aposto-logoPazartesi, 5 Haziran 2023
aposto-logo
Pazartesi, Haziran 5, 2023
Aposto Üyelik

Özel sektörde döngüsel sistemler

Şirketler dönüşüm sürecini nasıl kurgulamalı?

Sistemlerin bütünsel olarak dönüşümünü gerektiren döngüsel ekonomiye geçiş süreci, her bir sistemin ayrı ayrı ele alınmasıyla potansiyelini en üst seviyeye taşıyabilir. Mikrodan makroya doğru uzanan bir yol haritasına sahip olan bu dönüşüm süreci, tüm sistemlerin eş zamanlı dönüşümünü önceliklendirir. Devletler, yerel yönetimler, iş dünyası, STK’lar, akademi ve bireylerin hem birlikte hem de kendi karakteristik özelliklerine göre ayrı ayrı dönüşümü ile küresel bir döngüsel sistem yaratılabilir.

Toplumsal ve ekonomik yapıları oluşturan tüm paydaşların kendi dönüşüm süreçlerini yürütmesi için öncelikle yine tüm paydaşlar tarafından kabul gören, ortak bir amaç belirlenmelidir. Ulaşılması planlanan hedef kapsamında görev ve sorumlulukların belirlenmesi ve paydaşlar tarafından benimsenmesi ise sürecin verimli bir şekilde yürütülmesi açısından önemli.

Sürdürülebilirlik çalışmalarında gördüğümüzün aksine, döngüsel ekonomiye geçiş süreci iş dünyası için çok daha karmaşık bir yapıya sahip. Bunun en temel sebebi ise sürdürülebilirlik çalışmalarının iş dünyası tarafından mevcut iş modellerinin iyileştirilmesi olarak algılanması. Bu algı döngüsel ekonomin bütünsel bir dönüşüm gereksinimi ile çeliştiği için de döngüsel ekonominin yanlış anlamlandırılması, yenilikçi atık yönetimi olarak görülmesi veya sadece geri dönüşüm ile bağdaştırılmasına neden oluyor.

Bu haftaki yazımızda özellikle çevresel ve sosyal etkileri dolayısıyla görece çok daha önemli sorumluluklara sahip olan, üretim yapan şirketlerin döngüsel ekonomiye geçiş için sistemsel dönüşümü nasıl yürütmeleri gerektiğini tartışmaya açıyoruz. Tartışmamıza “Applicability and Limitations of Change Management for Circular Economy in Manufacturing Companies makalesi eşlik ediyor.

Şirketlerin dönüşümü

Giriş bölümünde de yer verdiğimiz gibi döngüsel ekonomiye geçiş süreci toplumsal ve ekonomik yapıları oluşturan tüm paydaşlar için farklı yol haritalarına ve süreçlere sahip. Yazımıza eşlik edecek olan makalede ise şirketlerin dönüşüm süreçleri üç ana fazda ele alınıyor.

1- Harekete geçme

Döngüsel ekonomi yalnızca üretim süreçleri, kaynakların kullanımı veya atıkların yönetimi ile ulaşılabilecek bir konsept değildir. Döngüsel ekonomi uzun yıllardır tüm iş yapışımızı veya düşünme şeklimizi şekillendiren lineer ekonomiye benzer olarak bir düşünce şekli olarak değerlendirilmelidir. Bu da bireylerden başlayacak şekilde kültürel bir dönüşüm gerektirir.

Şirketlerin çalışanlar başta olmak üzere değer zinciri boyunca etki ettikleri tüm paydaşlar üzerinde bilinç artırma sorumlulukları bulunur. Bunu takiben şirket için açık ve net bir döngüsel ekonomi tanımı yapılması, şirket için sağlayacağı faydaların belirlenmesi ve farklı senaryo çalışmaları ile olası risklerin tespit edilmesi ilk adım olarak karşımıza çıkıyor.

Harekete geçme adımında dikkat edilmesi gereken bir diğer konu ise şirket genelinde geçiş sürecinin benimsenmesi amacıyla üst yönetimden başlamak üzere tüm birimlerin sorumluluklarının benimsenmesidir. Üst yönetimin takip edeceği net hedefler, farklı birimlerin bütünsel bir dönüşüm için üstlerine düşen sorumlulukları yerine getirmelerini sağlayacak alt hedefler, iş modelinin de dönüşümünün sağlanması için şirket içi ve şirket dışı farklı iş birliklerinin temellerinin atılması ve şirket içerisinde dönüşüm sürecinin takibinden sorumlu yetkililerin belirlenmesi kritik öneme sahip.

2- İçselleştirme

Sürdürülebilirlik çalışmalarında olduğu gibi döngüsel ekonomiye geçiş süreci de şirketlerin mevcut vizyon ve stratejilerini güncellemelerini gerektiriyor. Şirketin döngüsel ekonomiye geçiş sürecini uzun soluklu bir yol haritası olarak ortaya çıkartmak için faaliyet gösterilen sektör dinamikleri de göz önünde bulundurularak yeni bir strateji benimsenmesi gerekiyor. Belirlenecek strateji kapsamında dönüşümün bütünselliği ön planda olsa da değişimin tek bir ürünle başlaması, pilot çalışmalarla kapsamının genişletilmesi ve süreç içerisinde öğrenilen yeni bilgiler ışığında tüm ürün portföyünün dönüşümünün sağlanması, döngüsel ekonomiye geçişin sağlam temellere oturtulmasına olanak tanıyacaktır. Stratejinin belirlenmesi sürecinde gelecek yıllarda toplumların ve ekonomik yapıların nasıl görüneceğine dair farklı senaryolar üzerinden çalışmalar yürütülmesi ve döngüsel iş modellerinin faaliyet gösterilen bölgelerde nasıl bir karşılığı olacağının da önceden değerlendirilmesi kritik önem taşıyor.

