Kuru Kız: Taşradan dünyanın sonuna yolculuk

Dünya bir şaka olmalı, özellikle bir kadının gözünden.

Aposto Kitap

Aposto Kitap

Kitap incelemeleri, edebiyat haberleri, editörden okuma önerileri.

Ushuaia, Arjantin’in Tierra Del Fiego–Ateş Toprakları eyaletinin başkentidir. Dünyanın sonundaki şehirdir. Ushuaia’nın güneyinde sadece askerî üslerde insan varlığı bulunur. [...] Ushuaia’da isteyenlerin pasaportlarına “Fin Del Mundo–Dünyanın Sonu” damgası vurulur. Kimi turistler buna beş peso kimileri de on beş dolar ödediklerini söylerler. İkisi de doğrudur, damganın gerçek fiyatı belirsizdir. Dünya bir şaka olmalıdır ayrıca.

Covid-19 pandemisinin ilk kapanmalarında kendime bir okur olarak söz vermiştim, o dönemlerde geçen herhangi bir üretimi okumak için acele etmeyecektim. Ayfer Tunç, Can Yayınları’ndan yayımlanan Kuru Kız’ının kurgu dünyasına pandemiye Ushuaia’da, dünyanın sonundaki şehirde yakalanmaktan bahsettiğinde bu nedenle duraksadım. 

Ne yalan söyleyeyim, pandemi esnasında ezbere bildiğim bir dört duvar arasında kalmak yeteri kadar zorken “yabancı” bir yerde olmanın nasıl bir olduğunu öğrenmek isteyip istemediğimden emin olamadım. Zira bu çağdaş romanın karakteri, dünyanın sonuna gittikten sonra ve dünyanın sonuna gitmeden önce bölümleriyle hikâyesini derinleştiriyor. Hem de dünyanın sonu yalnızca küresel bir çöküş dönemini ifade etmiyor, kullanım oldukça literal–seyahat, gerçekten de Ushuaia, Arjantin’e ve pandemiye “yakalanılan” yer de orası.

Tunç’un kalemindeki sadeliğin güveninden olacak, sayfaları çevirmeye devam ettim. Kararımdan oldukça mutluyum; sonuçta o kadar da acele etmiş sayılmam, aradan üç yıl geçti bile. Kuru Kız, bozuk bir buzdolabının peynir kokusunu sızdırmamasını diletir veya bambaşka bir ülkede karakterin sağlıklılık atfedilebilecek ilişkilenmeleri kutlarken bunları unutturuyor zaten.

Ushuaia, Arjantin


Ayfer Tunç’un kalemi: Literal vurgular ve pek de olmayanlar

Bütün ağızlar burunlar kapandı. O da kaldığı pansiyona kapandı. Korkunç bir zaman yaşanıyordu. İnsanlar ölüyordu, hastanelik oluyorlar, makineye bağlanıyorlar, işsiz kalıyorlar, parasızlık ve açlık çekiyorlar, öfkeleniyorlar, depresyona giriyorlardı. İnsanlık büyük bir kayıp yaşıyordu, can mal ve ruh kaybı.

Sade dil kullanımı, her zaman sıkıcılık atfedilen yalın bir anlatım anlamına gelmiyor. Neyse ki. Dünyanın sonundaki şehirde başlayan Kuru Kız’ın okuyucuyu içine alma yolculuğunda ilk fark edilen bu—gündelik hayat anlatısı, pek de “gündelik” sayılmayacak bir memlekette, bir kadının içsel dünyasını özel alana sıkışık bırakmadan, gayet olağan dışı şartları ürkütmeden verebiliyor.

Kuru Kız, pandemi gerçekliğinin 21. yüzyılın okuyucusunu anksiyeteye sokmadan nasıl olağan şekilde verilebileceği konusunda bir giriş yapıyor. Varlığını reddetmeden, romantikleştirmeden ve ajite de etmeden gerçeklikle paralellik kuruyor. Hem de ailesinin yükleri nedeniyle prangalara vurulmuş bir kadının dünyanın sonuna yolculuğunu anlatırken. Bu, Tunç’un kalemini hem akıcı hem de oldukça feminist kılan detaylardan biri olarak kendini vurguluyor. Kitap boyu heyecanı ayakta tutan da sade dilin daha da ortaya çıkarabildiği, vurucu iç dünya tasvirleri oluyor.

Feminist bir bakış: Sade anlatım, roman boyu derinlikli karakter çözümlemelerine alan tanımakla beraber akıllı telefon aldığında bile insanları cesaretinden dolayı şaşkına çeviren bir kadının değişimini yine akıcılıkla verebiliyor. 

