aposto-logoSalı, 6 Haziran 2023
aposto-logo
Salı, Haziran 6, 2023
Aposto Üyelik

Müşterek Mezopotamya'nın sınırsızlığında: Danûk

Mezopotamya'nın köklü kültür arazisinden çıkardıkları ses incileri eşliğinde Danûk, müşterek bir yaşam kavrayışının imkânı için çalıp söylüyor.

Bir asrı devirmiş müzikal bir mirasın ve onun yeni kahramanları Danûk'un yakın geçmişinde bir yolculuğa çıkmak üzereyiz. Suriye'nin kuzeyinde, Kamışlı'da başlayan; oradan İstanbul'a ve Avrupa'ya uzanan Danûk grubu, göçlerin gölgesinde ev mefhumunun müşterekliğini arayan ve bunu Mezopotomya'nın kültürlerarasılığında bulan bir hikâyenin ürünü. Ve geçtiğimiz cuma yayımlanan ilk uzunçalarları Morîk albümleri, onların müzikal seyyahlıklarının ipuçlarıyla dolu.

Danûk'un üyeleri Ferhad'ın (Feyysal), Hozan'ın (Peyal), Tarık'ın (Aslan), Yazan'ın (İbrahim), Ronas'ın (Sheikhmous) şehirleri ve ülkeri dolaşan, yüzyıllar arasında mekik dokuyan macerasına; toprağın ve sosyokültürel geçmişin kazısından çıkardıkları sesten incilerin keşfine hoş geldin.


Ferhad Feyysal | Kaynak: Omni Sound

Kamışlı, Al-Hasakah

Danûk'un vokalisti Ferhad'la buzuki ve elektrik sazının arkasındaki isim Hozan'ın tanışıklıkları, çocukluklarına kadar giden bir geçmişe sahip. 

Ferhad ve Hozan, Kuzey Suriye'nin Al-Hasakah bölgesinde, Kamışlı'nın bir mahallesinde birlikte büyüdü. Yıllar yılları kovalarken, aralarında kadim bir yol arkadaşlığı oluştu. Çocuklar genç yetişkinler oldu, birliktelikleri o mahalleden Homs Üniversitesi'nin müzik bölümüne taşındı. Duyarak ve dinleyerek büyüdükleri Kürtçe müzikler yaratıcı zihinlerinin ve ruhlarının deruni köşelerinde yer tutmuş bu ikili; mezuniyetlerine doğru giderken kendilerini öngörmedikleri bir kaosun, bölünmenin ve koca bir belirsizliğin içinde buldu. 

2011 yılında patlak veren Suriye iç savaşı onları lisans eğitimlerin son senesinde yakaladı. Ordu, genç Suriyeli erkekleri askere almaya başlayınca önce Ferhad, 6 ay sonra da Hozan rotalarını Türkiye'ye çevirip İstanbul'a göç etti. Ellerinde enstrümanları, dillerinde şarkıları ve bunları paylaşma tutkusundan başka varlıkları olmayan dostlar yeniden bir araya geldi. Şehirde tuttukları bir ev Suriye'den ayrılan diğer müzisyenlerle buluştukları bir noktaydı. O göç kervanına katılıp yolu Ferhad ve Hozan'la kesişenlerin çoğu Avrupa'ya doğru devam ederken, kalanlar hâlihazırda 8. yılını devirmiş bir grubun tohumlarının atıldığı bir ağın parçası oldu.

Hozan Peyal

Ateş, buğday, hikâyeleriyle şarkılar, Danûk

Danûk 2015 yılında bir proje olarak hayata geçti. Müziklerini çaldıkları ilk sahne İstanbul'un sokaklarıydı. Ferhad'ın gitarı ve vokalleri, Hozan'ın buzukisi; onlara eşlik eden bendirin ve bilurun sesi şehrin deniz kıyılarında, mahallelerinde ve meydanlarında yankılandı. Bir süre sonra sosyal bir girişim tarafından keşfedilen Danûk'un müzikleri sokaklardan stüdyoya ve kapalı mekânlara taşındı. Film ve radyo programları besteleri, Tunnel Sahne'den Atölye & Kafe'ye genişleyen konserler, kurdelesi kesilen kendilerine ait bir kayıt stüdyosu ve Türkiye'ye yayılan festival performansları grubun mütevazı başlangıçlarını aydınlık bir geleceğe doğru hazırladı.

