Jim Jarmusch'un müzikal alter egosu SQÜRL'den ilk albüm: Silver Haze

Duende
Her hafta sinema ve müzik evreninden söyleşiler, incelemeler, öneriler, podcast’ler ve keşif notları e-posta kutunda.
Film kariyerine başladığı 80'li yılların başından beri müzik Jim Jarmusch'un hayatının bir parçası oldu. Jarmusch, CBGB ve Max's Kansas City gibi New York'un Aşağı Doğu yakasında serpilen sanat komünitesinin No Wave müzik sahnesinden The Del- Byzanteens'te başladığı müzikal yolculuğunu filmleriyle paralel olarak sürdürdü. Jim her ne kadar 80'li yıllardan itibaren odağını sinemaya yönlendirse de, filmlerinin müzikle organik ilişkisi aşikârdı.
Zira The Lounge Lizzard'tan saksafonist ve besteci John Lurie, Tom Waits, Joe Strummer, Iggy Pop, Wu Tang Clan'den RZA ve Screamin' Jay Hawking gibi müzikal figürler onun filmlerinde yer aldı. Bu isimlerden ve Jim'in yakın dostlarından John Lurie Down By Law'ın (1986), RZA ise Ghost Dog: The Way of Samurai'nin (1999) film müziklerini besteledi. Dahası, Jarmusch'un oyuncu kadrosuna giremese de Neil Young, alternatif bir Western rüyası olan Dead Man (1995) dünyasını solo gitar doğaçlamalarıyla tefekkürlü bir ses tasvirine dönüştürdü.
Dead Man film müziği albüm kapağı
Bunun ötesinde müzik; Jim'in film kataloğuyla keşfedilen, alan açılan ve hatta popülarize edilen bir sahneye de taşındı: Mulatu Astatke'nin öncül ethio-jazz klasikleri Broken Flowers'ta (2003) taze bir soluk buldu; Only Lovers Left Alive'ın (2014) müziğe güzellemelerle dolu akışında White Hills, Yasmin Hamdan ve Jarmusch'un yaklaşık 12 yıldır yanına alıp kutsallıkla yıkanmış mistik diyarlara seferler düzenlediği Jozef Van Wissem gözlere ve kulaklara misafir oldu.
Yıl 2009'du. Jim, sinemaya ve sinemanın içindeki müziğe adadığı 30 yıla yakın bir sürenin sonunda "insanların hislerini ifade etmek için ürettikleri en güzel ve büyüleyici şey" dediği müziğe yaratıcısı olarak geri dönmeye karar verdi. Yanına film yapımcısı Carter Logan ve Shane Stoneback'i aldı; önce Bad Rabbit diye çağırdığı, ardından SQÜRL adını verdiği bir grup kurdu.
The Limits of Control'den (2009) başlayarak son filmi The Dead Don't Die'a (2019) kadar tüm film müziklerinin arkasında SQÜRL vardı. Grup, bunun yanında 2013'ten 2017'ye kadar dört kısaçlar yayımladı; Jim Jarmusch'un ömürlük görüntü yönetmeni Robby Müller'in biyografik filmi Living the Light'ın (2020) dingin ses manzaralarını çizdi. Ve nihayetinde; "film endsütrisi öldü, berbat bir hâlde" diyerek sinemaya hiç olmadığı kadar uzun bir ara verecek gibi duran Jarmusch, SQÜRL'le ilk uzunçalarları Silver Haze'i duyurdu.
SQÜRL, Silver Haze
