aposto-logo
TR
TREN

🧯 Röportaj: Seda Erciyes'in kuir feminist yaz marşı

Yabani, 5 Mayıs'ta çıkıyor.

Röportaj: Alara Demirel

🙇‍♀️ Alara: Yeni teklin Yabani de Belly Dancer gibi kuir feminist bir marş olarak da tanımlanabilir diye düşünüyorum. Öyle mi? Onu aynı zamanda bir yaz marşı hâline getiren şey ne?

🎙 Seda Erciyes: Kesinlikle öyle. Özellikle siyah kuir kadınların öncülüğünü yaptığı beden olumlama akımının çok fazla yararını gördüm kendi kişisel gelişimimde. Bundan yola çıkarak ben de öz güven arttırıcı, eğlenceli, Türkçe bir “in-your-face” şarkısı yazmak istedim. 

Yabani’yi, “Bunu yazın üzerimde ince bir elbiseyle arkadaşlarımla dışarı çıkarken arabada nasıl dinleriz ama!” heyecanıyla dinledim. Diğer bir resmettiğimiz an da “Seçimi kazanmışız, hava çok güzel, güneşler doğmuş, bugüne kadar o bizi bastıran, hayatımıza karışan herkese 'Yallah!' diyoruz”du.

Yabani'nin kapağı


🙇‍♀️ Alara: Kadının özgürleşme süreci ve dönüşülen her sonuç ya “yabani” ya da “histerik” olarak betimleniyor. Sen de Yabani’yle “kendine özgü”lüklerine sahip çıkmayı önceliklendirip atfedilen etiketleri umursamamaktan bahsediyorsun.  Kadınlık atfedilen bir vücutla yaşayan herhangi birine bunu sormak komik duyulsa da merak ediyorum: Öz güvene değinmeyi neden önceliklendirdin ve “güçlendirici” etkisi olmasını istemen nasıl ihtiyaçlar üzerine ortaya çıktı?

🎙 Seda: Ortaokul ve liseyi okuduğum dönemde, onaya en ihtiyacımız olduğu zamanlarda, farklı güzellik algılarının günümüzdeki kadar temsilini göremezdik. O zamanlardaki algılara pek uymazdım, bu yüzden toplum tarafından yabanileştirilmem veya yabancılaştırılmam aslında bu yaşlarda başladı. 

İlk olarak bir kalıba uymadığım için etiketlendim. Daha sonraları kendimi geliştirdikçe fikirlerimi oturttukça ve toplumda yetişkin bir birey olarak yer almaya başladıkça bedenim üzerinde ne kadar söz sahibi olduğumu, bedenimle olan ilişkimi, toplumun nelere tahammülünün olduğunu, kadın bedeni üzerinden yürütülen politikaları sorgulamaya ve anlamaya başladım.

Fotoğraf: Oastabis


Güzelliğimizin aslında biricik olmaktan; kendime özgünlüklerime ve duruşuma sahip çıkmaktan; fikirlerimden; "Yapamazsın!"lara inat öz güvenimin üzerine çalışmaktan geldiğini anladım. Dış görüşünüşüm hakkında tatmin ve mutlu etmem gereken tek kişi bendim.  

Daha sonra bu özgürleşme yolculuğu üzerinden yargılandım. Sahnede giydiğimiz kıyafetlerden yargıladılar, kapıları kapadılar. Fırsat eşitsizliğine, eril, baskıcı, gerici dile sesimi çıkardım. Sözümüzü sakınmadığımız ve ipleri elinize aldığımız için etiketlediler. Gün sonunda ne yaparsak yapalım "yabani," "asi," "itici," "histerik," "soğuk," veya "kevaşe" olduk. Sizi böyle etiketleyen kişilerin aslında bunu çaresizliklerinden ve kendi yaşadıkları zorluklardan yaptığını görürsünüz. O yüzden dik duruşumuzu ne kadar korursak o kadar güçlü oluruz. Bu şarkıyı tüm kız kardeşlerime ve yalnız hisseden genç kızlığıma yazdım.