Döngüsel ekonomiye geçiş sürecinin ve bu doğrultuda hazırlanacak olan yeni stratejinin kurum kültürü hâline gelmesi için öncelikle lineer ekonomi yaklaşımı ile belirlenmiş olan tüm süreçlerin güncellenmesi gerekiyor. Burada yalnızca iş modeli dönüşümü değil, döngüsel ekonomi konseptinin tüm çalışanlar tarafından benimsendiği, her bir iş sürecinin döngüsel ekonomi ve şirketin stratejisine paralel olarak yürütülmesi için “Harekete Geçme” adımında olduğu gibi tüm paydaşların sürece dahil edilmesi gerekiyor. Çalışanların, üst yönetimin, tedarikçilerin ve diğer tüm paydaşların şirketin belirlemiş olduğu döngüsel ekonomiye geçiş stratejisini içselleştirmesi için kurum içi ve kurum dışı iletişimin özenle yapılması, her bir paydaşın şirketin dönüşüm sürecine sunduğu katkının ön plana çıkartılması ve her paydaşın kendi etkisini ve dolayısıyla sorumluluğunu anlaması geçiş sürecinin tabana yayılması açısından da fazlasıyla önemli.

3- Uygulama

Belirlenen stratejinin ve dolayısıyla yol haritasında yer alan aksiyon planlarının hayata geçirilmesi için öncelikle dönüşümün önündeki engellerin kaldırılması gerekiyor. Bunların ilki, normal şartlarda fazlasıyla kullanışlı bir problem çözme tekniği olan indirgeme (reductionism) yönteminin döngüsel ekonomiye geçiş gibi kompleks süreçlerde işe yaramadığının anlaşılması.

Döngüsel ekonomiye geçişin mevcut süreçlerde iyileştirmeler yapmak olmadığı, aksine tamamen yeni bir sistemin ve iş modelinin kurgulandığının anlaşılması ortadan kaldırılması gereken bir diğer engel. Farkındalık artırarak bu bakış açısının değişmesine katkı sunulsa bile uzun yıllardır tüm yaşama ve düşünme şeklimizin temelini oluşturan lineer düşünce yapısından tamamen çıkılması, stratejinin ve aksiyonların hayata geçirilmesi açısından fazlasıyla önemli.

Bir diğer tarafta dönüşüm sürecine liderlik edecek ilgili çalışanların aksiyonların hayata geçirilmesi sürecinde sorumluluklarının artırılması, ilgili birimler ve üst yönetim ile verimli ve düzenli iletişimi sağlaması sürecin takibi açısından da kritik öneme sahip.

Son olarak da hayata geçirilen aksiyon planlarına paralel olacak şekilde tüm sürecin şeffaf bir şekilde izlenmesi ve paydaşlarla paylaşılması, döngüsel bir sistem ve iş modeline geçiş süreci için öne çıkıyor. Paylaşılan bilgilerin yalnızca iş modeli odaklı bilgilerle sınırlı kalmaması burada dikkat edilmesi gereken nokta olarak karşımıza çıkıyor. Yalnızca döngüsel iş modelleri doğrultusunda tedarik edilen kaynaklar, yeni iş modelleri ile elde edilen gelir vb. metriklere ek olarak yeni girilen pazarlar, yeni kazanılan müşteriler, döngüsel iş modelleri ile ortaya çıkan yeni değer önerileri ile yaratılan etki vb. metriklerin de şeffaf bir şekilde paylaşılması, sürecin takibi ve her an müdahaleye açık olmasını sağlama açısından önemlidir.

Toparlamak gerekirse, şirketlerin döngüsel ekonomiye geçiş sürecinde mevcut problemleri iyileştirmeyle vakit kaybetmemesi, değişimi tüm değer zincirini yani içinde bulunulan tüm sistemi kapsayacak şekilde tasarlaması gerekiyor. Faaliyet gösterilen sektörlerin kendi dinamiklerine göre belirlenecek yol haritaları her şirket için belirli bir dönüşüm yol haritası hazırlanmasına olanak tanıyor. Ancak her şirketin kendi iş modeline göre bu yol haritalarını derinleştirmesi ve özelleştirmesi de gerekiyor.

Sistemsel dönüşüm, döngüsel ekonomiye geçiş sürecinde yalnızca şirketlerin değil, toplumsal ve ekonomik yapıları oluşturan tüm paydaşların benimsemesi ve hayata geçirmesi gereken bir süreç. Sistem içinde düşünme, bugünün ve geleceğin en önemli yetkinlikleri arasında gösteriliyor. Bu da belirli konu başlıkları özelinde değil, bütüncül bir yaklaşımla dönüşümün yürütülmesinin ne denli önemli olduğunu gösteriyor.

Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.

İlgili Başlıklar

Sürdürülebilirlik

sürdürülebilirlik

Döngüsel ekonomi

Hikâyeyi beğendiniz mi?

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

Nerede Yayımlandı?

Özel sektörde döngüsel sistemler

Yayın & Yazar

Döngüsel Ekonomi

Döngüsel Ekonomi Hakkında Her Şey!

;