Danûk'un vazgeçmeyen, dayanışarak zenginleşen ve büyüyen hikâyesi, onların ilke edindikleri ve yolculuklarına rehberlik eden kucaklayıcı yaklaşımlarıyla yakinen ilgili. Bu, doğrudan karşılığını bulamadığım ve Kürtçe bir kelime olduğunu gruptan öğrendiğim Danûk'un etimolojik ve sosyokültürel kökenlerinde yatan anlamlarla da örtüşen bir gerçeklik. Antik bir Mezopotamya geleneği olarak kış mevsiminde kullanılmak üzere bir besin hazırlığı sürecini ifade eden Danûk; 1 metre genişliğinde bir kazanda pişen buğdayın, onla yapılan ekmeğin ve envaiçeşit yemeğin etrafında yan yana gelen çocuğun, gencin ve ihtiyarın şarkılarla ve hikâyelerle paylaştığı komüniter bir seremoni aynı zamanda. 

Ronas Sheikhmous

Ferhad'ın, Hozan'ın, grubun diğer üyelerinin ve adını bilmediğimiz diğer nice insanın çocukluk anılarında yaşayan; grubun da yaratıcı ve sosyopolitik karakteristiğini şekillendiren bu seremoni Danûk'un macerasının vazgeçilmez eşlikçilerinden. "Grubun ismini o kazan etrafında toplaşan insanları yeniden bir araya getirmek, çocukları o hatıralar etrafında buluşturmak için koyduk." diyor FerhadGrubun tahta üflemelilerine nefes veren Ronas da araya girip ekliyor: "Danûk, buğday pişirilirken paylaşılan sevginin bir etkinliği, tüm çocukların çok sevdiği bir gelenek." 

Onlara neden bu ismi seçtiklerini sorduğumda aldığım cevaplar; grubun yalnızca kendi hatıralarını değil, kadim Mezopotomya topraklarının mirasında ve onun için yaşadıklarının işaretleriyle de dolu. Ve grubun ilk albümü Morîk de bunun en direkt şahitliklerinin görkemli bir geçidi.

Şendirli, Kudüs, Berlin, Viyana ve ötesi

Ferhad, İstanbul'dan ayrılıp Birleşik Krallık'ın yolunu tuttuğunda yapacağı asırlık müzikal keşfini öngörmesi mümkün değildi. Onun Türkiye'ye vedası Danûk'un sonu olmasa da grup çalışmalarına ara verdi. Ancak bu ara, Ferhad'ın erişimine açık olan Birleşik Krallık'ın üniversite kütüphanelerinden birinde geçmişi 20. yüzyılın başına kadar giden 4 Kürtçe şarkıyla karşılaşmasıyla son buldu. Bu dört şarkılardan ikisi; Xelîlo Lawo ve Lê Lê Mi Go, 1902 yılında Berlin Etnografya Müzesi direktörü Felix Von Luschan'un Şendirli (Kuzey Suriye) arkeolojik kazı bölgesine yaptığı ziyaret esnasında yerel nüfusun a cappella vokalleriyle (Ferhad, Kürtçe müzik geleneğinde bu vokal şarkılara "Laûk" dendiğini söylüyor) kaydettiği şarkılardı. Suriyeli bir rahibin bir Kudüs kilisesinde seslendirdiği diğer şarkılar Axir Zemana ve Lo Lo Li Mino ise, Alman teolog Gustav Klameth'in 1912'ye kadar geriye giden kayıtlarında vücut buldu. 

