Üçlü masa: Çay, Çerez, Atıştırma

Berkok’dan bizlere seçim atıştırmalıkları

20'lik

20'lik

20’lik, kafada oluşan saçma soruların, açılmayı bekleyen ve bazen suratımıza çarpılan kapıların, gündem ile üzerimize çökebilecek fenalığın paylaşıldığı bir bülten.

Seçim akşamları memleketimde bayramdan hâllice gecelerdir. Bayramların kutlama ve kavuşma kısımlarından ziyade pek iyi anlaşılamayan hısımla, akrabayla gerginlik yaşama, ailece evden çıkma, ajandada mecburi ziyaret sonrası ani bir boşluk ve karşılaşılan kişilerle illa hâl hatır ve havadan sudan konuşmaları benzerliğin esasını oluştursa da, bir başka tarafı da bence benzerlik gösterir, o da asıl olayın etrafında bir sofra kültürü olması.

Hoş, sofra denemez belki. Hızlı rotasyonda demlikler, ekran başında serpilmiş atıştırmalıklar ve içkilerden oluşan bir "stress-eating" şöleni. İnsan açlığını unutur ama yüreği ağzına da gelse ağzı boş kalmış hisseder. Eli bir şeyle uğraşsın ister. Çerezsiz kalmak istemez. Şahsen seçim akşamında dostlarını ekran karşısında ağarlayacak biri olsam, çay, çerez ve atıştırmalıklardan oluşan bir komboyla duygusal ihtiyaçları gidermeye yönelirim. Karanlık saatlerde sandık koruma görevinden kendini azat etmişler için ise bira biriktiririm. Ne kadar insan önündeki dört yıla başkalarının boyunduruğu altında girme ihtimaline karşı kanında alkolle hazır olmakta zorlansa da.

Çay: seçimin içkisi

Seküler kesim ile mutaassıp kesimin milli içki konusunu rakı-ayran tartışması üzerinden yine bölünmeye sebep veren yaklaşımı, pek çok suni gündemler gibi meselenin özünü kaçırmaya sebep veriyor. Bu ülkenin milli içkisi çaydır. Politikacıların söylemlerinde kullandığı değil, kendi vakitlerinde içtikleri içecek çay. En garibandan en zenginine herkesin ince bel bardakta tavşan kanı tercih ettiği çay. Kemal Kılıçdaroğlu'nun muhalefeti birleştirmesi gibi tüm vatanı tek çatı altında birleştiren çay. Aynı zamanda kişi başı tüketimin dünyada en yüksek olduğu ülkemizde çay.

Çayın en yakıştığı zaman iki rakı arası değil, sabah menemen yanı değil. Çay bir seçim gecesi içkisi. Çay markalarımın seçim gecesi programlarını baştan aşağıya banner ve reklam doldurmaması akıl alır gibi değil. Hakiki siyaset sommelier'leri mitinglere de, televizyon programlarına da, seçim kampanyalarına da çayı eşler. Çayın sıcak ve buruk yapısı, sıcak bir gündemin buruk haberlerine yüzde yüz uyum sağlar. Türkiyeliler yapı olarak çayı özümsemiş, insanlık tarihindeki en hızlı anatomik evrimleşmeyi bu içecek için geçirmişlerdir. İnsan başka milletlerle haşır neşir olunca kendine sormadan edemiyor: biz bu kadar koyu çayı içip kafeininden nasıl etkilenmiyoruz? Çaydaki kafein benim aziz milletimin aşırı gündem dolu siyasi kaos odalarında ritmini eğittiği kalbine vız gelir. 10 bardak çay içmenin kardiyovasküler etkisi bir salı sabahı yolsuzluk haberine uyanmaya eşdeğer. Yani alışılagelmişin ta kendisi. Bu yüce vatana kalp çarpıntısı veren tek şey ne yazık ki doların yükselişi ve RTÜK'ün favori dizilerini durdurma kararıdır.

Bu yazıyı okuyan herkesin favori çayı ve şaşmadığı bir demleme tekniği illa ki vardır. Yine de, "keşif gayri ihtiyari paylaşımdan gelir" diyerek, müsaade varsa benim çaya kimi zaman yapmayı sevdiğim dokunuşlardan ikisini seçim gecesi vesilesiyle paylaşmak isterim. Birincisi deme karanfil atmak. Üç dört adet karanfilin rahiyası hoşluk verse de, asıl amacı başka. Annemin beni gaslight'larcasına yıllarca karanfilin zindelik ve enerji verdiğini söyleyerek çayıma gizlice karanfil katmasından dolayı artık bu tattan şaşamıyorum.

