aposto-logo
TR
TREN

Neler Oluyor Dünya'da?

Doğanın uyarıları şiddetleniyor.

Ekim - BMW - Dünyahali
BMW i ile birlikte

Dünyahali, Yuvam Dünya ve Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Araştırma Merkezi iş birliğinde, BMWi’nin desteğiyle yayınlanmaktadır. BMWi sürdürülebilir mobilite için kapsamlı çözümler sunar .

Daha fazlasını öğren

Dünyahali

Dünyahali

Dünyahali bültenine hoşgeldiniz! Burada sadece iklim krizinden değil; havadan sudan da konuşuyoruz. Yuvamız dünyamızdan bahsediyoruz. O zaman, haydi başlıyoruz!

Atlantik, Pasifik ve Hint Okyanuslarındaki dev fırtınaları adlandırmak uzun süredir alışık olduğumuz bir gelenektir. Hatta çok fazla zarar veren fırtına isimleri emekliye ayrılıp bir daha kullanılmaz, Katrina veya Sandy gibi. Son senelerde böylesi fırtınalar Avrupa’yı da etkilemeye başladığı için öncelikle haber kaynakları bu fırtınalara isim verilmesini istediler. İşte isim konulan bu fırtınalardan bir tanesi, Daniel, çoğumuz için ciddi sorunlara neden oldu.

2012’de ABD’nin Doğu kıyılarını ve özellikle de New York şehrini ve çevresini etkileyen Sandy Kasırgası yaklaşık 70 milyar dolar maddi hasara yol açtı. Ama belki de daha önemlisi, bu kasırganın büyüklüğü yaklaşık 1600 kilometreye ulaştı. Yani, 1600 km çapında bir daire düşünün, bu dairenin uçlarından içeriye doğru gittikçe hem yağış, hem de rüzgarın hızı artsın. İşte öyle bir felaketti Sandy. Bunu anlatmamın nedeni, bu tür fırtınaların ne kadar geniş bir alanda etki yaratabileceğini gözünüzde canlandırabilmek.

Daniel elbette Sandy kadar dev bir fırtına değildi, ama Sandy’den farklı olarak Akdeniz’in ortasında, birkaç gün dönüp durdu. Bu dönüşü sırasında Yunanistan’da aşırı yağışlara ve buna bağlı sellere yol açtı. Bizde Çanakkale, İkitelli ve Kırklareli’de görülen aşırı yağışlar da bu Daniel fırtınasının etkileriydi. Daniel’in bu duraklama sonrasında ne yöne doğru hareket edeceği hepimiz açısından merak konusuydu, çünkü doğuya doğru ilerleyecek olsa bizim güney sahillerimiz açısından ciddi bir tehdit oluşturması söz konusuydu. Ancak modeller günler önceden Daniel’in doğu veya kuzeydoğu değil güneydoğu yönünde ilerleyeceğini gösterdi. Bizler rahat nefes aldık ama bu fırtına hızla Libya’nın Bingazi bölgesine doğru yöneldi. Altyapısı nispeten sağlam, yönetimi de düzgün işleyen Yunanistan’da bile ciddi hasara yol açan bu fırtına Libya’yı vurduğunda oluşturduğu hasarın boyutu bölgemizde ancak büyük depremlerde görülebilecek seviyedeydi. Hatta bu fırtınadan birkaç gün önce Fas’ta meydana gelen 6,8 büyüklükteki deprem bile bu fırtınanın yarattığından daha az can kaybına neden oldu. 

Peki neden?

İklim krizinden bahsederken sürekli tekrarladığımız şey, bu sorunun aşırı hava olaylarının şiddetini ve sıklığını artırdığı ve görüldükleri alanları genişlettiğidir. Libya veya Suudi Arabistan ve sel birlikte duymaya alışkın olmadığımız kelimelerdir. Bunun sonucu olarak da o bölgeler aşırı yağışa karşı dirençli bir altyapıya sahip değillerdir. Bu nedenle de Yunanistan’da sel felaketine yol açan bu yağışlar Libya’da sel felaketinin çok ötesinde büyük can kaybına neden oldu. Bunun nedenleri ise sadece altyapının yetersiz olmasının çok ötesinde. Elbette bu kadar yağış alacağı düşünülmeden yapılan bir barajın çökmesiyle Derna şehri sular altında kaldı ve önemli can kaybı yaşandı. Ama yıkılan bu barajla şehrin arası 12 kilometre. Bu kadar yağış geleceği günler önceden biliniyor. Bu kadar yağış geldiğinde o barajın dayanmayacağını öngörebilmek hiç de zor değil çünkü son 70 yılda o baraj nedeniyle en az 5 kere su baskınları yaşanmış. Yani felaket sürpriz değil, göre göre gelmiş, o zaman neden kimse bir şey yapamamış?

