bir geziyle başlamıştı: Boston Üniversitesi'nde Rönesans Mimarisi okurken Michelangelo’nun, Brunelleschi’nin yapıtlarını görmek için İtalya’ya ilk ziyaretini Floransa’ya yapmıştı. Ve görmek için geldiği şehri aslında dinlemek istediğini fark etmişti.
Amerika’ya döndüğünde birdenbire ona hiç ait olmayan bir dilin sürgününde olduğu hissine kapılmıştı. Değişik öğretmenler, dersler, sohbetler derken usul usul İtalyanca yazmaya başlamıştı; kendi deyişiyle sanki sol eliyle, zayıf eliyle yazar gibi hissetse de - Orhan Veli’nin dediği gibi, sol elim, acemi elim, zavallı elim.
Londra’da doğan, Bengalli anne babasıyla Amerika’ya taşınan küçük Jhumpa hayatının ilk dört yılında, yani okula gidene kadar sadece Bengalce konuşmuştu. O yıllarda anne babasının hep hüzün ve özlem çektiklerini hatırlıyordu. Gelen mektupları nasıl defalarca okuduklarını da. Ama şimdi kendi İtalyancaya sevdalanıp, hep onunla birlikte yaşamak isteyince, anne babasının asıl hasretini çektiklerinin, asıl yasını tuttuklarının Bengalce olduğunu anlıyordu.
Okula başladıktan sonra öğrendiği İngilizce onun ana dili olmasa da asıl dili oluyordu. Bir dil üçgeni çiziyordu: Eşkenar bir üçgen. Taban İngilizce oluyordu; Bengalce ve İtalyanca da öteki iki kenar. Ülkesine, diline ait olamama hissini ana vatanına değil, diline tutulduğu bir ülkeye olan özlemle yaşıyordu.
“Belirli bir yere ait olamayan, aslında hiçbir yere dönemez. Sürgün ve dönüş kavramlarında bir hareket noktası, bir vatan vardır. Vatanı ve gerçek ana dili olmayan ben yazı masamdan da olsa dünyayı geziyorum. En sonunda bunun hiç de gerçek bir sürgün olmadığın idrak ediyorum. Ben sürgün kavramından bile sürgün edilmişim.”
Lahiri ile ilk tanışmam oldu bu kitap, iyi ki de olmuş diyorum. Günlük hayatta zaman zaman hepimizin derinden hissettiği “ait olamama” hissiyatını çok güzel geçirdiğini düşünüyorum, siz de aynı şekilde hissediyor musunuz?
Lahiri, eşi ve çocuklarıyla artık Roma’da yaşıyor. Olduğum Yer İtalyanca olarak yayınlanan ilk kitabı. Kitabın kahramanı belki savrulmuşluk hissi yansıtıyor ama belki de artık aradığı yeri bulmuş, nihayet kendini "yuvasında" hisseden bir kadını anlatıyor. Olduğum Yer kitabının "Karanlıkta" bölümünde şöyle satırlar var:
“… (Kumsalda) Bende eksik olan şey ondaki huzurdu ama suçluluk duyarak da olsa sokulduğum yakınlığı beni biraz rahatlatınca ben de bir başkasının gölgesinde uyuya kaldım….(…) Merhametsiz gölgelerden sakınmak mümkün değil ama aynı zamanda birilerinin merhametli gölgesine de muhtacım.”
Bu satırlar belki de mecazen İtalyancayı anıştırıyordur diye düşünüyorum.
Lahiri’nin İtalyanca yazdığı ilk roman olması da bence oldukça önemli. Dilerseniz bu konuyu biraz açabiliriz.
Olduğum Yer, onun İtalyanca yazdığı ilk, benim de artık İtalyanca yazdığı için hevesle çevirmeyi beklediğim bir kitaptı. Çevirmenler, sevdikleri yazarları çevirmeyi severler elbette. Çok severek çevirdiğim bir yazarım var: Daria Bignardi. İki çocuğuyla geldiği İstanbul ziyaretinde üç gün birlikte olduğum, arkadaşlığımızın samimiyetle sürdüğü iyi bir yazar, iyi bir insan. Geçen yıllarda o ve Lahiri bir etkinlikte İtalyanca sohbet etmişlerdi, sonradan izlemiştim. Ve içimden şöyle düşünmüştüm. Kimse kimseye uzak değil; demek istersem ben Daria’dan Jhumpa’nın telefonunu, adresini ister, ona ulaşabilirim. Sevdiğim bir yazar ya! Bu arada Jhumpa onun aile arasındaki adı. Asıl Bengalce adı Nilanjana Sudeshna anaokulu öğretmenine zor gelince, Jhumpa sürüp gidiyor bir ömür.
Ben de -Eren olarak- o güne kadar hiç duymadığım bir dille on yaşında, çocukken tanışmıştım. İlk öğrendiğim kelimelerin, hayat bilgisi kitabımızın ilk sayfasının ve sonbaharın konusu olan bağ bozumu, asma, üzüm, şarap olması beni nedense şaşırtmamıştı. Onu sorgulayamayacak kadar küçüktüm. Sekiz yılımın sonunda Kant’ın felsefesini, Dante’nin Komedyasını İtalyanca anlatacak seviyeye gelmiştim. Benim de o dilden kopmam artık çok zordu. O da benim ikinci dilim, ikinci vatanım olmuştu. Ve bu hasret hiç dinmedi, hep onunla yaşasam, hep İtalyanca okusam da dinmeyen bir hasret bu sahiden.