Tunç, karakterinin özel ve kamusal alanda temsilini, gerçekliğini modernist tekniklere sıkışmadan, bilinç akışı olmaksızın protagonistin iç dünyasını toplumsal gerçeklikleri reddetmeden ifade ediyor. Kuru Kız’ın kardeşinin peynir sevmeyişini bile öğrenen okuyucu, oldukça içselleştirilebilmiş feminist bir temsille karşılaşmış oluyor—hayatını ailesine bakmakla geçirmiş bir kadının 40. yaşına “Ushuaia’da isteyenlerin pasaportlarına Fin Del Mundo–Dünyanın Sonu damgası vurulur” denerek anlatılan bir yerde girdiğini bu kadar olağan anlatmak, sanıyorum hakikaten içselleştirilmiş mizojininin neredeyse yok edilebildiği bir yerde mümkün.

Kadınlık deneyimi: Taşradan Arjantin’e doğru

İspanyolcayı anlamak delice mutlu ediyor onu, kendini tam bir insan, eksiksiz bir insan, boyu kilosu normal, eli yüzü düzgün bir kadın gibi hissediyor.

Bir kadının hane içi emeklerinin nasıl sömürüldüğünü anlatan, sırf kardeşini uyandırmakla görevli olduğu için yıllarca korkunç bir alarm sesiyle kalkmaya razı olunan, yine de bu makul kadınlık temsilinin ne yerildiği ne de yüceltildiği bir gerçeklik Kuru Kız’ınki. Yani evet, dünyanın sonu, mekânsal ve tarihi gerçekliğiyle de kurguya yediriliyor ama hayır, bu fantastik bir evren değil; gerçekliğin tam içinden. Arjantin’den, bir kadının anılarından, kendini gerçekleştirişinden ve küresel bir pandemiden.

Taşradan Arjantin’in fantastik bir gerçeklikmiş gibi gelen şehrine uzanan bu yolculuk, roman boyu anılar arasında gezinerek yine de yalnızca zihnin içine sıkışmadan veriliyor. Bu, yazılanların hem kadınlık deneyiminin anksiyeteli durumuyla okuyucuyu tetiklemeden özne deneyimini yansıtabilmesine hem de küresel dünyanın kendini mahkum ettiği düşüşün detaylarını verebilmeye yardımcı oluyor.

Yani Kuru Kız, hem mahallenin balcısının, bir gurmenin sözleriyle İstanbul’da iş kurduğunu ve yerellikten uzaklaşan dünyayı, hem de bir kadının fantastik ögelerle mitleştirilmeyen kendini gerçekleştirme yolculuğunu böyle yansıtıyor. Zira Kuru Kız’ın ailesini kaybettikten sonra çıkabildiği yolculuk, bir Bildungsroman klişelerine kendini sıkıştırmadan adım adım işlenen kendini bulma serüvenine dönüşüyor.

Şimdi kardeşi de ölmüştü. Artık telefonunun alarmını kurmasına gerek yoktu, yumuşasın diye margarini sobanın yanına koymasına da. İstediği zaman peynir alabilirdi ayrıca.

Dolayısıyla Kuru Kız, çağdaş hayatın kaosunu, küresel şiddetlerini ve yerele odaklanarak toplumsal baskılarını işleyebilen; tam anlamıyla dünyanın sonuna gitmesi hiç beklenmeyen, özgünlük arayışında bir genç kadının içsel yolculuğunu anlatabilen bir roman. Okuyucunun Ayfer Tunç’un kalemiyle kadınların mahkum bırakıldığı hayat şartları göz önüne alınınca oldukça fantastik duyulan bir kurguyu ustaca işlediğini söylemek bu yüzden mümkün.

Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

Aposto Kitap

Aposto Kitap

Kitap incelemeleri, edebiyat haberleri, editörden okuma önerileri.

İLGİLİ BAŞLIKLAR

pandemi

Ushuaia

Arjantin

Tierra Del Fiego

Fin Del Mundo

Ayfer Tunç

Can Yayınları

Kuru Kız

NEREDE YAYIMLANDI?

Aposto KitapAposto Kitap

HİKAYE

·

ÜYELERE ÖZEL

🚧 Kuru Kız: Taşranın karanlığından dünyanın sonuna yolculuk

Ayfer Tunç’un kaleme aldığı dünya bir şaka olmalı, özellikle bir kadının gözünden.

07 Haz 2023

Fotoğraf: Ayfer Tunç’la Karanlıkta Kelimeler

YAZARLAR

Aposto Kitap

Kitap incelemeleri, edebiyat haberleri, editörden okuma önerileri.

İLGİLİ OKUMALAR

;