Afet yönetimi bu açıdan çok önemli.

Ne zaman gelebileceği bilinmeyen depremleri bir kenara bıraktığımız zaman geleceği saatler ve bu durumda olduğu gibi günler önceden belli bir afeti durdurmak mümkün olmayabilir, ama can kaybını oldukça azaltmak mümkündür. Bu bağlamda yapılması gereken en önemli şey, kişileri mümkün olduğunca önceden durumun ciddiyeti konusunda haberdar etmek ve bulundukları yerden kaçmalarını sağlamaktır. 

Libya’da da, bizde de olan fazla sayıda can kaybına baktığımızda bunların gelişmiş haberleşme ağı ile azaltılabileceğini görüyoruz. Hadi diyelim Libya’da senelerdir süren bir iç karışıklık ve buna bağlı olarak çökmüş bir altyapı var, ama bizdeki özür ne? Şanlıurfa’da gündüz vakti yağan yağmurda 17 canı kaybetmemizin özrü ne? Ya da Bozkurt’ta? Ya da İkitelli’de. Hele İkitelli bize 2009 Eylül ayında bir de uyarı vermişti, “geliyorum” diyerek. 31 can kaybı vardı o gün. Peki, bu arada biz ne öğrendik? Hani altyapı zorluklarını kısmen kabul edebilirim, ama insanları uyaracak bir sistem kurabilmek için aradan geçen 14 senede ne yaptık? Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı afet uyarıları diyorsanız lütfen yorulmayın, MGM’nin elinde çok daha faydalı kaynaklar var, öncelikle de hepimizde bulunması gereken akıllı telefon uygulaması var. Ama telekom şirketlerinin elinde tüm telefonların o anda nerede bulunduğuna dair veri var. Bu iki sistemi birleştirerek “bulunduğunuz noktada önümüzdeki bir saat içinde sel baskını görülmesi ihtimali var” mesajı göndermek bu kadar zor olmamalı. Libya’da, Derna’da bu mesaj gönderilmiş olsa binlerce insan hala sağ olurdu.

Doğanın bize tüm yeryüzündeki uyarıları şiddetleniyor. 

Hemen, bugün, acilen, bu uyarılara kulak verip gerekli sistemleri kurmaya başlamamız gerekiyor. Yarın canlar gittiğinde çok geç olacak harekete geçmek için.  

Hikâyeyi paylaşmak için:

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

Dünyahali

Dünyahali

Dünyahali bültenine hoşgeldiniz! Burada sadece iklim krizinden değil; havadan sudan da konuşuyoruz. Yuvamız dünyamızdan bahsediyoruz. O zaman, haydi başlıyoruz!

İLGİLİ BAŞLIKLAR

fırtına

deprem

Katrina

Sandy

Avrupa

New York

Sandy Kasırgası

Akdeniz

Yunanistan

Çanakkale

İkitelli

Kırklareli

Libya

Bingazi

NEREDE YAYIMLANDI?

DünyahaliDünyahali

BÜLTEN SAYISI

114: Doğa Yürüyüşü

Doğal Felaketlerin Rolü, Atık Piller, İzmir Flamingo Festivali, İleri Dönüşüm

15 Eyl 2023

BMW i ile birlikte

YAZARLAR

Dünyahali

Dünyahali bültenine hoşgeldiniz! Burada sadece iklim krizinden değil; havadan sudan da konuşuyoruz. Yuvamız dünyamızdan bahsediyoruz. O zaman, haydi başlıyoruz!

İLGİLİ OKUMALAR

;