Fotoğraf: Damla Es


🙇‍♀️ Alara: Yabani’nin klibinin eril bakış (male gaze) eleştirisi olduğunu da tahmin ediyorum—“thick fobi”yi önceliklendirdiniz mi ve bu noktada afterwork ekibiyle nasıl ayrıntılara dikkat ettiniz?

🎙 SedaŞarkılarımı görselleştirirken tek amacım temsiliyet. Sosyal medyada her ne kadar farklı güzelliklerin kabul edildiğini düşünseniz de gerçek hayatta tüm ön yargılar ve fobiler devam ediyor. Bu yüzden sadece bir akımın mezesi olmadığımızı, kalıcı bir yerimizin olduğunu beyinlere kazımak için temsil etmekten vazgeçmemeliyiz. Bazen sadece saatlerce konuşmak ve anlaşılmayı beklemek yerine, kimseye aldırmadan var olmak lazım. Önceliklendirdiğimiz en önemli şey, kendi kıyafetlerimle şarkımı söylerken tüm fobiklere ve baskıcılara rağmen iyi hissetmenin elimde olduğunu göstermek, "Burası benim oyun saham ve ve güvenli alanım," demekti.

Tanrıça çemberi
afterwork


🙇‍♀️ AlaraBelki üçüncü soruyla cevabı aynı olacak ama eklenecek bir şey varsa sormak istiyorum:“Terk edilmiş bir şehirde dans edebilme özgürlüğü gibi kendini her şeye rağmen sevmek ve bu cesareti göstermek” istiyorsun Yabani’nin 5 Mayıs'ta yayınlanacak klibinde. Bunu nelerle yansıtmaya çalıştın?

🎙 SedaKlipte bir zamanlar 9-6 çalıştığım binaların terasında gururla dans ettim. Bu aşırı tatlı bir “full-circle” anı. Tam zamanlı başka bir işte çalıştığım ve müzik kariyerimin akmadığı dönemde terk edilmiş ve ümitsiz hissediyordum. Böyle zamanlarda kendini sevmek o kadar zordur ki. Asıl bu zamanlarda insan kendi sırtını sıvazlamak zorundadır. 

Şehrin terk edilmişliğinde dans etme hissi gibi yanında kimse yokken, hype yokken, düşüşlerinde de insan kendine şefkat ve sevgi göstermeli, kendini harekete geçirmeli. O zaman devam etmek yürek ister. Eğer en düşük hissettiğiniz zamanlarınızda devam edebildiyseniz, sizi kimse kolay kolay yıkamaz. İçimde bunlarla dans ettim, salladım. 

Seda'nın hazırladığı We’re Here listesi


🙇‍♀️ Alara: Belly Dancer’ın çıkışından hemen önce “utanmadan üretmeye, var olmaya, sahnede istediğimiz gibi giyinmeye devam edeceğiz,” yazmıştın. Yabani’de de buna devam edeceğin açık; temsilden ilham alan biri olarak da teşekkür ediyorum. Bunu kostüm seçimlerin ve sahnedeki eylemlerle nasıl yansıtmayı planlıyorsun?

🎙 Seda: Konserlerimde bunu uzun zamandır yapıyorum aslında. İlk günden beri gerek çalıştığım tasarımcılarla gerek de kendi seçimlerimde korkusuzca feminenliği ve seksapeli sahneye taşıyorum. Tarihte bizden önce cesur seçimleriyle bizlere bu alanı açan müzisyenlerimizi ve performans sanatçılarımızı izliyorum ve onlardan ilham almaya devam ediyorum. Ayrıca her konserimde mutlaka We’re Here listesinden en az bir kadın sanatçıya yer veriyorum ve birlikte büyüyoruz. Görünürlük, fırsat eşitliği benim için çok önemli. Utanmadan var olmaya ve bunu kendi imkanlarımızla sağlamaya devam ediyoruz.

Hikâyeyi paylaşmak için:

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

İLGİLİ BAŞLIKLAR

ir

Alara Demirel

Belly Dancer

YAZARLAR

Fanon

Fanzin kültürünü dijitale taşıyan Fanon, popüler kültürle ilişkili konuları her hafta çarşamba günü 18.00’de ele alıyor.

İLGİLİ OKUMALAR

;