Danûk, "Morîk". | Kapak tasarım: Zeycan Alkış

Xelîlo Lawo ve Lê Lê Mi Go The Berliner'in; Axir Zemana ve Lo Lo Li Mino da Viyana'nın Fonogram arşivinde balmumu silindirlerde bekletilirken, onların varlıklarından haberdar olan ilk birkaç kişiden biri Ferhad'dı. Daha önce hiçkimse için dijitalleştirilmemiş; on yıllar önce söyleyeni, dinleyeni ve kaydedenlerinden başka kimsenin kulaklarına çalınmamış bu şarkılar, Danûk'un temellendiği topraklardan, Kuzey Suriye'nin müzikal kültür hazinesinden gelen reddedilemez bir davet gibiydi. Ferhad'ın, "Bu proje bizim yaklaşımımıza ve ilgi alanlarımızla; müziğimizi nasıl üretmek istediğimizle bire bir uyuşuyordu. Morîk, tam da bizim istediğimiz bir şeydi." sözünde cisimleşen heyecan bir hayale yelken açtı. Grup, menajerlerinin "Neden şarkıları kaydetmiyor ve onları hayata geri döndürmüyoruz?" sözü ve takiben arşivlere giderek kayıtlar için izin alışıyla, bu hayalin gerçeğe dönüşmesinin kıyılarına yanaştı. 2020 yılında taslağı, vizyonu ve yaratıcılarıyla hazır olan Danûk'un Morîk projesi British Art Council'in Kendi Yaratıcı Pratiğini Geliştir ödülüne layık görülünce, 1902'den 2023'e uzanan bir ihya ve değerleme atılımının önü sonuna kadar açılmış oldu.

Tarık Aslan

Mezopotamya'nın incileri

Morîk Kürtçe'de inci anlamına sahip. Bir aradalıkların hatırasını, köklü bir Mezopotomya geleneğini isminde yaşatan bir grup için morîk herhangi bir kelime değil. İncinin günlük dilde nasıl kullanıldığını düşüyorum. İnci, ekonomik değeriyle yüceltilen, sakınılan ve korunan somut bir madde olmaktan ibaret değil. Ona atfedilen sembolik anlamlar; inciyi bir mutfak kültürünün yemeğinden bir şehri, mimari bir yapıdan tarihselliği olan coğrafi bir bölgeyi konuşurken cümlelerimize dahil edebileceğimiz bir mecaza dönüştürebiliyor. Topraklarıyla, memleketleriyle ve bunların sosyokültürel mirasıyla bu kadar iç içe yaşayan ve çalışan Danûk için morîk isminin elle tutulamayan, niceliklendirilemeyen ve paha biçilemeyen kıymetlileri tanımladığına inanıyorum. İlk albümlerine Morîk demeyi öneren Hozan'ın farklı düşünmesi için bir sebep var mı, emin değilim.

Yazan İbrahim

Albümün derin bir kazı çalışmasıyla yeryüzüne geri kazandırılan, kulaklara yeniden misafir olan ve günümüzle geçmiş arasında sapasağlam bir köprü kuran 4 şarkısı da soyut olan o kıymetli coğrafi ve tarihsel müşterekliklerin, Mezopotamya'nın incilerinin eşsiz bir izdüşümü. Zira grubun suni sınırlarla bölündüğüne inandığı bu bölgenin müziği; orada bir iz bırakmış, bırakmaya devam eden ve bırakacak insanların inkâr edilemez ortak paydalarından birini oluşturuyor. "Aramıza çektiğimiz sınır setlerinin farkında olarak büyüdük. Ancak müzik o sınırları her daim aşıyor ve size bir yuva oluyor" diyor Ferhad. Ve ekliyor: "İnci dediğin gibi çok kıymetli bir şey, ortaya çıkarması çok zor. O hâle gelmesi için yıllara ihtiyacı var. İşte Morîk, bir inci gibi olan o benzersiz müzik. Biz onu yeniden gün ışığına kazandırarak orijinalliğini göstermeye çalıştık yalnızca, çünkü ışıltısının orada olacağını biliyorduk."

Danûk'un Kürtçe müzik geleneğinden seçtiği bir şarkı olan "De Çekin", evlenmek üzere olan gelinlerin düğün hazırlıklarının heyecanını ve mutluluğunu yansıtıyor. | Kaynak: @danuk_music, IG

Senin evin neresi, Danûk?

Şurası çok aşikâr: Danûk için ev, yer / yurt ve yuva mefhumları görmezden gelinemeyecek, temel, varoluşlarını tanımlayan ve mümkün kılan bir mesele. Onlara dair okuduğum her metinde karşıma çıkan "sürgün edilmiş Orta Doğulu müzisyenler" ibaresi; kökenlerinden, geçmişlerinden ve anılarından koparılmış Danûk'un hâletiruhiyesinin bir özeti gibi âdeta. Hiç geçmeyen ve muhtemelen geçmeyecek bir gurbetin ve sıla hasretinin akut bir gerçekliği bu. 