Zamansız, mekansız bir hikâyenin içinde savrulan bir kadınla tanışmış gibiyim “Olduğum Yer”i okurken. Bu savrulma düşüncesi bana hep hüzün, yalnızlık gibi kırılgan duyguları geçirdi. Siz baş kahraman hakkında nasıl bir izlenime kapıldınız?
Bu -adı olmayan- kadının bende bıraktığı asıl izlenim yalnızlığı oldu. Evet barista ile sohbet ediyor, arkadaşı, annesi var ama sanki hep bir an önce bitse de yalnız kalsam hissiyle yapılan dostluklar kurduğu izlenimi de bıraktı. Belki savrulmuşluktan gelen bir yalnızlık bu.
Kitapta bir paragraf çok ilgimi çekti, belki de aynı duyguları paylaştığım için. Kitaplarını ödünç vermekten hoşlanmayan birinin ağzından çıkan “Oysa bu kitap benim için değerli ve onun içindeki tek bir sözcüğün bile anlamını hissedebileceğini sanmıyorum.” Sizin kitaplarla kurduğunuz bağ nasıl? Bazı kitaplarla çok daha bireysel ilişkiler kurduğumuza inananlardan mısınız?
Kitaplar benim hayatımda her zaman çok özel bir yer tuttu; gençlik kitaplığımın büyük bölümü kütüphanemde duruyor fakat artık okuduğum kitaplardan, yeniden bakmak isteyeceğim, belki akıl danışacağım satırlar içerenleri tutuyor, geri kalanları arkadaşlarıma veriyorum. İmam Gazali’nin çölde soyulduğunda elinden giden kitapları için ah vah edişine karşı haramibaşının ona söyledikleri her zaman zihnimdedir: “Sen ne biçim alimsin evlat? Alim dediğin kitapsız deftersiz de kalsa bilgisiz kalmayandır. Kitapları deveye değil de aklına yükleseydin şimdi çırpınmazdın.”
Elbette alim değilim ama uzun yıllar içinde gördüm ki okuduğum pek çok kitaba bir daha dönmüyorum ve kütüphanede sararıyor; bu nedenle bari başkaları okusun diye dağıtıyorum.
Okuduğum ve çevirdiğim bazı kitaplarla bireysel ilişkilerim var elbette. Yüreğinin Götürdüğü Yere Git, Bir Çift Yürek ve her zaman ısrarla andığım, Atlıkarıncada Bir Tur Daha bu kitaplardandır. Selim İleri kitaplarının tümü 1978 yılından beri ilk baskılarıyla kitaplığımda yer tutar. Zaten sakladığım kitapların çoğu yetmişli, seksenli yıllarda okuduklarımdır.
Sonlara doğru sorulan bir soru var: “Sonunda geçip gitmediğimiz bir yer var mı? Yönünü şaşırmış, kaybolmuş, uzaklaşmış, tutarsızlaşmış, yoldan çıkmış, altüst olmuş, yitmiş, yerini şaşırmış, toprağından sökülmüş, yabancılaşmış." Siz hiçbir yerde olamama duygusunu hangi sıfatla tanımlardınız?
Hiçbir yerde olmayan, olamayan da aslında kendini her yere taşır. Bence, işin en acısı insanın doğduğu, büyüdüğü şehir içinde kendini yabancı hissetmesi. Yetmişli yıllar beni ben yapan yıllardı; İstanbul’un mimarisi ve halkı yeni kuşağın tahmin edemeyeceği bir fizyonomiye sahipti ve ben kendi şehrimde sürgün hissediyorum bazen ve ne yazık ki biliyorum ki yaşça ileri olan pek çok kişi hissediyordur bunu.
Bu ait olamama hissi başka bir dilde yazmaya bağlı mı sizce?
Jhumpa Lahiri özelinde bu ait olamama hissi belki de ana dili olan Bengalceden, belki hiç görmediği ana vatanından kopmuş olmasıdır. Israrla yeni bir dil araması, hasretini çektiği İtalyancayla ilişki kurması belki de kendine yeni bir yuva inşa etmesiydi.
"Bana düşkün olmasına rağmen bakış açımla ilgilenmiyor ve işte bana gerçek yalnızlığı öğreten de aradaki bu uçurum oluyor."
İlgili Başlıklar
yazar
Adaş
Bengal
Saçında Gün Işığı
Duygu Akın
Boston Üniversitesi
Michelangelo
İtalya
Floransa
Londra
Amerika
Bengalce
İngilizce
İtalyanca
Hikâyeyi beğendiniz mi?
Kaydet
Okuma listesine ekle
Paylaş
Nerede Yayımlandı?

Buradan Gitmek ve Burada Kalmak
Yayın & Yazar

1Kitap1Mekan
Gerek klasik, gerek modern edebiyattan kitap önerilerimi ve birçok yeni mekan tavsiyemi 1Kitap1Mekan bültenimde bulabilirsiniz!