İkincisi ise bol yapraklı bir nane sapını demlikte bırakmak. Çok konuşulacak bir gecede ağzı da mideyi de ferah tutmak aynı haneyi paylaşacak seçimdaşlarımıza bir saygı ibaresi ve benliğimize bir self love cemresi düşürmenin ta kendisi. Biraz Arap ülkelerinden esinlenen bu davranışla aynı zamanda mülteci politikalarına dair bir duruş sergilemek de mümkün.

Çekirdek: milletin afyonu

Karl Marx çekirdek çitlese, din milletlerin afyonudur derken Türkiye'yi istisna tutardı. Çekirdek, çocukken sabah İstiklal Marşı sırasında üşümüş, Hababam Sınıfı melodisini duyup kendini teneffüse atıp ısınmış tüm bireylerin ağzında dert unutturan, zamanın akışını hızlandıran bir sihirdir.

Ben ne kadar tuza düşkünlüğümle alay konusu olsam da, çekirdeğin potansiyelinin üstüne sıkılmış tuzun ötesinde olduğuna inanırım. Tavsiyem, varsa bir fısfıs ile tepsiye serilmiş çekirdeklere biraz yağ fışkırtıp bol keseden baharatla üzerlerine lezzet serpmek. Daha sonra fırında yakmamaya özen göstererek 15-20 dakika ısıtıp, biraz ılınmaya bıraktıktan sonra çitlemek. Ben Çerkez baharatı jipjijuğ ile bunu yapmaktan büyük zevk alıyorum. Ama imkânı olmayanlar için zahter, ras el-hanout veya toz biber ve kimyon gibi kombolar da önerebilirim.

Banmalık şeyler: Moro mezesi

Gelelim gecenin ilerleyen saatlerine. Sandıklar yüzde 80'lere dayanmış, ama bir yavaşlama var. Kalplerde hafif bir korku: "neden yavaşladı, bir şeyler mi dönüyor?" ama kimseye çaktırılmamaya çalışılan bir endişe. Milleti galeyana getirmeye gerek yok. Karınlar da gurulduyor. Çekirdeğin dişi doldurduğu ama mideyi boşalttığı zamanlara gelinmiş. Hem dikkati üstüne çekecek hem karın doyuracak hem de seçim konuşmasına ufak es verdirecek bir olay lazım. Bu zamanlar için ideal olan ekmek veya kraker batırılabilecek lezzetli mezemsiler sunmak.

Son zamanlarda kolaylığı ve lezzetiyle beni benden alan bir meze Londralı Moro restoranının Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika ilhamlı bir tarifi. Labne üstü domatesli kabak. Önceden hazırlaması pek kolay. Yağda ince ince kesilmiş bir diş sarımsak çıtır olana kadar usulca kızartılır. Aynı yağa ince doğranmış bol aromalı çeri domatesler, taze kekik ve az kimyon atılır. Suyu çekilip kıvamlaşana kadar kavrulur. Ardından ince dilimlenmiş yaz kabağı biraz da tuzda bekleyip suyunu saldıktan sonra tencereye atılır, 5-6 dakika kavrulur. Domatesli kabağımız arzu edilince bir labne bazı üzerine dökülür. Labne Türkiye’de krem peynirden hâllice olduğu için alternatif olarak Tire çamuru veya iyi tuzlanmış yumuşak bir lor da iş görür. Yoksa market labnesi ile biraz süzme yoğurt karıştırmak da bir opsiyon.

Seçim gecesi tam teşekküllü bir ziyafet değil. İnsanın aklı zaten başka yerde. Ama bu feci derecede önemli akşamı, geleceklerini düşünen insanlar için biraz daha kolaylaştırmak da pek zor değil. Optimistler bir şişe köpüklü şarap alıp dolaba koyabilir. Tavsiyem saklamak olacaktır. Pesimistler kötü senaryoda daha da yükselecek gıda fiyatlarını düşünerek patates ve soğan erzaklyabilir. Realistler de sevdikleriyle beraber geleceklerini korumak için ellerinden geleni yapar. Unutmayalım ki bir oy bir oydan fazladır.

Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

20'lik

20'lik

20’lik, kafada oluşan saçma soruların, açılmayı bekleyen ve bazen suratımıza çarpılan kapıların, gündem ile üzerimize çökebilecek fenalığın paylaşıldığı bir bülten.

İLGİLİ BAŞLIKLAR

Seçim

çay

Kemal Kılıçdaroğlu

Çay

NEREDE YAYIMLANDI?

20'lik20'lik

HİKAYE

·

ÜYELERE ÖZEL

20'lik Seçim 'Survival' Kiti

Ne demiş NSYNC? Bye bye bye!

11 May 2023

YAZARLAR

Berkok Yüksel

A former child writing about food and London for Aposto.

20'lik

20’lik, kafada oluşan saçma soruların, açılmayı bekleyen ve bazen suratımıza çarpılan kapıların, gündem ile üzerimize çökebilecek fenalığın paylaşıldığı bir bülten.

İLGİLİ OKUMALAR

;