Ferhad'ın da ifade ettiği gibi müzik, tüm afaki sınırlara rağmen Danûk'un kucaklayıcı ve dâhil eden yaklaşımlarında geniş bir medeniyetler havuzuna dönüşüyor. Bu, grubun teselli bulduğu ve etrafında bir araya gelebildiği paylaşımcı bir ev fikri. Morîk'in dördü 20. yüzyılın başından, kalan beşi ise Kürtçe müziğin geniş şarkı kütüphanesinden bir seçki olan 9 parçalık kürasyonu da bunun bir şahidi. 

Nesillere vasiyet bırakılan, geçmişi günümüze kavuşturan, 1902'nin Şendirli'sinde âşık olduğu bir adama Xelîlo Lawo (Merhaba çocuk) diyerek seslenen bir kadınla Ferhad'ın, Hozan'ın, Tarık'ın, Yazan'ın ve Ronas'ın çocukluğunu hemzemin kılan upuzun bir çizgi Danûk'un ilk albümü. Suriye iç savaşının yıkıntıları arasında, sürgün ahvalinin bulutları altında, memleketlerine içkin aidiyet arayışlarında onları bir bütün gibi hissettiren de Morîk'in inci müziklerinden ve kadim hikâyelerinden başkası değil:

"Savaşta olmak benim tercihim değildi. Ancak o savaş arasından yolumuzu bulmak öyleydi. Nereye gidersem gideyim 'Bu benim müziğim ve burası benim memleketim' hissiyle yaşayan o adam olmaya devam ederdim. Morîk, kaybettiğimiz çocukluğumuzun hissini geri verdi bize. Onun müziği anılarımızı maceramıza eşlikçi kıldı."

Ferhad Feyssal


Danuk'un Büyük Güney Doğu depreminden sonra paylaştığı dayanışma gönderisi. | Kaynak: @danuk_music, IG

Öte yandan; nefretin, ayrıştırıcılığın, ötekiyi şeytanlaştırmanın iyice popülist bir aparat hâline geldiği günümüzde toprağın tarihinin müşterek kıldığı insanları keşfetmek, bunu sahiplenmek ve bireyleri kategorize eden etiketlerin ötesinde konumlanmak çok önemli. Danûk'un İstanbul ve New York merkezli plak şirketi Omni Sound'un tavsiyesi üzerine Morîk'in satışlarından elde edeceği gelirlerden deprem dayanışmasında kullanılmak üzere bir fon ayırması, grubun Güney Doğu Anadolu ve Kuzey Suriye'nin organik bağlarına yaptığı vurgunun ve bu iki bölgeyi ortaklıkları ekseninde tahayyül ettiğinin bir göstergesi. Bu, üyeleri arasında Türkiyeli kürtlerin de olduğu (Tarık) Danûk için müzikleri kadar onları buluşturan paylaşımları ve kesişen yaşam öyküleriyle de tutarlı. Öyle ki insanın dilini, hangi sosyal topluluktan olduğunu, genel itibarıyla arka planını öne çıkaran bölücü pratiklerin antitezinin imkânını söyleyen; bunu eyleme döken ve yaygınlaştırmayı amaçlayan bir yol planı var Danûk'un. Ferhad'ın bana içini dökerken ilham dolu bir tirada dönüşen şu sözleri, hepimizin kulak vermesi gerektirdiği türden:

"İnsanların müzik aracılığıyla birbirlerini anlayabilmeleri adına aynı masa etrafında buluşmalarını sağlamalıyız. Çünkü müzik, ayrıştırıcılıkla mücadelede çok kullanışlı bir araç. Şunu diyebilmeliyiz: 'Türkçe, Kürtçe, Arapça, Farsça; herhangi tür bir müzik dinleyebilirim.' Müziğin uzlaştırıcılığında daha fazla insanın birbirini duymasına, dinlemesine, tanımasına ihtiyacımız var. Herkes için daha iyi bir hayat umuyoruz ve paylaşımcılığa sahip olabilmek istiyoruz. Sanıyorum ki Morîk'in sesi, bu çok basit ses, Kürtçe müzik, birçok insanı Danûk'u dinlemek için bir araya getirecek. Bizim amacımız da bu: İnsanların 'kültürü' duymasını sağlamak."

