Plastik Kirliliğiyle Mücadeleye Kimler Hazır?

Yazan: Olga Speranskaya ve Alexandra Caterbow
MÜNİH/OTTAVA - Kasım ayı sonunda Plastik Kirliliğine ilişkin Hükümetlerarası Müzakere Komitesi ilk kez toplandı. INC (Intergovernmental Negotiating Committee), Birleşmiş Milletler Çevre Meclisi tarafından sınırları iyi çizilmiş bir misyonla kuruldu: Plastik kirliliği konusunda yasal olarak bağlayıcı ilk küresel anlaşmayı oluşturmak. Delegelerin ve gözlemcilerin nihayet bu tartışmayı yapmak üzere bir araya gelmiş olmaları memnuniyet verici. Ancak toplantı sonuçları, sorunun ölçeğini veya kapsamını ele almanın sadece başlangıcı.
Plastik kirliliği insan sağlığını tehdit ediyor ve çevreyi tehlikeye atıyor. Ve plastik, kaynakların çıkarılmasından tasfiye edilmesine kadar olan süreçte, sonra da devam eden tüm yaşam döngüsü boyunca zarara neden oluyor.
Ancak sorun sadece plastiğin kendisi değil. Plastik, dörtte birinden fazlası insanlar ve vahşi yaşam için zehirli olan 10.000'den fazla kimyasal madde içeriyor. Şirketlerin hangi plastik malzeme ve ürünlerde hangi kimyasalların bulunduğunu tam olarak açıklamalarını gerektiren küresel bir zorunluluk olmadığından, hayatımızdaki plastik hakkında bildiklerimiz, bireysel üreticilerin ve ulusal yasama organlarının kafalarına estiği şekilde belirleniyor. Sonuç olarak, sorunun tüm boyutlarından bihaberiz. Mesleki tehlikelerle karşı karşıya olan işçilerden çocukları için sağlıklı seçimler yapmaya çalışan ebeveynlere kadar hiç kimse sahip olabilecekleri ve sahip olmaları gereken tüm bilgilere sahip değil.
Plastik herkesi eşit derecede etkilemiyor. Düşük gelirli aileler, yerli topluluklar ve beyaz olmayan insanlar gibi korunmasız gruplar özellikle risk altında. Örneğin, korunmasız ve dezavantajlı kişilerin petrokimya üretim tesislerinin ve rafinerilerin yakınında yaşama veya çalışma olasılığı daha yüksek ve bu durum onları plastik ürünlerin üretiminde kullanılan zehirli kimyasallardan kaynaklanan hava, su ve toprak kirliliğine maruz bırakıyor.
Bu eşitsizlik hem ülkeler içinde hem de ülkeler arasında görülüyor. Plastik ürünler genellikle gelişmekte olan ülkelerde üretiliyor, gelişmiş ülkelere taşınıyor ve daha sonra atık olarak gelişmekte olan ülkelere geri gönderiliyor. Üstelik kirliliğe yol açan ve toplumları tehlikeye atan sadece plastiklerin yaşam döngüsünün son aşaması da değil. Plastik üretiminin kendisi tehlike oluşturuyor.
İşçilerin plastikten yapılmış sentetik liflerden giysiler ürettiği tekstil sektörünü düşünün. İşçiler, okyanus ötesindeki insanlar için etek ve gömlek parçaları birleştirirken kullandıkları kimyasalların zehirliliğinden büyük ölçüde habersizler. İşlerini yaparken karşılaştıkları tehlikeleri anlamak için ihtiyaç duydukları bütün bilgiye sahip değiller. Gelişmekte olan ülkelerde tekstil sektöründe kadınların egemen olduğu göz önüne alındığında, bunun cinsiyete dayalı bir unsur olduğu da açık.
Ancak insanlar plastik kirliliğinden adaletsiz ve dengesiz bir şekilde etkilenirken, aslında bakarsanız hiç kimse risklerden kurtulmuş değil. Plastik kirliliği sınırlara saygı göstermiyor. Dünyanın her yerinde kadınlar, içinde doğrudan risk barındıran kimyasallar olan plastikler içeren menstrüel ürünler kullanıyor. Zengin ülkeler de dahil olmak üzere dünyanın her yerinde çocuklar, bilinmeyen kimyasallar içeren ucuz plastik oyuncaklarla oynuyor.
İlk INC'nin karşı karşıya olduğu yüksek riskli zorluklar göz önüne alındığında, delegelerin usule ilişkin kuralları kabul etmeyi bile başaramamış olması hayal kırıklığına uğratıyor. Onlar bunu başarana kadar daha kapsamlı müzakereler ertelenecek.
Bazı küçük şeyler başarıldı. Gözlemcilerin varlığı; delegelerin plastik, kimyasallar ve sağlık arasındaki bağlantıyı daha iyi anlamalarına yardımcı olabilecekleri koridor konuşmalarına izin verdi. Bu durum, bazı delegelerin plastiklerdeki kimyasallar konusundaki şeffaflık ihtiyacını vurgulayan ifadelerine de yansıdı.
Bu da bir şey. Yine de yeterli değil.
Mayıs 2023'te delegelerin bir şansı daha olacak. Dünyanın dört bir yanından hükümet temsilcileri INC'nin ikinci toplantısı için Paris'te bir araya gelecek. Misyonları bir kez daha plastik kirliliği konusunda yasal olarak bağlayıcı bir anlaşma için çalışmak olacak.
Delegeler kasım ayındakiyle aynı temeli tekrar oluşturamaz. Delegelerin, hükümetlerinin plastik üretimini azaltma konusundaki kararlılıklarını göstermeleri gerekecek. Birlikte, tüm plastik yaşam döngüsünü ve bunun toplumlar, insanlar ve çevre için oluşturduğu tehlikeleri göz önünde bulundurmaları gerekecek.
Belki de en önemlisi, bu toplantıların amacının küresel, yasal olarak bağlayıcı bir araç oluşturmak olduğunu hatırlamaları gerekecek. Omuz silkip iç geçirmek ve ülkelerin sadece isteğe bağlı yönergeleri izlemelerine izin vererek işlerin her zamanki gibi devam etmesini kabullenmek değil.
Gelecek yıl Paris'te plastik kirliliğine ilişkin müzakerelerin hem daha verimli hem de daha iddialı olması gerekiyor. Delegeler sanki dünyayı kurtarıyormuş gibi davranmalı. Bunu doğru yaparlarsa, kurtaracaklar.
Olga Speranskaya, Sağlık ve Çevre Adalet Desteği Eş Direktörü.
Alexandra Caterbow, Sağlık ve Çevre Adalet Desteği Eş Direktörü.
Telif hakkı: Project Syndicate, 2022.
Not: Bu makalede yer alan tüm görüşler yazarlara ait olup, Aposto'nun editoryal bakış açısını yansıtmamaktadır.
İlgili Başlıklar
plastik
Olga Speranskaya
Alexandra Caterbo
OTTAVA
Plastik
Birleşmiş Milletler
Plastik kirliliği
Hikâyeyi beğendiniz mi?
Kaydet
Okuma listesine ekle
Paylaş