İlk üretimleriyle psikedelik ve noise rock janrlarının yankılı, kirli ve keskin direktliğini atmosferik ses uzamlarında buluşturan SQÜRL; işbirliği yaptığı müzisyenler ve müziklerini bestelediği filmlerle birçok farklı forma da büründü. Only Lovers Left Alive'ta gidilen Jozef Van Wissem ortaklığı grubu bir barok enstrüman olan lavtayla tanıştırdı; Wissem'in Ortaçağ'a ait bir folk enstrümanını avangart yorumlamalarla dönüştüren pratiği SQÜRL'ün post-rock 'n' roll müziğine kanalize oldu. Bunun yanında, otobüs şoförü bir şairi kadrajına alan Paterson'ın (2017) hülyalı, münzevi ve mahrem film dünyası; hâlihazırda drone müziğinin biteviye ilerleyen uzun müzikal estetiğiyle deneyler yapan grubu ambient'ın minimalizmine kavuşturdu.
Öte yandan, geçtiğimiz birkaç yılda SQÜRL, Earth ve Melvins gibi grupların öncüsü olduğu drone metal janrıyla denemelerinin emarelerini son kısaçalarları #EP260'de (2017) iyice ayyuka çıkardığı bir müzikal yön değişimine gitti. Bir taraftan yavaş tempolu ve tekrarlı; diğer taraftan distortion efektli yankılarla dolu bir gitar müziği olan drone metal; Jarmusch'un "Yapılarla değil, hislerle ilgileniyoruz" diyerek ifade ettiği SQÜRL'ün yaratıcı yöntemiyle yakinen eşleşti.
Silver Haze'den şu ana kadar yayımlanan teklilerden Berlin '87, albümün Sunn O))), Boris ve Earth gibi drone metal devleriyle çalışmış yapımcısı Randall Dunn, grubun plak şirketi Sacred Bones'un basın açıklamasındaki detaylar ve dahası, SQÜRL'ün ses evrenini metal müziğin drone nişliğiyle genişletmeye devam edeceğine dair işaretler olarak değerlendirmeye açık. Grubun gitarlar ve davullarla inşa ettiği yavaş gürültüsüne eşlik edeceğini belirttiği shoegaze, haze-rock ve trip-hop esinleri ise; Silver Haze'i sisli, buğulu ve akışkan çok boyutluluğunun yeni bir resmi yapabilir.
Jim Jarmusch, 1987 yılında Berlin'de yaşadı. Oradan ve o zamandan kalan hatıralarından ilhamla yarattığı şarkı, Jem Cohen'in Super 8 kamera çekimleriyle bir araya geldi. Görüntüler, Almanya'nın birleşiminden sonra Berlin'in gündelik yaşamına ışık tutan, amatör ve otantik dokusuyla dikkat çekti.
Son teklisi John Ashbery Takes a Walk bu ayın başında paylaşılan; müzisyen kadrosunda Marc Ribbot, Anika ve Charlotte Gainsbourg'unda bulunduğu albüm 5 Mayıs'ta yayımlanacak. Silver Haze'in şarkı listesi de hemen aşağıda.
Silver Haze
1. Berlin '87
2. The End Of The World
3. Garden Of Glass Flowers (feat. Marc Ribot)
4. She Don't Wanna Talk About It (feat. Anika)
5. Il Deserto Rosso (feat. Marc Ribot)
6. John Ashbery Takes A Walk (feat. Charlotte Gainsbourg)
7. Queen Elizabeth
8. Silver Haze
Kaydet
Okuma listesine ekle
Paylaş
Duende
Her hafta sinema ve müzik evreninden söyleşiler, incelemeler, öneriler, podcast’ler ve keşif notları e-posta kutunda.
İLGİLİ BAŞLIKLAR
saksafonist
Western
Jim Jarmusch
Max's Kansas City
New York
No Wave
The Del- Byzanteens
The Lounge Lizzard
John Lurie
Tom Waits
Joe Strummer
Iggy Pop
Wu Tang Clan
Jay Hawking
John Lurie Down By Law
1986
Ghost Dog: The Way of Samurai
Neil Young
Dead Man
Mulatu Astatke
ethio-jazz
Broken Flowers
White Hills
Yasmin Hamdan
Jozef Van Wissem
Carter Logan
Shane Stoneback
YAZARLAR

Koray Soylu
Editor @ Aposto

Duende
Her hafta sinema ve müzik evreninden söyleşiler, incelemeler, öneriler, podcast’ler ve keşif notları e-posta kutunda.
İLGİLİ OKUMALAR