Danûk Amsterdam'da sahnede | Kaynak: Omni Sound

Son söz, Morîk'in müziği

Morîk'in 9 şarkısı, Danûk'un bir hikâye anlatısı. Mezopotamya'nın müzik kültür arazisinin kulaklara aşina seslerinin bir araya geldiği, Avrupa'dan Güney Doğu Anadolu ve Kuzey Suriye'ye uzanırken iki nehir arasının derin müzikal mirasını turlayan görkemli bir koşu. "Avrupa'ya gelip hâlihazırda Mezopotamya'dan temellenen bu 4 laûk'u keşfedip onlara elimizdeki şarkıları eklediğimizde bir çember tamamlanmış, nihayetinde bir noktaya dönüşmüş gibi hissettik" diyor Ferhad.  

Diğer taraftan grup, kazıp çıkardıkları dört ve yanlarına koydukları diğer beş şarkıyı alelade bir araya getirmekten kaçındı. Çoğu sade bir melodiden ibaret olan bestelenmemiş bu şarkılar, orijinalliklerine sadık kalınarak Danûk'un elinde yeni bir çehreye büründü. Adsız isimlerin Kürtçe vokalleri, grubun titiz kompozisyonuyla buluştu. Morîk'in köklü müzikal dünyası bilurdan zurnaya, buzukiden tefe, darbukadan meye birçok geleneksel Orta Doğu enstrümanını geri çağırırken elektrik gitar ve akustik bas gibi modern telliler albümün seslerine güncellik kazandırdı.

Ancak Danûk için her şeyden önce Kürtçe müziğin sesini öne çıkarmak, besteleriyle orijinal melodilerin "ışıldamasını" sağlamak vardı. Zira grup, şarkıların gün yüzüne çıktığı takdirde parıldayacağından emindi. Modern müziğin karmaşıklaştırmayı zor addeden inanışıyla ters düşen Danûk, morîk'lerinin ışığını ortaya çıkarmak için basit hareket etmeleri gerektiğinin farkındaydı. Şarkılarındaki Kürtçe müzik çekirdeği, katmanlı seslerin altında kalmamalıydı. Bunun için güçlerini Snarky Puppy'den Michael League'in yapımcılığıyla birleştiren grup, umduğunu buldu. League'in modern ses manzaralarını albümünün kadim şarkılarının ve Kürtçe müzik geleneğinin ışıltısına gölge yapmayacak şekilde dâhil edişi, Morîk'in Mezopotamya üzerinde bulutsuz bir güneş gibi doğmasıyla sonuçlandı.

1902'den 2023'e, aşık bir kadından sürgün müzisyenlere, Kamışlı'dan İngiltere'ye Danûk; ilham dolu kişisel ve kolektif hikâyeleriyle örülen yolculuklarında köklendikleri topraklara, oranın insanlarına ve engin tarihine olan yılmaz adanmışlıklarını yaratıcı ve dayanışmacı bir zemine taşıdı. Yanlarında sesten inciler, zihinlerinde müşterek bir yaşam kavrayışının imkânı: Ferhad, Hozan, Tarık, Yazan ve Ronas, ayaklarıyla ve müzikleriyle sınırları aşmaya; insanlara ve kültüre durmadan kavuşmaya devam ediyor.

Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.

İlgili Başlıklar

buzuki

Suriye

Kamışlı

İstanbul

Avrupa

Mezopotomya

Morîk

Danûk

Homs Üniversitesi

Kürtçe

Suriye iç savaşı

Türkiye

Hikâyeyi beğendiniz mi?

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

Nerede Yayımlandı?

🪘Mezopotamya'dan inci sesler, yıkıntıları eşeleyen Suzume

Yayın & Yazar

Duende

Her hafta sinema ve müzik evreninden söyleşiler, incelemeler, öneriler, podcast’ler ve keşif notları e-posta kutunda.

Koray Soylu

Editor @ Aposto

;